Dolar 32,3171
Euro 35,0910
Altın 2.299,97
BİST 9.050,08
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 21°C
Açık
İstanbul
21°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

BASBAKAN: ANKARA’DAN TENCERECILERE DOKUNDURDU

A+
A-

Ankara Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği bulvar açılışı töreninde vatandaşlara hitap eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,  bugün Ankara’da iki önemli, iki büyük günün bir anda yaşandığını belirterek, bunların 30 Ağustos Zaferinin 91. yıl dönümü ile Ankara Büyükşehir Belediyesinin tamamladığı ve trafiği rahatlacak eserin açılışı olduğunu söyledi.

Zafer Bayramı’nın tüm vatandaşlara kutlu ve mübarek olması temennisinde bulunan Erdoğan, “Kurtluş Savaşımızın tüm şehitlerini bugün bir kez daha rahmetle ve minnetle yad ediyorum. Başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere gazilerimize de buradan rahmet niyaz ediyorum” dedi.

Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 93. yıl önce, 27 Aralık 1919’da, Ankara’ya gelerek İstiklal Savaşı’nın hazırlıklarını başlattığını ve önce Ankara Ulus’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışını yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Meclisin açılışı özellikle böyle bir cuma gününe denk getirildi. 23 Nisan 1920 Cuma günü, Hacı Bayram Camisi’nde Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları, Ankaralılar cuma namazlarını kıldılar, hatim dualarıyla, mevlit duaları okuyarak, Hazreti Peygamberin sakalı şerifini taşıyarak, Ulus’taki o eski Meclis Binası’na geldiler ve burada da dualar edildi, kurbanlar kesildi. TBMM, böylece çalışmalarına başladı. Hazırlıklar tamamlandığında, 26 Ağustos 1922’de Başkomutan Gazi Mustafa Kemal, taarruz emrini verdi. Ordularımız Polatlı’dan, Sakarya Meydanı’ndan başlayarak işgal kuvvetlerini püskürttüler, 30 Ağustos’ta kesin bir zafer kazanıldı. Ardından düşman, İzmir’e kadar sürüldü. Türkiye istiklaline, bağımsızlığına böylece yeniden kavuşmuş oldu.”

“Malazgirt Meydanı’nda o büyük zaferin atmosferi bir kez daha teneffüs edildi”

Zafer Bayramı’nın çok büyük coşkuyla kutlandığını, 5 gün önce de 26 Ağustos’ta, 1071’de kazanılan Malazgirt Zaferi’nin aynı coşkuyla kutlandığını ifade eden Erdoğan, Malazgirt’teki kutlamalarda, Gençlik ve Spor Bakanlığının 15 bin genci bir araya getirdiğini anımsattı.

Malazgirt’te kurulan çadırlarda, o büyük zaferin atmosferinin bir kez daha teneffüs edildiğini anlatan Erdoğan, “Niye yaptık bunları? İstedik ki bugünün gençliği bundan 900 yıl öncesine, Malazgirt’e, dedesi Alparslan’ın ruhaniyetiyle bir araya gelsin ve bugünün genci, inşallah 2071’e, yani Malazgirt’in bininci yıl dönümüne böyle hazırlansın istedik” diye konuştu.

Bugün de Dumlupınar’da aynı şekilde görkemli bir merasimin gerçekleştirildiğine dikkati çeken Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanlığının, Dumlupınar’daki töreninde 10 bin gencin bir araya geldiğini belirtti.

“Şehitlerimize sahip çıkan bir gençlik var”

“Allah’a hamdolsun, şehitlerimize sahip çıkan bir gençlik var” ifadelerini kullanan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Allah’a hamdolsun, şehitlerin izinden yürüyen bir gençlik var bugün. Çok şükür zaferlerine, ecdadına, tarihine sahip çıkan, oradan ilham alan, geleceğe günvenle, azimle, özgüvenle bakan bir gençlik var. Dikkat edin, bu gençlik elinde taşla sopayla, sapanla, molotofkokteyliyle değil, kitapla, defterle, kalemle, zihninde fikirle, yüreğinde cesaretle yürüyen bir gençlik. Bu gençlik, terör örgütlerine vagon olan, Türkiye aleyhine karanlık terör örgütlerine piyon olan değil, Sultan Alparslan’ın, Fatih’in, Gazi Mustafa Kemal’in, Fezvi Çakmak’ın, Kazım Karebekir’in, Mehmet Akif’in izinden yürüyen bir gençlik. Bu gençlik, yakıp yıkan değil, kırıp döken değil hakaret eden değil, barbar bir gençlik, vandal bir gençlik değil; edebi bilen, adabı bilen, ahlakı kendisine azık edinen, vatanı için ter döken, okuyan ,en önemlisi de şühedadan yani şehitlerimizden ilham alan bir gençlik. Hani diyorya, Akif: ‘Şuheda fışkıracak toprağı sıksan şuheda, canı cananı, bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanıdımdan beni dünyada cüda.’  İşte mesele bu. Bunu yakalamak, bunu anlamak… Biz böyle bir gençlik arıyoruz. Biz teneke çalan bir gençlik aramıyoruz. Biz tencere tavacı bir gençlik de aramıyoruz. Biz okuyacak, düşünecek ve Türkiye’nin istikbaline taş koyacak, duvarlarını örecek, Türkiyemizi yeniden inşa etmede ter dökecek bir gençlik arıyoruz. İşte o gençlik burada.”

“Açılıştan açılışa gidiyoruz”

Muhalefet partilerinin bir tek küçük park için görkemli açılışlar yaptığını kendilerinin devasa projeleri, devasa altyapı, üstyapı yatırımlarını milletle, şehirlerle kucaklaştırdıklarını, adeta açılıştan açılışa gittiklerini dile getirdi.

İstanbul’da 29 Ekim’de Marmaray’ı açacaklarını anımsatan Erdoğan, “Marmaray, 430 yıl öncesinin bir rüyası. Burayı açacağız. Yani dedemiz, Osmanlı’dan projesi miras kaldı, kimse adımı atamadı ama biz adımı attık ve boğazın 60 metre derinliğinden Marmaray bitiyor ve şimdi bu marmarayı inşallah 29 Ekim’de açıyoruz. Asya’yı Avrupa’ya bağlıyoruz, Londra’yı Pekin’e bağlıyoruz, Ankara’yı İstanbul’un Avrupa yakasına bağlıyoruz” diye konuştu.

Türkiye’nin her ilinde 11 yılda yaptıkları büyük eserlerin görüleceğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:

“İstanbul Boğazı’nı Haliç’e bağladık. Dağı deldik, boğazın suyunu Haliç’e aktardık. Onu da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız başardı. Belediye Başkanlığı dönemimizin projesiydi ve başardı. Niye yaptık? Çünkü Haliç çok kokuyordu. Bana çamurunu boşaltmak nasip oldu ona da boğazın suyunu oraya aktarmak nasip oldu. Şimdi artık orası dört dörtlük güzelleşiyor. Artık koku kalmadı. Şimdi gayet güzel bir tarafın da ihalesi yapıldı ve Haliç’in kıyısı çok modern bir şehirleşmenin de örneğini verecek. Şimdi Kanalistanbul’u yapacağız. Kanalistanbul’u bunların akılları almaz. Bunların akılları bir şey alır, nedir o biliyor musun? ‘Acaba bu projeyi nasıl engelleriz?’ Bunların aklı bunu alır. 3. havalimanının ihalesini yaptık, onu durdurmak için bile müracaat ettiler. Sizi gidi geziciler sizi, gezseniz yine kar, hep yatıyorsunuz. İşiniz gücünüz hep bu, ya engeliyorsunuz ya yatıyorsunuz. Fakat ne yaparsanız yapın bu yürüyüşü, bu kutlu yürüyüşü durduramayacaksınız. Bu millete hizmet yolunda olan bu yürüyüşü durduramayacaksınız. Çünkü güçlü Türkiye’yi biz milletimizle beraber inşa ediyoruz. Bunun önünde evelallah kimse duramayacak.”

Yerel yönetim deyince akla AK Parti belediyeleri gelir

Yerel yönetim değince akla AK Parti belediyelerinin geldiğini vurgulayan Erdoğan,  “Ama biz asla umutsuz değiliz, asla böyle gelmiş böyle gider demiyoruz. Yerel yönetimlerdeki tecrübelerimizi Türkiye’deki diğer siyasi partilerin yerel yöneticilerinin tecrübeleriyle de mukayese etmiyoruz. Çünkü hepsinin çok çok önündeyiz. Birikimlerimizi başta Ankara, İstanbul gibi şehirlerimizde, Gaziantep gibi, Samsun, Sakarya gibi şehirlerimizde her geçen gün yaygınlaştırarak devam ettiriyoruz” diye konuştu.

60 bin yeni ağaç

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e bu hizmetten dolayı teşekkür eden Başbakan Erdoğan, başkentin sadece 14 kilometrelik bir yol değil 60 bin yeni ağaç ve yol kenarında 3 milyon çalı da kazandığını söyledi.

Erdoğan, “Ey geziciler 10 tane ağaçla başladınız değil mi, acaba hayatta bir yere bir tane ağaç diktiniz mi? Buyurun her tarafta biz ağaçlar dikiyoruz, yeşille ülkemizi ve insanımızı buluşturuyoruz. Acaba ey anamuhalefetin temsilcileri siz nerede, neyi dikiyorsunuz? Dedikodudan başka, iftiradan başka bu güzel insanlarımızın arasına nifak tohumu dikmekten başka ne yapıyorsunuz” dedi.

