Dolar 32,5470
Euro 34,7468
Altın 2.495,43
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Yağmurlu
İstanbul
14°C
Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 22°C

ÇAĞDAŞ KENT PROJELERIYLE ASLANLAR GIBI İZMIRLILERIN KARŞISINDAYIZ

ÇAĞDAŞ KENT PROJELERIYLE ASLANLAR GIBI İZMIRLILERIN KARŞISINDAYIZ
23/01/2014 13:33
A+
A-

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu,”İzmir kamu yatırımlarından gerekli olan payını da yıllardır alamamaktadır. Bu durumu ortaya çıkarabilmek amacıyla; 12 icracı Bakanlığa 2012 yılında vermiş olduğum yazılı soru önergelerime verilen cevaplardan da, İzmir için hak edilmeyen bu durum açıkça ortaya çıkmıştır. Toplam teşvikli yatırımlarda İzmir’in payının 2012 yılı ilk 10 aylık dönemde % 5,3 iken, 2013 yılı aynı döneminde % 2,2’ye düşmüştür. Sürekli söylediğimiz gibi bugün toplanan vergiye kıyasla devletten aldığı pay oranlandığında; İzmir ilimiz; 11 yıldır 4 verip 1 almaktadır.”dedi.

Tanrıkulu’nun açıklaması şu şekilde:

“Ülkemizde yolsuzluk, rüşvet, rant iddiaları ve gelişmeleri diz boyu olmuş, hakikatlerin araştırılması ve gün yüzüne çıkartılmasını engelleme çabaları hız kazanmıştır.

Yönetmelik değişiklikleri, kolluk kuvvetleri, yargı ve medyaya baskı gibi yöntemlerle ülkemize yaşatılmakta olan hukuksuz, demokrasi dışı, devlet adabıyla bağdaşmayan hareketleri sergileyenler, İzmir’in karşısına hangi yüzle çıkmaktadırlar?

Sergiledikleri başarısız yönetişimin sonuçlarını; 6 aydır Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) tespit edemediği faiz lobisi, dış mihraklar, paralel devlet gibi hayali kavramlara yüklemek isteyenler son bir ay içinde ülkemizin milyarlarca lira kaybına neden olmuşlardır.

17 Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarının başladığı günden bu yana; ülkemiz gelişmekte olan ülkelerden ekonomik olarak negatif ayrışmaya başlamıştır. Artık siyasî istikrarsızlık, ekonomik istikrarsızlığı körüklemektedir. Ülkemiz; tüm uluslararası ilişkilerden ötelenmekte, bunun sonucunda ekonomik yapımızın kırılganlığı daha da artmaktadır.

Son bir ayda; faizler % 8,9’lardayken, % 10,50’leri görmüş, dolar ise 2,25’leri aşmıştır. Bu duruma seyirci kalarak zamanında faiz silahını kullanamayan Merkez Bankası, Mayıs ayından bu yana 18 milyar doları geçen döviz satışı gerçekleştirmiştir. Övünülen 129 milyar dolarlık brüt döviz rezervinin sadece dörtte birini kullanabilecek Banka, mevcut kısıtlı net rezervini hoyratça harcamaktadır.

Kasım sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesi 1 yıl veya daha az kalmış dış borç stoku 168,0 milyar dolara çıkmıştır. Bunun üzerine 2014 yılı hedeflenen cari açık rakamını (55,5 milyar dolar) eklediğimizde, ülkemizin 2014 yılında 223,5 milyar dolar sıcak paraya ihtiyacı bulunmaktadır. Bu da aylık 18,6 milyar dolara denk gelmektedir. Yabancılar dâhil herkes bilmektedir ki; Merkez Bankası rezervleri ancak iki aylık ihtiyacımızı karşılayabilecek durumdadır.

Geçtiğimiz Salı günü toplanan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu yine iktidarın güdümünde kalarak faiz politikasını değiştirmemiştir. Ancak bu olumsuz kararların maliyeti seçimlerden sonra milletimize yüklenecektir.

Başarısız ekonomi politikaları sonucunda; işsizliğin bir önceki yılın aynı ayına göre 0,6 puan artışla Ekim 2013’te % 9,7’ye, genç işsizliğin 1,2 puan artışla % 19,3’e çıktığı ülkemizde, Avrupa’nın bile imrendiği genç işgücümüz heba edilmektedir. 5 gencimizden 1 işsiz durumdadır.

Ekonomideki bu başarısızlıktan İzmir de olumsuz etkilenmektedir. Zaten işsizliğin % 15’leri aştığı İzmir’de; OSB’lerde işe alımlar, yatırımlar ve kapasite artırımları durmuştur.

Vatandaşımız yeni yıl ile birlikte başta ÖTV ve maktu vergilerdeki artış olmak üzere, iğneden ipliğe her ürüne ve hizmete gelen zamlarla karşı karşıya kalmıştır. Çay kaşığı ile verilen, kepçeyle geri alınmıştır.

İzmir kamu yatırımlarından gerekli olan payını da yıllardır alamamaktadır. Bu durumu ortaya çıkarabilmek amacıyla; 12 icracı Bakanlığa 2012 yılında vermiş olduğum yazılı soru önergelerime verilen cevaplardan da, İzmir için hak edilmeyen bu durum açıkça ortaya çıkmıştır. Toplam teşvikli yatırımlarda İzmir’in payının 2012 yılı ilk 10 aylık dönemde % 5,3 iken, 2013 yılı aynı döneminde % 2,2’ye düşmüştür. Sürekli söylediğimiz gibi bugün toplanan vergiye kıyasla devletten aldığı pay oranlandığında; İzmir ilimiz; 11 yıldır 4 verip 1 almaktadır.

11 yıldır ülkeyi yönetip, İzmir’e farklı bakış açısı ve söylemleriyle gönül kıranlar, bugün hiçbir şey olmamışçasına hareket etmektedirler.

İzmirli seçmenimiz bilinçli ve yargılayan, sorgulayan seçmendir.

Bu yüzden 17 Aralık ve İzmir Liman yolsuzlukları, dağıtılan parfümlerle bastırılamayacaktır. İzmir’e başka şehirlerden getirilen algı yöneticileri de hâkim olamayacaktır. Görülmektedir ki; algı yöneticilerini başka şehirlerden İzmir’e taşıyanlar hâlâ İzmirliyi, ruhunu ve duruşunu kavrayamamışlardır.

AKP’nin tutarsız söylemleri devam etmekte; İzmirli seçmenin önüne çıktığında ‘kim olursa olsun, soruşturulsun’ diyenler, diğer taraftan soruşturmayı yürüten hukuk ve kolluk çalışanlarını görevden aldıranlar ile aynı kişilerdir.

İzmir’e gerçek anlamda bir samimiyet, dürüstlük gösterilmek isteniyorsa, görevden alınan hukuk ve kolluk çalışanları görevlerine iade edilerek, yolsuzluk soruşturmalarının sağlıklı yürümesini temin etmelidirler. Ancak inandırıcılıkları böyle tescillenebilecektir.

Ancak bu temennimizin gerçekleşmeyeceğini, iktidarın TBMM gündemine taşıdığı HSYK düzenlemesinden tüm İzmirliler gibi bizde üzülerek görmekteyiz.

Yolsuzluk ve rüşvet gibi, tüm dünyada adi suçlar arasında nitelendirilen suçlamaların üzerinin ne yapılırsa, yapılsın örtülmesine Milliyetçi Hareket Partisi olarak izin vermeyeceğimizi buradan özellikle belirtmek istiyorum.

Yerelde bugüne kadar başarılamayan, İzmir’in hak ettiği hizmetleri sunamayıp, bu sefer sunulacakmış gibi yapılmasına öteden bu yana karşı durmakta ve eleştirmekteyiz.

Bugün marka kent, çağdaş kent diye nitelendirebileceğimiz dünya örnekleri İzmir’i her açıdan geride bırakmış durumdadır. İzmir tüm potansiyeline rağmen halen; ulaşım, alt yapı, kentleşme sorunlarıyla yıllardır baş başa olup, gelişmiş çöp teknolojilerinden bihaber yerel yönetime sahiptir.

2007 yılındaki 9 milyon dolarlık Hazine garantili dış borcun 2013 yılı sonu itibariyle 143 milyon dolara çıktığı, 2013 yılı sonu itibariyle 195 milyon dolarlık Hazine garantisiz dış borçları bulunan ve diğer borçlarının kamuoyundan gizlendiği bir büyükşehirden bahsetmekteyiz.

Gelişmiş kıyı kentlerinin başarı hikâyeleri İzmir’e model olarak taşınması gerekirken, Diyarbakır ziyaretleriyle yetinen anlayışın artık İzmir’e sunabileceği yenilik ve değişikliği kalmamış demektir.

