Dolar 32,4905
Euro 34,9626
Altın 2.434,41
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 20°C
Az Bulutlu
İstanbul
20°C
Az Bulutlu
Cum 18°C
Cts 16°C
Paz 16°C
Pts 18°C

ERDOĞAN’DAN HEP AYNI SÖZLER

ERDOĞAN’DAN HEP AYNI SÖZLER
02/12/2013 00:31
A+
A-

Fethiye’deki toplu açılış töreninde konuşan Erdoğan diline yeniden ‘faiz lobisi’ni doladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin hiçbir ilinde ve ilçesinde oy oranlarına göre hizmet veren bir Hükümet olmadıklarını belirterek, “Bizim siyasetimiz korkutma, sindirme, istismar siyaseti hiç değildir. Biz, eser bırakmanın gayreti içindeyiz. Birlik, kardeşlik siyaseti üretiyoruz” dedi.
Başbakan Erdoğan, Fethiye Cumhuriyet Meydanı’nda toplu açılış törenlerine katıldı. Eser bırakmanın gayreti içinde olduklarını ve birlik, kardeşlik siyaseti ürettiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
“Bizim siyasetimiz korkutma, sindirme, istismar siyaseti hiç değildir. Türkiye’nin hiçbir ilinde, hiçbir ilçesinde oy oranlarına göre hizmet veren bir parti, Hükümet olmadık. Hakkari’de bizim milletvekilimiz yok diye ‘Biz oraya hizmet vermeyelim’ demedik. Oraya da eğitimde, sağlıkta ne gerekiyorsa götürdük, ulaşımda ne gerekiyorsa götürdük. Tüm bunları engellemelere rağmen yaptık, yapıyoruz. Aynı şey Şırnak’ta… Yine aynısını yapıyoruz. ‘Niye yapıyorsunuz?’ dediler. Dedik ki, yaparız. Burada insanlar var mı? Var. Benim vatandaşım var mı? Var. Burası Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları mı? Evet. Öyleyse, Batı’yı nasıl ihya ediyorsak, Doğu’yu, Güneydoğu’yu da öyle ihya edeceğiz, dedik. 780 bin kilometrekarelik vatan toprağını ihya etmediğimiz sürece bazı bölücü çevrelere malzeme vermiş olurduk. Bu malzemeyi vermeyeceğiz dedik. Şu anda Doğu, Güneydoğu, Doğu Karadeniz, Orta Anadolu tarihinde görmediği yatırımları bizim iktidarımızda gördü, bundan sonra da görmeye devam edecek. Muğla’da, 11 yıllık iktidarımız döneminde 5,4 katrilyon TL yatırım yaptık. Muğla’da birinci parti değiliz, demedik. Olması gereken neyse onu yapacağız, daha ideali neyse onu yapacağız. Seçim döneminde sandıklar kapanır, bizim için o oranlar gündemimizden çıkar. Biz, hizmet üretirken Türkiye haritasını önümüze alır, oy oranlarına göre muamele eden bir iktidar değiliz. 76 milyon bizim için birdir. Türkiye bizim nazarımızda birdir. Nerede insan varsa biz oraya hizmet götürmenin, eser inşa etmenin mücadelesi içinde olduk.”

