Dolar 32,3430
Euro 35,0087
Altın 2.324,00
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

217 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ ÖMÜR BOYU HAPSİ İSTENDİ

A+
A-

İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Okan Bato, 2015’te Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik, örgütün yönlendirmesi ve talimatları doğrultusunda, kamuoyunda casusluk davası olarak bilinen gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmasında, kasıtlı usulsüzlükler yapıldığı, zanlıların kamuoyunda itibarsızlaştırılarak devlet bürokrasisi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) tasfiyesini amaçladıkları iddiaları üzerine operasyon başlattı. Bu kapsamda yapılan iki ayrı operasyonda, İzmir eski Emniyet Müdürü Ali Bilkay, Kaçakçılık ve organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube Müdürü Mehmet Ali Şevik, mülkiye müfettişleri Ferda İleri ve Ahmet Kaya’nın da aralarında bulunduğu 28 kişi tutuklandı.

FETHULLAH GÜLEN 1 NUMARALI SANIK

Tutuklamalardan sonra hazırlanan iddianamede, Fethullah Gülen için 217 kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istedi. İzmir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 19 klasör ve 984 sayfadan oluşan iddianamede, Fethullah Gülen bir numaralı sanık oldu. Soruşturmada, 28’i tutuklu toplam 68 sanığa, ‘Silahlı terör örgütü kuruculuğu, yöneticiliği, üyeliği, örgüt faaliyetleri kapsamında devlet ve ülkenin bütünlüğünü bozmak, hukuka aykırı kişisel verileri kaydetmek, iftira, kamu görevlisinin resmi evrakta sahteciliği, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek ve yaymak, özel hayatın gizliliğini ihlal, suç delillerini yok etmek, gizlemek, değiştirmek ve suç uydurmak’ suçlamaları yöneltildi. İddianamenin hazırlanması süreci devam ettiği sırada yapılan itirazlar üzerine 8 sanığın tahliye edilmesiyle, tutuklu sayısı da 20’ye indi.

KENDİ OPERASYONLARIYLA AYNI SALONDA YARGILANIYORLAR

FETÖ/PDY üyesi oldukları ve örgütün yönlendirmesiyle faaliyet yürüttükleri ileri sürülen 20’si tutuklu, 68 sanık bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Ancak 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin duruşma salonunun yetersiz olmasından dolayı sanıkların yargılanmalarına, kendi yaptıkları gizli bilgi ve belge bulundurma soruşturmasının ardından açılan davanın görüldüğü sosyal tesislerde başlandı. Geniş güvenlik önlemleri alan polis, duruşmaya gelenlerin üzerini tek tek arayıp içeriye aldı. Davaya 2’si başka suçtan olmak üzere 22 tutuklu sanığın yanı sıra aralarında merkez valisi Mehmet Oduncu’nun da bulunduğu tutuksuz sanıkların bir kısmı katıldı. Tarafların avukatlarının yanı sıra müşteki durumundaki Narin Korkmaz, Coşkun Başbuğ da yine duruşmada hazır bulundu.

GÜLEN’İN AVUKATI İTİRAZ ETTİ

Duruşma, Mahkeme Başkanı Halil İbrahim Kibar’ın avukatların isteklerini almasıyla başladı. Bu sırada söz alan Fethullah Gülen’in avukatı Nurullah Albayrak, usul yönünden itirazda bulundu. Nurullah Albayrak, AİHM sözleşmesinin 6’ncı maddesi ile Anayasa’nın 37’nci maddesine göre, mahkemenin bu yargılamayı yapmasının yasaya aykırı olduğunu öne sürdü. Davanın başka bir mahkemeye gönderilmesi gerektiğini anlatan Albayrak, şöyle dedi;

“Mahkeme ihtisas mahkemesi olarak görev yapıyor gözüküyorsa da, aslında özellikle bu davaya bakmak için kurulan özel bir mahkemedir. Görülmekte olan davanın suç tarihi 2012’dir. Sizin mahkemeniz ise 2015 yılında kuruldu. İstanbul’da bu yetkiyle kurulan ve Hrant Dink’in davasına bakan mahkeme görevsizlik kararı verip, davayı başka mahkemeye gönderdi. CMK 5’inci maddesine göre bu davaya da görevsizlik kararı verilmelidir. Müvekkilim hakkında 217 kez ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. İstenen suçların hangisini işlemiştir? 30’a yakın eylem isnat edilmiştir. Sanıklar silahlı emniyet görevlisidir. Devlet adına görev yapmaktadır. Ruhsatlı silah taşıyan emniyet mensupları nasıl silahlı terör örgütü olurlar? Ruhsatlı silah taşıyanlar nasıl silahlı örgüt olarak lanse edilir? Bu nedenle mahkemeniz bu davaya bakmaya yetkili olmadığından, görevsizlik kararı verilmesini istiyorum.”

Bazı tutuklu sanık avukatları da aynı istemi mahkeme heyetine iletti. Cumhuriyet Savcısı Alpay Özbek ise, isteklerin reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti de, sanık ve avukatlarının istemlerini kabul etmedi.

AYNI SALONDA MAĞDUR OLARAK YER ALDILAR

Duruşmada, daha sonra sanıkların kimlik tespitine geçildi. İlk söz verilen İzmir eski Emniyet Müdürü Ali Bilkay, emekli emniyet müdürü ve aylık gelirinin 5 bin TL olduğunu söyledi. Duruşmada ilginç görüntüler de ortaya çıktı. Gizli bilgi ve belge bulundurma davasının sanıklarından olan, sonrasında beraat eden Narin Korkmaz, Coşkun Başbuğ gibi bazı mağdurlar, bu kez aynı solanda, sanık yakınlarının önünde bulunan koltuklara oturdu. 1 saatlik aran ardından duruşmada, iki katip iddianameyi okumaya başladı.

“BİZ HAKLI ÇIKTIK”

Duruşma öncesi gizli bilgi ve belge bulundurma davasında 2 numaralı sanık olarak yargılanan emekli albay Coşkun Başbuğ, “Biz bu kumpasla ilk yargılandığımız zaman, dönemin mahkeme heyetine bu işin kumpas olduğunu, bu işte büyük bir oyun olduğunu ifade etmiştik. Tabii o zamanlar bunları söylediğimizde zorlanıyorduk. Çünkü inanması güç olaylardı. Süreç itibarıyla haklı çıktık. Kumpas olduğu belgelendi. Bu kumpası kuranların hepsi adalet önünde hem de bu salonda gelip hesap vereceksiniz demiştik. Bugün o tarihi anı yaşıyoruz. Tam da gösterdiğimiz yerde, bize bu oyunları kuranlar; bir kısmı tutuklu, bir kısmı firarda, bir kısmı da tutuksuz yargılanıyor. Buraya gelip hesabını verecekler” dedi.

İDDİANAMENİN OKUNMASINA DEVAM EDİLECEK

İzmir’deki beraatle sonuçlanan gizli bilgi ve belge bulundurma davasının soruşturmasında sahte delil üretildiği iddiasıyla ilgili Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması’na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında 2’si başka suçtan olmak üzere 22’isi tutuklu 68 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşmasında iddianamenin bir bölümü okundu. Mahkeme heyeti, iddianamenin okunmasına daha sonra devam edilmesine karar vererek duruşmayı yarına erteledi.

İzmir Adli Yargı Adalet Komisyonu tarafından görevlendirilen iki zabıt katibinin okuduğu iddianamede, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği tarafından, kamuoyunda casusluk adıyla bilinen ‘gizli bilgi ve belge davası’ soruşturmasının emniyet mensuplarınca kurgulandığı, soruşturma öncesinde önleme dinlemelerinin yapıldığı ve soruşturma aşamasında ise adliye dinlemenin bu kurguya göre şekillendirildiği ileri sürülürken, yapılan aramalarda ele geçirilen ve ‘Pandora’ adı verilen dijital verilerin yer aldığı harici bellek ve içerisindeki verilerin, kurguya göre hazırlanarak arama yapılan evlere yerleştirildiği belirtilerek soruşturmanın başlatıldığı ifade edildi.

Davanın bir numaralı ve firari sanığı Fethullah Gülen’in liderliği ve kuruculuğunu yaptığı belirtilen FETÖ/PDY’nin nihai amacıyla ilgili olarak iddianamede, ‘Nihai amacın, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini devirmek ve yönetimini ele geçirmek olduğu, bu çerçevede örgütünün kendi menfaatlerine hizmet etmek üzere bürokrasi içerisinde oluşturduğu yapıyı harekete geçirerek sözde soruşturmalar başlattığı, bu amacına ulaşmak için öncelikli olarak Türkiye Cumhuriyeti devletinin bakanlıklarına ait bürokratların ve TSK mensuplarının itibarsızlaştırılarak tasfiye edilmesinin sağlandığı anlaşılmaktadır’ ifadeleri yer aldı.

FETÖ/PDY’nin nihai amacına ulaşması için hayatın normal akışı içerisinde birlikte hareket etmeleri mümkün olmayan kamu görevlisi, TSK, yargı, emniyet mensubu, bürokrat, gazeteci, yazar, akademisyen ve STK temsilcilerinin aynı amaç etrafında hareket ettikleri, gizli ve hiyerarşik bir yapıları olduğu, lidere bağlılığın sağlanması için düzenli olarak evlerde gizli toplantıların yapıldığının belirtildi. İddianamede, örgütün basın organları ve sosyal medya üzerinden algı operasyonu yaptığı da vurgulandı.

İddianamede şu iddialar yer aldı:

“Kurumlar arası gönderilen gizli mahiyetteki belge ve dokümanları internet ve basın kuruluşları aracılığı ile yayınlayarak devlet faaliyetlerinin gizliliğini ihlal ettikleri ve yapılacak çalışmalara engel olunmaya çalışıldığı, sosyal paylaşım sitelerinde ‘Haramzadeler’, ‘Baş çalan’, ‘Fuat Avni’, ‘Yıldız kulis’ adıyla başlayan benzer sahte hesaplarla ülkemizin birlik ve beraberliğini bozmak amacıyla paylaşımlar yapıldığı, ülke güvenliği ve dış politikalara yönelik devlet sırrı niteliğindeki toplantılar ve görüşmelerin illegal olarak dinlenerek servis edildiği, özellikle Fuat Avni isimli sosyal medya hesabından yapılan paylaşımların örgüte müzahir basın yayın kuruluşları ve internet sitelerince haberleştirilerek geniş kitlelere ulaştırıldığı, örgüt mensuplarına yönelik yapılan/yapılacak olan operasyonları önceden öğrenebilmek ve tedbir almak için örgütün devletin tüm resmi kurum ve kuruluşlarının bilgi işlem alt yapılarına (UYAP, POLNET, TÜBİTAK, TİB vb.) alınan adli ve idari tüm tedbirlere rağmen sızıldığı anlaşılmaktadır.”

Türkiye genelinde devam eden FETÖ/PDY soruşturması kapsamında tanık, müşteki ya da bilgi sahiplerinin verdiği ifadeler doğrultusunda Gülen hakkında, ev ağabeylerinin sohbetlerde “Atatürk öldü, Fetullah Gülen doğdu. Allah tarafından Mehdi ya da Mesih şeklinde İslam’ı bu topraklarda ayağa kaldıracak. Peygamber Efendimiz, Selçuklular ve Osmanlılar zamanında olduğu gibi yeniden İslam alemini ayağa kaldıracak kişinin Fetullah Gülen olduğunu ve onun cemaatinin de bizlerin olduğu” şeklinde sözler sarfettiği de iddianamede yer aldı.

Mahkeme Başkanı Kibar, iddianamenin okunmasına daha sonra devam edilmesine karar vererek duruşmayı yarına erteledi.