Dolar 32,3766
Euro 35,0173
Altın 2.325,42
BİST 9.092,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

ÇAKICI: “SAYIN CUMHURBAŞKANIM YILLARDIR BENİ ÖLDÜRTMEK İSTEDİN”

A+
A-

Alattin ÇAKICI Cumhurbaşkanlığı makamına zehir zembelek bir mektup yazdı.

Devletin ve Milletin çıkarları doğrultusunda kararlar verdiğiniz sürece sizi bir fert olarak desteklerim devletimin yaynında olurum diyen ÇAKICI ancak sizi sevmek zorunda değilim dedi.

Cumhurbşkanlığına yazdığı mektubu hatırlatan ÇAKICI haberiniz varmı yokmu bilmiyorumm ama haksızlığa bir son vermenizi yazmıştım diye hatırlatıp vurgu yaptı.

Cumhurbaşkanının, Hukun üstünlüğünden dem vurduğunu vurgulayan ÇAKICI, KUR-AN’ı elinizde şahit tutarak, adaletden bahsettiniz . Sanık ile Avukat görüşmesine savcılık cezaevi yetkilileri engel olamaz. “Devleti edirne başsavcısı Muhammet savran mı idare ediyor? ya da Edirne 1. infaz Hakimliği mi? CUMHUMHURBAŞKANINA beni öldürtmek istedin diyen Çakıcı her gittiğim yerlerde sorun yaşadığını, avukatıyla görüşmelerin engellediğini vurgulayan ÇAKICI ülke meselelerinede değindi.

Cumhurbaşkanlığına yazadığı mektup şu şekilde:

DEVLETİM KİM YÖNETİYOR?

Çakıcı mektubunda şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanım, iktidara geldiğiniz güden bu yana Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığınız döneminde düşünce özgürlüğü, temel hak ve insan hakları özgürlükleri, yargının bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, elinde Kur’an’la dolaşarak seçim meydanlarında dolaşarak bu evrensel değerlere Kur’an’ı da şahit tutarak defalarca bu evrensel değerlerden bahsettiniz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerinin, Yargıtay’ın, anayasa Mahkemesi’nin bu konuda içtihad kararları vardır. Sanık ile avukat görüşmelerinde savcılık, cezaevi yetkilileri hiçbir şekilde tahdit koyamaz, engel olmak hakkına sahip değildir. Devleti Edirne Cumhuriyet Başsavcısı Muhammed Savran mı idare ediyor, ya da Edirne 1. İnfaz Hakimliği mi? Bunlar yasaları uygulayanlar mıdır, yoksa yasaları ihlal edip kafalarına göre yeni yasalar üretip kişilere göre uygulayanlar mıdır? Benim avukatım ile görüşmemi nasıl teyp ile kayıt altına alacaklar?

 

SAYIN CUMHURBAŞKANIM YILLARDIR BENİ ÖLDÜRTMEK İSTEDİN

Sayın Cumhurbaşkanım, yıllardır beni öldürmek istedin. Her yattığım ilde hastane ve tıp fakültelerine direkt ya da bu tip insanları kullanarak yasal hakkıma, avukatlarım ile görüşmelerime engel olunmaya çalışıldı hep. Siz yanlış yerde öküz altında buzağı arıyorsunuz. Şimdi diyeceksiniz ki bu adam acaba dengesiz mi? Bazen beni tenkit eder bazen de benim yanımda olur. Ben, siz adil olduğunuz sürece devletin bekası için eski yapmış olduğunuz ülke güvenliği için yanlış oluşumların arkasında olmadığınız sürece sizi sevdiğimden değil, devletin bekası için devleti yanında olmak o benim vatandaşlık görevimdir. Yattığım her hapishanede her tezgahı kuranların hep başına geçirdim. Son olarak Edirne F Tipi’nde tezgahlanan olayı bunu kuranların başına geçirdiğim gibi… Kur’an’la inanıyorsanız her canlı ölümü tadacak, siz de tadacaksınız. Siz de tadacaksınız lafım sizi tehdit amacı taşımamaktadır. Tehdit etsem asla lafı dolandırmam, bundan emin olun, direkt söylerim.  Edirne F Tipi Cezaevi’nde yaşanan olayda sizden rica ettim, lütfen bu olayı ortaya çıkarın dedim. Çünkü sizi hedef gösteriyorlardı yetkililer.

 

DİKTATÖR NEYE DENİR?

Başkanlık sistemi istiyorsunuz. Ülkemizin her tarafında ateş var. Sizin vazifeniz bu ateşi söndürmek. Doğu’daki olaylarda hayatının baharında olan Polis ve Askerler, Doğulu vatandaşlarımız bölücü terör örgütünün kurşunlarına hedef olarak canlarını vermekteler. Siz hâlâ başkanlık sisteminden dem vuruyorsunuz. Onlar siz başkanlık sistemini getirin diye kendilerini feda etmiyorlar. Devletin devamı, dedelerinin şehit kanı için canlarını feda ediyorlar. Geçen mahkemede dile getirmiştim, terörü minimum düzeye getirip, Güney sınırlarımızı güvenli hale getirip, uluslar arası ilişkilerimizi sağlıklı bir düzeye getirdikten sonra milletimiz isterse parlamenter sistemin içerisinde Fransa’daki gibi yarı başkanlık sisteminin milletin isteği doğrultusunda gelmesi hususunda hiçbir sakınca yoktur. Bir ülkede hukukun üstünlüğü olmazsa, din ve vicdan hürriyetine engel koyulursa, yargı kişinin tekelinde ise o sistemin başında olana literatürde dikta bir yönetim denir, başında olan kişi de diktatör olarak tanımlanır.

 

BENİ NASIL GÖRÜYORSUNUZ?

Allah aşkına beni herhalde IŞİD’ci mi görüyorsunuz El Kaide’ci mi, yoksa uluslar arası güçlerin kullandığı bölücü terör örgütü PKK’lı mı görüyorsun? Adaletin rafa kaldırıldığı yerde, din ve vicdan hürriyetini buzdolabında donduran, avukatıyla müvekkil ilişkilerine engel koyan adalet uygulayıcılarının kalplerinde Allah sevgisini aramak zannediyorum şahsım adına onursuzluktur. Sayın Cumhurbaşkanım, bu konudan haberiniz var mı yok mu bilmiyorum. Hani her şeyden haberdar idiniz? Bugün sayın Başbakan’ın bir yazısını okudum, “dünyada yalnız kaldık ancak yolumuza devam edeceğiz” diyor. Sizler yukarıda bahsettiğim kriterlere sahip çıktığınız sürece bu asil millet sizleri yalnız bırakmaz.

 

BU CANIN SAHİBİ RABBİMDİR

Şahsıma ibraz edilen kararı gönderiyorum. Bu kararı bütün hukukçularınıza, başta Sayın Burhan Kuzu’ya okutabilirsiniz. Onlar size bu kararın yasalara ve yüksek mahkeme kararlarına ne kadar aykırı olduğunu söyler. Eğer hukukun üstünlüğüne inanan iseniz doğru karar vermiş iseler gereğine yasalar çerçevesinde itiraz edersiniz. O zaman sizi tenkit eden anti medyanın size yakıştırmış olduğu yaftaları, onlara tepkilere rağmen demek ki kabul etmiş olursunuz. Ben sözümdeyim Sayın Cumhurbaşkanım. Kızdığı zaman sizi tenkit eden, kızmadığı zaman sizin yanınızda olan git-gel akıllılardan değilim. Devletimizin bekası söz konusu olduğunda görevinizi adil yerine getirirseniz, devlet düşmanları tarafından öldürülsem bile benim için şereftir ama bazı konularda sizi tenkit ettiğim için egonuz kaynaklı yıllarca şahsıma kurulan her kumpasta görev alanların kumpaslarını başlarına geçirdim. Bu canın sahibi siz değil Rabbim’dir. Lütfen,  bu kurduğum cümlelerin içerisinde çok derin anlamlar var. İyi tahlil etmenizi saygılarımla arz ederim.”

a1 a2 a3