Dolar 32,3577
Euro 34,9584
Altın 2.325,14
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

BAHÇELI: ÜLKE KAMPLARA, KAOSA, KRIZE, CEPHELEŞMEYE DOĞRU SÜRÜKLENIYOR

A+
A-

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ”Türkiye çok nazik bir süreçten geçiyor, gerilim yaşanıyor, gerilim stratejisi gittikçe yoğunlaşıyor. Ülke kamplara, kaosa, krize, cepheleşmeye doğru sürükleniyor” dedi.

Bahçeli, partisinin Demokrasi Meydanında düzenlediği mitingde, 30 Mart seçimleri münasebetiyle Türkiye’yi il il, ilçe ilçe gezdiklerini, Gaziantep’te gördüğü tablo karşısında çok mutlu olduğunu belirtti. Aynı meydanda MHP’nin çok sayıda açık hava toplantılarının olduğunu anımsatan Bahçeli, bugünkü toplantının Türkiye’nin her tarafına mesaj verdiğini vurguladı.

Türkiye’nin bin 394 seçim çevresinde, 25 partinin katılımıyla 3 gün sonra seçime gideceğini anlatan Bahçeli, bu seçim çevrelerin 30’nun büyükşehir olduğunu, seçime girecek partilere başarı dilediğini ifade etti. Seçimin sadece belediye başkanlarının seçimi olmayacağını vurgulayan Bahçeli, şöyle devam etti:

“Seçim, Türk siyasi hayatında yeni bir sürecin başlangıcı olacak. Hemen arkasından cumhurbaşkanlığı, arkasından 2015 yılında 25. dönem seçimleri yapılacaktır. Bu süreç milli irade olarak çok iyi değerlendirildiğinde, algılandığında, yorumlandığında, milletimizin kaderini belirleyen bir süreç olacaktır. Yeni yönetimin de belirleyicisi olacaktır. Türkiye çok nazik bir süreçten geçiyor, gerilim yaşanıyor, gerilim stratejisi gittikçe yoğunlaşıyor. Ülke kamplara, kaosa, krize, cepheleşmeye doğru sürükleniyor. Dikkatli olmak gerekir, Türkiye hepimizin ülkesidir. Bugün ki siyasi iktidar böbürlenirken, MHP ‘önce ülkem ve milletim sonra partim’ diyor. AKP, milletimizin siyasi krizi içinde yaşadığı, önemli darboğazda bunaldığı, ekonomik krizde ezildiği dönemde yeni kurulmuş parti olarak, çözüm olarak görüldü. Böylece yasamada, Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) sayısal çoğunluk elde etti, yüzde 34’le 300 üzerinde milletvekili çıkartmıştır. Hükümeti kurdu, böylelikle yasama ve yürütmede, denetim ve kontrolü oluşturduğu için güçlü iktidar olmuştur. İktidar, milletin özel sorunlarını, geçim darlığını, sorunları çözme kabiliyeti olarak millete verilen desteğin şuuruyla teşekkürle hizmet edeceği yerde, belli bir dönem sonra milleti unutup kendilerini öne çıkardılar. Halkın desteğiyle şımardı, destek verenleri unuttu, başka yerlere yelken açtı. Milli görüş gömleğini çıkarttılar, başka gömlek giyip ‘Türkiye’yi değişime götüreceklerini’ söylediler. Bu da yanlış istikamete yönelmeye vesile olmuştur. AKP, ‘yasamada, yürütmede, yargıda da ben olacağım’ diyerek, yargıyı kuşatıp yasa değişiklileriyle yargıyı AKP’leştirerek zırh oluşturdu. Tek adamlığa oynayarak parti devleti diktatörlüğüne heveslenmiştir. Bu Başbakanın tarihi yanılgısı olmuştur.”

Başbakanın, ‘güç alanını yaygınlaştırmak için yandaş medyayla gece gündüz propagandayla’ sürekli gücünü artırmayı tercih ettiğini öne süren Bahçeli, “Milleti aldatmış ve kandırmıştır. Şimdiki duruma bakarsanız, AKP’nin 11 yıllık iktidarında, televizyon konuşmalarıyla, montaj mitingiyle güçlü olduğunu sürdürürken, gerçeği sakladı. Rakamlarla oynadı, geçmişi sorgulayıp her şeyin 2002 Kasımından sonra başladığını söyleyip, siyasi ahlaksızlığını öne sürerek, bütün siyasilere hakaret ederek, güya aklınca ‘en iyisi, en büyüğü benim’ demiştir. Gerçek bu değil, 76 milyonun 44 milyonu yoksul, gittikçe de yoksullaşan nüfus var. 13 milyon vardır ki açlık sınırının altındadır, fukaralık, bu da eve aş götürememek, çocukların isteğini yerine getirememek demektir” diye konuştu.

