Dolar 32,5217
Euro 34,7876
Altın 2.423,00
BİST 9.733,17
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 19°C

ABD FIYASKOSU SANDIĞA SIĞMIYOR

ABD FIYASKOSU SANDIĞA SIĞMIYOR
21/05/2013 13:13
A+
A-

ABD fiyaskosu sandığa sığmıyor

Günlerce, haftalarca ABD gezisi konuşuldu. Sıradan ve rutin ve alışılmış karşılama törenine bile öyle anlamlar yüklendi, öyle şeyler yazılıp söylendi ki, ABD’nin kayıtsız şartsız teslim olduğunu ve Obama’nın kulağından tutulup hesap sorulacağını zannettik. Bütün televizyonlar yayınlarını kesip ortak basın toplantısına bağlandılar. Her cümle, geçen her dakika nasıl bir kardırmayla karşı karşıya kaldığımızı ibret verecek biçimde ortaya koydu. Obama nasihat veriyor, yol haritası belirliyor, sayın başbakanımız da bundan olumlu ve faydalı bir sonuç çıkarmaya çalışıyordu. Toplantı sonunda çark edenin, teslim olanın, vazgeçenin ve kaybedenin yine AKP olduğunu içimiz sızlayarak gördük.

Çok daha tedirginiz

İşin özeti, bu gezinin büyük bir fiyasko olduğu ve Türkiye’nin bütün iddialarından ve beklentilerinden vazgeçmek zorunda kaldığıdır. Varlığı ve devamı sifonun ipine bağlı olanların, Obama’nın sopayla ayar vermesine rıza gösterenlerin varacağı yer başka türlü olamazdı. Nitekim, biz ziyaret öncesinde de endişeliydik ve ne kazanacağımızdan çok başımıza hangi yeni belaların açılacağını, sırtımıza hangi yeni yüklerin bindirileceğini düşünüyorduk. Bugün çok daha tedirgin, çok daha yalnız, her türlü tehdit ve tehlikeye açık durumdayız.

Gizleme telaşındalar

Türkiye’de adam gibi medya olsaydı, basın kendi sorumluluğunun yüzde birini yerine getirme gereği hissetseydi, şu an konuşulanlar, tartışılanlar bu büyük fiyasko olurdu. Koca bir ülkeyi bu durumlara düşürenlerden hesap sorulur, daha büyük kayıplar, daha acı sonuçlar olmasın diye uğraşılırdı. Oysa yanaşma ve beslemeler bu yetersizliği, bu kaybı milletten gizlemenin ve karartmanın derdine düşmüş durumdadırlar. Bu gezi sonuçlarıyla birlikte PKK teslimiyetinin ağır ve acı sonuçları gizlenmektedir. Ülkenin belli bir bölgesinin bu hain güruhuna nasıl teslim edildiği konuşulmamaktadır. Suriye’de nasıl bir bataklığa saplandığımız, Reyhanlı’daki ağır kayıplar verme noktasına nasıl geldiğimiz ve bundan sonra başımıza gelecekler gizlenmektedir. İsrail’in işini kolaylaştırmak için AKP’nin üstlendiği özel misyon görmezden gelinmektedir.

Anayasal mecburiyet

Bütün bunların yerini “3 sandık” tiyatrosu almıştır. ABD’den Türkiye’ye sandıkla dönüldü. Yetersizliği, teslimiyeti, fiyaskoyu bu sandığa saklamaya çalışıyorlar. Neymiş efendim 2014 yılında milletin önüne 3 sandık konulabilirmiş. Güler misin, ağlar mısın? Bunun neresinde yeni, ilginç ve hatta haber değeri taşıyan bir durum var? 2 sandık, yani Mart ayında mahalli seçimler ve muhtemelen Temmuz ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi bir Anayasal mecburiyet. Sayın başbakan söylese de söylemese de, istese de istemese de o sandıklar milletin önüne gelecek. Burada farklı olan tek şey referandum sandığıdır ki, o da asla sürpriz değildir. Bu köşeyi takip eden herkes çok iyi bilir ki, bu ihtimali biz 2011 seçimlerinin hemen ertesi gün yazdık. Sonra da defalarca tekrarladık.

AKP’nin geleceği buna bağlı

AKP, sonucu ne olursa olsun 2014 içinde bir Anayasa yapmaya, en azından bunu denemeye mecbur, hatta mahkumdur. Başta sayın Başbakan Erdoğan’ın kişisel hesapları olmak üzere, AKP’nin bütün gelecek planları buna dayalıdır. PKK ile kurulan ortaklığın temel şartlarındandır. İmralı’daki caniden Kandilli sürüngene, BDP sözcülerinden 63 aklı karışık adama kadar tamamının her ağzını açışında, “biz üzerimize düşeni yaptık ve yapıyoruz, sıra hükümette” demeleri boşuna mıdır? Kast edilen tam da budur. Aralarındaki “ver başkanlığı, al özerkliği” anlaşmasının hayata geçmesi ancak yeni bir Anayasa ile mümkündür.

C Planı

Buradaki asıl mesele AKP’nin BDP üzerinden PKK ile daha doğrusu İmralı canisiyle yaptığı işbirliğinin ifşa olmasından duyulan endişedir. AKP ve BDP’nin sayıları referandumsuz bir Anayasa yapmaya yetmese de, sayın başbakanın kast ettiği üçüncü sandığı milletin önüne koymak için yeterlidir. C planı dedikleri şey tam da budur. A planı bütün partilerin anlaşmasıyla yapılacak bir Anayasadır ve uzlaşma komisyonu bunun için kurulmuştur. Ancak, belli ki bu komisyondan çıkacak Anayasa AKP’nin hesaplarıyla örtüşmüyor. Şu anda bütün hesapları bu komisyonu dağıtmaya yöneliktir. B planı CHP ve BDP’nin ikisiyle birden veya en az biriyle ortak hareket etmektir. CHP’den böyle bir kapı aralanmamıştır. BDP ile kolkola girmek de İmralı canisiyle kurulan ortaklığı ifşa edeceği için, işlerine gelmiyor. C planı AKP’nin kendi başına Anayasa yapması, BDP’nin buna açıktan değil, meclis oylamasında gizli destek vermesidir. Oylama gizli yapılacağı için, desteğin kimden geldiğini bu milletten saklayabileceklerini ve böylece aralarında işbirliğinin ifşa olmayacağını hesap etmektedirler. Hatta CHP gibi yalpalayan bir partiden birkaç oy alabileceklerini dahi düşünüyorlar.

Bunu yapmak zorundalar

Üçüncü sandık planı budur. Bu plan PKK ile yapılan anlaşmayı hayata geçirmeye yönelik olduğu kadar, sayın başbakanın ve AKP’nin geleceğini de içinde barındırmaktadır. AKP toplama bir partidir. Varlığı ve devamı tamamen Recep Tayyip Erdoğan’a bağlıdır. Bunu sayın başbakan da, AKP’yi oluşturanlar da çok iyi biliyor. Sayın başbakan, sanki seçilmesi garantiymiş gibi, bugünkü yetkilerle Cumhurbaşkanı olmayı yeterli görmüyor. Aksi halde AKP ile bağı kopacağı için önce kendi gücü azalacak, hatta partinin başına geçecek olanın tavrına ve siyaset tarzına göre belki de tamamen bitecek, sonra da buna bağlı olarak AKP’nin kaçınılmaz sonu, hiç beklenmedik bir anda gelecektir. Dolayısı ile bu Anayasa denemesini yapmak zorundalar. PKK’nın kazancı ise bu dehşet dengesinde kendi hain emellerini hayata geçirmektir. AKP’nin varlığı ve sayın başbakanın siyasi hesapları, ülkenin bölünmesi ve yok olmasından çok daha önemli bir hal aldığı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

İki bariyer var

Bu hesabın önünde, sayın başbakanı çok düşündüren ve hatta çaresiz bırakın iki büyük bariyer var. Birincisi, MHP’nin bu hesapları boşa çıkaracak direnci ve kararlığıdır. Buna bağlı olarak AKP grubu içinde bulunan ve bu işin sonunun nereye varacağını artık görenlerin, bu oyunu bozma ihtimalleridir ki, bunun çok yüksek olduğu biliniyor. İkincisi de, bu milletin boynuna geçirilen bu ipi sandıkta söküp atmasıdır.

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU