Dolar 32,5431
Euro 34,9157
Altın 2.429,23
BİST 9.699,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 18°C

CHP’Lİ LOĞOĞLU: KEŞKE MUHAFAZAKÂR KESİME DAHA ÇOK ERİŞEBİLSEK

CHP’Lİ LOĞOĞLU: KEŞKE MUHAFAZAKÂR KESİME DAHA ÇOK ERİŞEBİLSEK
21/11/2014 15:14
A+
A-

CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, muhafazakârların yolsuzluk ve rüşvet ile anılan çevrelere oy vermenin yanlış olduğunu görmesi gerektiğini ifade ederek “Keşke, o kesimlere (muhafazakârlara) çok daha fazla erişebilsek” diye konuştu. Laikliğin ne kadar az konuşulursa o kadar iyi olduğunu vurgulayan Loğoğlu, “CHP, kendi düşünce ve vizyonunu halka taşımakta sıkıntı çekiyor” ifadesini kullandı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Dış İlişkilerden Sorumlu eski Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, CHP’nin düşünce ve vizyonunu halka taşımakta sıkıntı çektiğinin altını çizerek, “Ana sıkıntı, CHP’nin sorunlara çözüm üretme konusunda değil. Sıkıntı; bunları belirli bir strateji dahilinde, belli bir takvime bağlayarak, doğru takdim biçimleriyle halka ulaştırmak” diye konuştu. Laiklik anlayışında muhafazakâr kesimin yaşam tarzları bakımından istedikleri özgürlük alanın tanınmaması için hiçbir sebebin olmadığını ifade eden Loğoğlu, “Laikliği ne kadar az konuşursanız o kadar iyi edersiniz” dedi. Dersim hadisesinin CHP yerine devletin (yumuşak) karnı olduğunu vurgulayan Loğoğlu, “Devletin karşısında bir olay vardı. Devlet o olaya doğru tepki gösterdi mi, tartışılır. Devlet, Gezi Parkı olaylarından doğru tepki gösterdi mi, tartışılır. Devlet, 17-25 Aralık olaylarında doğru tepki gösterdi mi, tartışılır. Hepsi, tartışılır.” diye konuştu.

‘AK PARTİ’DEN MEMNUN OLMAYANLAR CHP’Yİ YETKİN BİR ALTERNATİF OLARAK GÖRMÜYOR’

CHP Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu, Cihan Haber Ajansı’nın (Cihan) gündeme dair sorularını cevaplandırdı. CHP’yi iktidara taşımaya mecbur olduklarını kaydeden Faruk Loğoğlu, AK Parti’nin son dönemdeki tutum ve yaklaşımından rahatsız olan ancak CHP’ye de oy vermekten imtina eden çoğunluğu muhafazakâr bir tabana sahip kesim için AK Parti’nin alternatifsiz göründüğü algısına katılıp katılmadığı sorusuna, “Büyük ölçüde katılıyorum. Bunu kendi içimizde de söylüyoruz. Birincisi, AK Parti’den memnun olmayanlar Cumhuriyet Halk Partisi’ne baktıkları zaman bunu değişik açılardan dini açıdan, partinin geçmişi açısından yetkin bir alternatif olarak görmüyorlar. İkincisi, CHP kendi düşünce ve vizyonunu halka taşımakta sıkıntı çekiyor. Çok güzel çalışmalar, çok güzel projeler var. Ana sıkıntı, CHP’nin sorunlara çözüm üretme konusunda değil. Sıkıntı; bunları belirli bir strateji dahilinde, belli bir takvime bağlayarak doğru takdim biçimleriyle halka ulaştırmak.” diye konuştu.

‘CHP, MUHAFAZAKAR SEÇMEN KİTLESİNE ERİŞME ÇABASI İÇİNDE ‘

Türkiye’nin her köşesindeki insana ulaşılması gerektiğini kaydeden Faruk Loğoğlu, parti genel merkezine mescit açılması, CHP’li milletvekillerin topluca Umre’ye gidecek olmaları, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun kürsüden hadisi şeriflerden ve Sahabi’lerden örnekler vererek hitap etmesinin parti içinde bir değişimin ürünü mü yoksa muhafazakâr seçmen kitlesine erişme çabası mı olduğu sorusuna, “Daha çok ikincisi. Çünkü, mescit açılabilir ancak bunu bir duyuru konusu yapmak yanlış. Umre’ye gidilebilir ama bunu bir partinin politikası değişiyormuş gibi takdim etmek yanlış.” dedi.

‘TÜRKİYE’DE DİN VE VİCDAN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN VAR OLDUĞUNU SÖYLEYEMEYECEĞİM’

Kendisinin de Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanı olduğu dönemde umreye gittiğini hatırlatan Faruk Loğoğlu, “Burada önemli olan, CHP’nin düşünsel, fikri, ideoloji demeyeceğim ama sosyal demokrat vasfını özellikle de laiklik vasfını sağlam tutması ve buna sahip çıkması. Laiklik, din ve vicdan özgürlüğünün vazgeçilmez sahasıdır. O zemin olmadığı takdirde din ve vicdan özgürlüğünden bahsedemezsin.” diye konuştu. Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğün tam olarak var olduğunun söylenemeyeceğini kaydeden Loğoğlu, hoşgörünün yeterli olmadığı, farklılıklar karşısında saygının da mutlaka olması gerektiğinin altını çizdi.

