Dolar 32,4455
Euro 34,7397
Altın 2.437,68
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

ERDOĞAN: “TÜRKİYE’YE YAPILMIŞ BİR SALDIRI NATO’YA YAPILMIŞ BİR SALDIRIDIR”

ERDOĞAN: “TÜRKİYE’YE YAPILMIŞ BİR SALDIRI NATO’YA YAPILMIŞ BİR SALDIRIDIR”
06/10/2015 21:13
A+
A-

Belçika’da bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Belçika Başbakanı Charles Michel ile görüşmesinin ardından Val Duchesse Şatosu’nda ortak bir basın toplantısı düzenledi.

Başbakan Michel Erdoğan ile görüşmesinde AB ilişkilerini ele aldıklarını belirterek, terörizmle mücadele konusunda işbirliği içinde olduklarını vurguladı.

“Terörizme karşı birlikte mücadele etmeliyiz” diyen Michel, Suriye’den gelen mülteciler konusunda ise “AB fonlarını kullanarak Türkiye’ye gerekli yardımları yapmak istiyoruz.” İfadelerini kaydetti.

Ardından söz alan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Osmanlı Belçika devletleri arasında 1838 yılında başlatılan resmi ilişkiler hangi sebeptendir bilemiyorum ilk defa bize nasip oldu. Biz gerçekleştiriyoruz. Resmi olarak bu ziyareti ilk defa gerçekleştiriyoruz.” dedi.

Mülteciler konusunda ise Erdoğan Suriye Türkiye arasındaki sınırın 911 kilometre olduğunu hatırlatarak sadece Suriye’den gelen mülteciler olmadığını, 350 kilometre Irak ile sınırımızın bulunduğunu ifade etti. Erdoğan “Türkiye’deki Suriyeli mülteciler 2 milyon, 350 bin de Irak’tan var. Biz ayrım yapmadan ülkemizde bunları ağırlıyoruz” dedi.

Erdoğan; “Sadece İstanbul’da 400 bin Suriyeli var. Bunun sosyolojik psikolojik travmaları oluyor. 280 bin kişi kamplarda. Bu konudaki harcamamız 7 milyar 580 milyon dolar. Bunun sadece 417 milyon doları dünyadan gelen destek” dedi.

Mülteciler konusunda “Açık kapı politikası uyguladık” diyen Cumhurbaşkanı, dünyanın bu olaya Aylan’dan sonra ilgi göstermeye başladığını ifade etti. Erdoğan, “Ne zaman ki Aylan olayı oldu dünya buna yaklaştı.” dedi.

Erdoğan Rusya’nın Türkiye’nin hava sahasını ihlal etmesi konusunda, “Bu tabi NATO’nun da sert bir ültimatomuyla karşılık bulmuştur. Buna tabi bizim sabretmemiz mümkün değil. Nitekim dün bu konuyla ilgili evvelsi gün de ne yazık ki arzu etmediğimiz bir takım adımlar atılmak durumunda kalmıştır. Bunu kabullenmek özellikle Türkiye’ye yakışmayacağı gibi NATO’nun da kendi prensiplerinin tamamen dışındadır ve buna karşılık tavrını NATO almıştır ve bundan sonra da alacağına kesinlikle inanıyorum. Çünkü Türkiye’ye yapılmış bir saldırı NATO’ya yapılmış bir saldırıdır.” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya konusunda ilişkin, “Rusya Türkiye gibi birçok işbirliğini yapmış olduğu dostunu de kaybederse, çok şey kaybeder, bunu da bilmesi lazım” dedi.

Val Duchesse Şatosu’ndaki kabulde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Michel’ın baş başa görüşmesinin ardından heyetler arası görüşmelere geçildi. Görüşmeler tamamlandıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Michel ortak bir basın toplantısı düzenledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belçika’ya yaptıkları bu ziyaretin ve gerçekleştirdikleri bu görüşmelerin iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni bir sürecin başlamasına vesile olacağını söyledi.

Türkiye’de 2,2 milyon Suriyeli, 300 bin Iraklı mültecinin bulunduğunu, Türkiye’nin gelen mültecileri, Müslüman, Ezidi ya da Hristiyan ayrımı yapmaksızın misafir ettiğini, sadece İstanbul’da 400 bini aşkın mültecinin olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mali harcamaların yanı sıra sosyolojik yıkımların, psikolojik travmaların olduğunu, Türkiye’nin mali masrafların yanı sıra bu türden sorunları da çözmek durumunda olduğunu belirtti. Irak ve Suriye’den gelenlere karşı, Türkiye’nin insani ve vicdani yaklaşımı gereği açık kapı politikası uyguladığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu yaklaşım sebebiyle de varil bombalarının, kimyasal silahların kullanıldığı Suriye’de kapımıza dayanmış bu insanlara ‘hayır giremezsiniz’ diyemezdik. Kollarımızı açtık ve kendilerini kabul ettik” dedi.

