Dolar 32,4751
Euro 34,9428
Altın 2.437,44
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 18°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 18°C

BAHÇELİ: MİLLİYETÇİLİK SİYASET PAZARINDA BAŞIBOŞ DOLANMAZ

BAHÇELİ: MİLLİYETÇİLİK SİYASET PAZARINDA BAŞIBOŞ DOLANMAZ
27/03/2017 17:25
A+
A-

Bahçeli: Milliyetçiliği Pazar Ürünü Görmek Gaflettir

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, miting meydanlarında söylemler faklılaştığına ve sertleştiğine dikkat çekerek, “Hayır ve evet kampları, cepheleri oluştu. Bu referandum sonrasında nasıl bir yara açar, onu kestirmek çok zor. Bu gerileme son vermek lazımdır. ‘Evet’ veya ‘hayır’ herkesin vicdanının sesi olarak alınmalı. Nasıl oy kullanacaksa ona saygı duyulmalı. Düşünün, tartışın, ölçün, biçin, ona göre bir karar verin. Biz, ‘Hayır’dan ‘evet’e doğru bir yönelişi sağlayalım diye uğraşıyoruz” dedi.Bahçeli, CHP liderinin “Bahçeli’nin benimle konuşmaları sırasında ne konuştuğunu anlatmam etik olmaz” sözleri için de, “Kılıçdaroğlu, kendisinin söyledikleriyle, benim söylediklerimi TV’de anlatsın. Bizimle, Meclis’teki grup odasında, 45 dakikaya yaklaşan bir sohbette kaygılarını dillendirirken, biz o kaygılara ne tür cevaplar vermişiz? Kendisi etik olmayan cümlelerin neler olduğunu anlatmazsa, görüşmeyi ben anlatırım. Kendisini ya da anayasa çalışmaları sırasında muhatap olan kişilere karşı farklı mı düşündük? Kandırdık mı, caydırdık mı?” dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, miting meydanlarında söylemler faklılaştığına ve sertleştiğine dikkat çekerek, “Hayır ve evet kampları, cepheleri oluştu. Bu referandum sonrasında nasıl bir yara açar, onu kestirmek çok zor. Bu gerileme son vermek lazımdır. ‘Evet’ veya ‘hayır’ herkesin vicdanının sesi olarak alınmalı. Nasıl oy kullanacaksa ona saygı duyulmalı. Düşünün, tartışın, ölçün, biçin, ona göre bir karar verin. Biz, ‘Hayır’dan ‘evet’e doğru bir yönelişi sağlayalım diye uğraşıyoruz” dedi.

VİCDANLARIN SESİ OLARAK ELE ALINMALI

Bursa mitingi dönüşü sırasında yolda verilen molada kendisini takip eden gazetecilerin sorularını cevaplandıran MHP lideri Devlet Bahçeli, önemli açıklamalarda bulundu.

Evet ve hayır arasında oluşturulan cepheleşmeyi değerlendiren  Bahçeli, “Biz, ‘hayır’ oyu kullananla ‘evet’ oyu kullanan bu memleketin evlatlarını bir olarak kabul ettik. Fakat referandum süreci içerisinde, bunun öncesinden başlayan faaliyetlerle birlikte bir kamplaşmaya doğru gidildi ‘hayır’la ‘evet’ arasında.

Sonra söylemler faklılaştı ve sertleşti. ‘Hayır’ ve ‘evet’ kampları, cepheleri oluştu. Bu referandum sonrasında nasıl bir yara açar, onu kestirmek çok zor. Bu gerileme son vermek lazımdır. ‘Evet’ veya ‘hayır’ herkesin vicdanının sesi olarak alınmalı. Nasıl oy kullanacaksa ona saygı duyulmalı. Bursa mitingi sırasındaki konuşmamızda kamplaşmaya temel teşkil edecek, terör ile ‘hayır’ın ilişkilendirildiği alanla olaylar karşısında, ‘evet’ veya ‘hayır’ tercihinde bulunanlar arasındaki ayrışmayı farklılaştırdık; bir tutmadık” dedi.

