Dolar 32,3266
Euro 35,0806
Altın 2.300,55
BİST 9.049,05
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Açık
İstanbul
20°C
Açık
Cum 23°C
Cts 21°C
Paz 21°C
Pts 23°C

DOĞU PERİNÇEK’İN YARDIMCISI VE AVUKATI NASIL MHP’NİN AK SAÇLISI OLUYOR?

A+
A-

Temel uçağa binmiş. Bir bakmış uçakta bir Fransız, bir İngiliz, Bir Alman. Temel demiş ki “Bu ne lan her fıkrada karşıma çıkıyorsunuz.”

Bu misal, MHP’nin adı geçen hangi konu olursa olsun toplananlar, yine en son “Anayasa Değişikliği” konusunda toplandılar. Hepsi koro halinde MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırıyor.

PKK’nın büyük partisi haline gelen CHP, PKK’nın küçük partisi HDP, Doğu Perinçek’in gazete ve televizyonları, Oda Tv, Sözcü, Yeniçağ, Cumhuriyet, FETÖ’nün sosyal medya trolleri ve bu çevrelerle hareket ederek MHP’de değişim gerçekleştirmek isteyen Meral Akşener, Ümit Özdağ ve Sinan Oğan gibi tipler ağız birliği etmişçesine, tek ses, tek propaganda, tek hedef misali bu saldırı da kendilerine verilen rolü oynuyorlar.

Bu koro, 7 Haziran seçimleri sonrası “MHP niçin CHP-HDP ile birlikte koalisyon kurmadı?” diye ve kendi TBMM Başkan adayını çıkaran MHP’ye “niçin Deniz Baykal’ı desteklemedi?” diye saldıranlardan oluşmaktadır. CHP şuan PKK’nın avukatlığını üstlenmiş durumda, HDP’nin Eşbakanları ve sözde milletvekillerinin bazıları bölücülükten cezaevinde, o “desteklemediniz” denilen Deniz Baykal’da geçtiğimiz hafta tutuklanan PKK’lı Ahmet Türk’ü cezaevinde ziyarete gitti.

Taviz ve teslimiyetleri tarihe geçmiş AKP bile, bugün terörle mücadele de yıllardır MHP’nin ifade ettiği çizgiye gelirken, bunlar ise sözde Atatürkçülük, sözde vatanseverlik, sözde demokrasi adına PKK’ya sahip çıkmaktadır.

“Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz, Kürdistan’ı kuracağız” diyen tutuklu PKK’lı Selahattin Demirtaş’ı bu gidişle ziyaret etmeyen CHP’li kalmayacak gibi gözükürken, Kemal Kılıçdaroğlu Adana’da ‘Ülkemizi Böldürmeyeceğiz’ adlı miting düzenliyor. Güler misin, ağlar mısın?

Asıl traji-komik hadise ise, CHP’nin bu mitinginde kullanışlı aptal birinin “Ülkücüler başkanlığa hayır diyor” pankartı açması ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise bu pankartı işaret ederek “Aramızda ülkücüler de var. Onlar da Başkanlığa karşıyız diyorlar” demesi olmuştur.

PKK’ya yakınlığı ile bilinen İMC TV’nin konuğu olduğunda anayasanın tamamen değiştirilmesi gerektiğini savunan ve “Anayasanın 2. ve 3. maddelerini de değiştirelim” diyebilen Kemal Kılıçdaroğlu aklınca Ülkücülerin adını siyasi sinsiliğine alet ediyor.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “değiştirilemez teklif dahi edilemez” denilen ama değiştirilmesini istediği maddelerin içeriği şunlar:

 

MADDE 2. – Türkiye Cumhuriyeti  toplumun huzuru  millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde  insan haklarına saygılı  Atatürk milliyetçiliğine bağlı  başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan  demokratik  lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

 

MADDE 3. – Türkiye Devleti  ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.

Bayrağı  şekli kanununda belirtilen  beyaz ay yıldızlı al bayraktır.

Millî marşı “İstiklal Marşı”dır.

Başkenti Ankara’dır.

