Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 21°C
Pts 23°C
Sal 24°C
Çar 22°C

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: BAZI ÜNİVERSİTELER BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ KAMPINA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: BAZI ÜNİVERSİTELER BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ KAMPINA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA
13/05/2016 20:46
A+
A-

CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan son dönemde bazı üniversitelerde eski Türkiye manzaralarının yansıdığını belirterek, “Bazı üniversiteler bölücü terör örgütü kampına dönüşmüş durumda. Şiddetle, tehditle baskı yapan bu çetelere asla müsamaha gösterilmemelidir” dedi.

Kocaeli Üniversitesi tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a fahri doktora unvanı verildi. Umuttepe Kampüsü’ndeki Baki Komsuoğlu Kongre Merkezi’nde düzenlenen törene Başbakan Yardımcıları Numan Kurtulmuş, Yalçın Akdoğan ve Tuğrul Türkeş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Sadettin Hülagü katıldı. Sadettin Hülagü, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a fahri doktora unvanını vererek, cübbesini giydirdi.

ŞEHİTLERE RAHMET

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakkari’de şehit düşen askerlere Allah’tan rahmet dileyerek, “8 şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimize başsağlığı dileklerimizi iletiyorum. Vatanımızın bütünlüğü, milletimizin birliği ve devletimizin bekası için hayatlarını feda eden her şehidimiz, bizim bu topraklardaki ebedi varlığımızı tescilleyen bir mühür. Ülkemizde şehitler tepesi hiçbir zaman boş kalmayacak ama Allah’ın izniyle hiçbir fitne, hiçbir bozguncu senaryo, hiçbir saldırı amacına ulaşamayacaktır. Malazgirt’ten beri hayatlarını feda eden tüm şehitlerimizi bu kutlu yolda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan gazilerimizi rahmetle yad ediyorum.”

ÜMİTSİZLİĞE KAPILMAK YOK

Erdoğan fahri doktora unvanı için teşekkür ederek, “İnşallah birkaç hafta sonra 2015-2016 akademik yılını tamamlamış olacağız. Başarı elinizdeki imkanların büyüklüğü ile ölçülebilecek bir şey değildir. Hayatın her alanında başarının anahtarı sıkıntılar, zorluklar, yokluklar karşısında yılmadan hedefleriniz doğrultusunda yürümeyi göze almaktır. Bahanelere sarılarak, mazeret üreterek başarı yakalanamaz. Bu kolay olanıdır. Asıl mesele ümitsizliğe kapılmadan sorumlulukları en iyi şekilde yapmak ve zoru kolay kılabilecek bir iradeye sahip olmaktır. Tüm öğrencilerimizin bu bilinçle hayata yaklaşacaklarına da inanıyorum” diye konuşarak öğrencilere nasihatte bulundu.

ESKİ TÜRKİYE ELİTLERİNİN GİRMEYECEĞİ İHANET YOK

Türkiye’nin son 14 yılda engelleri aşarak başarılara ulaştığını söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:

“Türkiye 14 yılda hangi başarılara imza attıysa önüne çıkan bir çok engeli aşarak yapmıştır. Ülkeyi yönetme sorumluğunu omuzladığımız ilk günden itibaren yükümüz ağır, işimiz çok. Yıllardır bu ülkenin kaynaklarını sömüren, millete tepeden bakan bir avuç seçkinin yolumuza taş koyacaklarını biliyorduk. Yapılanları sabote edileceğinin farkındaydık. Türkiye’nin büyümesinin, güçlenmesinin iddia sahibi olmasının, kendi milli politikaların sürdürmesinin uluslararası güç odaklarını rahatsız edeceğini de biliyordum. Geçmiş tecrübeler millete hizmet etmek olduğunu bize defalarca gösterdi. Eski Türkiye’nin elitlerinin çıkarlarını korumak için girmeyecekleri ihanet yoktu. Ben gerek hocalarım, gerek sevgili öğrencilerimize şunu düşünmelerini tavsiye ediyorum. İradesini başka ülkelere teslim edenler, ihtiraslarını akıllarının önüne koyanlar 79 milyonluk Türkiye gemisini batırmaktan bir an olsun çekinmeyeceklerini biliyorum. Bunu 14 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı döneminde yaşayarak gördüm. 4,5 yıllık İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nda yaşayarak gördüm. Cumhuriyet mitinglerinden, Gezi olaylarına 17-25 Aralık darbe teşebbüsünden bunu bir çok kez yaşadık. Emin olun aynı niyetler bugün de farklı biçimlerde devam ediyor. Biz tehditlere asla boyun eğmedik ve hedeflerimizden vazgeçmeden yürüyoruz. Milletimizin bize verdiği emaneti çapulculara, ihanet çetelerine, terör örgütünün vandallarına teslim etmedik, etmeyeceğiz” dedi.

