Akil adam Ahmet Taşgetiren çözüm sürecini eleştirdi
AKP’nin Akil İnsanlarından birisi olan Star Gazetesi Yazarı Ahmet Taşgetiren, Çözüm Sürecini eleştirdi.
AKP Hükümeti’nin Çözüm Süreci politikasını da eleştiren Ahmet Taşgetiren “Çözüm sürecinin çerçevesi, örgütün önüne en net biçimde konmalı” derken, terör örgütü PKK yandaşlarının sokakları yakıp yıkmasıyla ilgili de İstihbarat ve Güvenlik birimlerinin bu olaylar çıkmadan önce haberi olup olmadığını da sorguladı.
Taşgetiren PKK’nın bu kalkışması devlet için sürpriz mi oldu yoksa, sürpriz değilse böyle bir potansiyelin oluşması karşısında neden birşey yapılamadı dedi.
İşte Ahmet Taşgetiren’in yazısından ilgili bölüm;
“Şu son kalkışma… Bunun kuluçkası nedir? Bu potansiyel nerede hazırlanmıştır? Devlet, çözüm sürecine bunca emek verdikten sonra böyle bir kalkışma potansiyeli bulunduğunu bilmekte miydi, yoksa sürpriz mi olmuştur? Sürpriz olmamışsa, böyle bir potansiyelin oluşması karşısında neden bir şey yapılamamıştır?
“Hac sırasında, üstelik Arafat’ta, vakfe ortamında buluştuğumuz bölgeden gelmiş kimi üst yöneticiler, bizim “Akil insan” rolümüzü ve bu konulardaki hassasiyetimizi de dikkate alarak, çok ciddi kaygılar seslendirmişlerdir.
Çok ciddi kaygıların içine, örgüt tarafından caddelerde kurulan bayraklı, posterli kontrol noktaları, tehditler, şantajlar, vergi tarhları vs giriyor ve mülki amirlerin, bu tür uygulamalar karşısında sessiz kaldığı tespiti giriyor.
“Ve işte son kalkışma… Adeta işaretlenmiş evlerin, işyerlerinin, insanların hedef seçildiği bir “arındırma operasyonu.”
“Çözüm süreci konusunda, Türkiye’nin Doğusunu – Batısını derin kaygılara sürükleyen hadise.
“Soru şu: Van’da, Diyarbakır’da, Şemdinli’de, Cizre’de vs… İnsanlar -evet hepsi de Kürt olanlar- evlerinde gönül huzuru içinde yaşamakta mıdırlar, yoksa “Ben de hedef miyim?” ya da “Hedef olmamak için ne yapmalıyım?” gibi sorularla mı boğuşmaktadır?
“Bence, bu son kalkışma, devlet için de bir milat olmalıdır.
“Çözüm sürecinin çerçevesi, örgütün önüne en net biçimde konmalı, kimsenin süreçten asla verilmeyecek olanı almak ve kitleleri o yönde kullanmak gibi bir hesabın içine giremeyeceği kesin biçimde ifade edilmelidir”