“ALIŞMIŞSIZNIZ KÖTEKSİZ KÖYDE DEYNEKSİZ DOLAŞMAYA”

MHP Genel Başkan Yardımcısı Sabah Gazetesi yazarı Rahmi Turan’a açık mektup gönderdi. Yalçın mektubunda “Alışmışsınız tabii köteksiz köyde değneksiz dolaşmaya…” dedi.

Yalçın’ın mektubu şu şekilde:

Sayın Rahmi Turan,

Bütün uyarılarımıza rağmen MHP’yi hedefte tutma ısrarınız sürüyor.

Büyük bir cüretle doğrudan camiamıza ve Genel Başkanımızın şahsına yönelik saldırılarınızı devam ettiriyorsunuz.

Bizi sevmiyor, fikriyatımızdan hoşlanmıyor olabilirsiniz.

Sevmek zorunda da değilsiniz ama bize dönük menfi duygularınızı husumete dönüştürürseniz camia olarak biz de sizi hasım belleriz.

Gerçi şimdi MHP tabanından gelen yoğun tepkileri görünce kıvırmaya başladınız.

Öyle ki MHP’ye sempati duyduğunuzu bile yazarak çark ediyorsunuz. Eksik kalsın sizin sempatiniz. Sizinki sempati değil, bal gibi düşmanlık.

Hem MHP’li dostlarınızın hem de MHP’ye sempatinizin varlığından söz ediyor ama gelen tepkileri küçümseyip aşağılamadan da edemiyorsunuz.

Sizin gariban diye küçümsediğiniz insanlar, demek ki sizin MHP’ye takındığınız hasmane tutumdan fazlasıyla incinmişler.

Unutmayın ki onlar MHP’ye oy veren milyonların hissiyatına tercüman olarak tepki veriyorlar.

Onları küçümsemeniz, 7,5 milyonu küçümseyip aşağılamanız demek.

Buna ne hakkınız ne de hukukunuz var.

MHP tabanından gelen tepkileri çirkefleşmek olarak nitelendiriyorsunuz.

Asıl çirkeflik, sizin basit ve seviyesiz bir üslupla bilinçli ve düzenli olarak bize saldırmanızdır.

Size tepki verenler gariban, partimizin onur ve haysiyetini savunanlar kötü; sizin gibi durmadan ve maksatlı olarak MHP’ye saldıranlar da iyi öyle mi?

Siz sövüp tahkir edeceksiniz, biz teşekkür mü edeceğiz Sayın Turan?

Biz; yapıcı, iyi niyetli, objektif ve maksatlı olmayan her türlü eleştiriyi saygıyla karşılar, bundan memnuniyetle ders çıkarırız.

Ancak sizin gibi garez ve husumet erbabından alacağımız bir ders olmadığı gibi, fikir ve görüşlerinize değer de vermeyiz.

Siz yıllarca pohpohlanmaya, yağlanıp ballanmaya alışmış olduğunuz için şimdi hak ettiğiniz cevabın verilmesini hazmedemiyorsunuz.

Eminiz ki haksız eleştirilerinizi öven bir mektup yollasak, bizi göklere çıkarırdınız.

Dost acı söyler diyorsunuz; acı değil, kışkırtıcı ve hain bir dil kullanıyorsunuz.

Hak ettiğiniz cevabı alınca da biraz çark etmeye biraz da istihza ve istihfafa başlıyorsunuz.

Sevsinler sizin sahte sempatinizi ve kartondan dostluğunuzu!

Partimize, liderimize ve camiamıza bu sakil üslupla saldırma hakkını neyinize güvenerek kendinizde görüyorsunuz?

Alışmışsınız tabii köteksiz köyde değneksiz dolaşmaya…

Basında kamplaşmaların artmasına ve ahlaki değerlerin yok olmasına, sizin gibi kör inadının, şişkin egosunun peşinden gidenler yol açtı.

Sizin gibi nefsine ve beşeri arzularına yenik düşen tipler, medyayı yaşayan ölüler makberi hâline getirdi.

Topluma verdiğiniz zararlar da cabası…

Bunca yıllık gazetecisiniz; gelebildiğiniz nokta ortada: Tetikçilik…

Tecrübelerinizi ve birikiminizi bilgece kullanacağınıza, şöhret âşıklısı ve bencil gençler gibi sağa sola sataşıyorsunuz.

Sadece bilgelik taslıyorsunuz.

Biz; kendi adımıza değil, incitmeyi göze alıp aşağılama cüretini gösterdiğiniz büyük bir camia adına size cevap veriyoruz.

Siz bu kafada oldukça ağzınızın payını vermeye devam edeceğiz.