VİZYON BELİRLEYEN ÜLKE HALİNE GELDİK

14 yıl öncesine göre çok büyük bir ülke haline gelindiğini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

“Her şey ortada. Demokraside insan haklarında, ekonomide sanayide sağlıkta çığır açan reformları hayata geçirdik. Nerelerden nerelere geldik. Bir röntgen için 7-8 ay sonraya gün alan ülkeydik. Sıralarda aylarca bekleyen ülkeydik. Hastane odalarında doğru dürüst tuvaletlerin olmadığı bir ülkeydik. Bunun yanında koğuş sistemiyle hastane odalarının olduğu ülkeydik. Şimdi 1-2-3 yataklı odalarıyla halkına hizmet veren bir ülke haline geldik. 2002’den önce IMF kapılarında para dilenen, memurun maaşını ödeyemeyen bir ülkeden IMF’ye borcunu kapatmış, veren el konumuna ulaştık. Fransız bir IMF başkanı vardı. İsmini açıklamayacağım. Davos’ta ki, o benim son Davos’a gidişimdi. Onunla konuşuyoruz. IMF’nin Türkiye ile ilişkilerinde dedim ki, ‘Bu yaptıklarınız müzakereler doğru değil. Siz bize verdiğiniz borcu takip edin. Niçin verdiğiniz, nereye harcanıyor. Siz bize siyasi noktada yön vermeye kalkarsanız kusura bakmayın bu alışkanlıklar eskide kaldı. Bize siyasette yön veremezsiniz. Muhasebe kayıtlarını takip edin daha ileriye gidemezsiniz’ O zaman borcumuz 23.5 milyar dolardı, bu sıfırlandı. 3 yıl önce yönetim bizden 5 milyar Euro borç istedi, ben de ‘verebiliriz’ dedim. ‘Problem değil’ dedim. Nereden nereye. Mesele bu. Bu işte o gücü yakalamak sıradan bir olay değil. 27.5 milyar dolar döviz rezervi olan Merkez Bankası vardı. Şu an 113, görevi bıraktığımda ise 136 milyar dolara kadar yükselmişti. Yeniden 136 değil, en az 150-165 milyar dolarlara kadar Merkez Bankası döviz rezervlerine ulaşmamız lazım. Bir gün dahi sonrasını göremeyen ülkeden vizyon belirleyen bir ülke haline geldik. Büyük düşünmek budur. 24 saat hesabını yapıyorsanız siz çok küçüksünüz. Bunu aştık.”

ÜNİVERSİTELERE ÖĞRENCİLERİN AYAĞINA GÖTÜRDÜK

Erdoğan yüksek öğrenimde bir çok hayal edilen olayı gerçekleştirdiklerini ifade ederek, “2002 yılında 76 olan üniversite sayısı bugün 193. Bazıları tabela üniversitesi dediler. Hamd olsun bu üniversiteler potansiyel öğrenci yetiştiriyor. Benim Muş’taki bir gencim İstanbul ve Kocaeli’ne gelebilirdi. Bize düşen devlet olarak eğitim öğretimi onların ayağına götürmekti. Bu üniversiteleri Muş’ta kurarak onların ayağına götürdük. Hakkari’ye götürdük. Onlar beğenmeyebilir, bizim işimiz devlet olarak üniversiteyi oraya götürmekti. 2002 yılında 9 bin olan profesör sayımız 21 bine yaklaştı. Başvuru yapan her öğrencimiz ya burs alıyor ya da kredi imkanından yararlanıyor. 2002 de 45 lira olan burs ücreti bugün 400 liraya yükseldi. Beslenme yardımıyla daha da yükseliyor. 670 liraya çıkıyor. Bunu bursluya ve krediliye veriyoruz. 182 bin olan yurt yatak kapasitesi 14 yılda 476 bine ulaştı. Yurtlarımız koğuş sisteminden otel konumuna dönüştü. Türkiye sadece yurtdışına öğrenci göndermiyor. Başka ülkelerden 80 bin öğrenciyi misafir ediyor. ABD, Avustralya, Çin, Kafkaslardan gelip Türkiye’de yüksek lisansını ve doktorasını yapan öğrenciler var. Ülkemizin bu başarılarının tamamını azmin cesaretin zorlukların karşısında direncin eseridir. Hiçbir başarı bize lütfedilmedi. Allah’ın yardımıyla alın terimizle bunları hak ettik. Geldiğimiz yeri yeterli görmemiz mümkün değildir.”

BAZI ÜNİVERSİTELER BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜ KAMPINA DÖNÜŞMÜŞ DURUMDA

Erdoğan bazı üniversitelerin bölücü terör örgütü kampına düştüğünü belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Muasır medeniyetlerin üstüne çıkmak istemeliyiz. Biz 14 yıl boyunca attığımız adımlarla, gerçekleştirdiğimiz reformlarla gerekli zemini hazırladık. Artık kılık kıyafetinden, sakalından, inançlarından dolayı hiçbir öğrencimiz ötekileştirilmiyor. Üniversite odalarına ikna odaları kurulmuyor. Millet doğruyu her zaman takdir eder. Son dönemde bazı üniversitelerimizden yansıyan eski Türkiye manzaralarına da buradan bahsetmek istiyorum. Bazı üniversiteler bölücü terör örgütü kampına dönüşmüş durumda. Şiddetle, tehditle baskı yapan bu çetelere asla müsamaha gösterilmemelidir. Terör örgütleriyle bağlantılı çetelere teslim edilemez. Öncelikle üniversitenin varlık sebebine terstir. Kimi üniversitelerde yaşanan vandallıkların gerekli tedbirleri şimdiden alması gerektiğini düşünüyorum.”

‘BUNLAR SİYASET CAHİLİ’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmit Perşembe Pazarı alanında düzenlenen 151 yatırımın toplu açılış törenine katıldı. Erdoğan tören alanına girerken, tekerlekli sandalyesinde bulunan Kevser İçen’i görerek durdu. Annesi Fatime İçen ile birlikte törene gelen Kevser’in omurilik açıklığı rahatsızlığı bulunduğunu öğrenen Erdoğan, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Sadettin Hülagü ile Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu’ndan Kevser İçen ile ilgilenmelerini istedi. Rektör Hülagü

İçen ile ilgili bilgileri not aldı.

TOPLU AÇILIŞ VE LİMAN AÇILIŞI BİRLİKTE YAPILDI

Platforma çıkan Erdoğan, miting alanını Türk bayraklarıyla dolduran binlerce kişiyi selamlarken, Rabia işareti yaptı. Şehitler nedeniyle tören sırasında müzik yayını yapılmadı. Körfez’de bulunan Dubai Port Limanı’nın açılışı, toplu açılış töreni ile birlikte yapıldı. 151 yatırımın bedelinin 1.5 milyar lira olduğunu belirten Erdoğan, “Bu eserler arasında aralarında imam hatip okulu, kız meslek lisesi, özel eğitim kurumları ve TOKİ tarafından tamamlanan aile sağlık merkezlerimizin açılışını gerçekleştiriyoruz. MOBESE sisteminin alt ve üst yapı yatırımlarının açılışlarını gerçekleştiriyoruz. Başbakanlık dönemimden beri yakından takip ettiğim Yarımca Limanı’nın resmi açılışı buradan yapılıyor. Bakanlarımız orada ve onlarla irtibatlı olarak açılışını yapacağız. 650 milyon dolarlık yatırım olan bu liman, bölgemizde üretim ve ticaret yapan firmalarımızın rekabet güçlerini arttıracak” dedi.

Erdoğan açılışı yapılan yatırımlarla ilgili olarak, “Çevrecilik alanında 2 milyon ağaç toprakla buluştu. Ey yezidiler. 12 ağaçtan bahsetmiyoruz, dikkat et. Dikili ağacınız yok bu memlekette. Ama bizim belediyemiz, Çevre ve Orman Su İşleri, Elhamdülillah biz bu işlerde yarıştayız. Attığımız adımlarla ülkemizi yeşille donatıyoruz” diye konuştu.

SİYASİ SAPKINLIK

Konuşmasında CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nu da eleştiren Erdoğan, “Şimdi çıktı ana muhalefetin başındaki Türkiye’de başkanlık sistemiyle ilgili kan dökülür diyor. Kardeşlerim bunlar siyasi sapkınlıktır. Bunlar siyaseti bilmiyor. Bunlar siyaset cahili, siyasi literatür cahili. ABD, Güney ABD kan mı döktü? Bu kararı kim verir, millet millet. Senin öyle bir milletin ve öyle bir gücün de yok. Senin milletin bu ülkede ‘Başkanlık sistemine geçiyoruz’ derse, sen de kuzu kuzu takip edersin. 10 Ağustos’ta millete gittik mi, gittik. 14 parti bir araya geldiler mi? Bu kardeşiniz tek başına karşılarına çıktı mı? Siz ne yaptınız, desteklediniz. Biz kanı sadece Kızılay’a veriyoruz. Gençler bu zatın ismini ben ağzıma almam. Biz kanı veririz. Kanı vatanımızın kurtuluşunda veririz. Teröre karşı veririz. Şu anda tek millet diyenler, tek bayrak, tek vatan diyenler bunun mücadelesini veriyor. Kardeşlerim biz inanarak dimdik ayakta durduk ve bu yolda yürümeye devam edeceğiz” dedi.

‘TERÖR ÖRGÜTÜ AĞZIYLA KONUŞMAYA BAŞLADILAR’

Bu ayın ilginç bir ay olduğunu söyleyen Erdoğan, “Bu ana muhalefet geçmişi itibariyle kan döktüler. Bu ayın içerisinde iki gün var, çok önemli. Birisi yarın 14 Mayıs. Diğeri de 27 Mayıs. Bu tarihlerden biri demokrasi için ak bir gündür 14 Mayıs. Diğeri de kara bir gündür. 14 Mayıs 1950 tarihi ülkemizde ilk defa çok partili seçimin yapıldığı bir gündür. 27 Mayıs 1960 dönemi ise darbenin sembolüdür. 1950 seçimleri de milletimiz tek parti dönemine karşı iktidara el koymuştur. Rahmetli Menderes ve arkadaşları güçlü bir şekilde Meclis’e gönderilmiştir. Menderes ‘Yeter söz milletindir’ demiştir. Biz ne dedik ‘Söz de, karar da milletindir’ diyoruz. O günkü kaybedenler darbecilerle ortaklaşa işe girmiştir. Bu CHP darbecilerin kapısını çalmıştır, onlara umut bağlamıştır. Aradan geçen yıllara rağmen tarzlarını değiştirmeden yollarına devam ettiklerini görüyoruz. Hangi aklı başında insan milli iradeyi gidip de kan cümlelerine sıkıştırır. Hani siz Atatürkçü’ydünüz. Ne diyor Atatürk, ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’

Sen milletin olan egemenlik hakkını ne zamandan beri eşkiyalara veriyorsun. Kanı kim döker, çete döker, eşkiya döker, terörist döker. Bunlar terör örgütü ağzıyla konuşmaya başladılar. Bunların ülke yönetimi 27 Mayıs rejimidir. Türkiye’de yaşanan anayasa, cumhurbaşkanlığı, yönetim tartışmalarında hep 27 Mayıs düzeni vardır. Mantık aynıdır. Hedef aynıdır. 14 Mayıs heyecanını yaşamamış 27 Mayıs, 12 Eylül darbesini iliklerine kadar hissetmemiş birisine bunun anlamını söyleyemezsiniz. Kardeşin kardeşe kurşun sıkmasını anlatamazsınız” diye konuştu.

ŞİZOFRENİK VAKA

Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu isim vermeden eleştirmeye devam ederek, şöyle konuştu:

“Eskiler derler ki, ‘doğru yerinden kalkana kadar, yalan dünyayı dolaşırmış.’ Bu zat akşam başka, sabah başka konuşuyor. Doğru ifade bulamazsınız, şizofrenik vakadır bu. Bunlara eğer, kendinize güveniyorsanız 2019’da cumhurbaşkanlığı seçimi de var. Ama millet ondan önce başkanlığa karar vermişse, o zaman hodri meydan. Türkiye sınırları içerisinde, terör örgütlerine karşı mücadele veriyoruz, birileri bundan vazgeçmemizi istiyor. MHP çıkıyor ‘teröre karşı biz iktidarın yanındayız’ diyor. Ama ana muhalefet söyleyemiyor. Dert başka. Bugün şehitlerimiz var. Milletimizin başı sağolsun. Bunlarla mücadelemiz, bunları sıfırlayana kadar devam edecek. Milletimizin huzuru için devam edecek. İşte kan denilen olay orada. Oraya gidenler ‘biz şehit olmak için gidiyoruz’ diyorlar. DEAŞ’ın her gün sınırlarımıza attığı roketlere ses çıkarmıyorlar. Kimsenin DEAŞ ile mücadele etmek gibi derdi yok. Avrupa’nın bir derdi yok. Bu örgütle gerçek mücadeleyi biz veriyoruz. 3 milyon mülteciye bakıyoruz şu anda. Veren el, alan elden hayırlıdır dedik. Ne dedik ‘İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır’ dedik, getirmeye devam edeceğiz. Biz kapılarımızı batılılar gibi kapatamayız. 110 bin denizde terk edilmiş insanı sahil güvenlik botlarımızla kurtardık. Biz buyuz. Sonuna kadar mücadeleye devam edeceğiz. Kimsenin dönüp Halep’teki gelişmelere baktığı rejimle onu destekleyen Rusya, PYD’nin yaptıklarına ses çıkardığı yok. Batılı devletlerin de Suriye alınlarında kalın bir leke olarak kalacak. Bir gün mutlaka zalimler de hak ettikleri yafta boyunlarına asılacaktır”

Türkiye’nin 3 milyon mağduru misafir ederek sınırlarını ve gönlünü mazlumlara açık tuttuğunu belirten Erdoğan, “Şimdi de samimi düşüncelerimi ifade edeceğim. Batıda eşcinsel evliliklere gösterilen sözüm ona özgürlük, hak, adalet kendilerine yardım eli uzatanlara esirgeyenlere yazıklar olsun. Ülkelerine gelen mültecilerinin önce cüzdanlarındaki paralarına, sonra kollarındaki, boyunlarındaki ziynetlere göz dikenlere yazıklar olsun. Her kışın bir baharı, her yokuşun bir sonu olduğu gibi bu sıkıntıların da biteceği gibi günler gelecektir. Türkiye 3 milyon mağdura misafirlik ederek sınırlarını ve gönlünü mazlumlara açık tutmaya devam ediyor”

Erdoğan konuşması sırasında şehitler için Fatiha okunması isteyince, tüm alandakiler dua okudu. Erdoğan’ın konuşmasının ardından yatırımların ve Dubai Port Limanı’nın açılışı yapıldı.

DHA