ENGIN ALAN OLMAK

Engin Alan olmak böyle bir şeydir işte. Tertemiz bir hayat, lekesiz bir sicil, şanlı bir geçmiş, millet iradesiyle taltif edilmiş ve yine millete hizmet yolunda kurulmuş bir gelecek. Alın teri, emek ve mücadeleyle bezenmiş bir ömür. Çok az faniye nasip olmuş, onur ve şerefin her türlü madalyası.

Engin Alan olmak böyle bir şey işte. Eğilmezsiniz, bükülmezsiniz, vazgeçmezsiniz. Mağdur olursunuz, ama mağrur durursunuz. “Benim üzerimden PKK temize çıkarılacaksa, bin defa hapse girmeye de, idam edilmeye de hazırım” diyerek rest çeker, bütün oyunları bozarsınız. Olmayan suçla yargılanıp 18 yıl ceza almayı bir tiyatro seyreder gibi gülümseyerek izlersiniz. Size bunları reva görenler toplum vicdanında müebbete mahkum olmanın ezikliği ile yaptıklarını temizleyebilmek için olmayan kanunu ararken trajikomik durumlara düşerler.

Engin Alan olmak böyle bir şeydir işte. Tarih sizi altın sayfalarına yazar. Hayatınız bu ülkeye, bu millete hizmete adanmıştır. Ömrünüzü bu ülkenin bu milletin düşmanları ile mücadelede geçirmişsinizdir. En çetin şartlarda bir an bile tereddüt etmemiş, geri durmamışsınızdır. Hep en önde, hep başı dik. PKK’nın kabusu olmuş, aman vermemişsinizdir. Bu şanlı mücadele haini dize getirmiş, bölücüyü vazgeçirmiş ve sindirmiştir. Bebek katili kaçacak delik ararken Kenya’ya kadar gitmiş, fakat gazabınızdan kurtulamamıştır. Dünyanın öbür ucunda bulmuş, koli bantları ile paketleyip getirmiş ve adalete teslim etmişsinizdir.

Engin Alan olmak böyle bir şeydir işte. İhanetin her türlüsünü yaşamak zorunda kalırsınız. Sindirdiğiniz, yok ettiğiniz, vazgeçirdiğiniz hainleri yeniden azdırmakla, milletin başına bela etmekle kalmamış, ülkeyi bu kahpelerin istediği gibi bölünmenin eşiğine getirmiş, adına da “çözüm” demişlerdir. Ülkeye bunu reva görenlerin kahramanları da hapishanelere doldurmasında şaşılacak bir şey yoktur. Uydurdukları kılıf terör örgütü kurmak gibi trajikomik olsa da, “bizim önümüzde ayağa kalkmayanlar şimdi neredeler?” diyerek, size reva görüleni kendi ağzıyla itiraf ederler. O da yetmez 18 yıl yüklerler. Cevabınız, “vatan sağolsun” olur. Tarih düzenbazları, işbirlikçileri, sahtekarları, ihanet edenleri değil, kahramanları yazar.

Engin Alan olmak böyle bir şeydir işte. Vakur, mağrur, cesur duruşunuz karşısında ezilenler, vicdan azabına dayanamaz itiraf ederler. “Kumpas kuruldu” derler. Malumu ilan etmek güzel de, hırsızın hiç mi suçu yok? Kumpas kurulan düzeni kim kurdu? İşte böyle ayağınıza dolanır, kendi kendinizi ele verir, kendi kurduğunuz düzenin altında kalırsınız. Birbirlerine düşer, battıkça çırpınır, çırpındıkça batarlar.

Engin Alan olmak böyle bir şeydir işte. İmanınız, vatan aşkınız sarsılmazdır. Çelik iradeniz, en zalimi bile pişman ettirir. Karşınızda çaresiz kalanlar, çareyi sizi selamlamakta, size yaptıklarını itiraf etmekte bulurlar. Sonra da yaptıklarının utancını ortadan kaldırmak için seferber olurlar. İmralı’daki katiliden sonra, işbirlikçilerini paketlemek de size nasip olacaktır.

Engin Alan olmak, dürüst olmaktır. Lekesiz olmaktır. Kısacası adam olmaktır.

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU