Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Parçalı Bulutlu
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Paz 20°C
Pts 22°C
Sal 24°C
Çar 22°C

DEVLET BAHÇELİ HANGİ MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞINI TEMSİL EDİYOR

DEVLET BAHÇELİ HANGİ MİLLİYETÇİLİK ANLAYIŞINI TEMSİL EDİYOR
28/02/2013 13:00
A+
A-

Devlet Bahçeli hangi Milliyetçilik anlayışını temsil ediyor

Başbakan Milliyetçiliği ve Türklüğü ayakları altına aldığını söyledikten sonra MHP Lideri sayın Devlet Bahçeli’nin gösterdiği tepkinin toplumsal karşılık bulmasından sonra Başbakanın adeta eli ayağına dolaşmıştır. Milliyetçilik tartışmaları bağlamında Başbakan nasıl bir sürece girmiş veya girdirilmiş ve buna karşı Devlet Bey neden bu kadar kararlı duruş sergiliyor diye baktığımızda ne gördüğümüzü kısaca değerlendirmeye çalışacağım.

Batı’nın Ortadoğu’yla oynama süreci, yalnızca sınırların değiştirilmesi, askerî, siyasî, ekonomik müdahale şeklinde olmamaktadır. Her ülkenin değerler sistemi de söz konusu savaşa malzeme edilmektedir. Bunun en son örneği Türkiye’de oynanan oyunla Devletin dönüştürülmesi ve üniter, Türk milleti esassına dayalı sistemin yeni bir cumhuriyete evrilmesi sürecinde millet, milliyetçilik, etnisite, ulus ve ulusçuluk gibi kavramlar kendi bağlamından kopartılmakta ve itibarsızlaştırılmaktadır. Millet ve milliyetçilik kavramlarının Türkiye’de bulduğu karşılık hiçbir şekilde dikkate alınmadan, tarihsel anlamda milliyetçiliği ve Türk milliyetçiliğinin bu coğrafyadaki müktesebatı art niyetle göz ardı edilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır.

Oysa milliyetçi kültür ana damarlarının Türk milleti ve Türk milliyetçiliği algısına bakıldığında görülecektir ki:

Türklük, ancak başka bir yapının ihaneti halinde ortaya çıkabilecek bir derinlik, köklülük, sessizlik ve sükûnete sahiptir.

Bundandır ki Arnavutlar Türk’e silah çekerken, Mehmet Akif bu milleti “Bedrin Aslanları”na benzetmektedir. “Kahraman ırkıma bir gül” diye haykırarak, “Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl” sözlerini İstiklal Marşımızın dizelerine aktarıyor ve tüm dünyaya sesleniyor, bir zalimler ve hainler, birde biz varız diye!

Bir diğer önemli isim olan Seyit Ahmet Arvasi Hoca, “Dünyada iki Türk var ise biri benim!” diyerek şehadet parmağını göklere yükseltip “Ben Türk Milliyetçisiyim!” diye haykırırken, bir Arap olarak Kara ve Kızıl Emperyalizmin hangi ihanet odaklarına ihtar çektiğinin şuurundaydı.

İktidarın sulu gözlülerinin ve bizzat başbakanın da zaman zaman ilham aldığı Üstad Necip Fazıl’ın bu konudaki görüşlerine bakıldığında, iktidar yandaşlarının nasiplenmesi gereken ifadeler karşımıza çıkmaktadır. Necip Fazıl Bey: “Türk için orta yol, yarım oluş yoktur. Türk, olunca her şey olmağa, olmayınca hiçbir şey olmamağa mahkûmdur. İslam’ın zaferi, Türk’ün olmasına bağlıdır.” demektedir. Yine Necip Fazıl, “… Namık Kemal Arnavut’tur. Ama ırk meselesi, şuradan doğabilir ki Arnavudu, Çerkezi, Kürdü, hepsi Müslüman olarak nazarımızda birken, bunlar kendilerini İslamî ölçü dışı bir nisbetle bizden koparıp da ayrılmaya doğru giderlerse o zaman her birinin, Arnavutluğu, Çerkezliği, Kürtlüğü ayrıca kabahat olur. İşte o zaman Türklük girer araya.” demiştir.

Kronik milliyetçilik düşmanlarının dillerinden düşürmedikleri ve kökten kafa tasçı ve tarihin en büyük suçlusu ilan ettikleri Atsız’ın Türklükle ilgisi vurgusu bunlara verilmiş en güzel cevaptır. H. Nihal Atsız Bey: “En büyük Türklerden biri olan Yıldırım Bayazıd’ın anası Türk değildir. Hangi Türkçü onu Türklük kadrosundan çıkarmıştır veya çıkarabilir? İstiklâl Marşı şairi Mehmet Akif’in babası Arnavut, ülküsü de Türkçülüğe aykırı olan ümmetçilik olduğu halde hangi Türkçü Mehmed Akif için Türk değildir demiştir? Mesele Yıldırım Bayazıd veya Mehmed Akif kadar Türk olabilmektedir.” Diyerek, tarih ve millet bilincini ortaya koymuştur.

Türkiye’de Türkçü ve Türk Milliyetçiliğinin beslendiği 4 anadamar olan, Akif, Necip Fazıl, Arvasi ve Atsız Beğlerin görüşleri bunlarken kimse Türk Milliyetçiliğini ayakları altına alamaz; ayaklarınız kayar, kafa üstü çakılırsınız da, yine milliyetçilerden medet umarsınız.

Türk Milliyetçiği fikir sisteminin siyasi temsilcisi MHP lideri Devlet BAHÇELİ de Başbakan ne derse desin ırkçılık vurgusuyla itibarsızlaştırmaya ne kadar çalışırsa çalışsın durduğu yeri her platformda haykırmakta ve milliyetçilik anlayışını şu cümlelerle özetlemektedir:”Bizim milliyetçiliğimiz kültür temelli olduğu için ırkçılığı, millete dayandığı için demokrasi dışı arayışları dışlamakta ve reddetmektedir. Milliyetçiliğimiz, millî kültürümüzü medeniyet havuzu hâline getirmek, milleti çapsız ve şaibeli değişim darbelerinin açık pazarı hâline dönüştürme eğilimlerinden korumak esaslıdır. Türk milliyetçiliği başka milletlere düşmanlık beslemez, kin gütmez ve hınç duymaz. Böylesi bir ilkel ve geri bir anlayışa prim vermez, kapı aralamaz. Biliniz ki, milliyetçilik Türk milletinin en doğal hâli ve var oluş nedenidir. Faşizm, şovenizm, Nazizm, kafatasçılık, biyolojik tasnif gibi sapma ve anormallikler bize uzak ve yabancıdır. Türk milleti laboratuarlarda değil, binlerce yılın kültür ve siyasî birliğinden oluşmuştur.

Bizim milliyetçiliğimiz ne emperyalistlerin nasyonalizmine ne de başka bir kavmin asabiyesine benzer. Bizim Türklüğümüz bu coğrafyanın hamurunu karan maya olmuştur. Devlet Bahçeli Türklük kavramından ne anladığını ise şu cümlelerle izah ediyor:Türklük ise milletimizin adı, kim olduğunun beyanı, asırların alın teri, göz nuru, kültürel kazanımların müşterek ruhu olarak hiçbir şeyle mukayese kabul etmeyecek tarihî bir mücevherdir. Esasen milliyetçilik hem millet hem de Türklük davasıdır. Türklüğün yaşaması, milletin soluk alması için milliyetçilik kan basıncı, kalp atışı işlevi görmektedir. Milliyetçilik; milletimizin gören gözü, duyan kulağı, konuşan ağzı, seciye, karakter ve şahsiyet endazesidir. Üst seviyede, Türk milletine mensubiyet bağıyla bağlı olan her insanımız, özelde kendisini nasıl tanımlarsa tanımlasın, evinin içinde nasıl konuşursa konuşsun bu fazlaca önemli değildir. Yeter ki Türk milletine aidiyeti gururla taşısın, yeter ki Türk milletinin bir ferdi olmayı şerefle sahiplensin. Millet dediğimiz muazzam kudret, müstakil bir kültüre sahip, millî ekonomi ve devlete ulaşmış; aynı eğitimi görmüş, ortak bir dili, duyguyu, ideali, dini, ahlâkı ve estetik duyarlılığı paylaşmış fertlerden oluşan topluluğun ismi ve sosyolojik zırhıdır.”

TÜRKLÜĞÜ VE MİLLİYETÇİLİĞİ AYAKLAR ALTINA ALANLAR BU ANLAYIŞI DA AYAKLARALTINA ALABİLİR Mİ SİZCE ?YÜCE TÜRK MİLLETİ BUNA MÜSAADE EDER Mİ?

RUHİ ERSOY