Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 20°C
Pts 22°C
Sal 24°C
Çar 22°C

ARINÇ: KÜPÜN IÇINDE NE VARSA DIŞARIYA DA O SIZIYOR

ARINÇ: KÜPÜN IÇINDE NE VARSA DIŞARIYA DA O SIZIYOR
04/03/2014 21:08
A+
A-

Başbakan Yardımcısı Arınç, CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu kastederek “Heybesinde küfürden başka bir şey yok bu adamın. İnsan biraz utanır, sıkılır yahu” dedi.

Gürsu ilçesinde, AK Parti İlçe Teşkilatı üyeleri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin katılımıyla Belediye Düğün Salonu’nda düzenlenen toplantıda konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, partiyi kurarken bir söz verdiğini ve yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar olmak üzere “3Y” ile mücadele edeceklerini söylediğini hatırlattı.

Bu 3 konuda karnelerinin “yıldızlı pekiyi” olduğunu dile getiren Arınç, şöyle devam etti:

“Yolsuzlukla mücadele ettik. Devleti soyanlar kalmadı. 55 mafya ve çeteyi çökerttik. Türkiye’de kimse haksız kazanç peşinde koşamaz hale geldi. Bakmayın bugünlerdeki dedikodulara, onun bunun laflarına. Eğer bir yerde yolsuzluk varsa bunu yakasından tutup yere çalacak parti de AK Parti’nin ta kendisidir. Yasaklarla mücadele ettik. Başörtüsü bir sorundu. Üniversitelerde kızlarımızı okullardan atıyorlardı. Seçiliyor, Meclis’e geliyor, Meclis’ten atıyorlardı. Dini kitaplar okunamıyor, ayrımcılık yapılıyor, insanlar inançlarından dolayı aşağılanıyordu. 3 konuda da hükümetimiz başarılı oldu ve halkımıza verdiği sözü tuttu. ‘Senden aldığım emaneti sokakta bırakmam. Hangi zorlukla, hangi tehditle karşılaşırsam bile cesur, inançlı olacağım. Kimsenin topuna tüfeğine aldırmayacağım. Halkımın yanındayım. Onun için siyaset yapacağım’ dedik.”

“Küpün içinde ne varsa dışarıya da o sızıyor”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, son günlerdeki konuşmalarını anımsatan Arınç, şöyle devam etti:

“Bugünkü ana muhalefet partisi lideri, Bursa’ya geliyor, hiç utanmadan ve sıkılmadan bir saat konuşuyor. Konuşmasının 55 dakikası 3 kelimeden ibaret. Başbakan için yüzü kızarmadan, haya ve edep duymadan 3 kelimeyi 55 dakika tekrarlıyor. Ne kadar ayıp, çirkin, ne kadar terbiye dışı bir şey. Ben tekrar etmekten utanıyorum. Bu ülkeyi 11 yıldan beri hamdolsun ki başarıyla yönetmiş, milli geliri 6 misli artırmış, ’25 bin dolara da 2023’te ulaşacağım’ diyen bir insana affedersiniz ‘başbakan’ demeyecekmiş de başka bir şey diyecekmiş. Siz bile televizyonlarda dinlerken utanıyorsunuzdur diye tahmin ediyorum. Edep sahibi insanlar, bir ülkenin başbakanına kim olursa olsun bu sıfatları kullanamaz, kullanmamalı. O kullandığı çirkin sıfat ve kelimeleri faiziyle kendisine iade edeyim diyorum. Sen ana muhalefet lideri olacaksın, yarın iktidara gelme ihtimalini bir varsayım olarak farz edeceğiz. Peki güzel kardeşim, senin nasıl konuşman lazım? ‘Bu hükümet, ülkeyi iyi yönetemedi, az işler yaptı, ben daha çok yapacağım, milli geliri daha çok artıracağım, dış politikada daha çok etkili olacağım.’ Haydi bunları söylesene. Yok, heybesinde hiçbir şey yok. Heybesinde küfürden başka bir şey yok bu adamın. İnsan biraz utanır, sıkılır yahu. Senin 7 dosyan var. O dosyalardan dolayı ben senin yüzüne bir şey söylüyor muyum? 93 CHP milletvekili hakkında fezleke var; dolandırıcılıktan evrakta sahteciliğe kadar. Ben bir yerde çıkıp da ‘sahtekar’ dedim mi? Demem, diyemem, utanırım. Bunların hepsi bir iddiadır. Sonunda yargı kararıyla sabit olduğu takdirde mahkeme, onun hesabını görür. Bir siyasetçi, başka bir siyasetçiye hakaret etme hakkına sahip değildir ama Kılıçdaroğlu’nun ağzından başka bir şey çıkmıyor. Küpün içinde ne varsa dışarıya da o sızıyor.”