***

“Bu maddeler değiştirilsin” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun mitinginde “Ülkücüler başkanlığa hayır diyor” pankartı açan gerzeğe ve Kemal Kılıçdaroğlu’na sormak lazım. Bu maddelerin garantisi, sigortası olan ve bu maddelerin değiştirilmesini teklif edecek, uygulayacak hiçbir davranışın içinde bulunmayacak MHP’ye yönelik bu ahmakça saldırının amacı nedir?

MHP’nin desteklediği, makul ve mantıklı gördüğü Anayasa Değişikliği içinde, MHP’nin çizgisine, fikrine ters düşecek, mensuplarını utandıracak, Türkiye’nin üniter yapısını değiştirecek bir söz ve eylem var mı?

Terör örgütü PKK ile aynı safta yer alıp, “PKK’da Başkanlık sistemi istiyor, MHP bunu destekliyor” demek nasıl alçaklıktır?

PKK’nın istediği, içinde özerklik ve federasyon barındıran Başkanlık sistemi ile şimdi Cumhurbaşkanlığı çerçevesinde yapılmak istenen Anayasa değişikliği arasındaki benzerlik nedir?

O halde cezaevindeki odasını türbeye çevirdiğiniz ve Recep Tayyip Erdoğan’a “Seni başkan yaptırmayacağız” diyen PKK’lı Selahattin Demirtaş niçin hapiste CHP’liler?

Kürdistan haber sitesi yazarı ve PKK açılımlarını öven Ali Serim’i kendine danışman yapan ve “HDP’lilerin barajı aşmasının bence bir mahsuru yok” diyen Meral Akşener?

“Bu seçim, Demirtaş’ın kişiliğiyle HDP’yi Türkiyelileştirdi. Bu Türkiye için kazanımdır.” (30 Temmuz 2014) diyen Sinan Oğan?

MHP madem PKK’nın çizgisine geldi. Bu sözlerin sahibi olarak en çok sizin sevinmeniz gerekmiyor mu?

HDP’ye oy veren FETÖ’cüler, MHP’de olağanüstü kongrenin gerçekleşmesi için sizi niçin destekledi hiç mi düşünmüyorsunuz?

PKK’lı Selahattin Demirtaş, Hasip Kaplan, Mihraç Ural gibi tipler niçin MHP’de olağanüstü kongre olması için açıklamalarda bulunmuşlardı?

Çünkü MHP ve Devlet Bahçeli söz konusu olduğunda karşımıza çıkan fıkra gibidir bunlar!

MHP’nin olduğu yerde, Devlet Bahçeli’nin olduğu yerde Türk milletine ihanet olmayacağını bilen biliyor. Buna rağmen MHP’ye ve Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırılar yapılıyorsa bilin ki, asıl ihanet budur.

Geçtiğimiz günlerde bu koronun en aktif MHP ve Devlet Bahçeli düşmanı olan Oda Tv’de “MHP’de ak saçlı isyanı” başlıklı bir haber vardı. “MHP’nin ak saçlıları” olarak ifade ettiği isimler ise Ali Fuat Eyüboğlu, Agâh Oktay Güner, Mehmet Doğan, Sadi Somuncuoğlu, Servet Bora, Tahir Şaşmaz gibilerdir.

“MHP Genel Merkezi nerede?” diye sorsan tarif edemeyecek, sağa-sola savrulmuş bu isimler “Anayasa Değişikliği” konusunda MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi eleştiren bir bildiri yayınlamışlar ve ODA Tv’de bunu bu başlıkla ballandıra ballandıra vermiştir.

Oysa hiçbirinin MHP ile bir gönül bağı kalmamış, fikren de uzaklaşmışlardır.

Sadi Somuncuoğlu’nun bulunduğu oluşumlar Doğu Perinçek’in örgütlerine daha yakın konumdadır.

Servet Bora, Doğu Perinçek’in partisinde genel başkan yardımcılığı ve avukatlık yapmıştır.

Kurtlar Vadisi oyuncusu Necati Şaşmaz’ın amacı olan Tahir Şaşmaz, 1980 sonrası siyasetini DYP’de iki dönem milletvekilliği yaparak sürdürmüştü.

Agah Oktay Güner, 7 Haziran seçimleri sonrası CHP’nin televizyonu Halk Tv’de “Çevrem, akrabalarım HDP’ye oy verdi. MHP nasıl HDP ile hareket etmez” şeklinde davudi sesiyle(!) kendinden geçip MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye saldırıyordu.

Keza diğerleri de MHP’nin kapısından ayağını içeri artık atmayan kişilerdir.

Buna rağmen Oda Tv’nin bunları “MHP’de ak saçlı isyanı” şeklinde sunması MHP içerisine fitne yaymak amaçlıdır.

“Bir çarmıhtan başka hiçbir farkı olmayan İmralı Cezaevi’ni kapatarak, Abdullah Öcalan’ı Urfa Cezaevi’ne nakletmeyi düşünmekte misiniz?” şeklinde mektuplar yazan PKK’lı Mahmut Alnıak’ı bile sayfasında yazar yapan ODA Tv’nin her haberinde MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığı çok sırıtmaktadır.

“MHP’de ak saçlı isyanı” haberi ve son günlerde artan diğer MHP haberleri bunun delilidir.

Gelelim malum kişilerin MHP bildirisine…

PKK, Habur, Oslo, İmralı ve Dolmabahçe vurgulu bildirinin altına imza atıyorlar. Ama cezaevinden çıkar çıkmaz ilk çıktığı televizyon programında “PKK’lılara genel af çıkarılsın, Öcalan da serbest bırakılsın” diyen Doğu Perinçek’le hareket eden, onun zihniyetiyle olanların MHP’ye akıl vermeye çalışmaları da oldukça manidardır.

“Rahmetli Genel Başkanımız Alparslan Türkeş’in” cümleleriyle bildiri kaleme alan Sadi Somuncuoğlu Başbuğ Türkeş’in elinden 1980 sonrası MHP’yi almak için hangi tezgâhları kurduğunu unutmuş anlaşılan!

Ama biz, Sadi Somuncuoğlu’nun 6 Ekim 1992 tarihinde Tercüman’a verdiği demeçte; “Türkiye’nin en güçlü kadrolarına sahipken, bunların küçük bir kısmını çatısı altında bulundurabilmek. Sayıca üstün, vasıfça yüksek değerde olan milliyetçi kadroların bir araya gelemeyeceği bir ortam yaratmak. Büyük kısmı siyasetin dışında kalmış olan milliyetçi kadroların bir araya gelmeyeceği bir ortam yaratmak. Büyük kısmı siyasetin dışında kalmış olan milliyetçi kadroları, sırf kendileriyle beraber değil diye hain, satılmış, ajan gibi haksız, yakışıksız ve ağır sözlerle itham etmek. Suçlamadan, asılsız ithamda bulunmadan konuşamaz bir ruh halinde bulunmak. Yüzde 2.9’luk oy oranıyla Türkiye’nin en küçük partisi olmak” şeklinde Başbuğ Türkeş’in yönetim anlayışını eleştirdiği sözlerini de unutmadık!

O günlerde MÇP’nin Genel Sekreteri olan Sayın Devlet Bahçeli’de “MÇP’nin oyları 1989 yerel seçimlerinde 4.1’e çıkmıştır. Hali hazırda yüzde 7 ile 8 arasındadır. Somuncuoğlu ve arkadaşları mücadele azim ve kararlılığından yoksun kişilerdir.” diyerek Sadi Somuncuoğlu’na hak ettiği cevabı vermişti.

Bunlar dün Başbuğ Türkeş’e karşıydı, bugün Devlet Bahçeli’ye… Bu karşıtlık adına da herkesle hareket etmeyi mideleri kaldırmaktadır.

“Başkanlık sistemi, Anayasa Değişikliği tartışmaları” bunlar için bahanedir. MHP ve Devlet Bahçeli düşmanlığı bunlarda şahanedir.

MHP neye yakın, neye uzak olması gerektiğini, ne istediğini, neye karşı olduğunu da çok iyi bilmektedir.

Tarih MHP’yi her konuda haklı çıkarmışken, bu koronun fitne amaçlı saldırıları karşısında her MHP’li ve Ülkücü dikkatli olmalıdır.

MHP, Türk milletinin yegâne sigortasıdır. MHP ve Lideri Devlet Bahçeli’nin olduğu yerde Türk milletine asla ihanet olmaz. MHP’ye saldıran koronun birlikteliğine bakarsanız zaten bu gerçek daha iyi anlaşılacaktır.

YILDIRAY ÇİÇEK