Dolar 32,4525
Euro 34,7453
Altın 2.435,40
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

AKP: “SADECE BAŞKANLIK DEĞİL YENİ ANAYASAYA DA İHTİYAÇ VAR”

AKP: “SADECE BAŞKANLIK DEĞİL YENİ ANAYASAYA DA İHTİYAÇ VAR”
14/10/2016 22:14
A+
A-
BAŞBAKAN Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Türkiye’nin etkin bir yönetime kavuşması için başından beri başkanlık sistemini savunduklarının belirtip, “Ancak biz başkanlık meselesini, Türkiye’nin geleceği içerisinde ele alınması gereken konulardan bir bütünün, bir parçası olarak görüyoruz” dedi.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde 2016-2017 akademik yılı açılış dersini veren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, program sonunda gazetecilerin başkanlık sistemiyle ilgili bir sorusu üzerine değerlendirmede bulundu. Başkanlık sisteminin Türkiye’de 12 Eylül döneminden itibaren, rahmetli Turgut Özal’dan itibaren tartışıldığını belirten Kurtulmuş, “Zaman zaman Türkiye’nin gündemine giren, zaman zaman da gündemden kalkan bir meseledir. Türkiye’nin geldiği noktada bizim temel iddiamız, Türkiye’nin etkin bir yönetim modeline ihtiyacı olduğudur. Özellikle bundan sonraki süreçte Türkiye’nin daha hızlı ve etkin bir şekilde karar alabilmesi ve yoluna devam edebilmesi için doğrudan doğruya halk tarafından seçilmiş ve halk tarafından denetlenme mekanizmaları da kontrol mekanizmaları da anayasada iyi bir şekilde belirlenmiş olan bir başkanlık sisteminin, Türkiye’nin daha etkin bir yönetime kavuşması bakımından doğru olacağı kanaatindeyiz. AK Parti olarak, hükümet olarak bu kanaatimizi başından beri çeşitli vesileler ile ifade ediyoruz. Ancak biz başkanlık meselesini, Türkiye’nin geleceği içerisinde ele alınması gereken konulardan, bir bütünün, bir parçası olarak görüyoruz” dedi.

“Sadece başkanlık meselesi değil, Türkiye’de yeni bir anayasaya ihtiyaç var” diyen Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Türkiye’de Meclis iç tüzüğünün değiştirilmesine ihtiyaç var. Türkiye’de yargı sisteminin, kamu yönetiminin yeniden reforme edilmesine ihtiyacı var. ‘Türkiye’de asker sivil ilişkilerinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine ihtiyaç var’ diye yıllardır söylüyoruz. Bunların bir kısmı yapılıyor. Mesela, 15 Temmuz darbesinden sonra sivil asker ilişkilerinin yeniden yapılanması ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeniden şekillenmesiyle ilgili olarak çok önemli tarihi adımlar atıldı. Anayasa değişikliğiyle ilgili çalışmalar sürdürülüyor. Yine meclisin iç tüzüğüyle ilgili çalışmalar mecliste en azından görüşmeler düzeyinde devam ediyor. Türkiye’de bundan sonraki süreçlerde daha ileriye gidebilmesi için daha demokratik sisteme kavuşması lazım. Daha yeni bir etkin bir yönetim modeline ihtiyaç var. Bu daha yeni etkin yönetim modelinin bir parçası olarak önemli unsurlarından birisi olarak başkanlık sistemini görüyoruz. Başkanlık sisteminin konuşulmasının ve gerçekleştirilmesinin bugünün Türkiye gerçeklerine çok uygun olduğunu düşünüyoruz. Bundan sonraki süreçlerde de Türkiye’nin hızlı bir şekilde yol alması içinde büyük bir motivasyon sağlayacağını ve ivme kazandıracağını düşünüyoruz. Bu tartışılmalıdır. Kararı verecek olan nihayetinde Türkiye Büyük Millet Meclisi. Başkanlık sistemi meclise gelirse, karar verecek olan meclisteki seçilmiş milletvekilleridir. 365’i bulursak olur, bulmazsa 330’u bulur millete gider. Sonrası her halükarda milletin karar vereceği bir konudur. Siyasiler olarak biz görüşlerimizi söyleriz. Partiler olarak bu konudaki yaklaşımlarımızı milletimizle paylaşırız. Söz ve kararda milletindir. Sonunda millet ne derse o olur. Milletin söylediği başımızın üstünde. Biz hiçbir şekilde milletin söylediğinin üstünde bir cümle laf söylemeyiz.”

