Dolar 32,5470
Euro 34,7468
Altın 2.495,43
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cum 14°C
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 20°C

BAKAN ÇELİK: 733 KİŞİ KAMUDAN İHRAÇ EDİLDİ, 458 KİŞİ AÇIĞA ALINDI

BAKAN ÇELİK: 733 KİŞİ KAMUDAN İHRAÇ EDİLDİ, 458 KİŞİ AÇIĞA ALINDI
06/09/2016 17:27
A+
A-

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile PKK’nın dayanışma içerisinde bölgede zafiyetin oluşması için gayret gösterdiklerini belirterek, milletin ve güvenlik güçlerinin buna fırsat vermeyeceğini bildirdi.

Bakan Çelik, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin Çelik, Türk milletinin büyük, köklü bir geçmişe sahip bir millet olduğunu söyledi. Türkiye’de yakın geçmişe bakıldığında her 10 yılda bir demokrasinin kesintiye uğradığını anlatan Çelik, bununla birlikte birçok kazanımın da milletin elinden alındığını, faturasının da millete ödetildiğini belirtti.

Milletin darbelerle hiç hak etmediği sorunlarla karşı karşıya bırakıldığını anımsatan Çelik, şöyle devam etti:

“Artık bu dönemler bitmeli, nokta konmalı. Böyle darbeci anlayışlarla, bu milleti yönetmek mümkün değil. Olmadığını geçmişte gördük. 15 Temmuz’da yaşanan bu menfur saldırı, terörist saldırı, darbe girişimi neticesinde milletimiz 3-4 yılı beklemedi. 3-4 saat içerisinde bu işi halletti. ‘Ben yeniden kayıplarla karşı karşıya kalmak istemiyorum, yeniden daha büyük sorunlar yaşamadan yana değilim, ben bu işe el koyuyorum,’ dedi ve 3-4 saat içerisinde darbecilere, tanklara, uçaklara ‘dur’ dedi.”

Milletin, canı malı pahasına böyle bir büyük bir başarının altına imza attığını belirten Çelik, milletin yöneticileriyle bütünleşince çok büyük bir cesaretle neler yapabileceğini bütün dünyaya göstermiş olduğunu söyledi.

Türkiye’ye yönelik 15 Temmuz öncesi sürekli bir karalama, bir algı operasyonu olduğunu anlatan Çelik, 15 Temmuz akşamında milletin buna müthiş bir cevap verdiğini ifade etti. Çelik, “Yönetenlerle yönetilenlerin, halkla idarecilerin, idarecilerle halkın nasıl bir kaynaşma içerisinde olduklarını, nasıl iç içe olduklarını göstermesi açısından, oluşturulmaya çalışan o algıya atılabilecek en sert tokat açısından 15 Temmuz gecesi milletimizin ortaya koymuş olduğu bu muhteşem tablo son derece önemli tablodur. ‘Dikta sizin yakıştırmanızdır. Diktatörlük belki sizde vardır ama bu millette yoktur’ anlamına gelecek bir nezih bir duruşu milletimiz sergiledi.” değerlendirmesini yaptı.

Milletin kendine, değer yargılarını, kazanımlarına, hedef haline getirilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıktığını dile getiren Çelik, bu anlamda millete müteşekkir olduklarını kaydetti.

Darbecilerin 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin “bir ileri karakol görevi” görmesi noktasında bir senaryo yazdığı anlatan Çelik, “Bu millete karakolluk görevi yaptıracaklardı eğer başarılı olsalardı, böyle bir senaryoyu yazmışlardı, uydu bir devlet, uydu bir yönetim olacaktı. Çizilmesi istenen Ortadoğu’daki haritalarla ilgili de ‘Bu haritaya biz şu şekilde neşter attık, yeni çizgiler bu şekilde olacak. Türkiye de ‘pekala, emredersiniz’ diyecekti. Böyle bir ileri karakol arzusu emperyalist emeller uğruna burada yerleştirilmeye çalışıldı ama milletimiz buna da ‘dur’ dedi.” diye konuştu.

– 733 kişi kamudan ihraç edildi, 458 kişi açığa alındı

FETÖ ile mücadele kapsamında bakanlığının yürüttüğü çalışmaların sorulması üzerine Çelik, “Bizi vatansız bırakma, bizi uydu devletçikler haline getirme, bölüp parçalama hedefi olan birilerinin oyuncağı, maşası olarak sahneye çıkmış olanlara karşı merhametli davranma hakkımızın olmadığını açıkça ifade etmek isterim.” dedi.

Bakanlıkta 733 kişinin Kanun Hükmünde Kararname ile kamudan uzaklaştırıldığını anlatan Çelik, 458 kişinin de açığa alındığını bildirdi. İncelemelerin devam ettiğini ifade eden Çelik, bütün birimler üzerinde çalışmaların hassasiyetle sürdürüleceğini kaydetti. Örgütün yapılanmasının çok sinsi olduğuna işaret eden Çelik, “Hiç beklemediniz bir yerde, beklemediğiniz imamları olabilir.” ifadelerini kullandı.

– “Terörle mücadelede içimizdeki hainler yüzünden sonuca ulaşamadık”

Fırat Kalkanı operasyonu da dikkate alındığında FETÖ’nün geçmişte terörle mücadeleyi sekteye uğratıp uğratmadığının sorulması üzerine Çelik, geçmişte birçok şeyin yaşanmasının doğal olduğunu belirtti.

Çelik, “Bir örgüt düşünün ki ‘ben paralel devlet kuracağım’ diyor. O halde siz düzenin işleyen sistemine çomak sokacaksınız demektir. Paralel yapının Türkiye’nin çok kritik noktalarda netice alması konusunda engel teşkil etmesi mantıken doğru bir şeydir. Diyelim ki terör örgütü elebaşlarını sıkıştırdınız, imha etmeniz gerekiyor, o kritik noktada paralel yapının Türkiye’nin aleyhine tavır aldığını söylemek için kahin olmaya gerek yok.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin uzunca bir süredir terörle mücadele ettiğine dikkati çeken Çelik, “Bu şekilde bir mücadelede aradığımız ve istediğimiz neticeye varamamışsak, burada içimizdeki alternatif devlet kurmaya çalışanların dahlinin olmaması söz konusu değil.” dedi.

Bu konuda başından geçen bir olayı anlatmak istediğini belirten Çelik, şöyle devam etti:

“Nusaybin’de güvenlik güçleri ile irtibatımız var. Teselli vermek için onlarla irtibata geçiyor. Onlar da bize teselli veriyorlar. Bir ihtiyacınız var mı diye soruyoruz. Nusaybin’e tırlar dolusu gıda ürünleri sevk ettik. Bu emniyet kuvvetlerinden bazı görüştüğümüz arkadaşlar ‘yemek sorunumuz var’ dediler. ‘Böyle bir şey olamaz’ dedim. 300-500 kişi yemek kuyruğunda olduğunu söylediler. Biz buna inanamadık. Konuyu Bakanlar Kurulu’nda gündeme getirdik, Cumhurbaşkanımıza arz ettik. Kimse inanamadı. Yemek kuyruğundan fotoğraflarını gönderdiler. Canını feda etmek için oraya giden ve orada kalmada en ufak bir tereddüt göstermeyen güvenlik güçlerini yemek kuyruğunda kim bekletiyor? Bugün tutuklanıp cezaevine konulan komutanlara tahribatları söylediği zaman kendisi bize ‘yok öyle bir şey’ dedi. Daha sonra komuta kademesine müdahale etmek zorunda kalındı, Nusaybin’de işler müdahalelerden sonra hem yemek konusunda hem de terörle mücadele konusunda düzeldi. Orada güvenlik güçlerimize sızan ihanet çetesinin milletimizin, Mehmetçiğimizin, polisimizin, güvenlik güçlerimizin aleyhine tavırları olduğunu anlamak için 500 metrelik kuyruk yeterlidir herhalde.”

– “Bir terör koalisyonu ile karşı karşıyayız”

Çelik, bölgede bir terör koalisyonu ile karşı karşıya olduklarını vurgulayarak, bölge halkının barıştan yana olduğunu kaydetti.

Terör örgütünün en büyük zararı bölge halkına verdiğinin altını çizen Çelik, “PKK ve FETÖ dayanışma içerisinde bölgede zafiyetin oluşması için gayret gösteriyorlar ama ne milletimiz ne de güvenlik güçlerimiz buna fırsat verecek. Bölge halkının yıldığı bu ortamdan bölgeyi kurtaracağız.” değerlendirmesinde bulundu.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, kurbanlık potansiyeline ilişkin bir sorun olmadığını belirterek, “Şu anda elimizde kurban edilmeye müsait büyükbaş sayısı 1 milyon 200 bin, küçükbaş sayısı ise 3 milyon 700 bin. Kurban edilecek hayvan varlığıyla ilgili en ufak bir sıkıntının olmadığını ifade ediyorum. Fiyatları artırmayı gerektirecek hiçbir durum söz konusu değil.” dedi.

Bakan Çelik, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’na konuk oldu ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Türkiye’nin küçükbaş ve büyükbaş kurbanlık potansiyelinin bu seneki kesimler için yeterli olup olmadığı sorusu üzerine Çelik, kurbanlık hayvan varlığıyla ilgili bir sorun olmadığını, aksi tüm değerlendirmelerin spekülatif olduğunu söyledi. Çelik, 2014-2015 yıllarında ortalama 880 bin büyükbaşın kurban edildiğini kaydetti. Çelik, şöyle devam etti:

“Şu anda elimizde kurban edilmeye müsait büyükbaş sayısı 1 milyon 200 bin. Dolayısıyla 300 binin üzerinde büyükbaş varlığımızda fazlalık var. Küçükbaş hayvana bakıyoruz, 2014-2015 yıllarında 2 milyon 700 bin küçükbaş kurban edilmiş, şu anda kurban edilmeye müsait pazarlarda 3 milyon 700 bin hayvan var. Kurban edilecek hayvan varlığıyla ilgili en ufak bir sıkıntının olmadığını bütün kamuoyuna ifade ediyorum. Fiyatları artırmayı gerektirecek hiçbir durum söz konusu değil. Tam aksine bir durum meydana geliyor, kurban bitiyor, pazarlardaki hayvanların geri dönmemesi için biz, Et ve Süt Kurumu (ESK) olarak bu hayvanları almak durumundayız. Bugün yalan yanlış bilgilerle kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye çalışanlar Kurban Bayramı’nın dördüncü günü bakıyorsunuz ki hayvan elde kalmış, ESK gelmiş. Yeterinden çok fazla elimizde kurbanlık hayvan olduğunu üzerine basa basa ifade ediyorum. Bunun karşısındaki tüm değerlendirmeler, doğru değerlendirmeler değildir.”

– “Biz hayvan varlığımızı artıracağız”

Kırmızı et ithalatının başladığı günden bugüne fiyatlara yansımasının ne olduğunun sorulması üzerine Çelik, et ve hayvan ithalatının uzunca süredir devam ettiğini söyledi.

Kritik bir ayrım noktasında olunduğunu vurgulayan Çelik, “Biz, hayvan varlıklarımızı artıracak mıyız, kırmızı et ihtiyacımızı dışarıdan et ithalatıyla mı karşılayacağız yoksa kendi bünyemizden hayvan varlığımızın sayısını artırarak mı karşılayacağız? Karar noktasındayız. Bu kararı almakta zorlanmıyoruz, çünkü kendi bünyemizde bu ihtiyacımızı karşılamamız lazım. Yeteri kadar et üretmemiz gerekiyor. Günde 3 bin 700 ton Türkiye’de et tüketiliyor. Yıllık 1 milyon 300 bin ton et tüketimimiz var. Bizim ürettiğimiz et, 1 milyon 100 bin ton et üretimi gerçekleşiyor. Arada 200 bin ton et ihtiyacı söz konusu” değerlendirmesinde bulundu.

– “Üreticimizi desteklemeye devam ediyoruz”

Geçen yıl yaklaşık 500 bin canlı büyükbaş ithalatı gerçekleştirildiğini anlatan Çelik, bunun sürdürülebilir olmadığını belirtti. Çelik, 200 bin ile başlayıp 500 bine yükselen canlı hayvan ithalatının, birkaç yıl içinde 1 milyona çıkarılmasıyla karşı karşıya kalınabileceğini belirterek, şöyle konuştu:

