Dolar 32,5015
Euro 34,5940
Altın 2.500,78
BİST 9.548,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 24°C
Az Bulutlu
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Çar 20°C
Per 18°C
Cum 16°C
Cts 18°C

BAĞIŞ: HEDEFİMİZ VİZE MUAFİYETİ

BAĞIŞ: HEDEFİMİZ VİZE MUAFİYETİ
28/12/2012 13:07
A+
A-

Bağış, CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker’in soru önergesine yazılı yanıt verdi.

Hükümet’in, Geri Kabul Anlaşması’nın parafe edilmesini, AB Konseyi’nin Avrupa Komisyonu’na vize muafiyetine gidecek sürecin başlatılması için yetki vermesine bağladığını belirten Bağış, yetkilendirmenin AB Konseyi’nce 21 Haziran 2012’de onaylanması üzerine Geri Kabul Anlaşması’nın paraflandığını anımsattı. Bağış, yetkilendirmeyle başlayan sürecin amacının, Türk vatandaşlarının tüm Schengen ülkelerine vizesiz girişini sağlamak olup, vize işlemlerinin kolaylaştırılmasından ibaret olmadığını kaydetti.

Bağış, Türkiye’nin, üyelik müzakerelerine başlayan aday ülke sıfatıyla, vatandaşlarının AB ülkelerine vizesiz giriş hakkından yararlandırılmasında hukuki, siyasi ve ekonomik olmak üzere güçlü dayanaklara sahip olduğunu vurguladı.

Bağış, Türkiye’nin, vize muafiyeti konusunda ortaklık ilişkisinden kaynaklanan taleplerinin hukuki dayanağını, 1 Ocak 1973’te yürürlüğe giren Katma Protokol’de yer alan ”koşulları ağırlaştırma yasağı”nın oluşturduğunu ifade etti.

Türkiye-AB ortaklık hukukundan kaynaklanan bu hakkın uygulanması konusunda yargı kararları sayesinde önemli gelişmeler yaşandığına işaret eden Bağış, AB Adalet Divanı’nın (ABAD) kararlarından sonra, özellikle Almanya ve Hollanda mahkemelerinde, Türk vatandaşlarının hizmet sunma amacıyla, bu ülkelere vizesiz girebileceği yönünde kararlar verildiğini anımsattı.

Bağış, hizmet alanlarında koşulları ağırlaştırma yasağı kapsamına dahil olup olmadıklarına ilişkin nihai yorumun, Alman mahkemelerinden ABAD’a giden bir ön karar başvurusunun (Demirkan davası) konusunu oluşturduğunu, bu konudaki ABAD yorumunu içeren yargı kararının 2013 başında açıklanmasının beklendiğini bildirdi. Egemen Bağış, şunları kaydetti:

”Katma Protokol’de yer alan koşulları ağırlaştırma yasağı, her bir üye devlet için Katma Protokol’ün kendisi bakımından yürürlüğe girdiği tarihte mevcut olan düzenleme ya da uygulamayı kötüye götürmeme yükümlülüğünü içermekte olup, bu nedenle vize konusunda ABAD önüne götürülen ve başarı sağlanan davalar bu kapsama giren AB üyesi devletlerle ilgilidir.

Yargı kararları ile sağlanan gelişmeler uzun zaman aldığından ve üye devletler arasında uygulamada farklılıklara da yol açabildiğinden bu konuda tüm vatandaşlarımızı kapsayacak vize muafiyetinin bir an önce hayata geçirilmesi çalışmaları da hukuki sürece paralel ve onun yerine geçmeyecek, hukuki süreçteki haklarımızın ileri sürülmesi ve elde edilmesi çabalarına halel getirmeyecek, aksine bu hakların saklı tutulmasına yönelik bir anlayışla sürdürülmektedir.”

”Vize çilesini sona erdirmiyor”

Bağış, kazanılan davalara rağmen vatandaşların, AB ülkelerine girerken vize almak zorunda kaldıklarına dikkati çekti.

Belli üye devletlerin, belli kategorilere yönelik tedbirlerle bu yargı kararlarını bireysel biçimde uygulamaları ya da uygular gibi yapmalarının, vatandaşın vize çilesini sona erdirmediğini vurgulayan Bağış, vize konusunun, halen büyük ölçüde üye devletlerin yetkisinde olduğunu kaydetti. Bağış, yargı kararlarının gerektiği gibi uygulanması için AB nezdinde bir cebri icra makamı da bulunmadığına işaret ederek, amaçlarının, kazanılmış haklara halel getirmeden, vatandaşları vize sorunundan kurtarmak olduğunu bildirdi.

Bağış, uluslararası alanda hukuken haklı olmanın her zaman sonuç almaya yetmediğini; ekonomik, siyasi ve diplomatik açıdan güçlü olmak gerektiğini belirtti. Bağış, Türkiye’nin, son 10 yılda attığı adımlarla, gücü ve ağırlığıyla haklı olduğu bu konuda hakkını alabilmek için AB’yi ilk defa açık ve net biçimde adım atmaya, taahhütte bulunmaya zorladığını ifade etti.

Bakan Bağış, şöyle devam etti:

”Geri Kabul Anlaşması’na ilişkin tutumumuzun, AB’nin vize serbestisine ilişkin yol haritasını tamamlaması karşılığında Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanması ve vatandaşlarımıza Schengen vizesi serbestisi ile Geri Kabul Anlaşması’nın eş zamanlı olarak yürürlüğe girmesi şeklinde olduğu açıklıkla ortaya koyulmuştur. AB Konseyi’nin, tüm Türk vatandaşlarına yönelik vize muafiyeti sürecini başlatma yönünde karar alması ve bu sürecin yürütülmesi konusunda Avrupa Komisyonu’nu yetkilendirmesi bunun sonucudur. Bu aşamadan sonra Avrupa Komisyonu’nun ülkemize de danışarak hazırlamasını beklediğimiz bir yol haritasının uygulanmasına başlanacaktır. Hedefimiz, tüm vatandaşlarımızın tüm Schengen ülkelerine vizesiz girişini sağlayacak vize muafiyeti olup Sayın Başbakanımızın önderliğinde tüm ilgili kurumlarımızla ve toplumun her kesimiyle işbirliği içerisinde vatandaşlarımızın bu önemli sorununu çözmek konusunda her türlü gayreti milli menfaatlerimiz doğrultusunda göstermeye devam edeceğiz.”

AA

ETİKETLER: