Dolar 32,3867
Euro 35,0622
Altın 2.325,73
BİST 9.112,79
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

AKP HÜKÜMETİ PKK’YA SİLAH GÖNDERDİ Mİ?

A+
A-

AKP Hükümeti Pkk’ya Silah Gönderdi Mi?

Birkaç gündür önemli bir iddia ortada dolaşıyor.

Yalnız bu iddia öyle yenilir yutulur türden bir iddia da değil.

Kaldı ki ortada delili, bu iddiaya ait olan bir fotoğraf karesi de mevcut.

Meselenin esası: Türkiye’nin PKK’ya son dönemde silah gönderip göndermediği!

Bir hayli önemli, hayati ve sorumlu olan herkesin mutlaka başını ağrıtacak durum, Irak’ta IŞİD ile yaşanılan çatışmalarda kendisini gösterdi.

İş öyle bir boyuta ulaşmış ki PKK artık dünyada hiçbir terör örgütünün elinde bulunmayan silahlara sahip.

Sanal medyada dolaşan bir fotoğraf karesinde üretimi yalnızca ülkemizde olan ve Otokar firması tarafından geliştirilen zırhlı bir aracın PKK’nın kontrolünde ve kullanımında olduğu açıkça görülüyor.

Belli ki Türk malı olan silahlar PKK’nın eline çoktan geçmiş!

Anlaşıldığı üzere bunlar sadece tabanca ve tüfekten ibare de değil.

Zira zırhlı personel taşıyıcı sınıfında olan bir araç PKK’nın elinde varsa, kim bilir daha neler neler vardır.

Burada sorgulanması gereken temel mesele PKK’nın, Türkiye’de üretilen bu silahlara, askeri araç ve ekipmanlara nasıl ulaştığıdır.

* * *

İki ihtimal söz konusu: Ya doğrudan AKP iktidarı PKK’ya silah, araç ve ekipman gönderiyor, yada bunu dolaylı yoldan yapıyor!

Üçüncü bir ihtimalin vukuu bulması pek çok nedenden ötürü söz konusu olamaz.

Bu anlamda “doğrudan” PKK’ya askeri malzeme gönderilmesiyle alakalı şimdilik elde somut bir belge yok.

Ancak “dolaylı” yollardan PKK’ya silah verildiğine dair delilse mevcut.

Meselenin çıkış noktası yukarıda da değindiğimiz gibi Irak.

Barzani’ye ait peşmergelere ABD, AB ve diğer kimi ülkeler tarafından yapılacağı söylenen silah yardımları aslında haftalar öncesinden başladı.

Bu askeri yardımların öncüleri de Irak merkezi hükümeti ve Türkiye’den Barzani’ye ulaştırıldı.

Irak’ın kuzeyi merkezli bir haber ajansına 15 Ağustos 2014’de demeç veren Peşmerge Bakanlığı Enformasyon Sorumlusu Halgurt Hikmet, Türkiye’nin ve Irak merkezi hükümetinin “silah yardımlarının” kendilerine ulaştığını duyurmuştu. Açıklaması içerisinde de kendilerine gelen bu silahları “nitelikli” olarak tanımlamıştı.

Bu açıklama şuana kadar AKP iktidarından herhangi bir yetkili tarafından yalanlanmadı.

Olayın PKK ile ilgili boyutu da, Barzani ile PKK arasında son dönemde yaşanılan yakınlaşma ve ortaklıkla ilgili.

Aynı günlerde BBC’ye konuşan bir PKK’lı, IŞİD’le yaşanan çatışmalarla ilgili bilgi verirken, Barzani’den silah aldıklarını ve bunları nasıl kullandıklarını şöyle tanımlamıştı: “Silahlarımız genelde, her zaman kullandığımız kalaşnikov ve BKC gibi silahlardır. Son süreçte Peşmerge güçleri, aynı cephede, aynı düşmana karşı savaştığımız için bazı dayanışmalarımız oldu. Bizzat Mesut Barzani ile bir görüşmemiz oldu. Bundan sonra ortak hareket etme yönünde daha gelişkin bir komuta düzeyinde hareket etme önerilerimiz oldu. Silahlarımızı bundan sonra daha da geliştireceğiz. YNK’nin bize bazı silah hediyeleri oldu. Doçka ve benzeri silahlar, araçlar verdiler. KDP’nin de sözü var…Büyük silahların ise bir alanı savunmak ya da bir tarafa dikkat çekmek için kullandığımız silahlar oluyor. Savaşımızın esası gizli olmasıdır. Fakat bundan sonra ağır silahları da kullanacağız.”

(http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2014/08/140814_pkk_isid.shtml)

* * *

Dolayısıyla işin aslı tamda burada ortaya çıkıyor.

Demek ki AKP hükümeti Barzani’ye “gizli” yollardan silah gönderiyor ve aynı zamanda bu silahların PKK’nın eline geçeceğini biliyor, buna da göz yumuyor.

Bunun yarınlar için yaratacağı felaketi düşünebiliyormusunuz?

Hem bu rezaletin, hem de eli kanlı terör örgütünün bir zaman sonra kalkıp Türk ordusunda da bulunan silahlara, Türk askerine saldırı düzenlemesinin hesabını bu ülkeyi yönetenler nasıl verecekler?

En önemlisi de tüm bunlar yaşanırken, yani kendisinin de kullandığı silahlar ve araçlar PKK’nın eline tabir yerindeyse adrese teslim ulaştırılırken TSK ne yapıyordu?

Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel ihanet süreci ile ilgili “bize bilgi verilmiyor” iddiasında bulunurken, acaba bu mevzulardan da haberdar olmadığını söyleyebilir mi?

Milli Savunma Bakanı bu kepazeliğe bir cevap verebilir mi?

En önemli kukla hükümetin başındaki Ahmet Davutoğlu millete nasıl bir izahat yapabilir?

Sorumlu makamlarda bulunan herkes bu işin vebalini taşımaktadır.

PKK’nın eline geçen bu silahların gönderilmesine karar veren, olurda bulunan, aracılık eden, taşıyan, ezcümle tavandan tabana bu kirli işin içinde bulunan kim varsa açıkça vatana ihanet etmektedir.

Tüm bu yaşanılanların üzerine HDP’li Selahattin Demirtaş’ın geride bıraktığımız gün mecliste bir grup gazeteciye söylediği “IŞİD’e karşı savaşan Peşmerge’ye Türkiye olarak sunabileceğimiz destek neyse sunabilmeliyiz. Silah yardımı olmalıdır. Türkiye, asıl şu soruyu sormalıdır. Orada daha çok PKK savaşıyor. PKK silah yardımı isterse ne diyecek? Türkiye madem PKK ile barışacak, barış olacak, niye olmasın? IŞİD gibi bir barbarlığa karşı orada PKK’lılar savaşıyor. Halkı savunabilen, koruya-bilen tek güç olarak orada onlar kaldı. Marjinal gibi geliyor ama olabilir neden olmasın.” sözlerini koyduğunuzda ortaya çıkan anlam aslında çık ve net değil mi?

Böylesi bir dönemde Demirtaş’ın da kendi ifadesiyle “marjinal” olarak kamuoyunda algılanan bu öneri belli ki içi boş bir anlam taşımıyor!

PKK’nın elinde Türk ordusunun envanterinde de bulunan silahların olduğuna dair görüntüler ortaya çıkmışken, gizlenilen bu rezalet deşifre olmuşken gelen bu açıklama bir amaca hizmet ediyor.

“Türkiye aslında neye alıştırılmaya çalışılıyor?” sorusunu tam da burada sormak lazım.

* * *

Ayrıca ortada bir başka amaç daha var. O da yine Demirtaş’ın cümlelerinde kendisini gösteriyor. Neymiş efendim, Irak’ta İŞİD’e karşı başarılı olan PKK imiş!

Terör örgütünün nasıl meşrulaştırılmaya çalışıldığına dair son dönemin en güzel örneklerinden biridir bu.

İşin gerçekliğine bakıldığında da kuyruklu yalanın daniskasıdır.

Nedeni açık; IŞİD Erbil’e yaklaşık 40 km kala ABD’nin düzenlemeye başladığı hava saldırıları ile durdurulabilmiştir. Bunu bilmeyen var mı?

Şayet ABD bu hava saldırılarını düzenlememiş olsaydı, bugün IŞİD çoktan Erbil’e de girmiş olacaktı.

Irak’ta yaşanan IŞİD terörüne dair ne bizim nede uluslararası kamuoyunda gösterilmeyen en çetin mücadeleyi Türkmenlerin verdiği meseleyi enine boyuna takip eden herkesin bildiği bir durum.

Haftalardır IŞİD kuşatması altında olan ancak hiçbir askeri yardım almadan IŞİD’e geçit vermeyen pek çok Türkmen yerleşim bölgesinin olduğunun üzerinde “kasıtlı” olarak durulmuyor.

Son gelişen hadiselerle beraber onları da Barzani’nin kurtardığı haberi Türk kamuoyuna yayılmaya çalışılıyor.

Çünkü Irak’ta AKP iktidarının da hizmet ettiği küresel projenin esası Türkmen devleti kurmak değil, kuzeyde bir Kürt devleti kurmaktır!

Hal böyle olunca Barzani idaresinde kurulması hedeflenen bu devletin Batılı çevrelerden olur almasını sağlamak ve PKK’nın da yine bu süreçte ülkelerin terör listesinden çıkarılarak “meşru” görülmesini gerçekleştirilmek için IŞİD’i sadece bunların durdurduğu kurgusu hayata geçirilmeye, ülkelerin ve diğer uluslararası aktörlerin algılarına yerleştirilmeye çalışılıyor.

Daha önce de fırsat buldukça söylediğimiz gibi; IŞİD bahane, tüm yollar sözde bir Kürt devleti kurma hesabına çıkıyor.

İSMAİL ÖZDEMİR/ORTADOĞU