“Onun için besi devam ederken, biz, damızlıklı çiftliklere ağırlık vereceğiz. Yani hayvan varlığımızı artırmaya dönük çalışmalarımızı sürdürmemiz gerekiyor. Bir taraftan kesimlik hayvan getiriyoruz, direkt kesime gidiyor. İstanbul’da bu, 3 bin 700 ton etin, 700-800 tonu İstanbul’da tüketiliyor. Onun için biz, İstanbul’a direkt kesimlik hayvan getiriyoruz ve et ihtiyacını karşılayacağız. Anadolu’daki İstanbul’a sevk edilen etler, Anadolu’da kalacak böylece piyasada fiyat regülasyonu sağlayacağız. Biz hayvan varlığımızı artıracağız. Dışarıdan kesimlik hayvan getiriyoruz da bu, piyasada fiyatları aşağı düşürecek ve üreticimizi mağdur edeceğiz gibi bir anlayış kesinlikle bizim dünyamızda yok. Üreticimizin maliyetini biliyoruz, üreticimizi desteklemeye devam ediyoruz. Onların ağıllarını, ahırlarını doldursunlar, onların zarar edeceği bir fiyatı oluşturmayacağız. Biz, 14 liraya da eti mal etsek, karkas olarak 22 liradan aşağı satmayacağız. ESK olarak parayı biz kazanacağız ama vatandaşa, üreticiye zarar ettirmeyeceğiz. Bizim üreticimizin hayvanlarını ağıllarından kesimhaneye götürmesi anlamına gelir ki feci bir durum ortaya çıkar. Bu, yapılabilecek en büyük kötülüktür. Onun için biz, üreticimizin yetiştirdiği hayvanın kilosunun maliyetini biliyoruz. O maliyeti ve karını dikkate alarak, ithal ettiğimiz eti, o fiyattan satacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz.”

Yeni dönemde besi çiftliklerinin olacağını ama ağırlıklı olarak damızlıklı çiftliklerin olacağını, 20 düve merkezi kurulacağını anlatan Çelik, çiftlik kurmak isteyen vatandaşların, bu merkezlerden istediği ırk düve alabileceğini ve hayvancılığın kendi bünyesinde ihtiyacını karşılayacağı noktaya doğru hızla ilerlendiğini kaydetti.

– “Et kalitesiyle ilgili sınıflandırma yapacağız”

Kaliteli et tartışmasının hatırlatılması üzerine Çelik, Türkiye’deki besi hayvanların ithal olduğunu söyledi. Et kalitesiyle ilgili sınıflandırma yapacaklarını belirten Çelik, “Bakanlık olarak o çalışmayı yapıyoruz. Vatandaş, hangi eti aldığını bilecek. Yani hem hayvanın bünyesindeki ette farklılık var, hayvanlar arasındaki ette farklılık var. Bu sınıflandırmayı yapıp, ona göre piyasaya arz edeceğiz. Onun da son aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Onun için İstanbul’a gelecek et ile Anadolu’daki et arasında bir farklılık var, değerlendirmesi kesinlikle doğru değil.” ifadesini kullandı.

– “Tarla ile pazar fiyatı arasındaki fark rahatsız edici”

Gıda fiyatlarındaki iniş ve çıkışların mevsimsel etkilerden kaynaklandığını belirten Çelik, “Yaşadığımız süreç itibarıyla (fiyatların) düşük seyretmesi doğal. Sonbahar, kışa doğru girerken farklılık arz ediyor.” dedi.

Ürünün merkezden veya tarladan çıkış ile pazar fiyatı arasındaki farkın rahatsız edici durumda olduğunu dile getiren Çelik, şöyle devam etti:

“Burada 50 kuruşa çıkan bir ürün pazarda 2 liraya satılıyorsa, çilesini çeken insanın elde edemediği karı kimler ranta dönüştürüyor? İşi üreten, çileyi çeken, maliyetle bedel ödeyenin almadığı bir karı, aracıların aldığı bir piyasa, serbest piyasa olamaz. Tarım Bakanlığı olarak bu noktada müdahaleden yanayız. Bir ürünün pazara girişteki uğrayacağı yerler bellidir. O alanlardaki kar marjlarının, mutlaka genel anlamda sınırlanmasında gereklilik olduğuna inancı içerisindeyim. Bu serbest piyasaya müdahale değil. Kamuyu ilgilendiren, vatandaşın sofrasıyla bağdaştırılacak bu konuda 79 milyonu dikkate almadan, birilerinin keyfi uygulamalarını serbest piyasa şemsiyesi altına koymanın doğru olmayacağı inancı içindeyiz.”

Gıda fiyatlarının enflasyona etkisinin de görüşüldüğü Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kurulduğunu anımsatan Çelik, bu çerçevede belirli periyotlarda değerlendirme toplantılarının yapıldığına dikkati çekti. Bakan Çelik, “Büyük ihtimal önümüzdeki perşembe günü de Bakanlar düzeyinde toplantı gerçekleştirmeyi düşünüyoruz.” dedi.