Türkiye’de huzurun, can ve mal emniyetinin olmadığını savunan Bahçeli, televizyon haberlerine ve gazetelerin 3’üncü sayfalarına bakıldığında bunun anlaşıldığını öne sürdü. “Böyle Türkiye olamaz, Recep Tayyip Erdoğan’ın yönettiği Türkiye böyle” diyen Bahçeli, ağır sosyal hastalıkların oluştuğunu, ülkede siyasiler başta olmak üzere devletten iş alarak hayatlarını devam ettiren iş adamlarının yolsuz ve rüşvete eğilim gösterdiğini iddia etti.

Bu hastalığın devleti çürüteceğini ileri süren Bahçeli, şunları söyledi:

“Bunun adı yolsuzluk ve rüşvet demektir. Başbakan ‘3 Y’ ile politika çizdiğini’ söylüyor, bunların hiçbirini yapmıyor. Yolsuzluğun nerelere ulaştığını adalet başlarsa görecektir. Şimdi yasaklarla uğraşıyor, twitter kuşlarıyla uğraşıyor. Kendisine yapılan haksızlık ve iftiraları ortadan kaldıracakmış. Millet, yetimin, öksüzün, kimsesizin hakkını yiyenleri unutmayacaktır. Ne kadar yasak getirirsen getir, komplo dersen de yoksulluk ve rüşvet halkın arasına yayılmış. Ayakkabı kutusunda ayakkabı mı var, 4,5 milyon dolar mı var. İran’dan bir şarlatan gelmiş, 4 bakanın çocuklarını kafeslemiş, bakanlardan iş takibi yapıyor. En son hesapta 187 milyonu 4 bakana dağıtmış. Bakan çocuklarında para sayma makinesi alışkanlığı getirmiş. Eskiden bakan çocukları pul biriktirirlerdi, şimdilerde kasa ve para sayma makine hobileri olmuş.”

17 Aralık operasyonunun üzerinden 101 gün geçtiğini söyleyen Bahçeli, ”Başbakan’ın, partisine, bakanlara, ailesine kadar uzanan tartışma ortamında, televizyonlara çıkıp, ‘yolsuzluk ve rüşvetin üzerine gideceğiz, kim yapmışsa hesabını verdireceğiz diyeceğiz’ demediğini” savundu. ”Aksine komplo, montaj yaptılar, bunun için de yargıyı kullanıp darbe yapmak istiyorlar’ diyerek hakaretler yaptığını” belirten Bahçeli, “Polisleri yerinden ediyorsun, onlar Türk polisidir, yolsuzluğun üzerine gitti diyerek polisleri nasıl dağıtırsın. Valileri yerinden ediyorsun, savcı ve hakimleri yerinden oynatmış, yandaş getirmiş, böyle yönetim olmaz. Recep Tayyip Erdoğan siyasi yönden tüketmiş, yolsuzluk hakkında tedbir almadığı için batmış, çıkışı kalmamıştır. Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi ömrü tükenmiştir, bitmiştir. Recep Tayyip Erdoğan, yakın bir tarihte Türk siyasi hayatından çekilmek zorunda kalacaktır. Başbakan olması mümkün değil, cumhurbaşkanı şansı kalmamıştır. Çankaya yokuşunu çıkamaz artık” diye konuştu.

Süreç içinde üç lobi oluştuğunu bildiren Bahçeli, şunları kaydetti:

“Televizyonlara çıkıp kendini masum gösteren davranışlar içinde vatandaşı aldatarak yalan lobisini yapıyor, bunun başında Recep Tayyip Erdoğan var. Bakan ve bürokratlarıyla talan politikası uyguluyor. Özellikle büyükşehirlerde imar değişiklikleriyle talan ediliyor. Çalan lobisiyle yetimin ve öksüzün hakkını yiyor, bu dönemde çalanlar ülkeyi yönetiyor. Türkiye’yi felakete, kargaşaya sürüklemeyiz, ajan provokatörlere bırakamayız. Ülke bizimdir, bizim kalmalıdır. Başbakan, seçimlerde ya oy kaybettiğini söyleyecek, ya da Yüce Divana gitmekten başka çaresi kalmayacaktır. Sandık ve sokak arasında tercihte bulunmak lazım. Sokağı hareketlendirerek, cepheleşmeye, birbirimizi kıydırmaya kimse teşebbüs etmemelidir. Sandığa güvenmeliyiz, oyları kullanıp siyasi iktidara ders vererek oy azalmasını sağlamalıyız. Son günlerde kışkırtmayla gençleri yanlışlara çekmek isteyenler var, MHP üzerinde oyun oynamaya çalışanlar var. MHP’nin güçlenmesinden çekiniyorlar.”

Konuşmanın sonunda MHP Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Erzin, Bahçeli’ye, Gaziantepspor forması hediye etti.

aa