Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Az Bulutlu
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 19°C
Çar 20°C

EMIN PAZARCI GIBILER YÜZLERINE TÜKÜRÜLDÜĞÜNDE KAR YAĞDI ZANNEDER

EMIN PAZARCI GIBILER YÜZLERINE TÜKÜRÜLDÜĞÜNDE KAR YAĞDI ZANNEDER
30/06/2014 18:45 | Son Güncellenme: 02/07/2014 01:33
A+
A-

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, AKP’li köşe yazarlarından Emin Pazarcı’nın ithamlarına karşılık verdi. Yalçın “Emin Pazarcı gibiler yüzlerine tükürüldüğünde kar yağdı zannettikleri için onların nezdinde galiz ifadeler, küfürler, ağır eleştiriler vb. bir tür kutsama, yüceltme ve iltifat ritüeli gibidir” dedi.

Yalçın’ın açıklaması şu şekilde:

MHP aleyhtarlığından nemalanan yazarların başında gelen Emin Pazarcı, son günlerde işi gücü bırakıp partimizi hedef tahtası hâline getirmiştir. Kaleminden fitne ve fücur damlayan bu köşe yazarı, bütün varını yoğunu MHP düşmanlığına ve bu sayede Başbakan Erdoğan’ın gözüne girmeye adamıştır.

Emin Pazarcı aslında bizden alacağı cevabı bilmekte, buna rağmen her defasında da kendisini tutamamaktadır. Emin Pazarcı gibiler yüzlerine tükürüldüğünde kar yağdı zannettikleri için onların nezdinde galiz ifadeler, küfürler, ağır eleştiriler vb. bir tür kutsama, yüceltme ve iltifat ritüeli gibidir. Bunların ne eklemi vardır ne kemiği; ne haysiyeti ne de izzetinefsi; ne akletmesi vardır ne de kârını bilme yeteneği. Dünyalık kaygısı ve ihtirasıyla her iktidarın etrafında pervane olma merakı yüzünden uğradıkları karakter anomalisi, onların her türlü değeri çiğneyebilecek tipler hâline getirmiştir.

Pazarcı, Akşam gazetesinde kendisine sunulan dünyalığın diyetini ödemek zorundadır. Kendisi uzun zamandır Başbakan Erdoğan’ın kapısında pazar ipiyle bağlıdır ve yüksek sesler çıkararak MHP aleyhtarlığında bulunması normal karşılanmalıdır. Ancak normal olmayan şudur: Sürekli fitne ve fesat saçan bilgiççe ifadelerinde kendisini Ülkücü camianın hayrına yazıyormuş hissi vermeye çalışmaktadır.

Emin Pazarcı gibilerinin tıynetini ve kıratını millet iyi bilmektedir. İktidar; Emin Pazarcı’ya fazlasıyla imkân ve fırsat vermiş, buna karşılık onur ve gururunu ipotek etmiştir. Kendisine istediği çıkarı sağlamış, bedel olarak da havuz medyasının köşe çavuşlarından biri hâline getirmiştir.

Aslında bir AKP iktidarından önceki Emin Pazarcı vardır bir de AKP iktidarından sonraki. Eskisi nispeten erdemlidir. Şimdiki Emin Pazarcı ise kalemini, şerefini ve vaktiyle hasbelkader camiamızda öğrendiklerini siyaset çarşısına saçıp Emin Pazarlamacı olmuştur. Ödül olarak kendisine havuz medyasında önemli bir köşe ve görev verilmiştir.

Pazarlamacı, 1999 yılındaki MHP’nin ortak olduğu 57. Hükümet döneminde önceleri MHP’yi desteklemiş, hatta basında MHP’nin sesi olarak anılmaya başlamıştır. MHP ile ilgili önemli haberler kendisinden sorulmaya başlanmıştır. Fakat bir süre sonra samimiyetsizliği ve asıl niyetinin iktidar imkânlarından menfaatlenmek olduğu anlaşılınca dışlanmıştır. Emin Pazarlamacı bunun üzerine bir numaralı MHP ve Devlet Bahçeli muhalifi kesilmiştir.

Emin Çavuş’un misyonu, MHP’yi karalamak ve kamu vicdanında mahkûm edilmesi için elinden geline ardına koymamaktır.

Çalıştığı Akşam gazetesinin kimler tarafından finanse edildiği ve kimi desteklediği sorulduğunda alınacak cevap, Emin Pazarcı’nın hangi kapıya kulluk ettiğini ortaya koymaktadır. Emin Pazarcı kıratındaki gazeteci müsveddeleri eliyle basın ahlakı ve gazetecilik mesleği sert darbelere maruz kalmıştır. Havuz medyası içinde saf tutan onun ayarındaki köşe yazarları inandırıcılıklarını kaybetmiş, yalancı pehlivanı destekleyen şakşakçılar korosuna dönüşmüşlerdir. Bunların kimi Erdoğan’ın maskarası kimi palyaçosu kimi de AKP sirkinin cambazı olmuştur.

Pazarlamacı Emin Çavuş’un, başkanlık sistemiyle ilgili partimize yönelttiği suçlamalar ve MHP’nin Türkeş ilkelerinden uzaklaştığı yolundaki iddialar tamamen palavradır. Bu konu evvelce de tartışılmış, partimizce gerek TBMM’de gerekse dışarıda başkanlık modeli hakkında ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır. Ama Emin Çavuş’un amacı üzüm yemek olmadığı için meseleyi ısıtıp ısıtıp yeniden gündeme getirmektedir.

Hatırlanacağı üzere Tayyip Erdoğan’ın başkanlık heveslerinin benzeri yıllar önce Turgut Özal’da da görülmüştür. Bugün Erdoğan’ın başkan olmasına karşı çıktığımız gibi o zaman da merhum Türkeş Bey aynı gerekçelerle Turgut Özal’ın Türkiye’ye başkanlık modelini getirme isteğini reddetmiştir. Çünkü Turgut Özal, “Federasyon dâhil her şey tartışılmalıdır.” diyerek Türkiye’de Kürt ayrılıkçılığını şımartan, hırsıza yol belleten ilk Başbakan’dır. Bu itibarla Türkiye’nin PKK terörüyle boğuştuğu yıllarda Türkeş Bey’in ağzından “başkanlık sistemi” ile ilgili herhangi bir destekleyici açıklama çıkmamıştır.

12 Eylül Askerî Darbesi ulus devlete giden yolu tıkamış, Turgut Özal da federasyona giden yolun kapılarını aralamıştır. Tayyip Erdoğan ise Özal’ın devamı niteliğinde adımlar atmış, daha sonra onu fersah fersah geçmiştir.

Üniter yapıyı ve millî devleti öngören, Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü esas alan bir başkanlık modelinin Türkiye’de hayata geçirilebilmesi için öncelikle ulus devlet sürecinin tamamlanması gerektiği ortadadır. Türkiye’nin etnik ayrılıkçılığın pençesine düşürüldüğü bir ortamda hele de Erdoğan gibi Türklükle sorunu olan liderlerin elinde başkanlık sistemi, Türkiye’yi parçalanmaya götürecektir. Pazarlamacı da pekâlâ bilmektedir ki Erdoğan 12 yılda bölücü terör örgütü PKK’ya ne istediyse vermiş, bölücü başına da meşruiyet yolunu açmıştır.

Emin Çavuş’un son yazısında MHP’yi eleştirdiği konulardan biri de biat kültürü iddiasıdır. Oysa bu ucuz yazarın desteklediği AKP’de biat kültürü bütün partilerden daha güçlüdür. Öyle ki iktidar, Emin Pazarcı gibi hafifmeşrep ve açgözlülerden bir havuz medyası kurabilmiştir.

Türkiye’nin; bölünme sorunu, Orta Doğu batağının etkileri, halkın ekonomik sıkıntıları gibi yığınla meselesi varken havuz medyasının işi gücü bırakıp MHP’ye saldırmasının sebebi ortadadır. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda hayırlı bir girişimde bulunmuş ve sonuç almıştır. Halk, Erdoğan’ın alternatifsiz olmadığını görmüştür. Bu yüzden de hem Başbakan’ın hem de havuz medyasının gözü korkmuştur. Çünkü kaybetmesi durumunda Erdoğan’ın siyasi hayatının sonu olacaktır. O takdirde havuz medyasının da ipliği pazara çıkacak, iktidarın “köşe çavuşları” ellerindeki hesapsız dünyalıkları kaybedeceklerdir.

Bunun telaşıyladır ki yandaş medya tarafından bir süredir hem MHP hakkında hem de çatı adayı Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu hakkında olmadık iftiralar ortaya atılmakta, ağza gelen yazılıp söylenmektedir. Sanki bu ülkeye değerli hizmetlerde bulunmuş ve hatta dün kendilerinin de övgüler dizdiği saygın bir insan değilmiş, uzaydan gelmiş gibi davranılmaktadır. Havuz medyasının yaptığı başlarını kuma gömerek bütün vücutlarını sakladıklarını zanneden devekuşunun işine benzemektedir.

Emin Çavuş’un da son yıllarda MHP hakkındaki yazılarında hiçbir objektif değerlendirme, hiçbir sağlıklı bakış açısı bulunmadığı gibi bilakis MHP’ye karşı kin ve garez kaynamaktadır. Emin pazarcı gibi kalemini dünya menfaatine satan ve inandığını sandığı değerlere ihanet eden zavallıların kamuoyu nezdinde itibar ve makbuliyetleri yoktur. AKP’nin sağladığı çıkarlarla kirlenmiş köşesinden MHP düşmanlığı kusan bu azılı Erdoğancının başarabileceği tek şey, AKP yağcılığından ötürü münasip yerine nişadır sürülmek olacaktır. Buna karşılık MHP’den ve bilhassa partimizin tabanında ve Ülkücü camiada nefret uyandırmaktan öteye geçemeyecektir. İmralı canisinin aklayıcılarıyla aynı safta duran, federasyoncularla çalıp oynayan birinin bırakınız MHP’yi eleştirmeyi, camiamızın adını bile ağzına alması züldür.

İçindeki erik kurusunu çıkaramayıp ahlak, izan ve idrak sefaletine yuvarlanan, kendisini boşuna harap eden Emin Çavuş’a soruyoruz:

Sende hiç utanma, arlanma yok mu?

Türk milletinin geleceğiyle ilgili hiç mi endişen kalmadı?

Bu dünya hayatında her şey senin için bol para ve yüksek menfaatten mi ibaret?

Geceleri başını yastığa koyduğunda hiç özeleştiri yapmıyor musun?

Sen Allah’a ve “Hesap Günü”ne inanmıyor musun da mübarek Ramazan günü iftiranın, alçalmanın, günahın havuzunda yüzüyorsun Emin Çavuş?