‘LAİKLİĞİ NE KADAR AZ KONUŞURSANIZ O KADAR İYİ EDERSİNİZ’

Geçmişteki yaşanmışlıklardan yola çıkılarak ‘laiklik’ gerekçesi ile muhafazakâr kesimin dilinin çok yandığı görüşüne katıldığını ifade eden Faruk Loğoğlu, “Doğru. Bunun değişmesi lazım. Mesela kılık kıyafet konusu. ‘Laik insanlar şuna karşıdır’ şeklinde formülle siyaset yaparsanız yanılırsınız. Yani, muhafazakâr kesimin yaşam tarzları bakımından istedikleri özgürlük alanın tanınmaması için hiçbir sebep yok. Bunun laikliğe ters düşen bir tarafı yok. Değişimden söz ediyorsak laikliğin oturduğu 1930’lu, 40’lı, 50’lilerin toplumsal çevresi başka, bugün başka. İnsanlar bugün daha talepkâr, daha bir özgür, hareket alanın genişlemesini istiyor.” dedi. Laikliğin yeni bir tanımlamaya ihtiyaç olup olmadığı sorusuna ise Faruk Loğoğlu, “Hayır. Laikliği ne kadar az konuşursanız o kadar iyi edersiniz.” şeklinde cevap verdi.

Yaklaşan genel seçimlerde CHP olarak muhafazakâr kesimin partinin hedef kitlesinde olup olmadığı sorusuna Faruk Loğoğlu, Türkiye’de ayrım yapılmaksızın herkese ulaşmaya gayret ettiklerini ifade ederek “Keşke, o kesimlere (muhafazakarlara) çok daha fazla erişebilsek. Keşke o kesimler yolsuzluğun, rüşvetin, kaçak sarayların, Türkiye’yi alay konusu haline getiren çevrelere oy vermenin yanlış olduğunu görseler. O zaman Türkiye kesinlikle daha güzel ve aydınlık günlere kavuşacaktır.” diye konuştu.

LOĞOĞLU’DAN ‘ÖZÜR’ YORUMU: ÖYLE TV EKRANLARINDAN OLMAZ

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun ‘Dersim’den parti adına özür dileyip dilemediği tartışmaları için Loğoğlu, “Ne fark edecek ki? Parti adına özür diledi veya dilemedi. Meseleyi çözdü mü? Tartışmalar daha da alevlendi. Onun için Dersim konusu bu ülkenin meselesi, toplumun meselesi, devletin meselesi. Ama ne olduğunu kimse tam olarak bilmiyor. Rakamlar farklı. İsterse bir kişi ölsün, bir olay var. Bu olayın gerçek niteliğinin ortaya çıkartılması lazım.” dedi. CHP olarak Meclis’te bir komisyon kurulmasını talep ettiklerini kaydeden Loğoğlu, böyle tarihi boyutu olan bir meselenin gerçekliğinin ortaya çıkartılması ve bunun TBMM’de ortak bir görüşe varılması gerektiğini vurguladı. Ancak ondan sonra kim kimden hangi noktada nasıl özür dileyecekse bunun durumun ciddiyetine yakışır şekilde yapılması gerektiğinin altını çizdi. Öyle televizyon ekranlarından gelişi güzel özür dilemenin doğru olmadığını ifade eden Loğoğlu, bu tür yaklaşımların meseleyi çözmeye yardımcı olmadığını kaydetti.

‘DERSİM KONUSUNDAKİ PARTİ İÇİ TARTIŞMALAR SIKINTILARA YOL AÇTI’

CHP’nin olağanüstü kurultaydan sonra hala iç sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu vurgulayan eski Genel Başkan Yardımcısı Loğoğlu, bazı sıkıntıların eskilerden süregeldiği bazılarının ise yeni eklendiğini söyledi. “Özellikle Dersim konusunda partinin tutumunun ne olmalıdır şeklinde tartışmalar sıkıntılara yol açtı.” diyen Loğoğlu, CHP’nin iç tartışmalara yabancı bir parti olmadığının altını çizdi.

‘DEVLET, DERSİM’DE OLDUĞU GİBİ GEZİ VE 17-25 ARALIK’TA DOĞRU TEPKİ VERDİ Mİ, TARTIŞILIR’

Dersim’in CHP’nin ‘yumuşak karnı’ olduğu yorumuna katılmadığını belirten Faruk Loğoğlu, “Dersim, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (yumuşak) karnı değildir. Dersim, devletin (yumuşak) karnıdır. Devlet vardı. Devletin karşısında bir olay vardı. Devlet o olaya doğru tepki gösterdi mi, tartışılır. Devlet, Gezi Parkı olaylarından doğru tepki gösterdi mi, tartışılır. Devlet, 17-25 Aralık olaylarında doğru tepki gösterdi mi, bu kadar insanı içeri atarak, tartışılır. Hepsi, tartışılır.” diye konuştu. Ülke olarak tarihimizden korkmamız gerektiğini kaydeden Loğoğlu, gerekli araştırmalar neticesinde CHP’ye parti olarak düşen bir şey varsa bunun yerine getirileceğini anlattı.

‘EMİNE ÜLKER TARHAN, İSTİFA EDEREK İYİ ETMEDİ’

Haziran 2015’te yapılacak seçimleri anımsatan Faruk Loğoğlu, parti içindeki tartışmaların bir an önce sonlandırılması gerektiğini ifade etti. “Bitecek mi? Pek öyle gözükmüyor. Emine Ülker Tarhan’ın istifa etmesi ne CHP’ye bir şey kazandırır, ne Türkiye’ye bir şey kazandırır. Kurduğu partiyle belki çok sınırlı bir oy alabilir. Bu, Türkiye’ye ne kadar yarar sağlar? Yani, iyi etmemiştir. Kalıp parti içinde mücadele etmesi daha doğu olurdu.” değerlendirmesinde bulundu. Loğoğlu, partiye zarar verdiği gerekçesiyle Süheyl Batum’un da kesin ihraç talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevkinin yanlış olduğunu savundu.

cihan