Belediye ve taşeron işçilerine zorla ve baskıyla adaylık broşürü zimmetleyip, dağıttıran bir zihniyetin seçildiği takdirde İzmir’e sunabileceği katkı da bu zihniyetiyle sınırlı kalacaktır.

Ülkemize ve İzmir’e yıllardır gönül vererek, samimi, dürüst ve paylaşımcı siyaset anlayışından bugüne kadar asla ödün vermemiş Milliyetçi Hareket Partisi; İzmir’in AKP ve CHP kutucuklarına ayrılıp, oy deposuna çevrilmek istenmesine karşıdır. Bu durumu İzmirlilerin de farkettiğini düşünüyoruz.

Çünkü İzmir kenti, insanı, girişimci kimliği, çalışkan ruhu, nitelikli yapısı ile ülke ekonomisine çok ciddî katkılar sunmaktadır. 18 adet Organize Sanayi Bölgesi, 2 Serbest Bölgesi, Küçük Sanayi Siteleri ve Çarşıları, limanları, 9 üniversitesi, Teknoloji Geliştirme Bölgesi, verimli havzaları, fuar alanı, tarihi; kültürü ve kentteki ekonomik enstrümanların varlığı ile İzmir geleceğe umutla bakmaktadır.

Bizlerin geçmiş dönemde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda da görülecektir ki; İzmir’e dönük projelerin (Gebze – Orhangazi – İzmir Otoyol Projesi, İzmir Teknoparkı, Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne ait İzmir körfez hattı taşıma hizmetlerinin İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne devri, İZBAN’ın temelini oluşturan kuzey aksı (Aliağa Hattı) devir ve kamulaştırması ile ilgili atılan adımlar) en güzelleri ve en prestijlilerinin altında hep bizlerin imzası bulunmaktadır.

Bu yüzden;

Dünya kenti olmak için; tüm paydaşlarla birlikte kentlerin potansiyelinin ortaya çıkarılması, kentin ekonomik profili ve yatırım imkânlarının ortaya koyulması, buna göre stratejik planların hazırlanması ve gelecek projeksiyonun yapılması gerektiğinin bilinciyle hareket ediyoruz.

Buradan hareketle; çağdaş kent projeleriyle arslanlar gibi İzmirlilerin karşısındayız.

Bu projelerimizle İzmir’i; çağdaş ve gelişmiş bir kent kimliğine kavuşturmayı çok arzuluyoruz.

Hedefimiz yeniliklere ve inovasyona kapılarını sonuna kadar açmış, ticarî ve sosyal hayat yönünden gelişmiş, örnek bir kıyı kentini hayata geçirmektir. Bizim bu anlamlı ve büyük hedefimize, İzmirlilerimiz 30 Mart 2014 seçimlerinde teveccühleriyle ulaştıracaklarına inanıyoruz.

Geçtiğimiz Bayram’da İzmirlilerimiz ile paylaştığım ve müjdelediğim gibi; gurur vesilesi güçlü adaylarımız bugün kamuoyunun karşısındadır.

Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Sayın Murat Taşer bilgi, birikim ve tecrübeleriyle İzmir’deki siyasî dengeleri değiştirmiş, gücümüze güç katmış ve kazanma azmimizi artırmıştır.

Milliyetçi Hareket Partisi kendi adaylarıyla her ilçede ipi göğüsleyecek güce sahiptir. Tüm adaylarımız hiçbir siyasî çıkar gözetmeden; İzmirlimizin emrine amade olmuş, tüm içtenlikleriyle erkenden sahaya inmiş ve samimi çalışmalarını sürdürmektedirler.

Bizim için İzmir; 21.Yüzyıl’da taşıdığı potansiyeli daha da ileriye sıçratmaya hazır ve sadece Türkiye’nin değil, Akdeniz’in bir numarası olmaya aday bir şehir konumundadır.

İzmir’in bu samimi ve umut dolu, değişikliklere kapısını sonuna kadar aralayan vaad ve taahhütlerimize kulak vererek, desteklerini sunacaklarına inanıyor, temiz siyaseti özleyen bütün siyasî alanları Milliyetçi Hareket Partisi’ne davet ediyoruz.

İzmir’e sevdayla bağlı olanların katkılarını çok önemsediğimiz için hareketimize davet ediyoruz.” diyen Tanrıkulu açıklamasından sonra Milliyetçi Hareket Partisi’ne diğer partilerden istifa ederek yeni katılan çok sayıda vatandaşımıza rozetlerini taktı.