Dolar 32,3865
Euro 35,0621
Altın 2.326,80
BİST 9.117,11
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

CHP’DE BÜYÜK ÇATLAK!

A+
A-

CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, partisinin disiplin kurulunda kendisine verilen uyarı cezasını eleştirerek, “Şüpheli ilişkileri olan bir milletvekilini sorgulamayıp da bana ceza veriyorsa işte asıl o zaman parti hukuku çiğneniyor demektir. Tam bağımsız, laik demokratik, çağdaş Türkiye ilkelerine sonuna kadar sahip çıkan bir milletvekili olarak ben gördüğüm yanlışlıklara karşı susmadım, susmayacağım ve tarihi görevimi yapacağım” dedi.

TBMM’de bir basın toplantısı yapan Yılmaz, ilk olarak bu cezayı kabul etmediğini belirterek, “Çünkü ben CHP nin ilkelerini savunmanın ve parti üyesi olan herkesin bu ilkelere uygun davranmasını istemenin dışında hiçbir eylemde bulunmadım. Parti tüzüğüne ve programına aykırı hiçbir davranışım olmamıştır” diyerek şöyle devam etti:
“AKP iktidarı tarafından ülkemizin sonu çok karanlık gerici bir diktatörlüğe doğru götürüldüğü, ulus devletin yıkılıp ülke bütünlüğünün ortadan kaldırılmaya çalışıldığı, ülkenin tüm doğal zenginlikleri ve KİT lerin yok pahasına satıldığı , yolsuzluk ve yoksulluğun had safhaya vardığı, Türkiye cumhuriyetinin yıkılmak istendiği 24. Dönemin bir milletvekili olarak bu gidişe engel olabilecek tek gücün CHP olduğunu pek çok insan gibi görüyorum.

Buna karşın CHP nin altı okta belirlenen ilkeleri ve programı doğrultusunda Türkiye Cumhuriyetinin yıkım projesine karşı dimdik bir duruş sergilemesi gerektiğini düşünüyorum. ABD- AKP- PKK işbirliğiyle yürütülen Cumhuriyetin yıkım projesine karşı bu ülkenin kurucu partisi, çağdaşlığın, devrimciliğin ve Atatürkçülüğün simgesi olan CHP nin popülist ve günlük belirlenen politikalarla AKP ye karşı mücadele edemeyeceğini düşünüyorum. AKP’nin Anayasayı açıkça ihlal ederek gerici bir şeriat devleti kurma yolundaki uygulama ve düzenlemelerine karşı laikliği demokrasiyi, çağdaş Türkiye’yi savunmak bize oy kaybettirmez, aksine CHP yi halkın umudu yapar.

Bölücülüğe karşı üniter devleti, ulus devleti, doğuda toprak reformunu savunmak bize oy kaybettirmez, aksine CHP yi halkın umudu yapar. Gezi parkında özgürlük, Urfa’da toprak ve Cumhuriyet Bayramında laik demokratik Cumhuriyet için Atatürk ve Türk Bayrakları ile meydanlara çıkan halkın da talebi budur. İşte bu koşullarda CHP nin kendi içinde çok tutarlı ve güven verici olması gerekmektedir. Bunun için de parti içinde hatalı davranışları olan, parti programına aykırı davranan milletvekili ve yöneticiler ya doğru davranışlara yönlendirilmeli ya da gereği yapılmalıdır.”

Daha sonra 9 Nisan 2013 tarihindeki kapalı grup toplantısında Sezgin Tanrıkulu’nun basında sıkça yer alan “Gölge CİA olarak bilinen Stratfor belgelerinde TR 705 kod adının verilmesini hatırlatarak bunu sorgulamam ve açıklama istememin suç olarak değerlendirilmesi kabul edilemez” dedi.

Yılmaz şöyle devam etti:

“Grup iç yönetmeliği çerçevesinde her milletvekilinin özgürce söz ve oy hakkı olmasına rağmen, bu hakkımı basına kapalı olan bir grup toplantısında kullanmamdan dolayı suçlanmam parti hukukuna aykırıdır. Üstelik basında yer alan ve herkesin rahatlıkla ulaşabileceği 60 civarında Wikileaks belgesinde ABD Adana Konsolosluğunun ABD Ankara Büyükelçiliğine gönderdiği kriptolarda Sezgin Tanrıkulu için ‘Uzun zamandır konsolosluğumuzun kontak kişisi’ deniyorsa ,yine bir başka kriptoda ABD işgali altındaki Irak’ta Abu Garib hapishanesindeki işkence fotoğraflarının tekrar Türk basınında yayınlanmasından ve ABD nin Müslümanlar üzerindeki olumlu imajının zedelemesinden Sezgin Tanrıkulu’nun endişe duyduğundan söz ediliyorsa CHP nin bu belgeleri görmezden gelmesi mümkün değildir. Sözkonusu Wikileaks belgelerinin ortaya çıkmasından sonra Taraf gazetesi yazarı Orhan Miroğlu dahi bu belgeleri ve Sezgin Tanrıkulu’nu 22 Mart 2012 tarihli taraf gazetesindeki yazısında sorguluyorsa CHP nin sorgulamaması ve görmezden gelmesi doğru mudur?

Kendisini ‘İnsan hakları savunucusu bir hukukçu’ diye tanımlayan ve CHP nin insan haklarından sorumlu genel başkan yardımcısı olan Sezgin Tanrıkulu’nun Amerikan askerlerinin Irak Abu Garib hapishanesinde yaptığı işkence fotoğraflarının Türk basınında yayınlanmasından ve ABD nin imajının zedelenmesinden endişe etmesi nasıl açıklanabilir? Bu kişinin halen daha insan haklarından sorumlu genel başkan yardımcılığı sıfatının devam ettirilmesi nasıl bir çelişkidir?

Anti emperyalist bir kurtuluş savaşının bağrından doğan Cumhuriyet Halk Partisinin grup disiplin kurulu, bu türden şüpheli ilişkileri olan bir milletvekilini sorgulamayıp da bana ceza veriyorsa işte asıl o zaman parti hukuku çiğneniyor demektir. Yıllarca bu partiye emek vermiş, parti içindeki önseçimle milletvekili olmuş, CHP nin anti emperyalist, tam bağımsız, laik demokratik, çağdaş Türkiye ilkelerine sonuna kadar sahip çıkan bir milletvekili olarak ben gördüğüm yanlışlıklara karşı susmadım, susmayacağım ve tarihi görevimi yapacağım. Çünkü biliyorum ki CHP altı okta belirlenen ilkelerine, programına ,anti emperyalist ruhuna sahip çıktığında ancak başarılı olacak ve iktidar olacaktır.”

Vatan