Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 13°C
Yağmurlu
İstanbul
13°C
Yağmurlu
Cts 19°C
Paz 20°C
Pts 21°C
Sal 23°C

BASBAKAN GRUP DA KONUSTU

BASBAKAN GRUP DA KONUSTU
27/05/2014 19:29
A+
A-

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığını, 100 yıl önceki Mondros Mütarekesi’nde, Sevr’de masanın kenarına iliştirilmiş ülke olmadığını ifade ederek, “Masanın altından zaman zaman zevkle, zaman zaman ikazla ayakların birbirine tokuşturulduğu dönem değil. Onlar geçti” değerlendirmesinde bulundu. 

Sorunları kaşıyarak etnik köken, din, mezhep, yaşam tarzı farklılıklarını tahrik ederek kimsenin operasyon yapmasına müsamaha göstermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, “İçeride hiç kimsenin bu milleti, dışarıda da kimsenin bu devleti azarlar tavır takınmasına eyvallah demeyiz. Her türlü eleştiriye, yapıcı, yol gösterici her türlü tavsiyeye elbette açığız” diye konuştu.

Cumhuriyet tarihinde AB’ye tam üyelik konusunda en kararlı adımları atan, en çok reformu yapan, Türkiye’yi AB’ye en çok yaklaştıran hükümet olduklarını dile getiren Erdoğan, Avrupa’nın demokratik değerlerini benimsemek, temel insan hak ve özgürlüklerini en ideal anlamda tesis etmenin temel hedefleri olduğunu kaydetti. Erdoğan, bu hedeflere doğru kararlılıkla ilerlediklerini belirtti.

AB ile müzakerelere başlamak için gerekli adımları attıklarını söyleyen Erdoğan, Başbakan olmasıyla müzakerelerin başlamasına yönelik kararı çıkardıklarını anımsattı. Erdoğan, artık Türkiye’nin AB’ye ihtiyacından çok AB’nin Türkiye’ye ihtiyacının ortaya çıktığının altını çizerek, “Yükselen ırkçılığın, İslamofobinin hatta antisemitizmin panzehiri çok net biçimde görülmüştür ki Türkiye’dir. Güçlü ekonomisiyle, standartları yükselen demokrasisiyle, bölgesinde herkesle diyalog kurabilme gücüyle Türkiye, AB için çok büyük imkandır” dedi.

Son yıllarda Türkiye’nin, bazı AB ülkelerinde iç politika malzemesi yapılmak istendiğine işaret eden Erdoğan, tüm uyarılarına rağmen buna sessiz kalındığını ve AB değerlerini dahi tehdit edecek bir eğilimin güç kazanmaya başladığını söyledi.

Erdoğan, hükümetlerine ve AK Parti’ye karşı takınılan ayrımcı ve ırkçı tavrın, hakkaniyetle bağdaşmayan yaklaşımın Türkiye’ye zarar vermeyeceğini, Avrupa değerlerini örseleyeceğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

Türkiye’ye yönelik ırkçı manşetlere sessiz kalanlar, yarın manşetlerin maliyetini gördüklerinde vakit çok geç olabilir. Biz manşetlerle gelen hükümet değiliz, manşetlerle de gitmeyiz. İşte en son 30 Mart’ta manşetlerin, milli iradenin yerine geçemeyeceğini herkes gördü. Avrupa’nın da bunu görmesini diliyorum. Türkiye hakkında değerlendirme yaparken manşetlere değil, gerçek fotoğrafa bakıp hakkaniyet ölçüsünde değerlendirme yapmalarını kendi adımıza değil, onların iyiliği adına temenni ediyorum.”

“Bankalar karda yarışıyor” 

Erdoğan, faizin düşmeye başladığını ifade ederek, şöyle devam etti:

” Merkez Bankası bağımsızdır ayrı bir konu amaMerkez Bankası uygulamaları hakkında kanaat açıklamak bir başbakanın en tabii hakkıdır. Enflasyon yükseldiği zaman vatandaş gidip de bunun hesabını Merkez Bankası’na sormaz. Türkiye’de faizden dolayı yatırımlar çöktüğü zaman veya geri gittiğimizde vatandaş bunun hesabını Merkez Bankası’na sormaz. Hesabını gelir bize sorar. Biz atmosferi balans etmekle görevliyiz. Onun için de bizim düşüncelerimiz çok açık, nettir. Bu faiz oranı yüksektir. Faizin düşmesi lazım ki Türkiye’de reel yatırım artsın.

Biz sıcak parayla bir ülkenin kalkındığına inanan iktidar değiliz. Kimse bizi bununla aldatmasın. Biz, reel yatırım için gelene mukayese edilemeyecek derecede hoş bakar, onların atacağı adımlara her türlü desteği veririz çünkü bize gelecek fayda orada. Eğer yüksek faizle kredi vermeye kalkarsanız, özellikle yerli sermaye yatırım yapabilir mi? Yapamaz. Finansın maliyeti ucuzsa yatırım yapma şansı vardır, maliyeti yüksekse bu yatırımı yapmak çok zordur. Daha yatırımı bitiremeden çöken girişimcileri biliyoruz. Bunun önünü açmamız böyle olacak.

Finans sektörü şöyle kar etmiş, böyle kar etmiş. Öyle ballandıra ballandıra anlatılıyor ki bir çok vatandaşımız bankaların kapısına üşüşüyor, sonra onlar da birbirleriyle karda yarışıyorlar. Birisi diyor ki ‘benim karım 1.5 katrilyon’, öbürü diyor ki ‘Benim ki 1.2 katrilyon’, biri diyor ‘şu kadar katrilyon’ falan. Tamam da kardeşim biz finans sektörünün varlığından rahatsız değiliz. 1.5 kazanacağına 750 kazan arkadaş. Ama bu ülkedeki yatırımcıya daha düşük faizlerle ver.”

Fazla kazanmanın hırsının ülkeyi yüceltme hırsının çok ötesinde olduğunu dile getiren Erdoğan, “ABD’de faiz oranı 1, Japonya’de eksi, İsrail’de 1 civarında. Onlar bunu bu şekilde yapıyor da siz niye burada bunu düşünmüyorsunuz? Elli dereden elli türlü su getiriyor. Onlar bu oranda faizle kazanmıyor mu? Kazanıyor. Ama onlarda kazanma hırsı bu kadar fazla değil çünkü onlar kendi ülkelerini de düşünüyor” diye konuştu.

Bu ifadelerinin finansçıları rahatsız edebileceğini belirten Erdoğan, “Çok kazanmaya alışmışlar Bir de kendi öz sermayeleriyle değil ha, onu da söyleyeyim. Mudinin imkanıyla. Açarken bir sermaye koyacak, o kadar da olsun” dedi.

Merkez Bankası’na eleştiri

Merkez Bankası’nın enflasyon oranlarını bugüne kadar tutturamadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“Yıl içinde bir kere, iki kere, üç kere hep revize ettiniz. Faizi de aynı şekilde… Ama artık yetti, bunu söylemek zorundayım. Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Bize değişik yerlerden değişik gerekçeler getiriyorlar. Bırakın o işleri. Biz yüzde 63 devletin borçlanma faiziyle aldık, o zaman enflasyon yüzde 30’du. Faiz inmeye başladı, indi, indi, onunla beraber enflasyon da indi, tek haneli rakamları yakaladık. Bundan daha güzel örnek olur mu? Enflasyonla faiz doğru orantılıdır, ters orantılı değil. Birini yükseltirken birini indirirsen bütün dengeleri alt üst edersin. Çünkü ikisi birden ya düşer ya yükselir. Nitekim 5 puan artırdılar, bu arada enflasyon da sıçradı. Artık bunu görmemiz lazım. Ona göre de herkesin başını iki elinin arasına alıp değerlendirmesi lazım. Bu ülke bizim. ‘Bilmem hangi kuruluş ne demiş’ değil, biz ne dedik bunu düşünmeleri lazım.  Bizim süratle kalkınmamız ve bu ülkenin yatırımlarına devam etmesi lazım.

İşsizliği de reel yatırımla çözeceğiz. Sıcak para gelir, faiz nasıl olsa yüksek, parayı koyar, buradan alır, geri götürür. Reel yatırım için gelsin, başımız gözümüz üstüne, eyvallah. Her türlü desteği veriyoruz. Hele hele dördüncü, beşinci, altıncı bölgede arsasından, arazisinden tutun vergi muafiyetlerinde, enerjide, her şeyde destek veriyoruz. Yeter ki yatırım yapsınlar.

Biz siyasetçiyiz. Halka hesabı biz veriyoruz. Onun için Merkez Bankası yönetimi veya yöneticileri sadece kendileri içinde bir hesabı yapmak durumundadırlar. Onların hesabı verdiği merci millet değil, biz de değiliz. Neymiş? Bağımsızmış. Bilecekler ki biz bu millete er veya geç bunun hesabını vereceğiz. Vakti dolar, dolduğu zaman biz gereğini yaparız ayrı mesele ama bu işi çözmek zorundayız. Daha önce kendilerine de bunları söyledim, söylüyorum, buna rağmen farklı anlayışın içindeler.

Faizde genel bir havayla bir düşüş var, onlar da bunu görüyorlar. Ama bu onların yarım puanlık repoyu düşürmeleriyle sağlanmış bir şey değil. ‘Bu ayıptır’ dedim, böyle yarım puan, yarım puanla bu milletle dalga geçmeyin. Alınacak kararların ciddi olması lazım.”

“Vesayet, darbe özlemi içinde olanlar yine var”

Erdoğan, 27 Mayıs 1960’ta eski Başbakan Adnan Menderes ve Demokrat Parti’ye yapılan darbenin 54. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, Menderes, dönemin bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu başta olmak üzere Demokrat Parti çatısı altında hizmet veren tüm siyasetçileri hayırla yad ettiklerini söyledi. “54 yıl önce, Türkiye’ye çok ağır bedel ödeten darbe yaşandı” diyen Erdoğan, 54 yıl içinde benzeri teşebbüsler olduğunu ifade etti.