ÇOMÜ’DE İLK DERS KURTULMUŞ’TAN

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ), 2016-2017 Akademik Açılış Töreni’ne katılmak için kente gelen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş ve eşi Prof. Dr. Sevgi Kurtulmuş, ilk olarak Rektör Prof. Dr. Yücel Acer’i makamında ziyaret etti. Rektörlük binası önüne mavi ladin fidanı dikti. Ardından da törenin yapıldığı Troia Kültür Merkezi’ne geçti.

Terzioğlu yerleşkesi Troia Kültür Merkezi’ndeki tören başlamadan önce Afganistan’ın Badgis kentinden ÇOMÜ’ye İlahiyat Fakültesi’ne öğrenim için gelen ikinci sınıf öğrencisi 22 yaşındaki Basharatullah Muradi, Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş’a ülkesinin yerel kıyafeti olan yeşil cübbe hediye etti. Cübbeyi basın mensuplarına gösterip, poz veren Kurtulmuş, Muradi’ye teşekkür etti.

Kurtulmuş, daha sonra ÇOMÜ 2016-2017 Akademik Yıl Açılış töreninde, ‘Sykes Picot’un 100. Yılında Bir Barış Vizyonu’ konulu ders verdi. Sykes Picot’un Birinci Dünya Savaşı’nın galiplerinin masa başında, özellikle bizim coğrafyamızla ilgili, Orta Doğu’nun coğrafyasıyla ilgili olarak birinci paylaşım üzerinde karar verdikleri anlaşma olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, “Üzerinden tam bir yüzyıl geçti. Aşağı yukarı Sykes Picot’yu oluşturan olayların aynen benzerleri yeniden oluşturulmaya çalışılıyor. 15 Temmuz’un ne manaya geldiğini, Sykes Picot’un ne olduğunu anlamadan anlamamız mümkün değildir. Çanakkale Harbi’nden sonra, İstiklal Harbi’mizden sonra, kurulan ulusal kurtuluş mücadelesiyle verdiğimiz yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ruhunun anlaşılabilmesi içinde Sykes Picot’yu anlamamız ve onun o bugüne ne ifade ettiğini çok iyi şekilde görmemiz lazım. Bir asır evvel gerçekten savaşın galipleri İngilizler, Ruslar, Fransızlar ve diğerler bir masanın etrafına oturdular. Ellerine pergelleri cetvelleri aldılar. Bu pergellerler, cetvellerle bugün Osmanlı’nın bakiyesi olan bu coğrafyadaki sınırları çizdiler. İstisnasız söylüyorum. Bu coğrafyadaki sınırların hiçbirisinin tarihi ve kültürel geçmişi yoktur. Geçerliliği yoktur. ‘Örnek olsun’ diye söylüyorum. Türkiye ile Suriye sınırının hiçbir yeri tarihsel gerçeklere dayandırarak çizilmemiştir. Hiçbir gerçekliliği olmayan bu sınırlarla Türkiye, Irak, Suriye, Ürdün, Lübnan çizilmiş. Sınırlar çizilirken galipler sadece bundan sonraki dönemde bu sınırlarda oluşabilecek bir takım sorunları da, problemleri de o sınırların içine gömmüşlerdir. Dolayısıyla Sykes Picot’la bu coğrafya verilen en önemli sonuçlardan birisi suni sınırlarla ülkelerin bölünmesidir. Ama bu ülkeleri halkları bu sınırları kabul etmedi. Vicdanen benimsemedi. Şimdi bir asır sonra, bir asır önce sınırlarını böldükleri sınırlarda insanların gönüllerini ve zihinlerini bölmeye çalışıyorlar. Bugün bölgede devam eden birçok çatışmanın, DEAŞ’ın, PYD’nin, PKK’nın ve diğer terör örgütlerinin arkasındaki esas anlayışta budur” dedi.