“Bu kadar şekilci olabilir mi bir insan?”

Bülent Arınç, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin masum bir insan olduğunu dile getirerek, hükümeti eleştirecek bir taraf bulamadığını savundu.

Onun da Kılıçdaroğlu gibi bir şeyler söylemek istediğini ancak edepli olmasından, onun kadar saldırgan olmamasından dolayı onu takdir ettiğini söyleyen Arınç, şunları kaydetti:

“AK Parti’yi eleştirmek için bazı şeyler söylüyor. Biraz da gülesim geliyor. Diyor ki ‘Ben iktidar olacağım, ondan sonra Tayyip Bey’in evinin karşısına 50 metrelik bir afiş asacağım; Ne mutlu Türküm diyene.’ Bunu yapacakmış. 50 metrelik bir afiş asacakmış. Tayyip Bey, her sabah kalktığında bakacakmış; ‘Ne mutlu Türküm diyene.’ ‘Başka bir şey daha yapacağım’ diyor. Çağıracağım okul çocuklarını, ilkokul çocuklarına haftada bir kez evin önünde and okuyacağım’ diyor. ‘Türküm, doğruyum, çalışkanım’ filan diye bizim zamanımızda da vardı. Allah Allah bu da muhalefet partisi. E yaz, ne var bunda. Bu neyi gösteriyor? Bunun neye faydası var? Bu memlekette bunu açık açık ilan etmek, geçmişte de suç değildi bugün de suç değil. Gurur duyarız, Türklerin yaptığı tarihteki şaheserleri anlatırız. Milletimizden, milliyetimizden kimsenin kimseye karşı bir üstünlüğü de yok. Bu topraklar üzerinde biz millet olarak kardeşçe bin yıldır yaşamışız. Ne olacak, andı okusan, okutsan ne olacak? Yani bu andı okutarak sen ne yapacaksın? Bu kadar şekilci olabilir mi bir insan? Bu kadar şekilcilikle ülke yönetilebilir mi yahu?”

Arınç, AK Parti’nin çok güzel işler yaptığına dikkati çekti.

Suçlama, yalan, iftira ve montajlara itibar edilmemesi gerektiğini söyleyen Arınç, “Doğru yolda gittiğimize inanın, haksızlık yapmadığımıza inanın, bize güvenin. Bu insan, başımızdaki Başbakan, 11-12 yıldan bu yana yanlış bir iş yapmadı, yanlış bir adım atmadı, haksızlık yapmadı, yolsuzluklara göz yummadı. Buna inanın. Kim ne derse desin, Allah’ın izniyle ama düşe kalka ama dosdoğru gittik ve dosdoğru gitmeye devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

“Allah’a hamdolsun yaptıklarımızı konuşuyoruz”

Arınç, 60 kilometrelik tünellerin yapılması ve yüksek hızlı tren raylarının döşenmesi için 390 milyon, eski ifadeyle 390 trilyon lira harcandığını belirterek, şöyle devam etti:

