Dolar 32,5258
Euro 34,9344
Altın 2.439,87
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 19°C
Cts 16°C
Paz 17°C
Pts 18°C

ERDOĞAN: BUNU BIZE YUTTURAMAZLAR

ERDOĞAN: BUNU BIZE YUTTURAMAZLAR
15/01/2014 17:12
A+
A-

AB ülkelerinde, HSYK ile ilgili oturmuş bir sistem yokken,Türkiye’nin HSYK düzenlemesi ile ilgili beyanatta bulunmak kimsenin haddi değildir.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 6. Büyükelçiler Konferansı için Ankara’da bulunan büyükelçilere Vilayetler Evi’nde yemek verdi. Erdoğan burada yaptığı konuşmada, son dönemde Türkiye’de yaşanan olayların iyi analiz edilmesinin ve dünyaya doğru şekilde aktarılmasının hayati önem taşıdığını belirterek, “Türkiye’de 17 Aralık tarihinde başlayan süreç yolsuzluk kılıfına gizlenmiş bir darbe girişimidir. 17 Aralık süreci bir paket içinde bir kaç hedefi vurmayı amaçlayan bir süreçtir. Paketin muhtevasıyla ambalajı arasında çok ciddi farklılıklar olduğunu hepimiz gördük ve görüyoruz. Ambalajda yolsuzluk iftirası varken, paketin içinde demokrasiye, milli iradeye, siyasete özellikle de çözüm süreci ve dış politikaya yönelik aleni sabotaj olduğu bugün artık net bir şekilde ortaya çıktı, daha çıkacak yalnız onu söyleyeyim, daha bitmedi” dedi.

“ADETA DÜĞMEYE BASILMIŞ GİBİ”

“17 Aralık komplosu çok farklı vasıtalarla, çok farklı ittifaklarla ortaya çıktı” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bir örgütün, emniyet ve yargı içinde mensupları operasyonun taşeronu olurken, siyasi partilerin, belli medya kuruluşlarının, sermaye çevrelerinin, yurt dışında bazı odakların operasyonda müttefik olarak görev aldığını görüyoruz. Adeta düğmeye basılmış gibi içeride ve dışarıda eş zamanlı hareket eden, operasyona destek veren kesimler var. Burada asıl önemli olan darbe girişimiyle paralel yürütülen algı operasyonudur. Algı operasyonu Türkiye içinde tutmamıştır, geri tepmiştir. Şu anda gerek bizim meydanlarda şahit olduğumuz manzara, gerek yaptırdığımız anketler, manzara halkın büyük çoğunluğunun bunun bir hukuki operasyon değil bir darbe girişimi inancında olduğunu teyit etmektedir”

“KENDİ VATANLARINI YURT DIŞINDA KARALIYORLAR”

Başbakan Erdoğan, hem bu darbe girişimi, hem de algı operasyonunu yapanların yurt dışında Türkiye’yi, kendi vatanlarını karalamak için de büyük gayret içinde olduklarını ifade ederek, “Hiç kuşkusuz bu tavır bir ihanettir. 17 Aralık’tan beri gerek o malum örgüt, gerekse onun müttefikleri şunu yapıyorlar; Türkiye ekonomisine ağır darbe vurmaya çalışıyorlar. Faizlerin yükselmesi için gayret sarf ediyorlar, uluslar arası yatırımcıları tedirgin etmek için her yolu kullanıyorlar. Türkiye’nin enerji politikalarını sabote etmeye çalışıyorlar. Dış politikada açık bir şekilde elimizi zayıflatmak istiyorlar. MİT’in çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar. Türkiye’nin demokrasi yürüyüşünü engellemek istiyorlar. En önemlisi de Türkiye’nin dünyandaki imajını bozmak için ciddi mesai sarf ediyorlar. Bu çabalar ihanet dışında bir kavramla izah edilemez. Zira bu operasyonda hedef bir hükümet, bir parti değil, bir ülkedir. Bir ülkenin çıkarlarıdır. Bir ülkenin milli kurumları ve milli politikadır. Hedef hükümet ya da parti değil, Türkiye’dir, 76 milyonun ta kendisidir” diye konuştu.

“BİZE YUTTURULACAK ŞEYLER DEĞİL, BİRAZ OKUMA YAZMA BİLİYORUZ”

Büyükelçilere, “İçerde algı operasyonunu nasıl bozduysak dışarıda da birlikte bozacağız” diye seslenen Erdoğan şöyle devam etti:

“Ama burada hiçbir arkadaşımızın bu konularda ihmalkar davranmaması gerekir. İlgili bütün mercilere bu gerçekleri anlatmanız gerekir. Çünkü yaklaşım tarzları farklı. Örneğin AB üyesi ülkelerde, HSYK ile ilgili oturmuş bir sistem yokken, her ülke kendine has bir HSYK düzenlemesi yaparken, Türkiye’nin HSYK düzenlemesi üzerinde bir açıklamada bulunmak kimsenin haddine değildir. Eğer oturmuş bir şey varsa bunu bilelim ama biz bu çalışmamızı yaparken bütün bunları A’dan Z’ye inceledik. İspanya’da, İtalya’da, Hollanda’da, Almanya’da nedir… Bir bakıyoruz ki her yerde seçilmişin ciddi manada etkinliği var, attıkları adımlar var. Kralın, hükümetin hepsinin buralarda seçici olduğunu görüyoruz ama kalkıp da AB’nin müktesebatına aykırıdır gibi tespitler, kusura bakmasınlar bize yutturulacak şeyler değil. Biraz okuma yazma biliyoruz, ne var ne yok bunu da görüyoruz. Bu noktada sizlere çok önemli vazife düşüyor. Türkiye’deki gerçek manzarayı, gerçek fotoğrafı muhataplarınıza anlatmanızı, muhataplarınıza doğruları aktarmanızı, topyekün Türkiye’yi hedef alan bu ihanet operasyonu bozman için daha fazla gayret sarf etmenizi bekliyoruz. Bunun bir yolsuzluk operasyonu değil, yolsuzluk operasyonu görünümde bir darbe girişimi olduğunu özellikle vurgulamanızı sizlerden rica ediyorum. Bizim yolsuzluk konusunda ne kadar hassas olduğumuzu bilinen bir şeydir. Cumhuriyet tarihinde Türkiye’nin milli geliri 230 milyar dolardır. 10 yıl içerisinde geldiğimiz nokta 800 milyar doları aşmıştır. Yolsuzlukların egemen olduğu bir ülkede siz milli geliri buraya getirebilir misiniz? Eğitimde, sağlıkta attığımız adımlar ortadadır. 79 senede bu ülkede 6 bin 100 km bölünmüş yol yapılmıştır ama biz 10 seneye 17 bin km bölünmüş yol sığdırdık. Yolsuzlukların olduğu bir ülke bunları gerçekleştirebilir mi? İşte buyurun Marmaray, üçüncü köprü.. Atılan adım bu üçüncü köprüye yönelik çok enteresandır, 3. köprünün yüklenicileri üzerinde operasyon yapılıyor. Bu neyi gösteriyor, ‘biz sizin yolunuzu keseriz, yürüyemezsiniz.’ Bunların anlatılması lazım.”

“DEĞİŞİKLİK, YARGI İÇİNDEKİ İLLEGAL ÖRGÜTLENMEYE YÖNELİK BİR MÜCADELE”

Hükümetin yargıda yapmaya çalıştığı değişliğin yargıya müdahale olmadığını savunan Erdoğan, “Yargı içindeki illegal örgütlenmeye yönelik bir mücadeledir” dedi. Erdoğan, “Bu örgütün gerçek yüzünün de artık yurtdışında deşifre edilmesi gerekiyor. Yapılanması, hırs ve arzuları net bir şekilde ortaya çıkan, tehlikenin boyutları artık aşikar hale gelen bu örgütün muhataplarınız nezdinde daha iyi bilinmesi önem arz ediyor. İşte bu örgütün başta emniyet ve yargı olmak üzere, devlet kurumlarında örgütlenerek inşa ettiği korku imparatorluğunun iyi anlaşılması ve iyi anlatılması gerekiyor. İngilizce ve diğer dillerde yurtdışına yapılan sistemli bilgilendirmelerin birer dezenformasyon olduğunu, itibar edilmemesi gerektiğini vurgulamanızı istiyoruz. Biz zaten çeşitli vasıtalarla bu bilgilendirmeleri yapacağız ancak asıl yük, asıl sorumluluk hiç kuşkusuz tek tek büyükelçilerimizin omzundadır” diye konuştu.

“İHANETİN HESABI SORULACAK”

“17 Aralık komplo sürecinde”, Türkiye üzerinde oynanan kirli bir başka oyunun da terör meselesi olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları dedi:

“Bu ihanet şebekeleri, Türkiye’nin uluslararası teröre destek verdiği algısını yaymak için alçakça bir kampanya yürütüyorlar. Hiç kuşkusuz bu alçakça ve haince kampanyanın tutma ihtimali, başarıya ulaşma ihtimali yoktur. Terörün acısını 30 yıl çekmiş bir ülke olarak terör karşısındaki tavrımız son derece nettir. Terör örgütlerinin başındaki hiçbir sıfatı önemsemeyiz. Bölücü, dini, etnik, mezhepsel terör gibi ayrımları bizler asla kabul etmiyoruz. Bizim için terör sadece terördür. Nerede olursa olsun, kim tarafından yapılırsa yapsın terörü şiddetle kınarız, terörle aramıza tereddüt etmeden mesafe koyarız. Yok El Kaide imiş yok El Nusra imiş, yok şuymuş, yok buymuş… Hepsi bizim karşımızdadır, biz onların karşısındayız. Uluslararası terörle mücadele noktasında Türkiye kendisini ispat etmiş bir ülkedir. Buradaki niyetin ne olduğunu sizler de çok iyi biliyorsunuz. Bizden bu yolla Mavi Marmara’nın, Filistin’deki, Suriye’deki, Mısır’daki insani duruşumuzun intikamını alacaklarını sanıyorlar. Kusura bakmasınlar, Türkiye’nin ve hükümetimizin üzerine ‘teröre destek veriyorlar’ itham ve iftirası asla yapışmaz. Bu gayretin içinde olanlar beyhude çabalıyorlar. Bu ihanetin hesabı mutlaka kendilerinden sorulacaktır.”

“17 ARALIK DEMOKRATİKLEŞME KAPISINI ARALAYACAK”

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin farklı türden saldırıları geçmişte de yaşadığını ve akim kalan her saldırının, her darbe girişiminin demokratikleşme reformlarına ivme kazandırdığını belirtti. Erdoğan, “17 Aralık darbe girişimini de hiç kuşkunuz olmasın Türkiye’nin demokratikleşme çabalarına ciddi bir kapı aralayacaktır. Demokrasinin önündeki birçok direnç, yaptığımız bu mücadelenin ardından ortadan kalkacak, engeller aşılmış olacaktır” dedi.

100. YILINDA 1915 UYARISI

Başbakan Erdoğan, konuşmasında Büyükelçileri 1915 olaylarının yıldönümü konusunda da uyardı. Erdoğan şöyle konuştu:

“100. yıldönümü vesilesiyle Birinci Dünya Savaşı’nın yıl boyunca çeşitli etkinliklerde değerlendirilecek olmasını ben şahsen çok önemsiyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyükelçileri olarak Birinci Dünya Savaşı’na ilişkin tüm etkinlikleri dikkatle takip etmenizi bu savaştaki en önemli devlet olan Osmanlı’nın bakiyesi bir devletin büyükelçileri olarak etkinliklere katkı sunmanızı özelikle rica ediyorum.

Önümüzdeki yıl da 1915 olayları olarak bilinen hadiselerin de 100. yıl etkinliklerine şahit olacağız. 1915 hadiselerinin objektif, bilimsel, gerçekçi şekilde ele alınabilmesi için hepimizin hazırlıklı ve donanımlı olmamız gerekiyor. Ermeni diasporası 1915 olaylarını farklı ve tek yanlı şeklide aksettirmek, tarihi gerçekliğinden koparıp siyasi kampanyaya dönüştürmek için hazırlıklarını yapıyor. Bunun karşısında biz, tarihi, bilimi, bilimsel verileri öne çıkararak bu siyasi kampanya, bu kara propaganda karşısında dik bir duruş sergileyeceğiz.”