Dolar 32,5559
Euro 34,9352
Altın 2.442,90
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

Davutoğlu: Devlet, kudret sahibi olup şefkatini yitirirse tiranlaşır, zorbalaşır

Davutoğlu: Devlet, kudret sahibi olup şefkatini yitirirse tiranlaşır, zorbalaşır
25/12/2014 15:47
A+
A-

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ şiarını her gün tekrar ettiklerini söyleyerek, “Aslında insanı yaşatmak şefkatle olur merhametle olur. Ama sadece şefkat ve merhamet de yetmez. Kudretle olur. Eğer bir devlet şefkat ve merhamet sahibi ama kudret sahibi değilse acizleşir. Eğer bir devlet kudret sahibi olup da şefkat ve merhametini yitirirse tiranlaşır, zorbalaşır. İşte çevremizde birçok ülkede gördüğümüz tablolar ortaya çıkar.” diye konuştu.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara’da ATO Congressium merkezinde sosyal hizmetler kapsamında istihdam hakkından yararlanacak gençler için düzenlenen kura törenine katıldı. Burada bir konuşma yapan Davutoğlu, konuşmasın başında, “Bütün gençlerimiz hangi geçmişten gelmiş olurlarsa olsunlar, hangi zorluklarla hayatın çilesini çekmiş olurlarsa olsunlar bizim nezdimizde eşittirler ve eşit muamele göreceklerdir.” diye kaydetti.

Ardından devletin vatandaşlarına yaklaşımı konusunda değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, “Devlet sorumluluğu itibariyle devlet o devlettir ki vatandaşlarına şefkat merhamet ve kudret ile bakabilsin. Şefkatin ve kudretin birleşmediği bir devlet, buluşmadığı bir siyaset anlayışı meşru olamaz. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diye cihan devletinin temelini oluşturan şiarı her gün tekrar ediyoruz. Aslında insanı yaşatmak şefkatle olur merhametle olur. Ama sadece şefkat ve merhamet de yetmez. Kudretle olur. Eğer bir devlet şefkat ve merhamet sahibi ama kudret sahibi değilse acizleşir. Eğer bir devlet kudret sahibi olup da şefkat ve merhametini yitirirse tiranlaşır zorbalaşır. İşte çevremizde birçok ülkede gördüğümüz tablolar ortaya çıkar.” dedi.

“TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ BİN ŞEFKAT DEVLETİDİR”

Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve devlet geleneğinin en önemli vasfının şefkatle kudreti birleştirmiş olması olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Evet, şefkatliyiz ve gururla bugün bu tören vesilesiyle 77 milyona seslenerek diyorum ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir şefkat devletidir. Her bir vatandaşına şefkat eli uzanmaktadır ve uzanacaktır. Ve kudret devletidir. Eğer ekonomik krizleri içerisindeyseniz eğer kudretiniz yoksa sadece şefkatiniz varsa her gün belki bu gençlerimiz ve benzer zorluklarla karşılaşan o aziz vatandaşlarımız konusunda acı ıstırap hissedersiniz ama çözüm bulamazsınız. Son 12 yıldır kudretli bir devletin gereği olarak bütün vatandaşlarımıza ulaştığımız gibi kimsesiz kardeşlerimze sosyal hayatta bir şekilde zorluklarla karşılaşıp koruma ihtiyacı olduğu halde bu korumayı görememiş kardeşlerimize vatandaşlarımıza çocuklarımıza gençlerimize ulaşmayı bir görev bildik.” ifadelerini kullandı.

İl ziyaretlerinin bir çoğunda mutlaka yurtlara gidip oradaki gençlerle buluştuğunu anlatan Davutoğlu, “Burada gördüğüm tablo o gençlerimizin devletin kudretini şefkatini yanlarında hissettiğinde nasıl geleceğe özgüven içinde baktıklarıdır. Elhamdülillah. Krizler aşmış olan artık borç talep etmek durumunda kalmayıp sadece kendi gençlerine değil Somalili gençlere de Afrika’nın birçok kesimindeki zor şartlarındaki gençlere de Afganistan’a da Balkanlar’a da dağıttığı burslarla sahip çıkma eğiliminde bir devlet var. Onun için bizim bütün istatistiklere bu yansıdı. Şu anda yeni Meclisimizden geçmiş olan bütçemizde sosyal harcamaların toplamı 33 milyar Türk lirası. 2002’de GSMH’ya oran sosyal harcamalarda yüzde 0,5 iken şimdi yüzde 1,5. Bu oran şimdi gittikçe artıyor ve artacak. Sosyal harcamalar 2002’den bu yana 20 misli arttı. Gerek engelli atamaları gerek şehit ve gazi yakınlarının atamalarında rakamlar o derece üst düzeye çıkarıldı ki bu kardeşlerimizin devletin elini hem şefkat hem kudret elini yanlarında görmeleri üstlerinde hissetmeleri imkanı hasıl oldu.” şeklinde konuştu.

Ardından üç mesaj iletmek istediğini söyleyen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Öncelikle gençlerimize. Bugün atanacak olan gençlerimize ve devlet şefkati ve kudretiyle yurtlarda değişk programlarda bulunan kimsesiz olarak adlandırılan gençlerimize sesleniyorum. Siz kimsesiz değilsiniz. Sizin kimseniz Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Başta ben olmak üzere bütün devlet kademeleri sizin kimseniz olmak için gece gündüz çalışacaktır. Tek bir çocuğumuzun tek bir gencimizin dahi kendisini sahipsiz hissetmesi kimsesiz hissetmesine tahammülümüz yoktur. Özgüveniniz daim olsun, başınızı dik tutun. Siz eğer bazı zorluklarla karşılaşmışsanız bu sizin elinizden veya sizin kudretiniz içinde olan bir hususla ilgili değildir. Ben de annemi 4 yaşında kaybettim. Eğer babamın dirayeti şefkati ve beni büyüten ikinci annemin merhameti olmamış olsaydı belki ben de sizlerin arasında olacaktım. Hiç kimse kendi kaderini tayin edemez. Dolayısıyla sakın ola ki bu zorluklar dolayısıyla kendinizi suçlamayın. Sizin bu zorluklar sebebiyle hiçbir eksik ya da kabahatiniz yoktur. Başınızı önünüze eğmeniz gereken hiçbir gerekçe yoktur. Onun için başınızı dik tutun.”

Ardından iki gün önce gerçekleştirdiği Makedonya ziyaretinden bir anekdot paylaşan Davutoğlu, “İki gün önce Makedonya’da Makedonya Türkiye Ticaret Odası üyeleri toplantımızda bir hediye takdimi söz konusu olduğunda Türkiye’de hediye yerine fidan demiştiniz dediler ama biz burada fidanın da ötesine geçerek her bir iş adamı için bir yetim bursu Makedonya’daki kardeşlerimize verdik dediler 30 yetim bursunu ilan ettik dediler. Ben de 30’un 50 olmasını rica ettim onu da kabul ettiler.” diye konuştu.

Davutoğlu, sözlerinin devamında da “Gönül elçileri, koruyucu aile kavramı genişletelim ve hediyeleşirken bir fidan yanında bir yetim bakma konusunda da hediye kavramımızı geliştirelim. En güzel hediye bir yetimin başını okşamaktır ona merhamet göstermektir ona muhabbetle bakmaktır ona yalnızlığını kimsesizliğini unutturmaktır.” değerlendirmesinde bulundu.