Dolar 32,5522
Euro 34,9049
Altın 2.427,38
BİST 9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 18°C

ÇİÇEK: İÇTÜZÜK İHTİYACI ÇOK AÇIK ORTADA

ÇİÇEK: İÇTÜZÜK İHTİYACI ÇOK AÇIK ORTADA
29/09/2014 16:08
A+
A-

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, İçtüzük ihtiyacının çok açık ortada olduğunu belirterek, “Bu dönem olmayacaksa bile hiç olmazsa 25. Dönem’e güzel bir miras bırakmış olalım. Bunu, Meclis’in itibarı açısından çok önemsiyorum” dedi.

Çiçek, TBMM’nin 24. Dönem 4. Yasama Yılı’nı değerlendirdiği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Anayasa değişikliğine ilişkin bir soru üzerine Çiçek, hiçbir şeyin imkansız olmadığını, Meclis’in milli mücadeleyi yürüttüğünü, çok zor şartlar altında, çok önemli kararları, kısa sürede aldığını anımsattı.

Çiçek,”Eğer partilerimiz arzu ediyorsa, bu noktada bir mutabakat, kuvvetli irade varsa, cumartesi, pazar da çalışırız. Zaten yeteri kadar çalışma yapıldı. Anlaşamadığımız maddeler üzerinde bile, her bir madde için en az 3, 5 kez müzakere açıldı. Bunları, Meclis’in internet sitesinden takip edebilirsiniz. Sıfırdan başlıyor değiliz. Hangi madde üzerinde, ne düşünüldüğü üzerinde yeteri kadar çalışma var. 60 madde isteniyorsa 60 olur. Kısmi bir değişiklik isteniyorsa o da mümkün olabilir. Teorik olarak ona bir engel yok” diye konuştu.

“Tezkereler henüz gelmedi”

Tezkerelerle ilgili soruyu yanıtlarken Çiçek, tezkerenin henüz gelmediğini bildirdi. Çiçek, tezkerenin yarın gelebileceğini ancak içeriğini bilmediklerini söyledi.

Meclis’in daha önce verdiği iki yetkinin süresinin ekimde dolacağını anımsatan Çiçek, Hükümet’in, süresi dolmadan bayramdan önce Meclis’ten geçmesini istediğini ifade etti.

İçtüzük değişikliği

İçtüzük değişikliği konusunda umutlu olup olmadığı sorusuna karşılık Çiçek, İçtüzük üzerinde üzerinde anlaşılamayan 4-5 madde bulunduğunu, bunu da çözebileceklerini belirtti.

Çiçek, “Meclis açılır açılmaz, zaten her gün Danışma Kurulu isteniyor, burada onu bir kez daha partilere iletiriz” dedi.

İçtüzüğün, şu veya bu partiye göre değil, iktidar ve muhalefete göre yapıldığına işaret eden Çiçek, iktidarın, ihtiyaç olan yasaların Meclis’ten çıkarılmasını, vaat ettiği hususların yerine getirilmesini, muhalefetin ise yasama faaliyetine daha aktif şekilde katılıp, etkili bir denetim yapılmasını istediğini söyledi. Çiçek, İçtüzüğün, bu iki eksen üzerinde oturduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

“Eğer bu çıkarılacak içtüzük ‘şu partinin işine yarar, buna yaramaz’ deniliyorsa 25. Dönem’e kalır, o tarihte başlar. Onun için bence en kolay, kestirme, kısa yoldan yapılabilecek düzenleme içtüzükle ilgilidir. Gerçekten buna ihtiyaç var. Farkında olmadan bu gerginlikler nedeniyle parlamento olarak ciddi bir yıpranmışlık içine giriyoruz. Parlamentonun hukukunu, itibarını korumak bizim asli görevimiz ve sorumluluğumuzdur. Bu parlamentonun, bu Meclis’in hepimizin kişiliğinden, onurundan daha öte, yüksek bir onuru, itibarı var. Buna yerli yersiz tartışmalarla gölge düşürüyorsak, kürsünün bu tarafında ‘Yüce Meclis’i saygıyla selamlıyorum’ deyip, öbür tarafta yüce lafıyla bağdaşmayacak, görüntüler, kavgalar, milletvekilinini itibarını, Meclis’in itibarını ciddi ölçüde zedeliyor. Bunu hepimiz, görüyor, yaşıyoruz, hepimiz de şikayetçiyiz. Bunu düzeltelim. Muhalefet etkin denetimini yapsın. Bunun nasıl olacağı konusunda gittiğimiz parlamentolarda iktidar ve muhalefetten arkadaşlar uygulamalarını görüyor. En son ziyaretimde iki kamaralı bir parlamento, senato ve temsilciler meclisinde soru önergeleri nasıl yanıtlanıyor, gördüler, karşılıklı etkileşim içinde. Biz şimdi soruyu soracağız, cevabı belki 25. Dönem’e bile yetişmeyecek, anında yapmak lazım. Meclis’i kimse gözardı edemez, herkes gelip Meclis’te bilgi, hesap verecek. Herkes, kamuoyu neyin ne olduğunu öğrenecek, tercihini ona göre yapacak.”

