DİNİ VE MEZHEPSEL ÇEŞİTLİLİĞİ HEDEF ALAN SALDIRILARI LANETLİYORUM

MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul TÜRKEŞ resmi Twitter hesabından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Açıklamalarının gündeminde ülkemizde ve Ortadoğu’da yaşanan karışıklıklara yer veren Türkeş’in açıklamaları şu şekilde:

“Herkese merhabalar.

İSRAİL KORKUNÇ BİR YALNIZLIĞA SÜRÜKLENECEKTİR

Son günlerde bölgemizde ve ülkemizde cereyan eden hadiseler hepimizi endişeye sevk etmiştir.
İsrail, Gazze’yi hava akınlarıyla kana bulamaktadır.
İsrail, bölgede diğer halkların ve insanların da hayat hakkına sahip oldukları gerçeğini artık idrak etmelidir.
İsrail’in bitmeyen ‘intikam’ çılgınlığı ve radikalizmi sadece dün (09.07.2014) Gazze’de 55 kişinin canına mal olmuştur.
İsrail, bu gidişle dünyada korkunç bir yalnızlığa sürüklenecektir.
Bu sebepten olsa gerek,geçtiğimiz günlerde İsrail Başbakanı Netanyahu ‘bağımsız Kürdistan’ı ilk bir tanırız’ şeklinde bir beyanat vermiştir.
Netanyahu’nun bölgedeki en önemli müttefiki olan Peşmerge liderinin aynı zamanda Başbakan Erdoğan’ın da yol arkadaşı olması ilginç,değil mi?
İsrail’in devlet şiddetini kınarken, Hamas’ın da bölgedeki tansiyonu yükseltici hamlelerini doğru bulmuyorum.
İçinde bulunduğumuz mübarek Ramazan ayında hayatını kaybeden Filistinlileri rahmetle anıyor, yaralılara da acil şifalar diliyorum.
MEZHEP SAVAŞLARININ ÇIKMASI AN MESELESİDİR

Irak’ta yaşanan son gelişmelerin ışığında ulusal güvenliğimizin gitgide daha fazla tehdit edilmektedir.
IŞİD, Musul’daki Konsolosluk çalışanlarımızı hala rehin tutuyor.
IŞİD’in sözde ‘Hilafet’ ilanı,Şiilere ait türbe ve camileri patlatması ve sınırımıza her geçen gün biraz daha yaklaşması tehdidin delilidir.
Batı’da 16. ve 17.yüzyıllarda tecrübe edilen kanlı mezhep savaşlarının 21.yüzyılda coğrafyamızda hortlaması artık an meselesidir.
Bir IŞİD liderinin internette yayınlanan videoda sarf ettiği ‘bir sonraki hedefimiz İstanbul’dur’ sözleri meselenin vahametini gösteriyor.
Yabancı basında da IŞİD’in Türkiye’nin birçok şehrinde terör hücrelerine sahip olduğu da ifade edilmeye başlanmıştır.
Fakat Hükümetin ‘Ağlamadan Sorumlu’ Bakanı hala ısrarla ‘IŞİD Türkiye’ye zarar vermez’ demekte ve kapımızdaki cehennemi hafife almaktadır.
Söz konusu Bakan, vurdumduymazlığı ve belki de saflığı ile milletimizin güvenliğini hiçe saymaktadır.
Hükümet derhal lüzum görülen tedbirleri etkin biçimde almalıdır.İnsanımızın güvenliği ve Musul’daki Konsolosluk çalışanlarımızın serbest bırakılması acilen temin edilmelidir.

DİNİ VE MEZHEPSEL ÇEŞİTLİLİĞİ HEDEF ALAN SALDIRILARI LANETLİYORUM

Öte yandan,İstanbul’un Esenyurt ilçesinde bulunan ve Caferi vatandaşlarımızın gittiği Muhammediye Camii’ne iki gün arayla saldırı düzenlendi
İlkinde yakılmaya çalışılan Cami, ikincisinde maddi tahribata maruz bırakılmıştır.
Türkiye’deki dini ve mezhepsel çeşitliliği hedef alan bu saldırıları lanetliyorum.
Türkiye’deki her birey, inancını dilediği gibi yaşayabilme özgürlüğüne sahiptir ve hepimizin milli görevi bu özgürlüğü korumaktır.
Hükümetin oy avcılığı uğruna kullandığı mezhepçi ve ayrımcı dilin neticeleri birliğimiz açısından bir felaket yaratabilir.
AKP iktidarı -bu hassas süreçte- alıştığımız gayrı-milli üslubunu sonlandırmalıdır.
Aksi takdirde ekilen nifak tohumlarının zehirli mahsulleriyle karşı karşıya kalacağız.
Türk milleti, bünyesindeki tüm farklı unsurlarıyla, içte ve dışta milli birliğine kast eden tüm fitnecileri ezecek güçtedir.
Önemli olan içimizdeki Netanyahu’lardan, Hamas’lardan, Barzani’lerden ve IŞİD’lerden arınabilmektir.”