“Sınırlarla böldükleri insanların şimdi gönüllerini ve zihinlerini bölerek tamamıyla birbirlerinden ayrı hale getirmek için bu terör örgütlerini maşa olarak kullanıyorlar” diyen Kurtulmuş, şunları söyledi:

“Şimdi zihinleri de gönülleri de bölmeye çalışan bu uluslararası emperyalist plana karşı uyanık olmamız lazım. Dünyanın bütün kavimleri burada, bütün emperyalist topraklardan getirilmiş olan insanlar burada, karşı cephelerde savaş uçaklarıyla İngilizlerin, Fransızlar’ın gemileriyle diğer ülkelerin yine aynı şekilde bu toprakları toplarla, tüfeklerle dövdüğü, her mevziyi paramparça ederek buradan geçeceklerini zannettikleri bir istila teşebbüsüyle karşı karşıya kaldık. Çanakkale’de, şu karşı tepelere o bombaları atanlar, Çanakkale Boğazı’na girip o gemilerle iki tarafı bombalayanların arkasındaki irade neyse, 15 Temmuz’da Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalayan irade aynı iradedir. Birbirinin aynısıdır. Bu iradeyi bilip tanıyacağız. Evet, saf bir şekilde buna katılmış olanlar varsa kusura bakma uyansınlar. Çanakkale müdafaasında da İngilizler’in, Fransızlar’ın ‘Hilafeti kurtarıyoruz’ diyerek Afrika’dan ve Asya’dan buraya getirdikleri Müslümanlar vardı. Artık herkesin uyanması lazım. Bu anlamda FETÖ denilen eşkıya çetesinin, kökü dışarıda olan bu emperyalist maşayı tanımak için öyle çok fazla alim olmaya gerek yok. Azcık aklı ve inancı olan, azcık vatan sevgisi olan herkes bu eşkıya çetesinin, bu terör örgütünün kökü dışarıda olan şebekenin ne olduğunu anlamıştır.”

“BU COĞRAFYANIN KİLİT ÜLKESİ TÜRKİYE’DİR”

Kurtulmuş, bu coğrafyanın kilit taşı ülkesinin Türkiye olduğunu vurgulayıp, “Hiç boşuna uğraşmasınlar, bu millet kıyamete kadar bu coğrafyanın kilit taşı olmaya devam edecek. Ve kimsenin de bizi oradan söküp atmaya gücü yetmeyecektir. Bu bölgenin bu coğrafyanın kilit taşı olan Türkiye büyük bir tecrübeye sahip. Üç asırdır ciddi bir modernleşme süreci yaşıyoruz. 150 yıldır bir demokratikleşme tecrübesi yaşıyoruz. 66 yıldır da çok partili bir siyasi hayat tecrübesi yaşıyoruz. 15 Temmuz’u da bu çerçeve de görmek lazım. 15 Temmuz kilit taşını yerinden sökmek ve bu milletin dağıtmak projesinin başlangıç günüydü. Eğer 15 Temmuz’da darbeciler başarılı olsaydı. Bu salonda hiç birimiz olmayacaktık. Bizler belki bir çukurda cesetlerimiz bulunacak. Çoğunuz cezaevlerinde bulunacaksınız. Üniversiteler kalmayacak. Türkiye önce bir iç savaşa, arkasından yabancı işgale hazır hale getirilecekti. Allah’ın lütfü ve Cumhurbaşkanımızın cesareti, milletimizin feraseti ve kararlılığıyla bu hain teşebbüs önlenmiş oldu. Ancak bundan sonraki süreçte de son derece titiz olacağız. Zor ve hassas bir dönemden geçiyoruz. Bu Anadolu toprakları nice ihanetler gördü. Kendi içimizden çıkan hain sürüleri bu ülkenin bu milletin önüne hep engel olmaya çalıştı. Ama hiç abartmadan söylüyorum. 15 Temmuz’daki teşebbüs, bu FETÖ çetesinin ortaya koyduğu ihanet Anadolu ve Rumeli topraklarının gördüğü en büyük ihanettir. Bu ihanetin mutlaka bir bedeli olacaktır. Bu ihaneti yapan çete ile irtibatlı, irtisatlı, yanında, yöresinde, önünde, arkasında kim varsa bunlar hepsi bedelini ödeyecekler. Hiç şüpheniz olmasın. Ancak bunu yaparken de ülkeyi yönetenler olarak adalet ve hakkaniyet sınırlarından asla çıkmayacağız. Yanlışlar olmaz mı olur. Olan yanlışlıkların düzeltilmesi için komisyonlar kuruluyor. 1 kişi bile olsa haksızlık yapılmaya gayret edilecek. Ancak sanki bir haksızlık yapılıyormuş, sanki bir FETÖ mağdurları meselesi varmış gibi algı operasyonu oluşturmak darbeye yapan zihniyetin planladığı işlerden birisidir. Bu memlekette FETÖ mağdurları yoktur. FETÖ’nün mağdur etmeye kalktığı 79 milyon milletimiz vardır” dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, verdiği ilk dersi öğrenci ve akademisyenlerin yanı sıra Çanakkale Valisi Orhan Tavlı, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Tayyar Ertem, Çanakkale İl Jandarma Komutanı Albay Necmi İnce, AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, CHP’li Çanakkale Belediye Başkanı lgür Gökhan, ÇOMÜ Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer de dinledi.

