Dolar 32,5470
Euro 34,7468
Altın 2.495,43
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 21°C
Sal 22°C

“DEVLET” SAVCILIKTA

13/07/2016 17:49
A+
A-

Ankara adliyesi Türk milliyetçilerini ilk defa ağırlamıyor.

Türk milliyetçileri ilk defa savcı huzuruna çıkmıyor.

Biz adliyelere, adliye bizlere alışıktır.

Büyük bir medeniyetin takipçisi ve savunucusu olan Türk milliyetçileri, devlet ve millet menfaatlerini her şeyin üzerinde tutma erdemini, milli ve ahlaki bir vazife görmüş, tarihten gelen değerlerin, yaşadıkları dönemdeki tek savunucuları olmuştur.

Devleti kuran iradenin sahipleri, Türk milliyetçileri, hedeflerinin ve inançlarının faturasını ödemekten çekinmemişlerdir.

1944 yılında, dünyayı kasıp kavuran kominizim, din, ahlak ve kültür düşmanlığını sınır tanımaz bir şekilde hayata geçirdiğinde, herkesin sessiz ve sedasız bakışları arasında, Türk milliyetçilerinin güçlü sesi, gecenin zifiri karanlığındaki sessizliği bozmuş ve Türk milletinin ışığı olmuştu.

Köhne düzenin panikleyen temsilcileri, tarihin derinliklerinden gelen bu güçlü sesi susturmak niyetindeydi.

Akıl, fikir ve izanda çaresizleşen bu güruh, dönemin SSCB’ inden aldığı talimatla “korkusuyla” Türk milliyetçilerine adliye koridorlarını ve işkenceleri reva görmüştü.

“Gerçekte yargılanan devletti”

Tıpkı bu gün olduğu gibi.

Biz bu adliye koridorlarına alışığız.

12 Eylül 1980, eksik akıl, eksik vicdan ve eksik ruhla, 3 Mayıs 1944 yılının kötü bir kopyası olarak karşımıza çıktığında, biz yine adliye koridorlarında idik.

Komünizme, kapitalizme ve her türlü emperyalizme karşı tutumumuz ve Türk milletine olan güven ve sadakatimiz, darbe ile daha da bozulan köhne düzenin uşakları tarafından pekte hoş karşılanmamıştı.

3 Mayısta, adliye koridorlarından tabutluklara yürüyen Türk milliyetçileri, 12 Eylülde, C 5’te işkenceye tabi tutulmuş, ABD’nin talimatı ile adeta Türk milleti yargılanmıştı.

“O günde yargılanan devletti”

Tıpkı bu gün olduğu gibi.

Bu gün 13 Temmuz Çarşamba.

Devlet Bahçeli Ankara adliyesinde.

Suçu; “halkı alenen tahrik”

Bunun bir yalan ve iftiradan ibaret olduğunu bilmeyen yok.

Gerçek şu ki; ana dilde eğitime hayır dediği için, Türkiye’nin bölünmesine müsaade etmediği için, kardeşlikte ısrar ettiği için, yolsuzluklara hayır dediği için, her türlü emperyalizme meydan okuduğu için, Türk milliyetçilerinin sesi olduğu için, Devlet Bahçeli adliyede.

Atsızı yaşadığı ve yaşattığı için.

Başbuğ Türkeş’in ülkülerini devam ettirdiği için.

Milli mefkûreden vaz geçmediği için, Devlet Bahçeli adliyede.

3 Mayıs ve 12 Eylülde düzmece hukuk kumpasından, Türk milletinin vicdanında daha da büyüyerek var olan büyük ülkü davası, 13 Temmuzda, daha da büyüyerek, yarının kutlu Türkiye’sine umut olmaya devam edecektir.

İnancımızdan ve uğramış olduğumuz iftiralardan dolayı gittiğimiz adliye koridorlarına alışığız.

Bizleri oraya gönderenler, sizi de oralarda göreceğiz.

Bakalım siz ne yapacaksınız; vatana ihanet, yolsuzluk, rüşvet, sabi sübyana sarkıntılık vs.vs. işiniz kolay olmayacak.

İrfan Topçu
YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR