Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 17°C
Sal 18°C

ERDOĞAN: GELİR UÇURUMUNU HESAP GÜNÜNDE İZAH EDEMEYİZ

ERDOĞAN: GELİR UÇURUMUNU HESAP GÜNÜNDE İZAH EDEMEYİZ
27/11/2014 15:06
A+
A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam ülkelerinin insani ve siyasi manada tarihinin en büyük krizlerini yaşadığını söyledi. İslam ülkeleri arasındaki gelir uçurumuna değinen Erdoğan, “Hepimiz Allah’a, hesap gününe inanıyoruz. Böyle bir gelir uçurumunu hesap gününde, o yüce mahkemede izah edebilmenin asla yol yoktur.” dedi.

Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 30. İslam Konferansı Örgütü Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi’nin (İSEDAK) açılış konuşmasını yaptı.

İslam ülkeleri arasında gelir uçurumu olduğunu söyleyen Erdoğan, “Ekonomik anlamda bu kadar iyi olan İslam ülkeleri, insani ve siyasi manada tarihinin en büyük krizlerini de eş zamanlı olarak yaşıyor. Bazı üye ülkelerimiz kişi başı milli gelirde dünyada en üst sıralarda yer alırken birçok üye ülkemiz de ne yazık ki en alt sıralarda yer alıyor. 57 üye ülkemizden 21 tanesi Birleşmiş Milletler ‘en az gelişmiş ülkeler’ kategorisinde bulunuyor. Nihayetinde hepimiz insanız. İnanın bu tabloyu kendi nefislerimize izah edebilmenin yolu yoktur.” şeklinde konuştu.

“Ayrıca hepimiz bir Allah’a inanıyoruz. Hepimiz hesap gününe inanıyoruz.” diyen Erdoğan, “Kendimize, nefsimize, vicdanımıza izah edebilsek bile böyle bir gelir uçurumunu hesap gününde, o yüce mahkemede izah edebilmenin asla yol yoktur. Hepimiz, günde birkaç hurma ile açlığını bastıran bir Peygamberin ümmetiyiz. Hepimiz kendisi aç olduğu halde, ailesi torunları aç olduğu halde hediye edilen birkaç hurmayı komşularına, kardeşlerine hediye eden yani paylaşan, hayatı boyunca sofradan bir kez olsun bile tam doymadan kalkan bir Nebi’nin takipçileriyiz. Komşusu açken tok yatanı çok ağır şekilde uyaran bir Rehber’in arkasından gidiyoruz. Kardeşliğin ve paylaşmanın dini İslam’ın mensupları olarak mevcut manzarayı izah edebilmenin ve meşrulaştırmanın yolu olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

‘RABBİM, ‘ADALETİ TESİS EDİNCEYE KADAR ZULMEDENİN KARŞISINDA TARAF OLUN’ DİYE İKAZ EDİYOR’

İslam coğrafyasının tarihinde hiç olmadığı kadar kanla, gözyaşıyla, çatışmayla anılır hale geldiğini ifade eden Erdoğan, “Hemen her gün farklı ülkelerde birkaç tane Kerbela’ya şahit oluyoruz. Her gün kardeşlerimiz can veriyor, her gün çocuklarımız ölüyor. Çocuklarımız öksüz ve yetim kalıyor. Kadınlarımız ölüyor. En emin olması gereken mescitlerimiz, türbelerimiz ne yazık ki yine bizzat Müslüman olduğunu iddia edenler tarafından alçakça, barbarca, vahşice katliam mekanlarına dönüştürülüyor. Kendi mescitlerimizi kendilerini Müslüman diye tanıtan canilerden emin hale getiremediğimiz için, işte en kutsal mekanlarımızdan biri Mescid-i Aksa gözlerimizin önünde barbarların postallarıyla çiğneniyor. Sesimiz çıkıyor mu? Konuşabiliyor muyuz? Hayır.” diye konuştu.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler gerek içimizdeki sorunları, gerek dışarıdan gelen saldırıları durduracak hem coğrafyamızda, hem yeryüzünde barışı kalıcı tesis edecek güce sahibiz. Eğer istenirse Irak’ta akan kanı durdurmak mümkün olabilir. Eğer arzu edilirse Suriye’de çocukların ölmesinin önüne geçilebilir. Rabbim bize ikazlarda bulunuyor. Bu ikazlar içerisinde ‘adaleti tesis edinceye kadar zulmedenin karşısında taraf olun’ diyor. Her şey açık, net ortada. Eğer birlik olunursa, birlikte hareket edilirse neredeyse bir asırdır devam eden Filistin’in yalnızlığı ayıbına derhal son verilebilir. Bizim sorunlarımızı dışarıdan biri gelip çözmeyecek. Sorunlarımızı sadece biz çözebiliriz. Açık söylüyorum; dışarıdan gelenler İslam coğrafyasının petrolünü seviyorlar, altınlarını seviyorlar, elmaslarını seviyorlar, ucuz iş gücünü seviyorlar. Çatışmalarını, kavgalarını, anlaşmazlıklarını seviyorlar. İnanın bizi sevmiyorlar. Yüzümüze dost gibi görünenler bizim ölümüzü, bizim çocuklarımızın ölüsünü seviyorlar. Buna daha ne kadar seyirci kalacağız? Daha ne kadar sabredecek, daha ne kadar tahammül edeceğiz? Acı manzaralar karşısında daha ne kadar mazeretlere sığınacağız?”

cihan