KİLİDİN AÇILMASI LAZIM

Bahçeli şunları söyledi: “Mitingimiz sırasında ‘hayır’ diyeceklere bir çağrıda bulunduk. “23 gün kaldı, düşünün, tartışın, ölçün, biçin, ona göre bir karar verin” anlamında. ‘Hayır’dan ‘evet’e doğru bir yönelişi sağlayalım diye. “Beni bunlar terörle bir tutuyor” diyor. Birileri onu öyle takdim ederek, ‘hayır’ olarak, onu kendilerine kilitlemeye çalışıyorlar. Bu kilitin açılması lazım. DHKP-C olsun, PKK, FETÖ olsun, onların ‘hayır’ demeleriyle siyasi partilerin bünyesinde yer almış olanların ‘hayır’ demeleri arasındaki farkı koymak lazım. Oradaki ‘evet’ ve ‘hayır’ barışık olmalı, öteki farklı bir şey.”

TOPLUMSAL DENGELEME ANLAŞILMALI

Oy oranlarının yakın çıkmasının toplumdaki kutuplaşmayı artır mı sorusuna Bahçeli, “Çok yakın da çıkmış olsa, bunun toplumsal dengeleme olarak alınması lazım. Yani ‘hayır’ ve ‘evet’in birbirine yakın olarak çıkması halinde toplumun tercihlerindeki dengelemenin anlaşılması lazım. Bunu körüklemek doğru değil. Körüklenirse tehlikeli oluyor” diye uyardı.

MİLLET İRADESİNE SAYGISIZLIK OLUR

Bahçeli, “Evet çıkarsa meşruiyeti tartışılır” söylemlerine; “O, millet iradesine saygısızlık olur. Yani siz kalkacaksınız, referanduma gitmeyi kabulleneceksiniz, kampanya yürüteceksiniz, düşüncelerinizi halkla paylaşma çabanızı ortaya koyacaksınız, birileri kalkacak ve “Evet oyu çıkarsa, bunun meşruiyeti tartışılır” diyecek. Bu tamamen karıştırıcılıktır” dedi.

12 EYLÜL SONRASINI ÖRNEK VERDİ

Bahçeli, “Bir ara siyasi yasakların kaldırılıp kaldırılmaması konusu referanduma sunuldu. Kalsın mı kalkmasın mı diye… Yüzde 49 ile yüzde 51 arasında bir sonuç çıktı. O zaman şaka vari de ifade etmiştik, bunların hepsini Konya Ovası’na toplasanız, siyasi yasaklaları kalkanlar sağ tarafa, öbürleri sol tarafa geçse, en azından aradaki farkın üç katı sana gelir der ki “Ben hangi tarafa geçecektim efendim.” Ama terazi gibi çıktı. Yani kimse siyasi yasakların kalkmasından dolayı ne 12 Eylül’ü, ne iradeyi ne meşruiyeti suçladı. Siyasi partilerin liderlerinin partilerin başlarına geçebilecek bir süreç başlatılmış oldu. Şimdi de büyük veya küçük fark olsa ne olur? O, önemli değil” değerlendirmesinde bulundu.

TEKRAR SOKAĞA ÇIKARIZ

“Yeniden darbe olabilir” iddialarına da cevap veren MHP Lideri Devlet Bahçeli şunları söyledi: “Bu söylemi artırıyorlar, toplumda bir endişe yaratıyorlar. Sandığa gidip gitmeme noktasında kararsız kılmaya çalışıyorlar. Düşük bir katılımın teminine çalışıyorlar. Bunu da başka türlü izah ediyorlar. Bunu yapmamak lazım. Ben de diyorum ki böyle bir niyet varsa, biz bunu göğüslemeye hazırız. Kim darbe yapacaksa, gelsin. 15 Temmuz’da nasıl ki sokaktaysak, bunların istediği günde tekrar sokağa çıkarız. Sen kalkıp kendini bu yönüyle “darbe yapabilecek” nitelikte görüyorsun, biz de her türlü darbeye “hayır” diyebilecek ya da o darbeyi göğüsleyebilecek bir cesarette ve nitelikte görüyoruz.

TAHRİK EDİCİ DEĞİL, CAYDIRICI

Bu sözler tahrik edici değil, caydırıcıdır. Türkiye’de bu tür şeyleri caydırıcılık vasfıyla anlatmak lazımdır. Darbeyle, kargaşayla bir yere varılamaz. Bu karşıt gruplar yaratır. O da Türkiye’yi iç başırı bozan her türlü unsura, kardeş kavgasına sürükleyebilir. “Bunu yapmayın” demektir bizim konuşmamız.”

HERKESTEN EVVEL SANDIĞA BİZ VARIRIZ

Referandumun yapılamayacağı, boykot edileceği iddialarına Bahçeli, “Her şart altında yapılması gerekir. Terör tehdidiyle referandumu önleyici birtakım çabaların içinde oluruz konuşmalarıyla millet iradesi herhangi bir şart altına hapsedilemez. Bunu yaptığınız vakit, bunda başarılı olanlar zaten Türkiye’nin her konusunda kargaşa yaratır. Buna müsaade etmeyiz. Böyle bir durum olursa sandığın başına herkesten evvel biz varırız. Bizim de oyumuzu kim engelleyecekse onu da orada görmek isteriz. Millette artık bu toplumsal cesaretin olması lazım” dedi.

ERDOĞAN’IN GÖNLÜNDE MHP NE KADAR VAR?

MHP Lideri Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Bahçeli Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak mı’ sorusuna verdiği yanıtla ilgili; “Bizim öyle bir niyetimiz yok. Öyle bir düşünceye de sahip değiliz. Anayasa değişikliğini de böyle bir ara amaç içinde yapıyor veya destekliyor da değiliz. Sayın Cumhurbaşkanı’nın gönlünden güzel şeyler geçiyor ama güzel şeylerin arasında MHP, Türk milliyetçiliği veya Devlet Bahçeli ne kadar var, onu bilmek mümkün değil” açıklaması yaptı.

MİLLİYETÇİLİK SİYASET PAZARINDA BAŞIBOŞ DOLANMAZ

Diğer partilerin özellikle son günlerde ortaya koydukları milliyetçi söylemlerle ilgili Bahçeli, şunları kaydetti: “Milliyetçiliği siyasi pazarın ürünü gibi görenler, birkaç cümleyle onu kendi tarafına alabileceğini zannedenlerdir. Bu bir yanlıştır, gaflettir. Milliyetçiliğe de saygısızlıktır. Seçim dönemleri, oylama sırasında, iki cümleye siyaset pazarında milliyetçiliği satın alıyorsanız, milliyetçilik ideolojisini, varlığını kaybetmiş demektir ki o zaman uğraşmasınlar. Niye bu kadar çabalıyorlar? Yani milliyetçilerin oyuna talip olmak başka bir şey, “Onlarla kendimize şunu yaparız” demek başka bir şey. Sanki milliyetçilik bir güruh, siyaset pazarında başıboş dolaşıyor; iki cümle söylersem bir kısmı buraya, beş cümle söylersem bir kısmı oraya gidecek zannediyorlar. Milliyetçilik şahsiyeti olan bir fikir akımıdır; öyle her şeye kapılmaz aldanmaz.”

ETİK OLMAYAN NEYSE TV’DE ANLATSIN

Kılıçdaroğlu’nun ‘Bahçeli’nin ne konuştuğunu anlatmak etik olmaz’ sözleri üzerine MHP Lideri Bahçeli şunları söyledi: “Bir tartışma açmak istemiyorum ama geçenlerde bir programdaydı zannediyorum, bizimle son bir görüşme yaptığından bahisle “Kaygılarımı paylaştım” dedi. “Bahçeli’nin benimle konuşmaları sırasında ne konuştuğunu anlatmam etik olmaz” dedi. Şimdi bu cümleyi sarf eden Kılıçdaroğlu, etik olsun olmasın, kendisinin söyledikleriyle, benim söylediklerimi TV’de anlatsın. Bizimle, Meclis’teki grup odasında, 45 dakikaya yaklaşan bir sohbette, kendisi kaygılarını dillendirirken, biz o kaygılara ne tür cevaplar vermişiz? Bu cevapları verirken hangi cümleleri kullanmışız, onu da açıklaması gerekir ki halkımız etik olmayanı görsün, anlasın.

