Dolar 32,5453
Euro 34,9629
Altın 2.424,97
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 21°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 19°C

ERDOĞAN, POLİS MEMURLARINI KABUL ETTİ

ERDOĞAN, POLİS MEMURLARINI KABUL ETTİ
07/04/2016 15:19
A+
A-

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu vatanda operasyon kimseye yaptırmayız. Yapmaya gayret edenler işte bugün olduğu gibi bedelini bu şekilde öderler ve ödemeye de devam edecekler.” dedi.

Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan, “Bazı emniyet müdürlükleri binalarının üzerinde gördüğüm çok güzel bir söz var, ‘Herkesin polisi kendi vicdanıdır, polis vicdanı olmayanların karşısındadır.’ Gerçekten de ister hırsız ister katil ister terörist olsun, başkasının canına ve malına kasteden kişinin vicdanı olmaz. Sizler, işte bu vicdansızlarla mücadele ederek, devlet olmanın temel gereği olan toplumun güvenlik ve adalet ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunuyorsunuz.” dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde polis teşkilatının kuruluşunun 171. yılı dolayısıyla çeşitli illerde görev yapan polis memurlarını kabul etti.

Polis teşkilatının kuruluşunun 171. yıl dönümünün ülke, millet ve tüm polislere hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kuruluşundan bugüne kadar teşkilat bünyesinde en alt rütbesinden en üst rütbesine kadar hizmet veren tüm polislere şahsı ve milleti adına şükranlarını ifade etti.

Şehitlere Allah’tan rahmet dileyerek, gazileri hürmetle yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün 81 vilayetin tamamında vatandaşın can ve mal güvenliği ile kamu düzenini sağlamak için görev yapan 260 bin polisin her birini ayrı ayrı tebrik ettiğini, terörle mücadelede görev alan polisleri özellikle kutladığını bildirdi.

Terörle mücadele operasyonlarının başladığı temmuz ayından bu yana 153 polisin şehit verildiğini, binin üzerinde polisin de yaralandığını anımsatan Erdoğan, terörle mücadele sırasında şehit düşen polisler için Allah’tan rahmet, yakınlarına ve çalışma arkadaşlarına sabır dilerken, yaralılara da şifa temennilerini aktardı.

Adli olaylarda da şehit edilen polislere rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaralılara da şifa temennisinde bulundu.

– “Başkasının canına ve malına kasteden kişinin vicdanı olmaz”

“Ülkesinin ve milletinin güvenliği için kendi canlarını ortaya koyan polislerimize şükran borcumuzu asla ödeyemeyiz” ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:

“Bazı emniyet müdürlükleri binalarının üzerinde gördüğüm çok güzel bir söz var, ‘Herkesin polisi kendi vicdanıdır. Polis vicdanı olmayanların karşısındadır.’ Gerçekten de ister hırsız ister katil ister terörist olsun, başkasının canına ve malına kasteden kişinin vicdanı olmaz. Sizler, işte bu vicdansızlarla mücadele ederek, devlet olmanın temel gereği olan toplumun güvenlik ve adalet ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunuyorsunuz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Siyasette, ticarette, sağlıkta, eğitimde, hukukta ve diğer tüm alanlarda nasıl çürük elmalar olabiliyorsa, elbette polisimiz içinde de yanlış yola sapanlar çıkabiliyor. Bunlar üzerinden tüm teşkilatın suçlanması, tüm polislerin töhmet altında bırakılması asla kabul edilemez. Haksız yere polislerimizi yıpratmaya, onların fedakarlıklarını küçük görmeye, itibarlarını zedelemeye kalkan herkes önce beni karşısında bulur. Dolayısıyla sizin meseleniz benim meselemdir, size yapılan saldırı bana yapılmış saldırıdır. Sizlerden görevlerinizi arkanızda cumhurbaşkanının, devletin, hükümetin desteği, teşviki, duası olduğunu bilerek yürütmenizi istiyorum.”

– “Her türlü hain mihrakın da hedefi durumunda”

Devletin ve milletin göz bebeği olan emniyet teşkilatının bu misyonu sebebiyle, her türlü hain mihrakın da hedefi durumunda olduğuna dikkati çeken Erdoğan, “Terörist, silahıyla milletin üzerinde tahakküm kurmasını engellediği için, hırsızı, dolandırıcısı, kaçakçısı rahatça çalıp çırpmasına izin vermediği için, uyuşturucu satıcısı, gençlerimizin zehirlenmesine mani olduğu için, mafyası, çetecisi, vatandaşlarımızın başına musallat olmasının önüne geçtiği için polisimizi sevmiyor. Zaten bu kesimler polisi sevmeye başlamışsa orada bir sıkıntı var demektir. Hemen müdahale edilmesi lazımdır.” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu vatanda operasyon kimseye yaptırmayız. Yapmaya gayret edenler işte bugün olduğu gibi bedelini bu şekilde öderler ve ödemeye de devam edecekler.” dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde polis teşkilatının kuruluşunun 171. yılı dolayısıyla çeşitli illerde görev yapan polis memurlarını kabul etti.

Polisin içine sızarak teşkilatı ve mensuplarını kendi hain emellerine alet etmek isteyenlerin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu tür teşebbüsler küçük çaplı dahi olsa geçmişte de yaşanıyordu ancak son karşılaştığımız sıkıntı öncekilerin hiçbiriyle mukayese edilemez büyüklüktedir.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, devlet içindeki her kurumun önemli ve kritik olduğunu belirterek, emniyet ve adalet teşkilatlarının doğrudan insanların hayatlarını etkileyen yönleriyle diğerlerinden farklı konumda bulunduğunu ifade etti.

“Hele hele bu iki kurumun birden aynı şer yapının kontrolüne geçmesi tam anlamıyla bir fecaattır. Türkiye işte bu faciayı yaşadı” diyen Erdoğan, “Paralel Devlet Yapılanması” adı verilen şer örgütünün özellikle emniyet ve adalet teşkilatları içindeki mensupları aracılığıyla ülkeyi uçurumun eşiğine getirdiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Geriye dönüp baktığımızda ülkenin ve milletin başını ağrıtan pek çok musibetin gerisinde bu yapının elemanlarının parmak, ayak izlerini görüyoruz. Benim ‘Tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet’ diye tarif ettiğim bu yapının millete yaptığı zulmü maalesef geç fark ettik. Esasen bu yapıyla ilgili çok daha önceden koyduğumuz rezervleri 17-25 darbe girişiminin ardından, tam bir temizlik harekatına dönüştürdük. Emniyet teşkilatımızda bu dönemde fiziksel ve zihinsel bir yeniden yapılanma sürecine girdik. Bu süreçle birlikte şu yapının veya şu şahsın değil, ülkenin ve milletin emrinde olan, adeta yerli ve milli yeni bir polis teşkilatı inşa ediliyor. Paralel Yapı’nın teşkilatımız üzerinde yol açtığı tahribat gerçekten çok ağır.”

Daha yapılacak çok iş olduğunu anlatan Erdoğan, “Emniyet teşkilatını yeniden devletinin ve milletinin emrinde, kendi hiyerarşisi içinde, hukuk devletine hizmet eden bir yapı haline getirme mücadelenizde sonuna kadar yanınızda olmayı sürdüreceğim.” ifadesini kullandı.

– “Sakın kula kul olmayın”

Sadece Allah’a kul olunduğunu, kula kulluk yapılamayacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sakın kula kul olmayın. Bizim inancımızda kula kulluk yok. Sadece Allah’a kulluk var. Bunu böyle bilmemiz, böyle inanmamız gerekir. Bizim devlet geleneğimiz de budur. Devlet geleneğimiz yaşadığımız bu tür sarsıntılara, saldırılara karşı güçlü mukavemet mekanizmalarına da sahiptir. Medeniyetimizin, tarihimizin, kültürümüzün gereği olarak insana, insan haklarına, hayata değer veren bir milletiz biz. Ama bu demek değildir ki varlığımıza, birliğimize, dirliğimize kastedenlere eyvallah edeceğiz. Asla.”

Mehmet Akif Ersoy’un “Zulmü Alkışlayamam” şiirinin, “Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum” dizelerini hatırlatan Erdoğan, “Millet olarak bizim böyle bir karakterimiz var. Bugün Güneydoğu bölgemizdeki birtakım ilçelerde kendi akıllarınca alan hakimiyeti kurmaya çalışan o teröristlerin anlamadıkları işte budur.” değerlendirmesinde bulundu.

– “Onlar paçavralarını tabutlarının üzerine sersinler”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti devletinin şefkati, merhameti, iyi niyeti, hoşgörüsünün başka hiçbir ülkeyle mukayese edilemeyeceğini vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:

“Tabi bunun da bir sınırı vardır. Peki o sınır nedir? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bu millet anlayışımızın çerçevesi nedir? Türk’ü ile Kürt’ü ile Laz’ı ile Çerkez’i ile Gürcü’sü ile Abhaza’sı ile Boşnak’ı ile Roman’ı ile 79 milyon biz tek milletiz. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız. Bunu geniş anlamıyla, anayasal anlamıyla, Türk milleti olarak tanımlarız. ‘Türk milleti’ dediğimiz zaman ‘Bunun içinde Kürt, Gürcü, Roman, Abhaza, Boşnak, Roman yoktur’ diyemeyiz. Hepsi bu kavramın içerisindedir. Biz bütün bu vatandaşlarımızı ‘Yaratılanı severiz, Yaradan’dan ötürü’ anlayışıyla severiz. Onun için bizde ayrımcılık yok. Bunu böyle bilecek, böyle inanacağız. Ülke ve millet olarak üzerinde yükseldiğimiz bu dört temelin ikincisi bayraktır. Bizim bayrağımız hiçbir bayrağa benzemez. Çünkü orada renk şehidimizin kanıdır, hilal bağımsızlığımızın ifadesidir, yıldız şehidimizin ta kendisidir. Öyle paçavralarla, şunlarla bunlarla asla. Onlar paçavralarını gitsinler, tabutlarının üzerine sersinler, biz ise bayrağımızı şehitlerimizin tabutunda kullanırız.”

– “Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz”

“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır” dizelerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Tek vatanımız var. 780 bin kilometrekareyle tek vatan. Bu vatanda operasyon kimseye yaptırmayız. Yapmaya gayret edenler işte bugün olduğu gibi bedelini bu şekilde öderler ve ödemeye de devam edecekler. Tek devlet. Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok. Yok ‘paralel devlet’miş, yok şu, yok bu devletmiş, böyle bir şey bizim ne kitabımızda ne değer yargılarımız içerisinde yok. Bu devlet bizim tesis ettiğimiz, inşa ettiğimiz, ihya etmeye çalıştığımız yapının ta kendisidir. ‘Siz milletimizin birliğine, bayrağımızın ifade ettiği değerlere, vatanımızın bütünlüğüne, devletimizin bölünmezliğine saldırdığınız an karşınızda güvenlik güçlerimizi bulursunuz bunu bilin’ diye bunlara devamlı haykırıyoruz. İşte bu noktaya geldiğinde de ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz. Bunun başka yolu var mı? Yok. Bir devletin toprakları üzerinde hakimiyet iddiasında bulunduğunuz anda bu bedeli ödemeyi de göze almak zorundasınız. ‘Ben elimde silahımla, bombamla, sokaklara, binalara döşediğim patlayıcılarla, büyük şehirlere saldığım canlı bombalarla her türlü eylemi yapayım. Devlet bana karışmasın’. Başka? ‘Bomba döşediğim sokaklara, binalara girilmezse patlama olmaz, silahımın önüne geçilmezse, ateş etmem. Bombanın yanına yaklaşılmazsa kimse zarar görmez’. Böyle bir anlayış dünyanın neresinde görülmüş? Böyle bir şey olabilir mi?”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Benim ülkemde tehdit oluşturan, benim vatandaşlarım için tehdit oluşturan ve bölgemi parçalayan, hendekler, çukurlar, bu tür yerleri açmak suretiyle devletin tüm imkanlarını bu yolda kullanan, devletin belediyeye gönderdiği mali desteği kalkıp da dağa gönderenler, karşılarında bu devleti bulacaklardır, bundan çıkış yoktur.” dedi.

Erdoğan, Polis Teşkilatının kuruluşunun 171. yılı dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde, çeşitli illerde görev yapan polis memurlarını kabul etti.

Erdoğan, kabulde yaptığı konuşmada, bölücü terör örgütüne yakın sivil toplum kuruluşlarının geçtiğimiz günlerde yayınladığı bir rapora dikkat çekerek, bu raporları yayınlayanların üzerine gidilmesini istedi.

“Sen neyin raporunu yayınlıyorsun? Böyle bir mantık, anlayış olabilir mi?” sorusunu yönelten Erdoğan, “Benim ülkemde tehdit oluşturan, benim vatandaşlarım için tehdit oluşturan ve bölgemi parçalayan hendekler, çukurlar, bu tür yerleri açmak suretiyle devletin tüm imkanlarını bu yolda kullanan, devletin belediyeye gönderdiği mali desteği kalkıp da dağa gönderenler, karşılarında bu devleti bulacaklardır, bundan çıkış yoktur. Bunu yapacağız.” diye konuştu.

Erdoğan, teröriste “terörist” diyemedikleri için bu zırvalara, saçmalıklara sarılanların, dökülen her damla kanın sorumluluğuna ortak olduğunu belirtti.

Batı ülkelerinin, terör tehdidi karşısında aldıkları önlemlerin onda birini Türkiye’nin alması halinde demokrasiden, özgürlüklerden, insan haklarından dem vurarak dünyayı ayağa kaldıracaklarına işaret eden Erdoğan, “Batı’da yaşayan insanlar terör tehdidine veya eylemine maruz kalınca her önlem mübah da konu bizim insanımız olunca niye ölçüler bir anda değişiyor?” ifadesini kullandı.

Erdoğan, Amerika’daki polis şiddetini gösteren bir video izlediğini aktararak, “İnanın o görüntülerin tek bir tanesi ülkemizde yaşansa sizi de bizi de perişan ederler” diye konuştu.

– “Onlar sabır abidesi oldu, öbürleri ise küfür abidesi”

Başbakanlığı döneminde işkenceyi ortadan kaldıran, işkence iddialarının üzerine kararlılıkla giden bir siyasetçi olmasına rağmen bazı kesimlerin kendisine demediklerini bırakmadığına dikkati çeken Erdoğan, “Bu işkenceleri ben de yaşadım ve geldiğimizde de bu işkenceleri biz kaldırdık. Karakollarımız korkulan, ürkülen yer olmaktan çıktı. İstisnalarını bir kenara koyalım, bir şefkat kapısı haline geldi. Buralara kolay kolay gelmedik.” değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, polislerin hukuk devleti ilkesine uygun olarak görevlerini en nazik şekilde yerine getirdiklerini, buna rağmen kimi zaman sözde siyasetçilerin polislere küfrederken, polislerin üzerine saldırırken onların sadece kalkanlarını tutmak suretiyle sabrettiklerini bildirdi.

“O küfredenleri, üzerine saldıranları dövebilirlerdi de ama dövmediler, sabrettiler. Onlar sabır abidesi oldu, öbürleri ise küfür abidesi oldular” diyen Erdoğan, şöyle devem etti:

“Kimi zaman meslek kuruluşu temsilcisi kimliğiyle, kimi zaman başka sıfatlarla sizlerin üzerine nasıl gelindiğini biliyorum, görüyorum, takip ediyorum. Terör örgütünün güdümündeki partinin özellikle milletvekillerinin, dokunulmazlık zırhlarının arkasına sığınarak polislerimizi nasıl tahkir ve tahrik ettiklerini, onlara nasıl hakaret ettiklerini üzüntüyle izliyorum. Benim de içim içime sığmıyor. Onun için sabrediyoruz, sabretmeye devam edeceğiz. Ama sabrederken de bir taraftan ülkemizin içindeki bu sıkıntıyı da bir an önce aşarak evelallah o arzuladığımız günleri de inşa edeceğiz.”

– “Peki, iyi güzel de arkamdan niye başka türlü konuşuyorsunuz?”

Erdoğan, anamuhalefet partisinin edep, adap yoksunu, hakareti, küfrü, yalanı, saldırganlığı siyaset sanan birtakım mensuplarının, polislere yönelik densizliklerine de zaman zaman şahit olduğunu belirtti.

Bu kişilerin içlerinin kin, nefret, husumet, çirkinlik dolu olduğundan polislerin karşında onları ortaya döktüklerini vurgulayan Erdoğan, salondaki polislere, “Siz, devleti temsil ediyorsunuz. Onlar istedikleri kadar debelensinler. Siz, vakur bir şekilde, milletimizin sizden beklediği vazifeyi yerine getirmeye devam edin” diye seslendi.

Erdoğan, Türkiye’nin bölgesinde yaşanan hadiselerin hiçbirine gözlerini kapatma, sırtını dönme hakkına sahip olmadığına işaret etti.

Son olarak Suriye krizinin başından beri, her gün varil bombaları, tanklar ve ağır silahlarla katliama uğrayanlara sahip çıktıklarına ve buna devam ettiklerine dikkati çeken Erdoğan, herkesin üzerinde ittifak ettiği hususun, “bu insani dram karşısında Türkiye’nin, adeta tüm insanlığın onurunu kurtardığı” olduğunu ifade etti.

ABD’de gerçekleştirilen Nükleer Güvenlik Zirvesi’nde görüştüğü tüm liderlerin kendisine, “Sizin bu yaptığınızı dünyada hiçbir ülke yapamaz. 3 milyon insana ev sahipliği yapıyorsunuz. Hiçbir destek verilmeden bunu yapıyorsunuz” dediğini aktardı.

Erdoğan, “Peki, iyi güzel de arkamdan niye başka türlü konuşuyorsunuz? Orada da ses yok. Bunlar böyle. Ama biz yaptıklarımızı, onlar memnun olsun diye yapmıyoruz.” dedi.