-“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİNE BİLİMİN NAKIŞ NAKIŞ İŞLENMESİNİ İSTİYORUZ”-

Erdoğan, neredeyse Cumhuriyet tarihinde yapılmış olan derslikler kadar yeni derslik ve okul yaptıklarını vurgulayarak, “Bu okullarımızda doğru düzgün bilişim teknolojisi sınıfları yoktu. Biz bunları yaptık, okullarımıza bilgisayarlar gönderdik. Şimdi FATİH Projesi, biliyorsunuz okullarımızın bazı sınıflarına artık akıllı tahtaları yerleştirmeye başladık. Kara tahtadan akıllı tahtalara geçiyoruz ve artık kitabı, tablet bilgisayarlara giriyor ve artık yavrularımızın elinde sadece tablet bilgisayar ve bu bilgisayarlarla okuluna gidip geliyor. Bizden önceki iktidarlar çağın, modern dünyanın bilimde yaptıklarını yapıyorlar mıydı? Yapamadılar” dedi.
Fethiyelilere seslenen Erdoğan, “30 Mart’a kadar sizler çok daha farklı bir çalışmanın içerisine girmelisiniz. Daha güzel bir Fethiye için, daha güzel bir Muğla için bu adımları atacağız. Şu anda biz, bu seçimlere girerken, ortaya Muğla’dan Sıtkı Koçman Üniversitesi’nin Rektörü olan Mansur hocamızı büyükşehir belediye başkan adayı olarak ilan ediyoruz ve büyükşehir belediyesine artık bilimin nakış nakış işlenmesini istiyoruz. Artık büyükşehir belediyesi Muğla merkezle kalmayacak, Muğla’nın tamamına hizmet verecek. Ne kadar ilçe varsa, hepsine hizmet verecek” ifadelerini kullandı.

-“GÜNDEMİ BELİRLENEN DEĞİL, GÜNDEMİ BELİRLEYEN BİR TÜRKİYE VAR”-

2002 yılında, Türkiye’ye gelen turist sayısının 13 milyon olduğunu dile getiren Erdoğan, 2012 yılı sonunda 35,7 milyon turiste ulaşıldığını aktardı.

“O zaman AK Parti iktidara geldi, artık Türkiye’ye turist gelmeyecek, diyorlardı. Artık bunlar turizmi yasaklar, diyorlardı. O zaman turizm gelirimiz, 8,5 milyar dolardı. 2012 sonunda 29 milyar dolara ulaştık. 2013 yılında hem turist sayısı hem turizm geliri itibariyle 2012’yi geride bırakacağız” diyen Erdoğan, bunun, Türkiye’deki istikrar ve güvenle olduğunu söyledi.

Erdoğan, şimdi Türkiye’nin bölgesindeki ve dünyada etkinliğinin ve saygınlığının çok daha farklı olduğunu vurgulayarak, şunları ekledi:

“Artık gündemi belirlenen bir Türkiye yok, gündemi belirleyen bir Türkiye var. Dünyanın bütün başkentlerinde, gazetelerinde, televizyonlarında Türkiye konuşuluyor, tartışılıyor. Bundan 15-20 yıl önce yabancı basında Türkiye ile ilgili haber çıkınca olay oluyordu. Haftalarca bunları bizim medyamız haber yapıyordu; ama şimdi dünya medyası Türkiye’nin güzelliklerini yazıyor, Marmaray’ı yazıyor. Biz Pendik’i, Pekin’i Londra’ya bağlıyoruz. Muhalefet nerede? Onlar hala nasıl kulp takarız, buna bakıyorlar. İstanbul’a büyükşehir belediye başkanı olduğumuzda, İstanbul’da bir tane kongre merkezi yoktu. Cezaevine gitmeden önce bunun temelini atmıştım, Haliç Kongre Merkezi. O da 3 bin kişilik bir salon. Eskiden orası Haliç’i kirleten bir yerdi. Haliç’i temizledik, ardından onun temelini attık. Antalya’da da, Muğla’da da adımlar atalım, diyoruz. Buralarda da kış mevsiminde oteller kapalı olmasın, bunun adımlarını atalım. Bunu biz yaparız, bunlar yapamaz. Yaz-kış çalışan bir Muğla istiyoruz. Bunu biz yaparız. Ülke yönetimi bizim işimiz, yerel yönetim bizim işimiz. Göreve geldik, milli gelirimiz 230 milyar dolardı; ama şimdi milli gelirimiz 786 milyar dolar oldu. Paramızda 6 tane sıfır vardı. Akşam yatıyorlardı, sabah kalkıyorlardı; 1’in yanına bir sıfır koyuyorlardı. Eskiden delikli 2,5 kuruşa tuvalete giderdik. Bunların iktidarında 1 milyon TL ile tuvalete gider hale geldik. Bunların döneminde paramız pul oldu. Bizi dünya aleme rezil ettiler. Dedik ki, biz bu sıfırları atacağız. Atamazsınız, enflasyon patlar dediler. Attık; enflasyon patlamadı, çatladı. Bizden önce enflasyon 3 haneli rakamlara kadar çıkmıştı, şimdi tek hanelerde yüzde 6-7 civarında. Devletin borçlanma faizi yüzde 63’tü, şimdi yüzde 6-7’lere düştü.”

