Dolar 32,3168
Euro 35,0597
Altın 2.307,99
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

BAHÇELİ: ERDOĞAN’IN NEREYE HİZMET ETTİĞİ MEÇHUL

A+
A-

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “İlk defa halk tarafından cumhurbaşkanı seçildiği için yasal düzenlemesi sırasında önemli boşluklar ve basitlikler olmuştur. Bu boşlukların giderilmesi tabiatıyla yasayı çıkartan iktidarın görevi olsa gerektir” dedi.

Bahçeli, cumhurbaşkanı seçimi çalışmaları kapsamında Kırıkkale Sulakyurt ilçe Belediye Başkanı İsmail Bildik’i ziyaret etti.

Ziyaretin ardından Çarşı Meydanı’nda vatandaşlara hitap eden Bahçeli, herkesin cumhurbaşkanı adayı olma hakkının olduğunu söyledi.

Bahçeli, her siyasi partinin, o partilere gönül vermiş milletvekillerinden 20 kişinin ‘şu adayımız olsun’ demesinin de onların özel hakkı olduğunu belirterek şöyle konuştu:

“Öyle baktığımız vakit 12 yıldan bu yana ülkeyi yöneten AK Parti Genel Başkanı ve iktidarda olması sebebiyle de Başbakanın böyle bir müracaatı AK Parti’yi TBMM’de temsil edilen milletvekillerinin önerisiyle aday olması da onun en temel hakkıdır. Ancak ilk defa halk tarafından cumhurbaşkanı seçildiği için yasal düzenlemesi sırasında önemli boşluklar ve basitlikler olmuştur.

Bu boşlukların giderilmesi tabiatıyla yasayı çıkartan iktidarın görevi olsa gerektir. Ama iktidarın başı bu yasadaki boşluklardan yararlanarak haksız bir rekabete girme yolunu tercih ederse o zaman cumhurbaşkanlığı seçiminin meşruiyeti tartışılır hale gelir. Recep Tayyip Erdoğan şöyle bir yaklaşım içerisinde bulunabilmiş olsaydı, zannediyorum halkımız kendisini çok daha iyi takdir edebilirdi. Diyebilirdi ki ‘Milletvekili arkadaşlarım beni önerdiler, ben de kabul ettim ve aday oldum. Adaylığım 11 Temmuz’da YSK tarafından onaylandı.

Başbakan olarak artık bu demokratik yarışa katılmamam gerekir. Onun için başbakanlıktan ayrılıyorum’ diyerek diğer iki aday gibi adil, eşit bir yarışın içerisinde olması gerekirdi. Ama bunu yapmadı Başbakan.”Bahçeli, böyle bir ortamda Erdoğan’ı Başbakan olarak kabullenmenin adaletsizliği kabullenmek olduğunu vurguladı.

”BÖYLE BİR DEMOKRATİK, ADİL BİR SEÇİM OLABİLİR Mİ?”

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başbakansınız her tarafa devletin imkanlarıyla gidiyorsunuz. Ana uçağı, baba uçağı… Havalimanına gidiyorsunuz. Gideceğiniz yerde havalimanı yoksa helikopterler sizi bekliyor, onlara biniyorsunuz. Vali orada, kaymakam orada, emniyet müdürü orada, ilkokul müdürleri dahi orada. Bir ilkokul öğrencileri gelmemiş, Herkes orada. Böyle bir demokratik, adil bir seçim olabilir mi? Buradan çıkacak olan cumhurbaşkanı milletin vicdanında nasıl yer bulacak. Bunlar dikkate alınması gereken konulardır.”

Cumhurbaşkanının ilk defa halk tarafından seçildiğini dile getiren Bahçeli, bundan önce TBMM tarafından cumhurbaşkanlarının seçildiğini hatırlattı.

Bahçeli, TBMM’de bulunan siyasi partilerin milletvekillerinin içeriden ve dışarıdan adaylar çıkarttıklarını ve uzlaşma arama ihtiyacının bazen hissedilip bazen hissedilmediğini ifade etti.

Daha önce ellerindeki milletvekili sayısına güvenerek bir yarışın içerisine girildiğini vurgulayan Bahçeli, şunları söyledi: “Zaman zaman bu yarış çok sancılı geçiyor ve tartışmalı oluyordu.

Uyarılar geliyor, muhtıralar veriliyor, olmazsa darbeler yapılıyordu. Böyle bir süreçten geliyoruz. Bir an düşünün. 1980 öncesinde 5 ay 17 gün cumhurbaşkanı seçilemedi. 114 tur yapıldı. O an ülkede sosyal şiddet, ekonomik kriz var, istikrarsızlık başını almış gidiyor.

Arkasından 12 Eylül darbecileri gerekçeyi biraz daha genişleterek bulmuş oldular ve sonuç itibariyle de bir 12 Eylül İhtilali ile karşı karşıya kaldık. 12 Eylül İhtilalinden mağdur, mahkum olmayan kalmadı. İşkence, zulüm görmeyen kalmadı. Bunların hepsini yaşayarak geldiğimize göre artık buradan bir ders çıkartmamız lazım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin sancılı olmaması, uzlaşmaya dayalı, devletin birliğini sağlayabilecek bir amaca yönelik olmalı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncelikle Anayasa çerçevesinde gerçekleştirilmeli, seçilecek olan şahsiyet, Anayasa’daki yemine bağlı kalmalı.

Böyle olursa bundan böyle halkımızın seçmiş olduğu cumhurbaşkanlığı bir gelenek oluşturur ve böyle devam eder. Ama bunun tersi davranırsak, önemli sıkıntılar olabilir.”Bahçeli, hangi partinin mensubu olunursa olunsun, cumhurbaşkanı seçimlerini parti meselesi olarak görmenin çok zaman doğru olmayabileceğini dile getirdi.

Girilen bu süreçte adaleti elinden kaybederek, başbakan sıfatıyla devletin tüm imkanlarını kullanan bir şahsiyetin seçimlerde sonuç almasının yeni bir tartışmaya neden olacağını vurgulayan Bahçeli, “12 yıldan bu yana Erdoğan Başbakandır. Ne kadar saklarsanız saklayınız. Cepheleşme içerisinde midir?

Kutuplaşma içerisinde midir? Kamplaşma içerisinde midir? Gerilim stratejisiyle Türkiye’yi gererek kendisine oy vermiş insanları partisine ve şahsına hakaret edenler karşısında birleştirici bir üslubu, yalana, dolana dayalı olarak uygulayan bir şahıs. Önce etnik temelli bir ayrım yaptı. Sonra mezhep temelli bir ayrım yaptı. Daha sonra ayrımlar her kanatta devam ediyor. Nereye hizmet ettiği meçhul. Şu çocuklarımızın ant içmesinin ne mahzuru vardı” ifadesini kullandı.