Dolar 32,5470
Euro 34,7468
Altın 2.495,43
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 21°C
Sal 22°C

BUDA OLDU BAŞKANLIK CALINDI

BUDA OLDU BAŞKANLIK CALINDI
20/02/2014 16:09
A+
A-

Bizim sülalenin lakabı Mollakadızadedir. Zadesini çıkarsanız geriye iki meslek kalır. Birisi Mollalık yani medrese hocalığı, diğeri de kadılık yani yargıçlık…. Eskiden Kadıların kazalarda mülki amir olduğunu düşünürsek, bizim dede mesleklerine kaymakamlığı da ekleyebiliriz.

Allah, kuluna taşıyamadığını yüklemezmiş. Kader bize buna benzer bir çifte mesuliyet nasip etti. Hem Milliyetçi Hareketin 42 yıllık gazetesinde köşe yazarlığı yani Ülkücü gazetecilik hem de MHP Genel Başkan Danışmanlığı yani siyasi sorumluluk… Bu durum bize, sorumluluktan kaçmadıkları için bu şerefli soyadını miras bırakan atalarımıza layık olma fırsatını da veriyor.

Bugüne kadar satılan seçimler, peşkeş çekilen oylar, anlaşmalı meclis üyelikleri filan duymuştuk da “çalınan başkanlık” duymamıştık.

Olay, acemi gariplere Beyazıt kulesini, Galata köprüsünü filan satan Sülün Osman’ın İstanbul’unda geçince onu da duyduk!..

Düşünün bir kere ilçenin birinde bir parti seçime iddialı giriyor. Giderek sempatisi artan beyefendi bir adayı var.

60 gün boyunca sahada çalışıyor, seçim büroları açıyor, araçlar giydiriyor, sivil toplum örgütleriyle, kanaat ve mezhep önderleriyle, hemşeri dernekleriyle görüşüyor, seviliyor, destek sözü alıyor. Ve… “bu beyefendi hocai seçimi kazanabilir” düşüncesi, yavaştan seslendirilmeye başlıyor.

Seçimlere 40 gün kala, aday listelerinin İlçe seçim kuruluna teslim edilmesine sıra gelince birden beklenmedik bir şey oluyor.

Mevcut Belediyeyle iş yapan ve Büyükşehir Belediye Meclis üyesi seçilmek isteyen bir iş adamı, listeye ilk sıradan girmek için kulislere başlıyor. Hakkında olumsuz kanaatler var. Ayrıca hocayı defalarca mevcut başkanla yemeğe davet ediyor. Yani ortada MHP’den ve Ülkücülükten farklı bir şeyler var.

Başkan adayı, ilçe teşkilatına, “kamuoyunda olumsuz tanınıyor ve niyetiyle ilgili şüpheler var, bana bunu yapmayın, zarar verir. Başka da şartım yok; bu şahsı almayın; ben listelere hiç karışmayacağım” diyor.

Aday listeleri yola çıkıyor, ama o da ne?.. Adayın isminin ve meclis üyelerinin sıralandığı listeler, İlin yetki verdiği İlçe görevlisi tarafından bir türlü İl Seçim Kuruluna teslim edilemiyor. Adam kimsenin değil, sadece bu ilçenin evrak teslimine itiraz ediyor. Burada da şaibeli bir durum var.

Peki sonra ne oluyor. Son gün, hem de 15 dakika içinde Başkan adayı listeden siliniyor yerine bir başka aday getiriliyor. Bizim iş adamı ne oluyor dersiniz? Tabii ki ilk sıradan listeye giriyor. Ve Seçim Kurulundaki arkadaş, bu kez İlçe Başkanı tarafından götürülen yeni listeyi, hızla teslim alıyor.

Burada bizim aklımıza iki ihtimal geliyor:

Birincisi, Büyükşehir Meclis üyeliğinin öteden beri özellikle de AKP felsefesiyle bir rant alanı olduğu bilindiğine göre ortada akçalı meseleler var. İnsanlar bağlanıyor, memurlar satın alınıyor.

İkincisi, mevcut AKP’li başkanla görüştürme, yemek teklifi filan aklımıza başka şeyler getiriyor:

a) Seçimin AKP’ye toptan satışı… Alacağın, iş bağlantılarıyla, taksitle tahsil edilmesi de mümkün!

b) Seçim yenilgisinin parti içi muhalefete hediye edilmesi… Yani öteden beri adını koyduğumuz meşhur ve onursuz “şike” hadisesi. Al bir ihtimali, vur ötekine!..

Daha dün, “Sözüm Meclisten Dışarı” başlığıyla listelere girme, üst sıraya çıkma yarışında yer alanların niyetlerini sorgulamış ve “bu denli büyük şahsi hırsların Ülkücüye yakışmadığını” belirtmiştik.

Hatta her türlü suiistimalin takipçisi olacağımızı ifade etmiş ve bu konuda Şehitlerimizin tarifsiz fedakârlığından ve Devlet Beyin tavizsiz dürüstlüğünden aldığımız gücün bize yeteceğini söylemiştik.

Gerçekleri herkes bilsin!.. Kimsenin günahını bütün teşkilat çekmesin.

Biz, İlhan Darendelioğlu’nun, İsmail Gerçeksöz’ün çırağıyız, kalfasıyız. Başka Ülkücülük yok!.. Her Ülkücü, koltuğundaki, gömleğindeki şehit kanının hakkını vermelidir.

Biz Türk töresiyle, Ülkücü ahlakla yetiştik. Yaptığımız işin sonuçlarına, Allah rızası için, binlerce şehidimizin aziz hatırası için katlanırız.

Milliyetçi Hareket Partisi, beyefendi bir Belediye Başkan adayı, son dakikada karanlık sebeplerle değiştirilecek bir parti değildir. Bu durum muhtemelen bir “Belediye Başkanlığımızın çalınması“dır.

Yörük sırtında kurban kesme“den geçtik! “Şehit cenazesinde kapkaç yapmaya” kalkanlar iyi bilsinler ki; Ülkücü, sessizdir, efendidir ama sağır ve dilsiz değildir.

Daha dün Cengiz ağabey de ispat etmiştir ki; “yüreksiz” hiç değildir!

ORTADOGUGAZETESİ / ŞÜKRÜ ALNIAÇIK