-“KREDİ KARTLARI FAİZ LOBİSİNİN EN BÜYÜK KAYNAĞI”-

Kredi kartlarının, faiz lobisinin en büyük kaynağı olduğunu belirten Erdoğan, “Kredi kartlarını almada lütfen hassas olun. Paranız kadar, yorganınız kadar ayağınızı uzatın. Ondan sonra bunlara malzeme olmayın. Evinizde ne var ne yok, alır götürürler. Göreve geldik, 9 ilimizde doğalgaz vardı. Şimdi 72 vilayetimizde doğalgaz var. Muğla’ya kadar da doğalgazı getirdik, ihale yapıldı. Şimdi istiyoruz ki, tüm Muğla, doğalgazın tadına ulaşsın. Her evde, istediğin her anda doğalgazı bulma şansı başkadır. Muğlamıza da artık doğalgaz gelmiş olacak, tüm ilçelerimize gelmiş olacak. İşte bunlar modern Türkiye’nin ayak sesleridir” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Vatandaşının kılık kıyafetinden korkan, görünüşünden korkan, ona göre vatandaşını sınıflara ayıranlardan, makbul ve makbul olmayan diye ayıranlardan büyük devlet olamaz” dedi.

Başbakan Erdoğan, Fethiye Cumhuriyet Meydanı’nda toplu açılış törenlerine katıldı. Burada yaptığı konuşmada, Fethiye isminin 1913 yılında Suriye’de Teberiye Gölü yakınlarında uçağı düşen şehit pilot yüzbaşı Fethi Bey’den geldiğini belirten Başbakan Erdoğan, ilk hava şehidi olan Fethi Bey’in kabrinin Şam’da, Emevi Camisi’nin yanı başında olduğunu anımsattı. Erdoğan, “Şimdi bize, ‘Suriye ile neden ilgileniyorsunuz’ diyenlere soruyorum. Bizim orada şehitlerimiz var. Adama sormazlar mı, ‘Fethi Bey’in orada ne işi vardı’. Fethi Bey oraya gittiyse iz bıraktı bize. Selahaddin Eyyübi oraya gittiyse iz bıraktı bize. Bizim Suriye ile ortak tarihimiz ortak medeniyetimiz var. Bizim Suriye’de kardeşlerimiz var. Gidin Çanakkale’ye oradaki şehitliklere bakın. Orada Suriyeli kardeşlerimizi göreceksiniz. Lübnanlı, Filistinli, Iraklı, Makedonyalı, Bosnalı, Kosovalı şehitlerimizi göreceksiniz. Nerede şehidimiz varsa biz oraya gideriz. 11 yıllık iktidarımızda ben Balkanlara sık sık gittim. Gitmemiz lazım. Orada tarihimiz var. Orada eserlerimiz, köprülerimiz, camilerimiz var. Orada medreselerimiz var. Gitmezsek ecdadımız, Fatih Sultan Mehmet bize sorar” diye konuştu.

-“BÜYÜK DEVLET EGE’Yİ KUCAKLADIĞI KADAR, DOĞU’YU DA, GÜNEYDOĞU’YU DA KUCAKLAYACAK”-

Kapılarını herkese kapatanın büyük devlet olamayacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Nerede mağdur muhtaç varsa biz oraya ulaşırız. Büyük devlet böyle olur. İçine kapanan büyük devlet olamaz. Kapılarını herkese kapatan büyük devlet olamaz. Hakkı savunmayan, haksızlık karşısında susan büyük devlet olamaz. Eğer biz Suriye, Mısır karşısında sussaydık, eğer biz Lübnan, Irak, İran meselesinde sussaydık, