Dolar 32,3679
Euro 35,1021
Altın 2.325,03
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

Bahçeli: Bir davaya baş koymuş kişilerin birbirine çamur atması kabul edilemez

A+
A-

Bahçeli: Sosyal medyayı silah gibi kullanarak bir davaya baş koymuş kişilerin birbirine çamur atması kabul edilemez

MHP Lideri Bahçeli “Dava arkadaşlarının birbirine saygılı, müşfik, muhabbet dolu olması kaçınılmaz bir görevdir. Asılsız isnat, itham ve iftira davaya sığmaz. Sosyal medyayı silah gibi kullanarak bir davaya baş koymuş kişilerin birbirine çamur atması kabul edilemez bir ilkellik ve ilkesizliktir”

MHP Lideri Bahçeli “Dava arkadaşlarının birbirine saygılı, müşfik, muhabbet dolu olması kaçınılmaz bir görevdir. Asılsız isnat, itham ve iftira davaya sığmaz. Sosyal medyayı silah gibi kullanarak bir davaya baş koymuş kişilerin birbirine çamur atması kabul edilemez bir ilkellik ve ilkesizliktir” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli sosyal medya hesabı twitterdan önemli açıklamalarda bulundu.

İki türlü dava vardır: Bunlardan birisi hukukidir, yargısal niteliktedir. Diğeri

ise yüksek bir ülküye adanmanın mükâfatı ve muazzez halidir.

İfade etmeliyim ki, evladım Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nu şehit eden katillerle

ilgili iki yıldır süren davanın sonuçlanması memnuniyet vericidir.

Katil ağırlaştırılmış müebbet ceza almış, bir nebze de olsa adalet yerini

bulmuştur. Fırat geri gelmeyecek olsa da, yüreklere su serpilmiştir.

Adalet bir hakkın haklısına gecikmeksizin iadesidir. Şehidimiz huzurla

yatsın, geride bıraktığı dava arkadaşları hakkını koruyacaktır.

Dava arkadaşlığı sorumluluk gerektirir, vefa gerektirir, fedakârlık

gerektirir, hepsini geçtik sabır ve iyi niyetli olmayı gerektirir.

Ülküdaşlık hukuku çiğnenmeyecek, çiğnetilmesine göz yumulmayacak

büyük, tarihi ve kutlu bir bağdır. Bu bağ kırılmaz, kopmaz, koparılamaz.

Dava arkadaşlarının birbirine saygılı, müşfik, muhabbet dolu olması

kaçınılmaz bir görevdir. Asılsız isnat, itham ve iftira davaya sığmaz.

Sosyal medyayı silah gibi kullanarak bir davaya baş koymuş kişilerin

birbirine çamur atması kabul edilemez bir ilkellik ve ilkesizliktir.

2

Aslı astarı olmayan, önü arkası belli olmayan şüphe ve vehimlerle itibar

suikastına, haysiyet cellatlığına soyunmak tehlikeli bir savrulmadır.

Hırslara ket vurmak, öfkeleri dizginlemek, arzulara sınır koymak, elbette

samimiyet ve safiyette ise tüm engelleri aşmak zordur, ama soyludur.

Sosyal medyanın dehlizlerinde, dipsiz derinliklerinde ne davaya yön

verilir, ne de bir hak müdafaa edilir. Bunu akıldan çıkarmamak lazımdır.

Gurur suskun, kibir gevezedir. Onur yüksek, omurgalı olmak asıl ve

mecburidir. Sevgi olmalıdır, eğer yoksa saygı zorunludur.

Türkiye’deki tartışmaların ana kaynağı uzlaşma zeminlerinin çatlaklığı,

buluşma ve birlik olma hissiyatının maalesef yara almış olmasıdır.

Her sıkıntı ve açmaza rağmen umutsuzluğa yer yoktur. Karamsarlık aklın

durması, sabrın uyuşmasıdır. Bu ise inanç ve kültürümüze aykırıdır.

Konuşarak her şey çözülecektir. Münakaşa değil, mutabakat arayışıyla

her sorun bitecektir. Yeter ki isteyelim, yeter ki bunu hedefleyelim.

Biz içimizde bir olursak dışımızda ne tür bir komplo olursa olsun, kumpas

ve tuzaklar ne kadar vahşi kurgulanırsa kurgulansın işlemeyecektir.

Unutmayalım ki, ayrılıkta azap, birlikte hayır vardır. Fitne güçlü olsa da,

fikren, fiilen ve fiziken bir arada olanlara zarar veremeyecektir.

Son olarak İstanbul’da meydana gelen doğal afetten büyük bir üzüntü

duyduğumu özellikle dile getirmek isterim.

106 yılın en şiddetli yağışlarından birisini yaşayan İstanbul’umuzun

yaralarının sarılması, mağduriyetlerin giderilmesi ümit ve beklentimdir.

İstanbullu kardeşlerimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyor; Cenab-ı

Allah’tan daha büyük felaketlerden ülkemizi muhafaza etmesini diliyorum.