Türkiye’nin 13 yıl önce alan el olduğunu, şimdi de IMF dahi yardım etme gücüne gelen bir ülke konumuna ulaştığını, 3 milyon insanın şu anda ülkenin bütçesinden beslendiğini belirten Erdoğan, “Avrupa’dan gelir mi, buna bakmadık. Şu anda verilen sözler var. Verilen sözlerden gelen daha bir şey yok. Temenni ederim ki gelir” ifadesini kullandı.​

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin AB ülkeleri de dahil dünyanın birçok ülkesiyle suçluların iadesi anlaşması bulunduğunu, buna göre, Türkiye’de suça ve teröre karışmış, bulaşmış hükümlülerin iadesinin talep edildiğini belirterek, “Ancak anlaşmaya rağmen çoğu zaman bu ülkeler, eli kanlı canileri, terör örgütü liderlerini, kırmızı bültenle aranan suçluları dahi iade etmiyorlar. Geri Kabul Anlaşması’nda da durum aynıdır. Burada da takip edilmesi gereken bir süreç vardır, belli şartlar vardır. Şayet AB atması gereken adımları atmaz, taahhütlerini yerine getirmezse Türkiye de anlaşmayı uygulamaz. Şahsen benim onayımdan geçecek olan bu tür şeylerde asla bir iade onay almaz.” dedi.

Polis Teşkilatının kuruluşunun 171. yıl dönümü dolayısıyla çeşitli illerde görev yapan polis memurlarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabulünde konuşan Erdoğan, Türkiye’nin göçmenlere yönelik tutumunun, dünyada takdir toplandığını söyledi.

Amerika seyahatinde de “Suriye sınırını açık tuttuğunuz, teröre karşı mücadele ettiğiniz için teşekkürler” cümlesini birçok yerde, birçok kez duyduğunu anlatan Erdoğan, aynı şekilde Maryland’da, Türk-Amerikan Kültür ve Medeniyet Merkezi’nin açılışını yaptığını, burada da Amerika’nın dört bir yanından gelen farklı etnik kökene sahip kişilerle aynı hissiyatı paylaştıklarını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

“Onlar da bize aynı hissiyatı paylaşarak, hele hele Suriye, hele hele Iraklılar, onların gözleri yaşlı olarak bizlere teşekkürleri çok çok farklıydı. Bu teşekkürler hepimize. Sadece Suriye meselesinde değil daha önce Irak’ta, Bulgaristan’da, Bosna’da, Kafkasya’da, diğer yerlerde kardeşlerimiz sıkıntıya düştüğünde onlara gönlümüzü ve kapımızı her zaman açık tuttuk. Bizde misafir bereketiyle gelir, birlikte gelir, adeta rızkını beraberinde kendi getirir. Hani bizde temel esas haline gelmiş ‘Kendin için dilediğini başkaları için de dile’ diyor ya Yunus, milletimiz bu merhamet pusulasını kendine rehber edinmiştir. Ancak aynı insani duruşun, imkanları bizden kat be kat fazla olan ülkeler tarafından gösterilmediğini de acı bir şekilde gördük ve görüyoruz. DAİŞ gibi terör örgütleri ve bunların elinde katledilen binlerce insan ancak maktul kendilerinden olunca Avrupa ve dünya medyasında yer bulabildi. Mesela yatıyorlar kalkıyorlar Brüksel, Paris diyorlar. Ankara’yı, İstanbul’u, Lahor’u neden söylemiyorsunuz. Çok manidardır. Bunların yaklaşımı bu.”

– “Bizdeki 3 milyon insanın Türkiye’den çıkması anlamına hiçbir zaman gelmeyecek”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, giderek çetrefilleşen göçmen sorunu karşısında da Avrupalı liderlerin ancak kriz kendi kaplarına dayanınca çözüm arayışına girdiğine işaret etti.

İlki 29 Kasım’da, ikinci ve üçüncüsü 7 ve 18 Mart’ta gerçekleştirilen AB-Türkiye zirvelerinin en önemli gündem maddesinin bu konu olduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Yoğun temasların ardından 18 Mart’ta AB ile Türkiye arasında bir mutabakat sağlandı. Varılan bu mutabakatın birçok yönü bulunuyor. Mutabakatın amacı her şeyden önce Ege’de can kayıplarının önlenmesi, göçmen kaçakçılığı zincirinin kırılarak yasa dışı göçün yasal göçle ikame edilmesidir. Bununla birlikte müzakere sürecimizdeki tıkanıkların aşılarak ilişkilere ivme kazandırması ve vatandaşlarımızın haziran ayı sonuna kadar Schengen bölgesine vizesiz seyahatlerinin sağlanması hedefleniyor.”

Erdoğan, bu mutabakatın 4 Nisan itibarıyla hayata geçirilmeye başlandığını hatırlatarak, Yunan adalarından gelen göçmenlerin kabulüyle eş zamanlı olarak Suriyelilerin AB ülkelerine legal yollardan gönderildiğini söyledi.

Mutabakatın özünün eşzamanlılık olduğuna işaret eden Erdoğan, Yani bire bir, böyle bir formül var. Kabul edilen her illegal göçmen için ülkemizden bir Suriyelinin legal yollardan AB ülkelerine yerleşmesi sağlanacaktır. Bu tabii bizdeki 3 milyon insanın Türkiye’den çıkması anlamına hiçbir zaman gelmeyecek, bunu da böyle bilelim. 4 Nisan’da Yunan adalarından 202 düzensiz göçmen alındı, karşılığında 78 Suriyeli Almanya, Hollanda ve Finlandiya’ya gönderildi. Bu göçmenler bizim belirlediğimiz listelerden alınan göçmenlerdir. Bu değişim, önümüzdeki günlerde 72 bin sayısına ulaşıncaya kadar devam edecek.” dedi.

Türkiye’de şu anda 3 milyon göçmenin bulunduğunu dile getiren Erdoğan, bunun sadece 280 bininin çadırlarda ve konteyner kentlerde olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 72 bin kişinin karşılıklı olarak yeniden yerleştirilmesi sağlanınca, AB ile durumun tekrar ele alınacağını, planlamaların yeniden yapılacağını vurgulayarak, “Yine varılan mutabakat uyarınca AB, ülkemizin yükünü hafifletmek için Suriyelilerin ihtiyaçlarında kullanılmak üzere bize bir söz verdi. Önce 3 milyar, akabinde de 2018 yılına kadar 3 milyar daha olmak üzere toplam 6 milyar avro katkı sağlayacak. Aslında AB attığı bu adımlarla çok daha önce yapması gereken bir sorumluluğu, insani vazifeyi bir nebze olsun yerine getirmiş olacak. Olacak diyorum. Daha oldu demiyorum. Olduğu zaman oldu deriz. Verilen destekleri de hiçbir zaman gizlemeyiz. Biz öyle bir milletiz. Mesele Ege’deki faciaların önüne geçmek.” ifadelerini kullandı.

– “Yalan yanlış bilgilerle konunun çarpıtılmaya çalışılmasından üzüntü duyuyoruz”

Denizlerden 100 bine yakın insanın toplandığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Ama birileri de botları delmek suretiyle o göçmenlerin ölümüne neden oldu. İnsan tacirlerine fırsat vermemek için kontrollü bir şekilde göçü idare etmemiz gerekiyor ve bunu biz yapıyoruz. Ancak bakıyorsunuz baştan beri bu meseleyi felaket tellallığı yaparak çarpıtmaya da gayret ediyorlar. Gönderilenlerin tamamını Türkiye geri alacakmış, Türkiye tampon bölgeye dönecekmiş gibi aslı astarı olmayan ifadelerle, yalanlarla milletimizi tedirgin etmeye çalışıyorlar. Geri Kabul Anlaşması’nın sorgusuz, sualsiz, şartsız iadeyi mümkün kıldığını iddia ediyorlar. Bu da hakikati tahrif etmektir. Böyle bir şey yok. Zira geri kabul, ilgili ülkenin onayı ve rızasıyla yapılabilir. Bu onay ve rıza olmadan böyle bir şey yapılamaz.

Bizim AB ülkeleri de dahil, dünyanın birçok ülkesiyle suçluların iadesi anlaşmamız var. Bu anlaşmaya göre, ülkemizde suça ve teröre karışmış, bulaşmış hükümlülerin iadesini talep ediyoruz. Ancak anlaşmaya rağmen çoğu zaman bu ülkeler, eli kanlı canileri, terör örgütü liderlerini, kırmızı bültenle aranan suçluları dahi iade etmiyorlar. Geri Kabul Anlaşması’nda da durum aynıdır. Burada da takip edilmesi gereken bir süreç vardır, belli şartlar vardır. Şayet AB atması gereken adımları atmaz, taahhütlerini yerine getirmezse Türkiye de anlaşmayı uygulamaz. Şahsen benim onayımdan geçecek olan bu tür şeylerde asla bir iade onay almaz. Çünkü her şey verilen söz neyse, mutabakat metni neyse o metne göre olur. Durum böyleyken yalan yanlış bilgilerle konunun çarpıtılmaya çalışılmasından üzüntü duyuyoruz. İnşallah Türkiye bu süreçten de alnının akıyla çıkacak, tüm dünyaya yeni bir insanlık dersi verecektir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bugün Türkiye, terörle mücadelede bu kadar zorlanıyorsa bunda paralel yapının istihbarat ve terörle mücadelede birimlerimize verdiği zararın önemli payı vardır.” dedi.

Polis Teşkilatının kuruluşunun 171. yılı dolayısıyla çeşitli illerde görev yapan polis memurlarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabulünde konuşan Erdoğan, polislerin kafasının rahat olması gerektiğini, evinde huzur içinde yaşadığı zaman işini en iyi şekilde yapacağını söyledi.

Polislerle ilgili son yıllarda pek çok önemli düzenleme ve iyileştirici çalışmalar yapıldığını anlatan Erdoğan, özlük hakları, terörle mücadeledeki ihtiyaçlar ve teknolojik altyapının güçlendirilmesi başta olmak üzere emniyet teşkilatını daha ileriye taşıyabilmek için gereken her çalışmayı destekleyeceklerini bildirdi. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle paralel yapının büyük tahribat verdiği istihbarat gibi, terörle mücadele gibi, kaçakçılık gibi alanlarda yeni ve daha güçlü bir yapının süratle oluşturulması şarttır. Bugün Türkiye, terörle mücadelede bu kadar zorlanıyorsa bunda paralel yapının, istihbarat ve terörle mücadelede birimlerimize verdiği zararın önemli payı vardır. Ben özellikle bu yapı içerisinde olan kardeşlerime sesleniyorum, başınızı iki elinizin arasına alın, düşünün ve ‘Ben kime hizmet ediyorum, nereye hizmet ediyorum, kime kulluk yapıyorum’ bunu ne olur iyi düşünün. Çünkü biliyorsunuz bizim temel ilkemiz, ‘Hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekiniz’, budur. Onun için bu hesabın başlangıç noktası burasıdır.”

Ölüm ötesinde herkesin şaşmaz bir terazide hesaba çekileceğini dile getiren Erdoğan, “Onun için birileri diyor ki ‘Filanca bize şah damarımızdan daha yakın’. Bakın bu çok tehlikeli bir ifadedir. Bize şah damarımızdan daha yakın olan sadece tek yaratıcı olan Allah’tır, daha başkası yoktur. Bu bizim uluhiyet anlayışımızı zedeler. Bizim uluhiyet anlayışımızda Allah’a eş yoktur. Bu ifadeler, Allah göstermesin, insanın ayağını kaydırır ve şirke götürür. Buna asla fırsat vermemiz gerekir. Ben bu teşkilatımızı tenzih ediyorum ama bunlara fırsat vermeden de bu yola bizim devam etmemiz gerekir. Çünkü birliğimizin ve beraberliğimizin temel taşları bunlardır. Bu itikadidir, bu bir akidedir. Eğer bu anlayışta sapma olursa orada ayağımız kayar ve tehlike orada başlar.” ifadelerini kullandı.

– “2023’te 85 milyonu yakalamış bir Türkiye olalım”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeniden yapılanma sürecinin bir an önce tamamlanıp, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına en üst düzeyde cevap verebilen bir çalışma düzeninin oturtulması gerektiğine işaret ederek, “Önümüzde ülkemizin ve milletimizin geleceğini ilgilendiren çok önemli bir yol ayrımı var. Ya 2023 hedeflerimizin yolundan gidip ülkemizi bir üst lige çıkartacağız ya da tıpkı 1990’larda olduğu gibi bitip tükenmek bilmeyen krizlerin içinde yuvarlanıp, gideceğiz.” dedi.

Salonda ön sıralarda genç polislerin oturduğuna dikkati çeken Erdoğan, bu polislerin 20-25 yıl öncesindeki Türkiye’nin durumunu tam bilmediklerini dile getirdi.

Erdoğan, şu anda inşa edilen yeni Türkiye’nin çok farklı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Artık bu Türkiye, herkesi hayran bırakan bir Türkiye. Şu anda yılda, az da olsa 1 milyon nüfus artışıyla bir Türkiye var, 79 milyona ulaşmış bir Türkiye var. Temennim odur ki yoğun bir şekilde hedefimiz, 2023’te 85 milyonu yakalamış bir Türkiye olalım diyoruz. Çünkü genç, dinamik bir nüfusla Türkiye, ekonomisiyle de çok daha güçlü bir konuma gelecek, bunu biliyoruz. Onun için bizim yolumuz 2023 yoludur. Sizleri bu yolda daha fazla gayret göstermeye davet ediyorum.”

Regaip Kandili’ni de tebrik eden Erdoğan, “Rabbim bizleri nasıl recepe kavuşturduysa şaban, ramazan aylarına da kavuştursun. Arkasından da Ramazan Bayramı’nı ülkemizde ve tüm İslam dünyasında bir bayram olarak kutlamayı da bizlere nasip etsin. Ülkemiz, milletimiz ve tüm Müslümanlar için hayırlara vesile olmasını Rabb’imden niyaz ediyorum. İnanıyorum ki bu dualar şehitlerimiz için, bu dualar gazilerimiz için ve bu dualar ülkemizin aydınlık yarınları için, tüm yakınlarımız ve ölmüşlerimiz için olacaktır. Hakk katında kabul ve karin olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu.

Erdoğan, yarın başlayacak üç ayların da milleti tüm bereketi ve rahmetiyle kuşatmasını, Suriye ve Iraklılar başta olmak üzere tüm mazlumların sıkıntılarının hafiflemesine vesile olmasını temenni eden Erdoğan, “Türk Polis Teşkilatının 171’inci kuruluş yıl dönümünü kutluyorum. Sizlerin şahsında, nezdinde tüm polislerimize yaptıkları çalışmalar, verdikleri mücadele için şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

– “Her şehit benim evladımdır, kardeşimdir”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından yurdun çeşitli yerlerinde görev yapan polislerle canlı bağlantı gerçekleştirdi, salondaki bazı polislere başarı belgesi verdi.

Antalya’da toplum destekli polislik şube müdürlüğü görevli polislerle canlı bağlantıyla konuşan Erdoğan’a EXPO’ya yönelik hazırlıklarla ilgili bilgi verildi, kentteki G-20 Zirvesi’nin başarıyla geçtiği anımsatıldı. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gerçekten G-20’de polis, güvenlik teşkilatımız Antalya’da çok farklı, bambaşka bir güvenlik başarısı sergiledi. Gelen tüm misafir liderler tarafından da bu övgüyle ele alındı. Hepsi bu konuda da şükranlarını, teşekkürlerini de bize ifade ettiler.” diye konuştu.

Erdoğan, daha sonra İstanbul’da İstiklal Caddesi’nde görev yapan önleyici hizmetler şube müdürlüğüne bağlı motosikletli polis timindeki polislerle canlı bağlantıyla konuştu.

Daha sonra Şırnak’ın İdil ilçesinde görev yapan özel harekat polisleriyle bağlantı gerçekleştirildi. Salondakilerin uzun süre alkışladığı bağlantı için Erdoğan, “Yiğit polislerimizi görüyoruz. Evelallah dimdik, her şeyleriyle orada tüm insanımız, halkımız, vatanımız için gerekli mücadeleyi sürdürmekteler. Rabbim yar ve yardımcıları olsun inşallah.” diye konuştu.

Çalışmalarına ilişkin bilgi veren Komiser Yardımcısı Hasan Yıldız, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının kendilerini olumlu etkilediğini belirterek, “Sayın Cumhurbaşkanım sizin desteğinizi arkamızda hissetmek bize büyük moral veriyor buralarda. Sizi yanımızda hissetmemiz çok büyük mutluluk.” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’dan bir isteklerinin olduğunu belirten Yıldız’ın, “Tek isteğimiz şehitlerimizin aileleri ve gazilerimize en iyi şekilde bakmanız. En iyi şekide baktığınızdan da şüphemiz yok.” sözleri üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Gerek başbakanlığım döneminde gerekse daha sonra şehitlerimizle, gazilerimizle ilgili olarak çıkardığımız yasa ve adeta ilanihaye devam edecek bir devlet desteği var. Bunların hepsi şehitlerimizle, gazilerimizle ilgili olsun devlet garantisi altındadır. Bunlar devam edecek. Evlatları varsa evlatlarına yönelik gerek eşlerine yönelik, gerek anne babalarına yönelik bu desteklerimiz devam edecektir. Eğitim, öğretim bu noktada üniversiteyi bitirene kadar bu destekler devletimiz tarafından devam edecektir. Aynı şekilde konut noktasında da TOKİ evlerinden konut edinme noktasında onlara verdiğimiz özel imkanlar var. Bunlar aynı şekilde devam edecektir.

Birçok hayırsever kardeşlerimiz şehitlerimize yönelik özellikle valilerimizi arıyor onlar da kendileri özellikle şehitlerimizin yakınlarına, belki bu tüm şehitlerimiz için olmuyor ama bazı illerde bu tevessülü valilerimiz yapıyor ve valilerimiz vasıtasıyla şehit yakınlarına bu tür konut edindirme adımları da atılmış vaziyette. Biz de teşvik ediyoruz, tavsiyede bulunuyoruz. Her zaman bunların takipçisi olacağız. Bundan şehit ailelerimiz hiçbir zaman rahatsız olmasınlar. Varsa en ufak bir sıkıntıdan muhakkak özel kalemimden beni haberdar etmelerini de kendilerinden rica ederim. İçişleri Bakanı’mı bu noktada haberdar etmelerinden ayrıca memnun olurum. Şunu bilesiniz ki her şehit benim evladımdır, kardeşimdir. Onların evlatları bizim evladımızdır. Yaşadığımız sürece evelallah biz de sahip çıkacağız, Türkiye Cumhuriyeti Devleti de sahip çıkacaktır. Çünkü bizde şehidin, gazinin yeri çok farklıdır, müstesnadır. Bundan endişe olmasın.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra terörle mücadelede kahramanca görev yapan polislere başarı belgesi verdi.

AA