ANLATMAZSA, GÖRÜŞMEYİ BEN ANLATIRIM

Kaygılarını söylüyorsun da etik olmayanı niye söylemiyorsun? Kendisi etik olmayan cümlelerin neler olduğunu anlatmazsa, görüşmeyi ben anlatırım. Öyle bir şey olmaz. Kalkıp da farklı bir şey mi söyledik? Kendisini ya da anayasa çalışmaları sırasında muhatap olan kişilere karşı farklı mı düşündük? Kandırdık mı, caydırdık mı?

YANINA İKİ ŞAHİT AL DERİM

İkili görüşmelerde, görüşmenin kamuoyu ile paylaşılacak olan alanı kendilerinin tercihidir, onu yapabilirler. Fakat görüşmenin aradan geçen süre sonrasında kendi tercih ettiği alanın dışında, sanki çok daha gizli, örtülü görüşmeler oldu da şimdi böyle oluyor, bu yanlış. Böyle bir durum karşısında benimle tekrar görüşmeye talepte bulunduğu vakit, “Yanına iki kişi al, ben de iki kişi alayım” derim. O zaman daha iyi olmaz mı? TV’ye çok davet ediyor da ben öyle bir tartışmaya girmem.

İMTİHAN ETME HAKKIMIZ YOK

Anayasa değişikliği teklifiyle ilgili bilip bilmediği konusunda TV’de anlatsın. Anlatıyor da… Neleri ne kadar anlattığı da belli. Ama biz kalkıp anlatamadığı yerlerden siyasi partinin liderini imtihan edemeyiz. Öyle bir hakkımız yok.”

BENDEN NE İSTİYORLAR?

“Hayır çıkarsa Bahçeli gider” söylemlerine Bahçeli, “Referandum sonrasında siyasi liderler niye gitsin? Ölçü bu mudur? Genel seçim olur da ona göre bir yorum getirebiliriz ama… Kemal Kılıçdaroğlu ‘hayır kumpanyası’nın başını çekiyor. Orada 6 tane grup var. Bu kumpanya sonrasında beklenilen olmazsa birileri der ki “Sen bu kumpanyada başarılı olamadın.” Öbürü de Ak Parti. Onlar da ‘evet kumpanyası’nı yürütüyor. Bana ne oluyor? Benden ne istiyorlar?” diye sordu.

GARİBİN YAPTIĞI BU KADAR

AKP’nin MHP sahada çok çalışmıyor iddialarına Bahçeli, “CHP ile diğerleri anlaşsınlar, herkesin oy pusulasına ismini ve imzasını atacak şekil bulsunlar. Ne kadar bizden ne kadar başkasından anlaşılsın. Biz Hazine’den aldığımız yardımlarla çalışmalarımızı yapıyoruz. Kimseye borcumuz yok. Garibin yaptığı da bu kadar. Garip ne yapsın?” karşılığını verdi.

CUMHURBAŞKANLARINI EVET HAYIR YARIŞINA SOKMAK DOĞRU DEĞİL

MHP Lideri Bahçeli, Abdullah Gül’ün bu süreçte sessizliğini korumasıyla ilgili olarak; “Düşüncesi nedir, bilemiyorum. 11. Cumhurbaşkanı olarak, sorumluluk üstlenmiş biri olan bir şahsiyetin kalkıp partinin herhangi bir alanında faaliyet gösteren bir eleman gibi düşüncelerini sık sık tekrarlaması doğru olmaz. Kendisini cumhurbaşkanı kavramı içinde tutarak, özel sohbetlerde düşüncelerini söylemesi lazım. Eğer o şekliyle hareket ediyorsa, doğru yapıyor. Sağ kalan cumhurbaşkanlarının hepsini ‘evet – hayır yarışına’ sokmak da doğru olmaz.” dedi.

O GÜNÜ BEKLEMEK LAZIM

Bülent Arınç’ın “konuşacağım” sözlerine Bahçeli, “Gün vermiş, o günü beklemek lazım. 17 Nisan demiş, az bir zaman kaldı” diye cevap verdi.  Y

ILDIRIM CEVAP VERMELİ

Çiçek’in ‘MHP’nin peşine takılmamalıydık’ sözlerini de değerlendiren Bahçeli, “Cemil Çiçek Bey’in sözlerini şu şekilde düzeltirim: Çiçek “MHP, AKP’yi arkasına taktı” derse, cevap hakkım doğar. Ama “Arkasına niye takıldınız” diye AKP’ye sorarsa, onun cevabı bende değil. Binali Yıldırım Bey’in cevap vermesi lazım” dedi.

BİR TEK ECEVİT BAŞARDI

MHP’nin içinde “hayırcılar” çok söylemlerine Bahçeli şu değerlendirmeyi yaptı: “Çok partili siyasi hayata geçildiği andan itibaren siyasetin bölünmesi iki ana damarda oldu. Bir tanesi yüzde 64’lük damar, diğeri yüzde 36’lık damar. Yüzde 64’lük damara bakıldığı vakit içinde milliyetçiliği, muhafazakarlığı, maneviyatçılığı görürsünüz. Yüzde 36’lık damarın da kendine göre tanımlaması var. Bu konuda Türkiye’de karşılıklı bir uzlaşma zemini doğmuş değil, bölünme devam ediyor. Bunun en şiddetli dönemini biz yaşadık, sağ ve sol çatışmayla. Hala izleri devam ediyor. Yüzde 36’yı yüzde 40’a getirmeyi bir tek kişi başardı, o da rahmetli Bülent Ecevit’tir.

SİYASET ÜÇ GÖZLÜ AKÜ

Siyasi bölünme kolay olmuyor. Eğer kolay olmuş olaydı, uzun yıllar sol partilerin çok daha aktif, çok daha kadrolaşmış halde sonuç almaları gerekirdi. Tabii akış seyrinde devam ediyorsa, nehrin debisini karıştırmaz, yolunu şaşırtmazsanız. Genellikle bu yüzde 64’lük damar önde gider. Her zaman söylerim, siyasi partileri üç gözlü aküye benzetirim. Birinci göz, kendi ideolojik kadrosu, yani gönülden her şeyiyle mücadele veren birinci göz. İkinci göz, birinci gözü oluşturanların yakın çevreleri, anne, baba, kardeş. Üçüncü göz ise siyasetin kaygan zemini, yani kararsızlar. Ben 48 yılımı MHP’ye vermişim, kendimi birinci göz olarak görürüm.

KARDEŞ KAVGASINA GÖTÜRÜR

Beni hangi unsur birden nasıl başka partinin üçüncü gözüne iter? Bu yüzde 36 ile 64 arasındaki konuyu iyi dengelemek lazım. Bunu değişik yollarla zorladığınız takdirde farklı ayrışmalara girer. O zaman keskin inançlı grupların çatışması olur. Bu da tehlikelidir. Türkiye’yi kardeş kavgasına götürür. Çıkıyor TV’ye, “Yüzde 42, 43.” Bir de çok güzel şeyler söylüyorlar. “MHP’nin içinde evet verecekken, hayır oyuna dönüşmüş yüzde 40 var” diyor. Kime neyi sordun? MHP’li misin, ‘hayırcı’ mı ‘evetçi’ misin gibi çok ayrıntılı, çok sabır isteyen bir çalışmayı hangi kamuoyu araştırmacısı yapıyor? Nereden biliyorsun?

FOTOĞRAF ÇEKSEM…:

Ben de bakıyorum şimdi, bu telefonlarda fotoğraf çekme özelliği var. Bizi ziyarete gelenler, “Bir de fotoğraf çektirebilir miyiz” diyor. O fotoğraf çektirenlerin hepsini masanın üzerine koysam, ne kadar ‘evet’ ne kadar ‘hayır’ görülür.”

Ortadoğugazetesi