Umutlarını yitirmediklerini, karamsarlığa kapılmadıklarını, demokrasi yolunda önemli mesafeler kat ettiklerini söyleyen Erdoğan, “27 Mayıs’ın 54 yıla yayılan izlerini tek tek sildik, silmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

Erdoğan, vesayet özlemi, darbe özlemi içinde olanların hala var olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

“Millet iradesini yok sayıp, sandığı yok sayıp, ülkeye kendi hırsları istikametinde yön çizme sevdası içinde olanlar yine var. Ancak Allah’a hamd olsun ki yaptığımız reformlar, özellikle dik duruşumuz sayesinde milli irade hiç olmadığı kadar güç kazanmış, yerini sağlamlaştırmıştır. 27 Mayıs’tan bugüne kalan izler olduğunu hepimiz biliyoruz. En son 17 ve 25 Aralık darbe girişimi, 27 Mayıs zihniyetini yeniden canlandırma, atağa geçirme, seçilmiş hükümeti devirme girişiminin tezahürüydü. Milletin iradesine ve demokrasiye çok sıkı şekilde sahip çıkmasıyla bu tehdidi, bu tehlikeyi bertaraf ettik. Merhum Menderes için daha 27 Mayıs darbesi yapılmadan, içinde ‘sabık başbakan’ ifadesi geçen iddianame hazırlanmıştı. Daha karar kesinleşmemiş ama öbür tarafta darağacı hazır, bekliyor. 54 yıl sonra bizim için de 17 Aralık, 25 Aralık darbe girişimleri oldu ya polisteki tutanaklar elimize geçti, bu tutanakta da şahsımla alakalı, ‘dönemin başbakanı’ ifadesi geçiyor. Bunu o paralel yargıya takdim edecekler ve oradan da bizi bu şekilde yargılama yoluna gideceklerdi. 25 Aralık darbesi başarılı olsaydı, bu hazırlıklar ortaya çıkacak, milletin hükümeti Yassıada benzeri düzmece mahkemelerde yargılanacaktı. Hamd olsun bunlar engellendi. İnşallah bunun hesabını soracağız. Özellikle paralel yapıdan bunun hesabını sorarak, Türkiye’de benzeri darbe girişimlerinin yaşanmasının önüne geçeceğiz. Eğer bunun hesabını sormaktan kaçınacak bir tek arkadaşım çıkarsa bunun hesabını ne halka ne hakka veremezsiniz.”

Erdoğan, 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesinin demokrasinin güç kazanmasına vesile olacağını da belirtti.

Yalova ve Ağrı’da 1 Haziran’da yerel seçimlerin tekrarlanacağını anımsatarak, “İnşallah seçimlerin tekrarlanacağı yerlerde 30 Mart’ın daha güçlü tekrarını yaşayacağız” dedi.

Soma’daki maden faciasında hayatını kaybedenler için gerekli yasal düzenleme hazırlıklarının yürütüldüğünü anlatan Erdoğan, “Soma’daki maden işçilerime sesleniyorum; bu CHP’nin bu bölücü terör örgütü yandaşlarının, legal veya illegal bu tür örgütlerin oyununa gelmeyin. Sizi bunlar yalnız bırakırlar. Bizler yeni düzenlemelerle adım atıyorlar. Bunlar nerede, kimi sahiplendiler? Bunlar sadece tahrik ederler ve sizin hüznünüz üzerinden paye kapmaya çalışırlar. Bu oyuna gelmeyin” diye konuştu.

Soma’da hayatını kaybedenlerin ailelerini güvenceye alacak hazırlıkları yaptıklarını ifade eden Erdoğan, AFAD’da açılan hesapların bunun bir adımı olduğunu, diğer vaatlerin takipçisi olduklarını söyledi. Erdoğan, bütün bu vaatlerin hepsinin şehitlere ve yaralılara ve bir kısmının da çalışanlara verileceğini, evlatlarının geleceğinin teminat altına alınacağını belirtti.

Tüm çalışanları ilgilendiren düzenlemelerin de en kısa sürede Meclis’e geleceğini kaydeden Erdoğan, bugün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileriyle toplantı yapacağını ifade etti.

Erdoğan, konuşmasının sonunda İstanbul’un fethinin 561. yılını kutladı, Fatih Sultan Mehmet ve ordusunu hayırla yad etti, Çorum’un Osmancık ilçesindeki selin hasar tespit çalışmalarına başlandığını söyledi.

Başbakan Erdoğan. konuşmasının ardından, Sudan Hartum Valisi ve beraberindeki heyet ile Dünya üçüncüsü olan Zihinsel Engelliler Milli Takımı ile kürsüde hatıra fotoğrafı çektirdi.

AA