– Enflasyon sepetine düzenleme talebi

Enflasyon hesaplamasında mevsimsel etkilerin göz önünde bulundurulması gerektiğine işaret eden Çelik, “Mevsimsel olarak halkın çok tüketmediği bir ürünün sepette olması gıda enflasyonu çokça gündeme getiriyor. Biz bu teklifi de Tarım Bakanlığı olarak getireceğiz. Yani bu ürünlerin mevsimsel olarak ele alınması ve gıda sepetinin buna göre düzenlemesi halinde hiç hak etmediğimiz bu eleştirilerden de kurtulacağımız inancı içerisindeyiz. Bu alanda sağlıklı bir çalışma var.” diye konuştu.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, “FETÖ, PKK, PYD, DAEŞ… Hep birsiniz. Hepiniz aynı amaca hizmet ediyorsunuz. Türkiye üzerinde hesaplarınız var. Türkiye üzerinde hesabı olanlara maşa görevi görüyorsunuz.” dedi.

Bakan Çelik, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’na konuk oldu ve gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Suriye sınırındaki gelişmelere dair soruyu yanıtlayan Çelik, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) orduda büyük bir tahribat yarattığını dile getirdi. Çelik, “Buna rağmen bir ay sonra sınır ötesi harekat yapabilecek bir orduya sahip olduğumuz için çok gururluyuz.” diye konuştu.

Çelik, Türkiye’nin bir terör örgütü kuşağı ile karşı karşıya bırakılmak istendiğini ancak buna fırsat vermeyeceklerinin altını çizerek, terör örgütlerinin yabancı militanlar ve destekçilerle bölgede var olmaya çalıştıklarını belirtti. Çelik, şöyle devam etti:

“DAEŞ nereden buluyor militanlarını? Yabancı. Ne işiniz var Suriye’de? PYD’ye bakıyorsunuz. Siz ne yapıyorsunuz? Nereden geliyor bu silahlarınız, nasıl oluyor ve ne yapmak istiyorsunuz? Anlamak mümkün mü? Mümkün. Ne olup ne bittiği çok net. Bunlar birbiriyle kanlı bıçaklı örgütler mi? Kişisel kanaatimi söylüyorum. Görüntüde kanlı bıçaklı örgütler. Nereden bu kanaate varıyorum? Biz Kobani olaylarını yaşadık. Kobani olaylarında birçok iftira yapıldı. Türkiye eğer o dönemlerde Suriye’ye girmiş olsaydı Türkiye aleyhine çok farklı değerlendirmeler yapılacaktı. Türkiye, Kobani’nin kurtarılması, orada yaşayan vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi için, gelmek durumunda kalan 200 bin kişiye kucağını açtı. Zaman içerisinde DAEŞ’in oradan uzaklaştırılması için de her türlü lojistik desteği verdi.”

– “PYD bir koalisyon unsuru haline getirilmeye çalışılıyor”

DAEŞ’in bir bölgeyi işgal etmesinin ardından koalisyon güçlerinin desteğiyle YPG, PYD unsurlarının söz konusu bölgeyi DAEŞ’ten kurtardığını belirten Çelik, “Bu olay PYD’yi meşrulaştırma olayıdır. PYD orada nasıl meşrulaşır? Onun mücadelesi veriliyor. Süreç içerisinde müttefiklerimiz bile adım adım PYD, PYD, PYD… PYD adeta bir koalisyon unsuru haline getirilmeye çalışılıyor. Amaç çok nettir. ‘Aynı amaca yönelik iki terör örgütü arasında bir tercih yapmayın’ diyoruz ama ısrarla birileri hala birini tercih etmeye devam ediyor.” ifadelerini kullandı.

– “FETÖ, PKK, PYD, DAEŞ’in hepsi bir”