“Torba yasa gibi garip bir yola sapıyoruz”

TBMM Başkanı Çiçek, yasama faaliyetini, kanun çıkarma işini çok etkin, verimli şekilde yapamadıkları için torba yasa gibi çok garip bir yola saptıklarını vurguladı.

Torba yasanın, hukuk kalitesi açısından ciddi sıkıntılar çıkardığına dikkati çeken Çiçek, “Son yasa olmasını diliyoruz. Bu kadar zaman uğraş uğraş, hangi kanun nereye bağlanacak, nerede yer alacak o bile sıkıntı konusudur. Hükümetler kanunu çıkarsın, muhalefet de o kanuna nasıl katkı verecekse versin. Bunun imkanları var, yeni birşey keşfetmiyoruz. Denetim de yapılabilsin” diye konuştu.

“En çok da yıpranan ben oldum”

Çiçek, İçtüzüğün bu şekilde olmadığında, herkesin kendine göre yorum yaptığını, en çok da yıprananın kendisi olduğunu anlattı. Çiçek, “Hiç beni ilgilendirmediği halde, herkes kendi kafasına göre, ‘Meclis Başkanı sorumlu…’ Meclis Başkanı, o partinin bir parçası, bu partinin politikasının unsuru değil” dedi.

Hukuktan yana olduğunu ifade eden Çiçek, hukukun bir unsuru olması, hukuku uygulaması gerektiğini belirtti. Çiçek, şöyle konuştu:

“Herkes talebini serbestçe yapar ama ben hukuka uyacağım. Hukuk ise en önce yazılı kurallardan ibaret. Bu yazılı kurallar bu işe cevaz vermiyor. Bunun yol ve yöntemini hep beraber tartıştık, konuştuk. Onun için içtüzük ihtiyacı çok açık ortadadır. Aksi halde bugün tartıştığımız konularda bir netice elde etme imkanı da olmayacaktır. Bunun en açık örneği, somut örneği soruşturma önergeleridir. Orada hem yargının yaptığı yanlışlık, keyfilik var, -kim ne derse desin-, buna karşılık İçtüzükte olmayan, Ceza Muhakemesi Kanunu’na, Ceza Kanunu’na, mevzuata aykırı bir çok talep. Bunların hepsini bir hukuk zeminine oturtmakta ciddi zorluk çekiyoruz. Bu dönem olmayacaksa bile hiç olmazsa 25. Dönem’e güzel bir miras bırakmış olalım. Bunu, Meclis’in itibarı açısından çok önemsiyorum.”

Türkiye’nin gündeminin çok farklı olduğunu, yakın çevrede meydana gelen olaylar, bölge ve dünya konuları, iç siyaset konularının farklı olduğunu, bu nedenle bu toplantının yarın basında yer almayabileceğini ve bunu da yadırgamadığını belirten Çiçek, “Biz üzerimize düşen sorumluluğun gereğini yapmak durumundayız. Çünkü milletimiz Meclisimizi değerlendirirken, elbette sizin aracılığınızla bu toplantılardan çıkan sonuçları bilmesi, hem onun bilgi edinme hakkının gereğidir hem de bizim sorumluluğumuzun gereğidir. Onun için bu toplantıları sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.

TBMM Başkanı Çiçek, parlamentoların temel olarak 3 tane esas görevi, buna ilaveten TBMM’nin bir görevi daha olduğunu belirterek, “Birinci görevimiz yasa yapmak, ikinci görevimiz denetim yapmak, üçüncü görevimiz de parlamenter diplomasidir. Dördüncü görevimiz ise bazı sarayların TBMM’ye bağlı olması sebebiyle, müzecilik faaliyetidir” diye konuştu. Çiçek, 24. Dönem’de bir önceki dönemde olmayan sıkıntıları yaşadıklarını belirtti.

1 Eylül 2013 ve 10 Eylül 2014 tarihleri arasında TBMM Başkanlığı’na 173 tasarı geldiğini, bunun 47’sinin kanunlaştığını, 151’inin Genel Kurul gündemine girdiğini kaydeden Çiçek, 10 Eylül 2014 tarihi itibariyle 101 tasarının ilgili komisyonlarda, 297 tasarının ise Genel Kurul gündeminde bulunduğunu bildirdi. Cemil Çiçek, bu dönemde ayrıca 647 kanun teklifinin geldiğini, 175’inin kanunlaştığını, 186’sının ise Genel Kurul gündemine girdiğini ifade etti. Çiçek, 2 bin 52 teklifin ilgili komisyonlarda, 11 teklifin ise Genel Kurul gündeminde yer aldığını söyledi.