Yaşanan bu sorunu 5 yıldır dünyaya anlatmaya çalıştıklarını, ancak dünyada 3 yaşındaki Aylan’ın Akdeniz sahiline vuran cansız bedeni ile hareketlenme olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konuları yaptıkları görüşmede bu konuları ikili olarak değerlendirdiklerini söyledi. Suriye’de krizin sona ermesi, Esed’in bırakıp gitmesi konusunda farklı görüş ve yaklaşımların olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “350 bin insanın ölümüne neden olan bir devlet terörü estiren bir kişi şu anda Suriye’nin başındadır. Ancak bunu korumaya çalışanlar var. İran bunlardan biridir, Rusya bunlardan biridir” açıklamasında bulundu.

Rusya’nın Suriye’de kendine bir üs hazırlama gayreti içinde olduğuna ve bunun yanı sıra Türkiye’nin hava sınırlarını ihlal ettiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya’nın bu ihlal neticesinde NATO’nun sert bir ültimatomu ile karşılık bulduğunu ifade etti ve şunları ekledi: “Buna bizim sabretmemiz mümkün değildir. Nitekim bu konu ile ilgili maalesef arzu etmediğimiz adımlar atılma durumundadır. NATO buna karşı tavrını almıştır bundan sonra da alacağına inanıyorum. Çünkü Türkiye’ye yapılan saldırı, NATO’ya yapılmış bir saldırıdır. Bunun bilinmesi lazım. Rusya ile ilişkilerimiz malumdur. Ama Rusya Türkiye gibi bu konuda birçok iş birliğini yapmış olduğu dostunu kaybederse çok şeyini kaybeder, bunu da bilmesi lazım.”

Suriye’deki sorunun çözümünde üç başlık önerdiklerini bunlardan birinin terörden arındırılmış güvenli bölge olduğunu kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunu kimilerinin ‘tampon bölge’ şeklinde ifade ettiğini, oysa bunun yanlış olduğunu belirtti. Bu güvenli bölgeye, gerek Türkiye’den ülkesine döneceklere gerek bundan sonra güneydeki savaştan kaçanlara hizmet vereceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu bölge için gerekli alt yapı hazırlıklarının yapılması gerektiğini söyledi. Buna Avrupa Birliği ülkelerinin yanı sıra başka ülkelerin de katkı verebileceğini, Türkiye’nin de elinden gelen her türlü lojistik desteği vererek altyapı çalışmalarına girebileceğini sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyledi: “Bir çadır ve konteyner kent değil. Onların özgün mimarisiyle orada konutlar yapmak suretiyle bu insanları oralara yerleştirebiliriz. Çünkü onlar da kendi ülkelerine zaten dönmek istiyorlar. Suriye’dekiler de imkân olmadığı için zaten buralardan ayrılmak durumunda kalıyorlar.”

Açıklamasında bütün terör örgütleriyle bir ortak mücadele platformunun oluşması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benim teröristim iyi, seninki kötü anlayışı olmaz. Bakınız, El Nusra terör örgütü, DEAŞ’a karşı o da savaşıyor. Şimdi DAEŞ’la savaşıyor diye El Nusra iyi oluyor mu? Ama PYD ve PKK DEAŞ’la savaşıyor diye onu dost olarak ilan edenler var; böyle bir yanlışlık olamaz” diye konuştu.

Başbakan Michel ile görüşmesinin bir diğer maddesinin de Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci olduğunu açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılmasında herhangi bir engel kalmamış olan fasıllar ile ilgili konuştuklarını aktardı ve “Bu fasılların açılması hususunda bugüne kadar desteğini bizlerden esirgemeyen Belçika yönetiminin bundan sonra da aynı desteği vereceğinden hiç endişe duymuyorum” sözlerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye-Belçika ekonomik ilişkilerinin de görüşüldüğünü kaydederek, iki ülke arasındaki 7 milyar dolar civarındaki ticari hacmi, 20 milyar dolara çıkartma hedefinde olduklarını de sözlerine ekledi.

Başbakan Charles Michel de, terörizm ile birlikte mücadele etmekte kararlı olduklarını bu mücadelede her türlü olanağı seferber edilmesi gerektiğini belirterek, “Mücadelenin etkili bir şekilde yapılması gerekiyor, söylemlerde kalmaması, mücadelenin alanda verilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

DHA