Dolar 32,4455
Euro 34,7397
Altın 2.437,68
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ HERKESE LAZIM

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ HERKESE LAZIM
22/12/2014 00:34
A+
A-

14 Aralık’ta başlayan ve Zaman Gazetesi ile Samanyolu Yayın Grubu’na yönelik gerekleştirilen soruşturmalarda televizyon dizilerinin de suç kapsamı içinde olduğu iddialarına en sert tepki RTÜK’ün kendi içinden geldi. RTÜK Üst Kurulu üyesi Esat Çıplak, “televizyon dizilerinin her açıdan denetlendiği bir kurum zaten var” diyerek söz konusu dizilerde suç unsuru varsa sorumlunun RTÜK ve yöneticileri olduğunu belirtti. Ülkücülere yapılanlarada değinen Çıplak; Ya o Ülkücü mazlumların kimseleri yoktu ona ne diyeceksiniz? Çünkü onlar yerliydi, milliydi, vatan toprağıydı, sessizdi…
Ya bunların hesabını kim verecek… Basın özgürlüğü herkese lazımdır. İnsan onuru her şeyden değerlidir.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Esat Çıplak, özgür medyaya yapılan operasyona tepki göstererek, “Söz konusu televizyon dizilerinin her açıdan denetlendiği bir kurum zaten vardır. Anayasal bir kuruluş olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu zaten söz konusu yayınlar için değerlendirmesini yapmış bulunmaktadır. Şayet bu konuda bir kusur söz konusu ise yani işlenmiş bir suç görmezlikten gelinmişse o halde bu durumdan bizzat RTÜK ve onun yöneticileri de sorumludur.” dedi.

RTÜK üyesi Esat Çıplak, Zaman Gazetesi ve Samanyolu Yayın Grubu’na yapılan operasyon ile ilgili açıklama yaptı. Muhalefette yer alan herkesin ‘düşman’ olarak telakki edilerek yok edilmeye çalışılmakta ve hayat hakkı tanınmamakta olduğunu vurgulayan Çıplak, “Medyaya operasyon düzenlemek, ülkeyi dış dünya nezdinde gülünç durumlara düşürmekte ve gerçek Türkiye dostlarını endişeye sevk etmektedir.

Zira televizyon dizilerinde yer alan karakterler yüzünden yahut da o tür kurguların senaryosu yüzünden gazetecileri tutuklamak aklın ve hayalin alacağı bir iş değildir. İşin acı ve vicdan kanatması gereken yanı, meslektaşlarına operasyon düzenlenirken yandaş sıfatını layıkıyla hak kazanmış bazı basın yayın organlarında köşe tutan yazarların peşin peşin polis tarafından yaka paça sorguya alınan meslektaşlarını suçlu ilan etmeleridir.” diye konuştu.

TELEVİZYON DİZİLERİNİN HER AÇIDAN DENETLENDİĞİ BİR KURUM ZATEN VAR

Kamusal alanda boy gösteren ve ülkeyi yöneten kişiliklerin eleştiri anlamında tahammül eşiğinin diğer normal insanlardan daha farklı olmasının beklendiğini dile getiren Çıplak, “Kaldı ki söz konusu televizyon dizilerinin her açıdan denetlendiği bir kurum zaten vardır. Anayasal bir kuruluş olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu zaten söz konusu yayınlar için değerlendirmesini yapmış bulunmaktadır.

ARTIK HABERLERİ AJANSLARDAN DEĞİL “ALO FATİH” HATTINDAN ÖĞRENECEĞİZ

Şayet bu konuda bir kusur söz konusu ise yani işlenmiş bir suç görmezlikten gelinmişse o halde bu durumdan bizzat RTÜK ve onun yöneticileri de sorumludur. 14 Aralık operasyonu ile medya iflah olmaz bir şekilde darbe yemiştir. Özgür medya ve bağımsız habercilik Türkiye’de artık mümkün değildir. Despotizmin adım adım tahkim edildiği günümüzde neyin haber olduğunu artık ajanslardan değil ‘Alo Fatih’ hatlarından öğreneceğiz. Bütün bu olup bitenlerin haricinde şu hususun da unutulmadan eklenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Bugün olup bitenler.

Birilerinin yok, “Hükümete darbe teşebbüsü oldu da onun için cemaat medyasının üzerine gidiliyor” ya da bir başkalarının “17-25 Aralık operasyonunda Hükümetin 4 bakanının yaptığı yolsuzlukların ortaya çıkarılmasına karşın bu medya operasyonu düzenlendi” türünden gerekçe üretmeleri bütün iddia sahiplerini haklı çıkarabilir. Bize göre asıl mesele bu değildir. Asıl mesele vicdanın her mağdura karşı aynı şekilde işlemesidir.” değerlendirmesinde bulundu.

NEDAMETE DAVET
Çıplak, yazılı açıklamasını şöyle tamamladı:
“Geçmiş zamanlarda ve hatta her zaman ve her durumda ülkücülere ve milliyetçilere yapılan algı operasyonlarında ve de vicdansızca atılan iftiralar, yapılan haysiyet cellatlığı karşısında sus pus olanları bir nebze olsun nedamet getirmeye davet ediyoruz. Zira bugün ve geçmişte (Ergenekon, Balyoz vb.) operasyona uğrayanlar sahipli çocuklardır. Geçmişte gazete manşetlerinde resimleri verilip şehit edilen ülkücülerin hakları ya yargısız infaz yapılan rahmetli Recai Yıldırım’ın mahremiyeti, onuru, mitinglerde ısrarla “İşte bunlar böyledir, bakın görün” “ne özeli genel genel” şeklinde toptancı bir yaklaşımla düşmana karşı kavgada-savaşta dahi edilmeyecek sözler söylemesinin, toptancı ve bir partinin hem kendisini hem de tüm sempatizanlarını birkaç failin yaptığıyla sorumlu tutmaya, o faillerin işleriyle meşgul insanlar olarak göstermeye meyyal bir ifadelerin sonunda; yıkılan yuvaların, boyunları eğilen çocukların, kanser olup babasız bırakılan bir yuvanın hesabını kim verecek. Bu sözler erk söyleyince ve erke yaranmak için yazılınca suçu ortadan mı kaldıracağız?

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ HERKESE LAZIM

Ya o Ülkücü mazlumların kimseleri yoktu ona ne diyeceksiniz? Çünkü onlar yerliydi, milliydi, vatan toprağıydı, sessizdi…
Ya bunların hesabını kim verecek… Allah,İslam, Hz. Peygamber, Ümmet, Hak, Besmele, Ahlak, Hak, Cihat, Mücahit, Şahadet, Şüheda, Şehit, Ceddimiz, Aziz milletim, İbrahim milleti, başörtüsü, İmam Hatip, Kerbela, Fatih Sultan Mehmet Han, Yavuz Sultan Selim Han, Abdülhamid Han, Mehmet Akif Ersoy, Asımın nesli, mümin kardeşim, kefen, millet iradesi gibi İslami, milli ve insanlık değerlerini hoyratça, insafsızca, içi boşaltılarak, değersizleştirilerek, itibarsızlaştırarak kullanıp sadece dile pelesenk edilip, yüreğinde yaşamayanların hesap vereceği zaman ne zaman…
Basın özgürlüğü herkese lazımdır. İnsan onuru her şeyden değerlidir.”