Cemil Çiçek, bu yasama yılında bazı tasarı ve teklifler birleştirilmek suretiyle 58 kanun kabul edildiğini, 24 TBMM kararı alındığını kaydetti. Çiçek, bu kanunların Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Temel Hak ve Hürriyetlerin Geliştirilmesi Amacıyla Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, Yolsuzluğa Karşı Ceza Hukuku Sözleşmesine Ek Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun, Türkiye ile Avrupa Birliği Arasında İzinsiz İkamet Eden Kişilerin Geri Kabulüne İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun, Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun ile “torba yasa” olarak ifade edilen yasa olduğunu kaydetti.

Bu yasama yılında TBMM Başkanlığı’na yasama dokunulmazlığının kaldırılması hakkında 156 Başbakanlık tezkeresi geldiğini söyleyen Çiçek, 23 tezkerenin istem üzerine, 135 tezkerenin ise milletvekillerinin üyeliğinin sona ermesi nedeniyle Başbakanlık’a iade edildiğini bildirdi. Çiçek, 10 Eylül tarihi itibariyle 964 dokunulmazlık dosyasının ilgili komisyonda olduğunu belirtti.

Çiçek, ileri demokrasi ülkeleri içerisinde en fazla kanun çıkaran Parlamento’nun TBMM olduğunu, Meclis’in kanun fabrikasına döndüğünü belirtti.

“Meclis neden çok kanun çıkarıyor?”

Meclis’in neden çok kanun çıkardığını, her türlü sorunu neden kanunla çözmek gibi bir yöntemin tercih edildiğini anlatmak istediğini ifade eden Çiçek, “Yeni ihtiyaçlar yeni düzenlemeleri gerektirir. Çıkardığımız yasaların önemli bir kısmı ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Bu temel ihtiyaçların başında, Türkiye’nin AB ile ilgili müzakere süreci geliyor. Türkiye AB’ye tam üye olmak istiyor. Kendi mevzuatını AB standartlarına uygun hale getirmek mecburiyetindedir. Bu nedenle kendi mevzuatımızı AB standartlarına uygun hale getirmek sözkonusu olduğunda, yasaların önemli bir kısmında köklü değişiklikler yapmak icap ediyor. 57. hükümet dönemlerinden itibaren uyum paketleri adı altında yasalar çıkarıldı. TBMM’nin çok sayıda kanun çıkarmasının birinci haklı ve zaruri sebebi budur” diye konuştu.

TBMM Başkanı Çiçek, şunları kaydetti:

“İkincisi; Hükümetler topluma vaatlerde bulunuyor. Hükümet programında vaat ettiği hususların, yasayla düzenlenmesi gerekenleri için kanun çıkarmak mecburiyetindedir. Kanun yapım süreçlerinde yeteri kadar üzerinde durulamadığı için, o alanı kapsayan ihtimallerin tamamı kanuna derc edilemediği için, bir kanunu çıkarıyoruz, kısa bir süre sonra bu kanunun eksikleri ortaya çıkıyor, ondan sonra aynı kanunda bir değişiklik daha yapılıyor. Bürokratik kalite yasama kalitesine çok ciddi ölçüde tesir ediyor. Neden bu kadar teferruatlı kanun çıkarıyoruz? 10 madde ile düzenlenmesi mümkün olan bir alan, bazen 30 bazen 50 maddeyi buluyor. Bunun da sebebi, Türk siyasi tarihini geçirdiği bir kısım merhalelerle alakalıdır. Bürokrasideki endişe, bu kadar çok maddeli kanun çıkarmayı zaruri kılıyor. Yasaya imza atan bürokrat, teftişten korkmaktadır. ‘Ne olur ne olmaz, başıma bir iş gelir, mahkemeye giderim.’ O zaman ne yapmak lazım? Aklına ne geliyorsa, neyi öngörüyorsa bunun hepsini kanun maddesi haline getiriyor. Bu da yasama kalitesini olumsuz yönde etkiliyor. Halbuki bu kanunda düzenlenen hususların önemli bir kısmı ikincil mevzuat olarak düzenlenebilir.

Üçüncü husus şudur; maalesef Türkiye’de taşları yerli yerine oturtamadık. Demokraside 3 tane erk var; yasama, yürütme, yargı. Üçünün barış içerisinde ve işbirliği içerisinde olduğu dönem son derece sınırlıdır. Kuvvetlerin birbirlerinin görev alanlarına müdahaleleri ve aralarındaki tartışmalar, ister istemez yasama faaliyetine de olumsuz yönde etki etmektedir. Özellikle yürütme ile yargı arasındaki sıkıntılar geçmişte, yargının hukuksal denetim yapmak yerine, yerinden denetim yapmak gibi bir yola sapmış olmasının sonucu olarak, yürütme organı da bir çok hususu ikincil mevzuatla düzenlemek yerine, özellikle idari yargı açısından, kanun çıkararak soruna çözüm bulmaya çalışmaktadır. Ümit ederiz ki taşlar yerli yerine oturursa, yargı hukuksal denetimi yaparsa, erkler birbirinin görev alanına müdahale etmezse, teftiş açık aramak, insanları mahkeme önüne çıkarmak gibi bir anlayıştan, güvensizlikten kurtulur, yol gösterici bir yola gidilebilirse – yolsuzluk varsa onu araştıracaktır – belli görevleri yapan, yasama süreçlerine katılan bürokratlar da ‘aman ne olur olmaz, başıma bir iş gelmesin’ diye aklına gelen ne varsa hepsini kanunun içine boca etmeye çalışmazsa, o zaman TBMM bu kadar çok yasa çıkarma mecburiyetinde kalmaz. Çıkarılan kanunlar da daha sağlıklı olabilir.”

“Yasama organı etkin ve verimli bir denetim yapamıyorsa…”

Cemil Çiçek, yasama olarak üzerinde durulması gereken bir diğer hususun, denetim faaliyetleri olduğunu söyledi.

Yasama organı etkin ve verimli bir denetim yapamıyorsa, demokrasi açısından sıkıntılar olacağını belirten Çiçek, muhalefetin denetim hakkını yerine getirebilmesi bakımından, İçtüzük’e bazı mekanizmaların konulduğunu, bu mekanizmalardan hareketle bazı denetim faaliyetlerinin yapıldığını kaydetti. Çiçek, 24. Dönem’de denetim faaliyetleri açısından ciddi bir artışın olduğunu söyledi.

Çiçek, bu yasama yılında bin 474 sözlü soru önergesi verildiğini, bu önergelerden 65’inin cevaplandırıldığını, bin 280 önergenin Genel Kurul gündeminde bulunduğunu, 129 önergenin ise işlemde olduğunu belirtti.

22 bin 63 yazılı soru önergesi verildiğini, 3 bin 636 önergenin süresi içinde, 5 bin 834 önergenin süresi geçtikten sonra cevaplandırıldığını ifade eden Çiçek, süresi geçtikten sonra cevaplandırılanlar hariç olmak üzere, 8 bin 720 yazılı soru önergesinin gelen kağıtlar listesinde yayımlandığını, bir önergenin geri alındığını, 3 bin 872 önergenin ise halen işlemde olduğunu bildirdi.

TBMM Başkanı Çiçek, 810 araştırma önergesi verildiğini, 24 önerge kabul edilerek 2 araştırma komisyonu kurulduğunu, 786 önergenin ise gündeme alınmayı beklediğini söyledi. Bu yasama döneminde 8 Meclis soruşturma önergesi verildiğini, Genel Kurul tarafından bu önergelerden 4’ü için Meclis soruşturması açılmasının reddedildiğini, birinin kabul edildiğini ifade eden Çiçek, “Bir önerge imza sayısı yeter sayının altına düştüğü için işlemden kaldırılmış, bir önerge geri alınmış, bir önerge ise konusuz kaldığından işlemden kaldırılmıştır” dedi.

10 Genel görüşme önergesi verildiğini, bu önergelerden birinin reddedildiğini, 9 önergenin ise gündeme alınmayı beklediğini kaydeden Çiçek, verilen 9 gensoru önergesinden 2’sinin geri alındığını, 6 önergenin gündeme alınmasının Genel Kurul tarafından reddedildiğini, bir önergenin ise işlemden kaldırıldığını söyledi.

Cemil Çiçek, 2015 Haziran ayı başında seçim yapılacağını anımsatarak, “Ondan 3 ay evvel seçim takvimi başladığına göre, demek ki reel açıdan baktığınızda çalışmalar, 5. yasama yılı mart ayı sonuna kadar devam edecek. Tatilleri de çıkardığınızda, Parlamento’nun aşağı yukarı 60 günlük bir çalışma süresi var. Bu kadar araştırma önergesi ne zaman yapılacak, soru önergeleri ne zaman cevaplanacak, diğer denetim işlemleri bu kadar kısa süre içerisinde nasıl yapılacak? Denetim faaliyetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yapılamamasının birden çok sebebi var. Bunlardan bir tanesi, kurul itibariyle haftada iki gün, salı ve çarşamba günü önergelere birer saat ayırmamız lazım. Bu kurala çoğu zaman uyulmuyor yasama faaliyeti nedeniyle. İşi uzatan bir başka husus, soruların usulüne uygun verilmemiş olmasıdır. Bazı soru önergeleri yorum ihtiva etmektedir. Halbuki soru önergeleri bilgi edinmek içindir” dedi.

aa