Dolar 32,5346
Euro 34,9863
Altın 2.440,42
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 18°C

ASMADILAR, TELEVİZYON HEDİYE ETTİLER

ASMADILAR, TELEVİZYON HEDİYE ETTİLER
12/01/2013 11:35
A+
A-

orhankaratas1

Asmadılar, televizyon hediye ettiler

PKK’lı 3 kadın teröristin Paris’de evlerinde öldürülmesi, AKP-BDP-PKK ve cani blokunu çok rahatsız etti. Ne olduğunu, nasıl olduğunu, işin arkasında kimlerin bulunduğunu henüz kimse bilmiyor. Ama ortada bir gerçek var. Paris’in göbeğinde, özel koruması olan bir eve girip, sessiz sedasız bu eylemi yapmak sıradan bir iş değil.

İHTİMALLER

İlk dakikadan itibaren iki ihtimal üzerinde duruluyor. Birincisi ve en kuvvetli olanı, bunun bir örgüt içi hesaplaşma olmasıdır ki, varlık sebebi öldürmek olanlar için bu çok da zor bir eylem değildir. Öldürülen kadınlardan birin aynı zamanda ihanet örgütünün para işlerinin başında da bulunması, bu ihtimali daha da güçlendiriyor. Unutulmaması gerekir ki, PKK bir terör örgütü olduğu kadar, aynı zamanda milyar dolarların döndüğü bir kara para aklama, uyuşturucu, kaçakçılık ve taşeronluk örgütüdür. İhanet ve para içi içe geçmiştir.

Para hainleri daha da azdırmıştır. İki gün önce yazdığımız yazıda bu duruma özellikle dikkat çekmiş ve gelir kaynaklarını kurutmadan, bu yönde tedbir almadan, terörü bitirmenin imkansız olduğunu değerlendirmiştik. Oysa şu ana kadar ortalığa saçılanlar AKP’nin bu yönde en küçük bir girişiminin olmadığını gösteriyor ki, bu durum nasıl bir oyunla karşı karşıya kaldığımızı anlamayı daha da kolaylaştırıyor.

DERİN DEVLET !

Zayıf da olsa başka ihtimallerin bulunduğu da doğrudur. Nitekim, çok çeşitli senaryolar dile getirilmiştir. Ama bunların içinde en ilginç olanı, Türk derin devletinin bunu yapmış olabileceğinin söylenmesidir. Derinlikten kast edilen istihbarat kurumları mı, yoksa kendi başına hareket eden, gizli örgütlenmeler mi? İkincisinin kast edildiği anlaşılıyor. Hiç dolandırmadan söyleyelim. Türkiye’de bu eylemi yapacak devlet dışı derin bir örgütlenme varsa, bugüne kadar yazılan, çizilen, anlatılan her şey daha en başında çökmüş demektir. Eğer devletin istihbarat kurumları kast ediliyorsa, o zaman, hemen şunu sorarım. Bu ihanet güruhu bu kadar kan dökerken, tehdit ederken, yayılırken neden bu derinlik devreye girmedi? Kaldı ki, bir ülkenin kendi varlığına yönelik bir saldırıyı defetmesi için derinlik de dahil, her türlü tedbiri alması en doğal hakkı değil midir? Başta ABD olmak üzere, dünyanın bütün ülkeleri bunu yapmıyor mu? Bu noktada asıl tartışılması gereken, Türkiye’nin varlığına yönelik tehditleri bertaraf edecek bir istihbarat yapılanmasının olup olmadığı veya yeterliliğidir.

ASIL VAHAMET

Yabancı istihbarat kurumlarının provokasyon amaçlı olarak böyle bir eylem yapmış olmaları da elbette ihtimal dahilindedir. Burada da bir başka vahamet ortaya çıkıyor. Şu işe bakın ki, sebep ve hedef her ne olursa olsun, Türkiye’nin varlığına kast eden 3 kişinin öldürülmesi, her şeyin önüne geçiyor. Siz bu kanlı katilleri bu kadar muhatap alır, bu kadar yüceltir, bu kadar önem verirseniz, varılacak nokta bu olur. Ve şu pişkinliğe bakın ki, Fransa Cumhurbaşkanı çıkıp, kırmızı bültenle aranan eli kanlı bir teröristi tanıdığını ve belli aralıklarla görüşmeler yaptığını söyleyebiliyor. Eğer bir hesap sorulacaksa, önce bunun hesabı sorulmalıdır. Asıl vahamet budur. AKP önce oturup bunun üzerinde düşünmelidir. Nerede kaldı sizin itibarınız, saygınlığınız, etkinliğiniz?

EN ÇOK KİM İSTİSMAR EDİYOR?

Bu tür olayların bir ortak noktası vardır. İşin içinde kimin veya kimlerin olduğunu gerçekten merak ediyorsanız, olaydan en çok kimlerin faydalandığına, kimlerin istismar ettiğine ve bunun üzerinden bir yerlere ulaşmaya çalıştığına bakacaksınız. Hrant Dink olayında da böyleydi, Uludere olayında da böyleydi, bu olayda da böyle. Hrant Dink olayı olmasaydı, Türkiye ile meselesi olanlar bu kadar aleni harekete geçebilirler miydi? Türkiye’de Ermeni olmayı bu kadar kutsayabilirler miydi? Dink olayı, sadece bu ülkeyle meselesi olanların işini kolaylaştırdı. Uludere olmasaydı PKK bu kadar istismar imkanı bulabilir miydi? Uludere sadece PKK’nın ve uzantılarının işine geldi. Şimdi çok daha hareket ediyor, çok daha fazla kaçakçılık yapabiliyor ve kim bilir bu sayede çok daha fazla uyuşturucu, silah ve diğer belaları sınırdan geçirebiliyorlar. Bu olaydan sonra da artık Avrupa ülkelerinde ihanet etmek çok daha rahat ve legal hale gelecek, içerideki uzantılar için yeni bir istismar imkanı doğacaktır.

BEBEK KATİLİNE HEDİYE TELEVİZYON

Yeni bir “cambaza bak” oyunuyla karşı karşıyayız. Dikkatler bir anda Paris’e çekildi. Eli kanlı teröristler, neredeyse masum insanlar olarak gösteriliyorlar. Bu arada İmralı canisine başbakanın televizyon hediye etmesi dikkatlerden kaçıyor. O televizyonda ne tür programlar görmek istediklerini sorup sormadıklarını gerçekten merak ediyorum. Bir idam mahkumu, bir terörbaşı düşünün ki, yattığı yer parti genel merkezine dönüştürülsün. Rahatı ve konforu için hiçbir şey eksik edilmesin. Hani bu caninin kendisiyle ilgili her hangi bir talebi yoktu? Hani idamı yeniden getiriyordunuz? MHP’yi bu caniyi asmamakla suçlayanlar, bırakın bebek katilini asmayı, yattığı yeri parti genel merkezine çevirdikleri gibi, tarihe bebek katiline televizyon hediye edenler olarak geçecekler.

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU