BAHÇELI: NEREDE KALDI MERHAMET VE ŞEFKAT DUYGULARIMIZ?
MHP Lideri Bahçeli “Kars’ta 9 yaşındaki Mert’imize vahşice kıydılar. İnsanım diyen hiçbir vicdan sahibi Mert’e duyarsız kalamaz, tepkisiz duramaz.” dedi.
MHP Lideri Devlet Bahçeli twitter hesabından son günlerde bol bol haberlere düşen kaçırılan, ci,nayetlere kurban giden çocuklar konusuna değindi.
Bahçeli’nin twitter hesabından attığı mesajlar şu şekilde:
Hepinize iyi akşamlar.
Bugünlerde kendimizi sorgulamaya, özeleştirimizi yapmaya, kaynayan şiddet kazanı hakkında düşünmeye çok ihtiyacımız var.
Tahammülsüzlükler niçin arttı? Hoşgörü niçin azaldı? Bize ne oldu da birbirimize şaşı ve sorunlu bakmaya başladık?
Nedir paylaşamadıklarımız? Nerede kaldı merhamet ve şefkat duygularımız?
Kavga her yerde, barbarlık her alanda, vandallık zincirinden boşanmış gibi her köşe başında.
Kars’ta 9 yaşındaki Mert’imize vahşice kıydılar. İnsanım diyen hiçbir vicdan sahibi Mert’e duyarsız kalamaz, tepkisiz duramaz.
Ailesine başsağlığı, evladımız Mert’e Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
Kaçırılan çocuklar, cinayetlere kurban giden körpeler, gelinlik çağda katledilen kızlar hepimizin ortak acısı, ortak hüznüdür.
Kadın cinayetleri inanılmaz boyutlara sıçradı. Gazetelerin üçüncü sayfaları toplumsal hayatın kan-revan içinde olduğunu gösteriyor.
Buna dur demek lazım, Türkiye’nin normalleşme limanına demirlemesi için fedakârlık yelkenini fora etmek gerekiyor.
Milli ve manevi değerlerimiz, geçmişimizin kutlu hatıraları, yaşamaya ve yaşatmaya verdiğimiz büyük önem toplumsal rotayı çizmelidir.
Şunu bilelim ki, edep, terbiye, iyi huy, iyi ahlak, iyi niyet nurdan yapılmış taç, rahmetten oluşmuş taht gibidir.
Bu taç taşımasını bilen herkesin yakınında, bu taht oturmayı göze alacak herkesin dibindedir.
Manevi intizam ve ihtişama ulaşma arzusu ile yanıp kavrulan yürekler gönül ehlidir, hal sahibidir, hikmet yolcusudur.
Sosyal ağrılarımızı tedavi etmek ve manevi hastalıklardan kurtulmak için birbirimize sevginin dili, hürmetin üslubuyla yaklaşmalıyız.
Uzlaşmayı ve kucaklaşmayı tecrit etmeyelim, anlaşmayı ve barışmayı önyargılarla tüketmeyelim.
Eğer birlikte huzur içinde yaşayamazsak, dağılmamız, kopmamız ve arkasında da tutsak düşmemiz kaçınılmazdır.
Bugün aynı zamanda Türk Polis Teşkilatı’nın 169’ncu kuruluş yıldönümüdür.
Asayişin bu kadar azaldığı, güvenliğin bu denli zayıfladığı bir dönemde polislerimize çok iş düşmektedir.
Tüm polislerimizin bu özel gününü kutluyor, hepsine aileleriyle birlikte sağlık, mutluluk ve başarılar diliyorum.
Şehit düşmüş kahramanlarımıza da Cenab-ı Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.