Ülkemizin huzurunu, refahını kaçıranlar bunun bedelini öderler

Erdoğan, hangi engel çıkarılırsa çıkarılsın dün olduğu gibi bundan sonra da hizmet üretmeye devam edeceklerini belirterek, şöyle devam etti:

“Hangi tuzağı kurarlarsa kursunlar, biliniz ki bütün bu tuzakların üzerinde Allah’ın tuzağı vardır. En büyük tuzak onundur. Hangi yola, hangi şiddet eylemine, hangi densizliğe, edepsizliğe başvururlarsa başvursunlar biz milletle yürümeye, millete hizmetkar olmaya devam edeceğiz. Ama bakın şunu söylüyorum: Hukuksuz yapacakları her eylemin karşısında devletin o bükülmez bileğini bulacaklardır. Bunu bilmelerini istiyorum. Yok bilmem şurası şunu der, Batı bunu der. Bunların hiçbirisi bizi ırgalamaz. Batı önce kendine baksın. Ülkemizin huzurunu, refahını kaçıranlar bunun bedelini öderler. Gösteri mi yapacaksın, toplantı mı yapacaksın. Hukuk içerisinde bunun yeri var. Müracaatını yaparsın, size verilecek alanda gider mitingini de yaparsın, orada ne söyleyeceksen orada söyle. Biz nasıl yapıyorsak sen de öyle yapacaksın. Hukukun dışına çıkarak yapmak… Kusura bakma böyle bir şey yok. Hukuk dışılığa müsade yok. Her şey hukuk içinde ve bu hukukun düzenlenmesi milletle beraber olandır. Millet yetkiyi demokrasiyle verir, demokrasiyle alır. Dolayısıyla verilen yetki bu süre içerisinde de kullanılır.”

Suriye ve Mısır’daki gelişmelerin ortada olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Acımasızca yüz bini aşkın insan Suriye’de öldürüldü. Değil mi? Şimdi ne diyorlar, ‘Efendim, kimyasal silah kullanıldı’ Tamam kimyasal silah kullanılması 1925’ten beri yasaklanmış bir şey. Kimyasal silahla insanın ölümü suç oluyor da veya uluslararası hukuka aykırı da yani yüz bini aşkın insan tanklarla, toplarla, bombalarla öldürüldüğü zaman o suç oluşturmuyor mu? Bu nasıl bir hukuktur, nasıl bir akıldır, bu nasıl bir mantık yürütmedir? Ben bunu anlamıyorum” diye konuştu.

Hepsinin bir yerlere şirin görünmenin gayreti içinde bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Efendim müdahale. Ne müdahalesi yahu darbe darbe. Bal gibi darbe. İkili olarak görüştüğümüzde telefonlarda ‘Doğru’ diyorsunuz. Doğruysa siz de bunu böyle söyleyin. Şu anda orada 3 bini aşkın insan öldürüldü. Orada 17 yaşındaki Esma kızımızın o keskin nişancılar elindeki sniperlarla nasıl şehit edildiğini gördünüz değil mi? Peki ardından hemen babasının nasıl içeri alındığını, erkek kardeşinin de nasıl tutuklandığını duydunuz değil mi? 3 bin insan. Başta Sayın Mursi olmak üzere siyasi tutuklular içeride. Ne oluyoruz. Nerede dünya. Niye buna karşı tutarsız kalıyoruz. Açık söylüyorum. Zulme rıza zulümdür. Kimden gelirse gelsin. Bu böyle bir gerçektir. Eğer siz zulmü alkışlıyorsanız siz de zalimlerden olursunuz. Onun için zulmün karşısında olmak bu millete yakışandır. Tarih boyunca biz zulmün karşısında durduk. Biz AK Partililer olarak yine zulmün karşısındayız. Yine zulmün karşısında olacağız. Çünkü tarih boyunca ecdadımız bunu böyle yaptı. Biz de böyle yapmalıyız. Yarın aynı şeyleri biz imtihan oluruz.”

Bulvarın adı ‘Ankara’ olsun

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’e Ankara’da Ankara’nın adı ile müsemma bir bulvarın olup olmadığını sorduğunu belirten Erdoğan, “Dedi ki ‘Yok’. Allah Allah. Dedim ki, ‘İyi inceledin mi?’ Dedi ‘Yok’. Şimdi Başkent Ankara’da, Ankara’nın ismi ile müsemma bir bulvar yok. Dedim ki ‘Ben de düşündüm, sana kanaatimi söylüyorum: Bu bulvarın adı, Cumhuriyete de bu güzel yakışır, Ankara Bulvarı olsun. Medya, begenmediniz mi yoksa? Başkent Ankara’nın adının verildiği bir bulvar yok. Benim teklifim bu. Meclisinizde görüşürsünüz. Hayırlısıyla Ankara’ya 14 kilometrelik böyle bir bulvarla, hele hele bir taraftan Büyükşehir, bir taraftan Başbakanlığın ofisinin olacağı, birbirine bağlayacağı böyle bir yerde Ankara Bulvarı isabetli olur diye düşünüyorum” diye konuştu.

AA