“Tünel yapmak kolay değil, sert satıhlı toprakta biraz daha hızlı gidiyorsun ama yumuşak satıhlı toprakta işin biraz daha zor. Daha güç ve imkan sarf etmek gerekiyor. Hamdolsun alnımız açık. Orada da işler çok güzel gidiyor. Elbette durak noktalarından birisi Gürsu’da olacak. Gürsu’da yüksek hızlı trene bineceksin, Türkiye’nin 15 vilayetine doğrudan bağlanacaksın. İstersen İzmir’e git, istersen İzmir’den Antalya tarafına dön. Allah’a hamdolsun yaptıklarımızı konuşuyoruz. Bakın Başbakanımız her miting meydanına çıktığında anlatıyor. ‘Sağlıkta şunları yaptık, ulaşımda bunları yaptık, enerjide barajlar yaptık, göletler yaptık.’ Ne anlatıyor Türkiye’ye yaptığı hizmetleri. Saatler sürüyor bitmiyor, rakamlar konuşuyor. Ben şimdi 390 trilyonu yüksek hızlı trenin sadece şu kadarcık bir mesafesi için harcayabiliyorum. Ama geçmişte bu ülkeyi yönetenler Avrupa’da 1 milyon kredi bulabilmek için kapı kapı dolaşıyorlardı. Yüzlerine bakmıyorlardı. Kapı önünde bekletiliyorlardı. Sonunda bir başbakan veya bakan Ankara’ya haber gönderiyordu ‘Müjde 1 milyon dolar kredi buldum’ diye. Senin 1 milyon dolar kredinin 390 mislini ben 60 kilometrelik yüksek hızlı tren için verebiliyorum. Allah’a hamdolsun. Şimdi bakınız yaptığımızı konuşuyoruz. Gürsu’da da Bursa’da da konuşuruz. Türkiye’nin her yerinde alnımız açık konuşuruz.”

Toplantının ardından ilçe merkezine gelen Arınç, aracından inerek, esnafla bir süre sohbet etti.

“Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı, yaptıklarımız da bizim aynamız”

Başbakan Yardımcısı Arınç, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursa-Ankara karayolunda inşa edilen “Kestel Köprülü Kavşağı”nın açılış töreninde yaptığı konuşmada da kürsüye çıktıklarında hükümet adına, ülkenin içinde bulunduğu durumu, sağlık, eğitim, enerji ve diğer alanlarda neler yaptıklarını anlattıklarını, Türkiye’nin 11 yıl öncesinden bu günlere nasıl geldiği konusunda saatlerce konuşabildiklerini söyledi.

Arınç, Türkiye’nin, 11 yıl yıl öncesinden bu güne önemli aşamalar katettiğini, sağlık, eğitim, ulaşım alanlarında büyük hizmetler yaptıklarını vurguladı. Bunları söylediklerine dikkati çeken Arınç, şöyle devam etti:

“Karşımıza geçip muhalefet yaptığını zannedenler, ne yaptıklarını, ne yapacaklarını bilemedikleri, söyleyemedikleri için bir saatin 55 dakikasını 3 tane küfür kelimesine harcayabiliyor, bir başkası da hayal kurabiliyor. Hamdolsun yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatı olduğu gibi, yaptıklarımız da bizim aynamızdır. Milletimizin önünde, yaptığımız her işin, attığımız her adımın, söylediğimizin her sözün hesabını veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Hayal peşinde koşmuyoruz. ‘Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim, inan ki ne demişsem doğru söylemişim, şudur benim bildiğim en doğru söz; sözün onun gibi olsun, hakikat olsun tek’ diyor, yaptığımız işleri anlatıyoruz.”

“Aynen Sultan Fatih gibiyiz”

Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u fethini hatırlatan Arınç, şunları dile getirdi:

“Dağları kazıyoruz, toprağın altından üstünden giriyoruz, denizlerin altından ülkeler, kıtalar birbirine yaklaşıyor. Biz böyleyiz hamdolsun, Sultan Fatih gibi. 21 yaşında gencecik insanın, İstanbul üzerine giderken karşısına çıkanlar şunu söylüyor; ‘Çok da gençsin, tecrübesizsin. Senden evvel 9 kere Araplar, 21 defa Venedikliler, Cenevizliler İstanbul’u almak için geldi de onlar muvaffak olamadı, sen neyine güveniyorsun?’ Fatih’in verdiği cevap çok güzeldir; ‘Biz inançlı insanlarız, biz öyle şeylere muktediriz ki yapabiliriz ki siz onları hayal bile edemezsiniz.’ Biz de AK Parti hükümeti olarak, aynen Sultan Fatih gibiyiz. Başkalarının hayal edemediklerini bir bir gerçekleştiriyoruz hamdolsun. Daha da yapacaklarımızla birlikte.”

Daha sonra Arınç, Vali Münir Karaloğlu ve Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile kurdeleyi keserek, Kestel Köprülü Kaşağı’nın açılışını gerçekleştirdi.

30 Mart akşamı hiçbiri kalmaz

Bülent Arınç, Bursa’nın Kestel ilçesinde, Belediye Düğün Salonu’nda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar ve partililerinin katılımıyla düzenlenen toplantıda da bir konuşma yaptı.

Hükümetin, ekonomi ve istikrar bakımından çok önemli hizmetler yaptığını vurgulayan Arınç, son günlerde ortaya atılan iddialara değindi. Bu dedikoduların biteceğini dile getiren Arınç, “30 Mart akşamı bu dedikoduların hiçbiri kalmaz. Bunların hepsi, bu hükümeti seçime giderken tökezletmek, itibarsızlaştırmak içindir. Bizden emin değil misiniz? Allah korusun haramdan, milletin malına el uzatmaktan korkarız; Allah’tan korktuğumuz için. Böyle bir yolsuzluğun içinde olsak şu kadar büyük hizmetleri yapmak mümkün olur muydu?” diye konuştu.

Arınç, geçmiş dönemlerde TBMM’de muhalefette yer aldığını hatırlatarak, iktidara gidip “Lütfen şu işin yapın” dediklerinde, “Nasıl yapayım kardeşim. 1 lira bile ödeneğim yok” yanıtını aldıklarını, kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaki köylerin bile suyunun, yolunun bulunmadığını anlattı.

Bakanlık sayısını 24’e düşürdük

İktidarı, 2002 yılının sonuna doğru DSP-MHP-ANAP koalisyonundan devraldıklarını anımsatan Arınç, o hükümette bakan sayısının 38 olduğunu belirtti.

İş başına gelince bu sayıyı 24’e düşürdüklerine dikkati çeken Arınç, şöyle devam etti:

“Çünkü onlar koalisyonda kırmızı plaka paylaşmak için bakanlık sayısını artırıyordu. Küçük parti diyordu ki ‘Ben 9’dan aşağısına razı değilim.’ ‘Efendim ben daha ortadayım o zaman benim 15 bakanlığım olsun.’, ‘E ben de biraz büyüğüm, benimki daha fazla olması lazım değil mi?’ Al sana 38 tane bakan, 20’si devlet bakanı. Devlet bakanı neden sorumlu; gübre sanayisinden sorumlu. Her biri bir bankadan sorumlu. Emlak Bankasının ayrı bakanı, Ziraat Bankasının ayrı bakanı var. Çok şükür bana şimdi 11 tane kurum bağlandı. Bir bakan yerine göre 12 tane kurumdan sorumlu oluyor. Olmayacak bir şey değil ki. Bakanlık sayısını indirdik, 10 olan devlet bakanlığı sayısını 10 tane icracı bakanlık yaptık, işi bitirdik. Yolsuzluk peşinde olsak bütün bunları artırmamız gerekmez miydi? Herkese bir şeyler vermek gerekmez mi? Herkesin cebini doldurmak, herkesin sırtını sıvazlamak gerekmez miydi? Bunların hiçbirini yapmadık, millet için çalıştık.”

AK Parti artık çok oldu

Arınç, iftiralara maruz kaldıklarını anlatarak, şunları kaydetti:

“AK Parti artık çok oldu, keyfimizi kaçırdı, bunlardan kurtulmanın başka çaresi yok, silahtan korkmadılar, darbeden ürkmediler, ‘Partiyi kapatacağız’ dedik, ‘Ne yaparsan yap, dimdik ayaktayım’ dediler. Aralarından 3-5 kişiyi çaldık, partiyi bölmeye çalıştık, o da olmadı. Çünkü başlarında yiğit bir insan var. Eğilmiyor bükülmüyor, dik duruyor diklenmiyor. Allah’tan başkasına kulluk etmemeye karar vermiş. Buna iftira atalım, buna yalan söyleyelim, buna montaj yapalım, onun itibarı giderse hükümetin de itibarı gider. Allah istemedikçe hiçbir şey olmaz. Alnımız açık, başımız dik. Ana muhalefet partisi liderinde biraz edep ve haya olsa ah keşke olsa Bursa’ya geldiği zaman yaptığı konuşmaları sağda solda tekrar etmese. Bursa’da bir saat konuşuyor, 55 dakikası Başbakanımıza hakaret etmek. Başbakanımıza hakaret olarak ağzından ne kadar çirkin kelime çıkacaksa utanmadan, sıkılmadan söylüyor. Sen ana muhalefet partisi lideri değil misin, iktidara gelmek istemiyor musun? İktidara geldiğinde senin ne yapacağını benim bilmem doğru değil mi? Sen bunları anlatsana. Hayır. Hiçbiri yok, tekrarlamakta hicap duyuyorum, Başbakan’a hakaret üstüne hakaret. O hakaretlere müstahak değiliz. O söylediğin sözlerin 10 mislini sana iade ediyoruz. Seçimlerin ardından bu iftiraların hiçbiri kalmayacak. Belki Kemal Kılıçdaroğlu’nun kendisi de o partisinde kalmayacak. Sonuçların ne olacağını Allah bize gösterir.”

Kuyu kazanların çoğu, kendisi kuyunun içine düşer

Halkın her türlü takdirine hazır olduklarına işaret eden Arınç, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Yeter ki iftira etmeden, yalan söylemeden, tuzak kurmadan, hilekarlık yapmadan adaylarıyla seçime girsinler, bizden daha başarılı olacaklarını halka inandırsınlar. Yok kuyu kazarak bu işi yapacaklarsa vallahi tarih göstermiştir ki kuyu kazanların çoğu, kendisi kuyunun içine düşer. Bize bir şey olmaz. Biz güçlü bir iktidarız hamdolsun. Düştüğümüz yerden kalkarız ama sen bir düşersen bu seçimden sonra istediğin neticeyi alamazsan seni kimse kurtaramaz. Sen zaten o partide eğretisin, kasetle geldin, bugünkü sahte kasetlerle de gidersin. Haydan gelen huya gider.”

Türkiye’de 11-12 yıldır hem siyasi hem de ekonomik istikrar bulunduğunu bildiren Arınç, bundan önceki 3 partili koalisyon hükümetleri döneminde, yolsuzluk iddiaları ve diğer olumsuz etkenler yüzünden siyasetin yozlaştığını savundu.

Arınç, 11 yıldır pek çok zorlukla karşılaştıklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“Hamdolsun 11 yıldan bu yana başımız önümüze eğilmedi. Tuzaklar kuruldu, gitmemizi isteyenler, eski günlerin hayallerini kuranlar oldu. Aramıza nifak sokmaya çalışanlar, partimizi kapatmak isteyenler oldu. Darbeciler, cuntacılar biraz kıpırdanmaya başladı ama hiçbirinde başımızı öne eğmedik. Size verdiğimiz sözü tuttuk, bugünlere geldik hamdolsun. Allah’a hamdolsun hizmetten başka bir şey yapmadık. Başbakan, bakanlarımız, hükümetimiz, 24 saatte 25 saat çalıştık ve bu ülkenin hizmet bakımından geride ne kalmışsa onları yapmaya gayret ettik. 90’lı yılları 80’li yılları, bilmem ne nisan kararlarını, Çiller dönemini, daha önceki dönemleri yaşamış bir insanım. İç politik sebeplerden ekonomik krizler çıkar, sonra birisi gelir devalüasyon yapar, yüzde 50’lik, yüzde 100’lük devalüasyonlar sonrası 40-45 liralık dolar 70 lira olurdu mesela.”

Bütün ekonomik göstergelerin, büyüme oranlarının gayet güzel olduğunu, ekonomik krizden bile dünyada en az etkilenen ülkelerden birinin Türkiye olduğunu ifade eden Arınç, IMF’ye borcun ödendiğini anımsatarak, yakın gelecekte bu kuruluşa 5 milyar dolar kredi vereceklerini belirtti.

Yıllardır siyasetin içinde olduğunu dile getiren Arınç, “Rahmetli Özal’ı tanıdım, sevdim. Demirel’i bilirim, Özal kadar sevmedim. Yani görmediğim, tanışmadığım adam kalmadı ama en çok rahmetli Erbakan’ı sevdim” diye konuştu.

aa