Dersin ardından Kurtulmuş, Balıkesir’in Bandırma ilçesine gitmek üzere Çanakkale’den ayrıldı.

KURTULMUŞ: FETÖ’NUN, DEAŞ’TAN FARKI YOKTUR

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’nde 2016-2017 akademik yılı açılış dersini veren Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, ardından Balıkesir’in Bandırma İlçesi’ne geldi. Bandırma İlçesi’ndeki Onyedi Eylül Üniversitesi’nin akademik yıl açılışına da katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, burada da açılış dersini verdi. Kurtulmuş, ilk derste, ‘Bilgi’, ‘Hikmet’ ve ‘İrfan’ kavramlarını anlattı.

Dersin ardından gündemdeki konuları değerlendiren Kurtulmuş, Fethullahçı Terör Örgütü’nün, DEAS’tan farkı olmadığını belirtti. Kurtulmuş, “15 Temmuz’u gerçekleştiren FETÖ’cülerin DEAŞ’tan hiç bir farkı yoktur. Kendisi gibi olmayanı Müslüman saymazlar. Utanmasalar baştaki adamları peygamber ilan edecekler. Bunlar, ayrıca kapalı grupları içindekileri Müslüman olarak sayar, dışarıda kalanları insan yerine bile koymazlar. Bugün terörü besleyen işte bu teolojidir. Hedefe giden her yol mubahtır anlayışları var. Bizim için meşru olmayan ne hedef olur, ne yöntem olur. DAEŞ’in her gün onlarca insan öldürdüğünü görüyoruz. FETÖ’cüler 241 kardeşimizi şehit ettiler ama tarihte ne FETÖ’cüler gördü. Hepsi tarih sayfalarına gömülecektir” dedi.

100 yıl önce sınırlarımızın cetvelle çizildiğini kaydeden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

“Suriye’de Akçakale diye yerimiz var. Nusaybin ile Kamışlı’yı ayıran nedir?, Kobani diye bir yer var, karşısı Mürşitpınar. Tren yolu ayırıyor. Bunları bir asır önce bölmüşler ama gönülleri bölemediler. Balkan Savaşı öncesinde aynı bugünkü fitneyi koydular. Sen Boşnaksın, sen Kürtsün diyerek 6 asırlık imparatorluğu yıktılar. Bazen FETÖ diye geliyorlar, bazen DAEŞ diye geliyorlar. Nasıl gelirse gelsinler, biz bağımsız bir millet olarak kıyamete kadar yaşayacağız.”

Törende, Onyedi Eylül Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Süleyman Özdemir, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’a, Atatürk’ü Samsun’a götüren Bandırma Vapuru’nun maketini hediye etti. Kurtulmuş, üniversite programından sonra, AK Parti Bandırma İlçe Başkanlığı’nın organize ettiği, aşure günü programına katılarak, eşi Sevgi Kurtulmuş ile beraber, vatandaşlara aşure dağıttı.

 (DHA)