Bir Yarbayımız Kuveytlileri Öldüresiye Dövdü!

Değerli dostlar yıllar sonra kırılan gururumuz nihayet tamir edildi.

Nasıl mı?

Anlatayım…

Buna geçmeden önce kırılan gururumuzla ilgili hadiseleri isterseniz şöyle bir hatırlayalım.

Yıl 2003 günlerden 4 Temmuz, yer Kuzey Irak. O tarihlerde geçmiş hükümetler döneminde Türkiye’nin sınır ve Irak içerisinde bulunan Türkmen kardeşlerimizin can güvenliği gerekçesiyle yapılan antlaşmalar gereğince orada bulunan askerlerimizin bir kısmının başına ABD askerlerince çuval geçirilmişti.

Dakika 1 gol bir..

Aradan fazla bir zaman geçmemişti…

Ki, yıl 2008 aylardan Şubat 21, devrin Genel Kurmay Başkanı ise Yaşar Büyükanıt.

Yaşar Paşa birliklerimize Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı bir operasyon yapma emrini vermiş. Yapılan harekâtın süresini de en az 15 gün falan olacağını söylemişti. Harekât başlayalı bir hafta ya olmuş ya olmamıştı ki, e- muhtıracı paşa askerlerimize; “hava soğuk” gerekçesiyle operasyonu durdurup geriye dönme emrini vermişti bile (29.02.2008). Çünkü hem AKP hükümetinin hem de kendisinin ağababası olan ABD’nin Dışişleri Bakanı Robert Gates’ten sonra ABD Başkanı George W.Bush’ta “oradan derhal çıkın” emrini vermişti. Oysa ABD’nin bu talebine karşın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, ağız birliği içinde, “Operasyon, hedeflerine ulaşıp bir daha girilmesine gerek kalmayıncaya kadar sürecek” karşılığını vermişlerdi. Lakin bahsettiğimiz üzere yine ABD’nin dediği olmuştu..

Dakika 2 gol 2..

Yine günlerden bir gün, “Mavi Marmara” adlı yolcu gemisine yüzlerce gönüllü yolcu bindirilerek “Gazzelilere destek” turuna çıkartılmıştı..

Hiçbir güvenlik önleminin alınmadan Doğu Akdeniz sahillerine doğru yönlendirilen gemi, geçmişin Hitler Almanya’sını hatırlatan günümüzün terörist devleti İsrail tarafından 31 Mayıs 2010 gecesi uluslar arası açık denizde kanlı bir baskına tabi tutulmuş. Akabinde 9 masum canımız İsraillilerin kahpe kurşunlarına hedef olmuştu..

Bu menfur olay sonrası başımızda bulunan AQP hükümetinin toplumun gazını almaya yönelik birkaç hamlesi olmuş. Fakat yapılan işlem, ölenlerin ailelerine verilmek üzere ve adeta at pazarlığı benzeri bir şekilde yaptığı tazminat alma girişiminden öteye gitmemişti.

Dakika 3 gol 3..

Bu arada Suriye’de iç çatışma çıkmış, özellikle Türkmenler başta olmak üzere binlerce masumun canına kıyılır olmuş. 2 milyona yakın insan Türkiye’nin içine yayılmış..

Tam bu hengâmenin içerisinde Suriye bir savaş uçağımızı düşürmüş (23.06.2012). Deniz üzerinde düşen uçakta şehit olan 2 subayımızın cesedine dahi ulaşılamamıştı..

Olaylar bu şekilde cereyan ederken biz golleri yemeye devam ediyoruz…

Çünkü defansımızda hiç iş yok, orta sahamız deseniz oda külliyen bozuk.. İleri ucumuz ise zaten felaket ve “Türkiye’nin sabrını test etmeyin” söyleminden öteye gidemiyor!

Öyle olunca da, dakika 4, gol 4…

Suriye’de iç karışıklıklar devam ederken, Hatay Reyhanlı’da karışıyor, kimin veya kimlerin yerleştirdiği tam belli olmayan ve infilak eden bombalar nedeniyle kimine göre 52 kimine göre 300’ün üstündeki canımızı yine kaybediyoruz…

Bu dakika ve skorun bedeli yine bize çok ağıra patlıyor…

Ve dakika 5, maalesef yediğimiz golde etti 5..

Bu kanlı olay sonrası devrin başbakanı ve diğer erkan sert demeçler patlatıyor..

Ve yine bilindik o meşhur söylem “kimse sabrımızı test etmesin!..”

Velhasıl sözüm ona devleti yönettiğini zanneden ve Erdoğan milletince battıkları çukurdan zirvelere taşınan mevcut ümerayı pek etkilediğini sanmadığım. Buna mukabil bizler gibi vatan ve millet sevgisiyle dolu olanların gururlarını inciten bu olayları unutturan. Üstüne üstlük bizlerin yüzünü güldüren olay geçtiğimiz gün nihayet gerçekleşti..

Nasıl mı?

Sizi merakta bırakmadan hemen arz edeyim efendim..

Hava Kuvvetleri Komutanının da damadı olduğu söylenilen bir yarbayımız, kendisine sataşan Kuveytlilere sokak ortasında “edebinizi takının l..n burası Türkiye” diyerek tam bir araba dayak atmış(!)

Haberi duyunca bir ferahladım bir ferahladım ve kendi kendime “oh be yıllardır kırılan incinen gururumuz nihayet tamir edildi” dedim..

Fakat çok geçmeden malum adamdan duyduğum bir demeçle düş kırıklığına uğrayarak anında kendime geldim…

Yani eskisinin gölgesi olan Ahmet Davutoğlu televizyonlara çıkarak tıpkı selefi gibi yine “Kimse gücümüzü ve sabrımızı test etmeye kalkışmasın” diyordu..

Bu sözleri duyar duymaz anladım ki, dayak atan biz değil yine yabancılardı ve ne acı ki, biz bir gol daha yemiştik. Maç henüz bitmemiş daha bir hayli vakit vardı, ayrıca takımın kadrosu da hemen hemen aynıydı ve şimdilik kaydıyla 6-0 geriye düşerken; rakiplerimize karşı aldığımız hezimetlerin boyutu gittikçe çoğalıyordu…

Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız!

Harun Kılıç

ANKARA