Türkiye’nin DAEŞ’i birçok alandan temizlediğini ve bunun alkışlanması gerektiğini vurgulayan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Şikayet, ses kimden geliyor? Türkiye’de HDP’den geliyor. Yahu siz değil miydiniz ki Kobani’de ‘DAEŞ geldi, oradaki Kürt kardeşlerimizi imha ediyor, sahip çıkın’ diyen. O zaman sahip çıktık. Peşmergeleri sınırımızdan gönderdik, her türlü desteği de verdik, vatandaşa da sahip çıktık. Bugün en önce sizin hükümetin yanında yer almanız gerekmiyor mu? DAEŞ’i bir anlamda PYD bölgesinden uzaklaştırıyoruz. Aleyhimize sesini yükselten PYD, YPG, PKK ve Türkiye’de HDP. Bu çerçevede baktığımız zaman oynanan oyun çok net bir şekilde ortadadır. Oynanan oyun, Türkiye’nin bu bölgesinde Türkiye için güvenliksiz bir kuşak oluşturmak, terör örgütleri ile karşı karşıya bırakmak ve dikkat edin biz orada DAEŞ ile uğraşırken PKK, Türkiye içindeki eylemlerini hızlandırdı. Neden? Bizi içeride meşgul edip, DAEŞ’i oradan uzaklaştırmamak… Bizim tekrar geri dönmemiz için çeşitli oyunlar, taktiklerin peşinde olduğunu görüyoruz. FETÖ, PKK, PYD, DAEŞ… Hep birsiniz. Hepiniz aynı amaca hizmet ediyorsunuz. Türkiye üzerinde hesaplarınız var. Türkiye üzerinde hesabı olanlara maşa görevi görüyorsunuz.”

– “Sınırımızda oluşturulmaya çalışılan olumsuzlukları ortadan kaldıracağız”

Batılı ülkelerin yaşanan süreçteki tavırlarına ilişkin de Çelik, bu ülkelerin menfaatleri doğrultusunda bütün evrensel kriterleri bir kenara bıraktıklarını söyledi.

Türkiye’nin istikrarsızlaşmasının Batı adına olumsuz bir gelişme olacağını belirten Çelik, “Bu konuda çelişkilerle karşı karşıyalar. Ne yapmak istediklerini bilemiyorlar, politikalarını belirleyemiyorlar ama Türkiye’nin, başta Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, ortaya koymuş olduğu ilkeli siyaset bugün çok daha büyük bir şekilde kabul görmeye başladı. İnşallah sınırımızda oluşturulmaya çalışılan olumsuzlukları ortadan kaldıracağız.” dedi.

Birçok unsurun Suriye’de yaşadığına dikkati çeken Çelik, bütün bu unsurların huzur içinde yaşamasının her unsurunun hukukunun tanınması ile mümkün olacağını söyledi. Çelik, “Siz gelirseniz Tel Abyad’ı, Rasulayn’ı, aşağı doğru inerken Arap bölgesini ‘ben Kürtleştireceğim’ derseniz, bu kabul edilecek bir şey değildir. Bırakınız Türkiye’yi orada yaşayanların kabul edeceği bir şey değildir.” diye konuştu.

– Doğu ve Güneydoğu’ya yönelik yatırım destek paketi

Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi’nin bölgeye olası etkilerine ilişkin bir soru üzerine Çelik, terörün bölgeye maliyetinin yüksekliğine dikkati çekti.

Terör olmasaydı bölge illerinin batı illeri ile boy ölçüşecek noktaya gelmiş olacağını dile getiren Çelik, çalışmanın birinci hedefinin vatandaşların terör belasından kurtulması olduğunu ifade etti.

Güneydoğu Anadolu için yapılması gereken iki önemli faaliyet bulunduğunu anlatan Çelik, bunlardan birinin sulamaya ilişkin olduğunu kaydetti. GAP bölgesinde cazibe sulamasının yüzde 45 olduğunu belirten Çelik, “Geri kalan yüzde 55’ini kısa sürede tamamladığımızda tarımsal hasılamızda 3,5 milyar liralık bir artış söz konusu olacak.” değerlendirmesinde bulundu.

Arazilerin toplulaştırılması yoluyla verimin artırılması hususunda çok ciddi çalışmalar yürüttüklerini kaydeden Çelik, bölgedeki hayvancılık faaliyetlerine de önemli destekler verileceğini kaydetti.

Doğu Anadolu açısından bakıldığında ise bölgede geniş mera alanlarının bulunduğunu ifade eden Çelik, mera varlığının çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Destek kapsamındaki 23 ilin ayrı özelliklerinin bulunduğu anlatan Çelik, hayvancılık ve tarımsal kalkınma desteklerinin yanında spesifik destek paketleri de sunacaklarının bildirdi.

Bitkisel üretimde havza bazlı üretime geçileceğine de işaret eden Çelik, “Artık bir karış toprak zayi edilmeyecek. Hangi toprağı, hangi bitki ile buluşturacağız? Bunların çalışmaları tamamlandı, 2017’de uygulamaya koyacağız.” diye konuştu.

AA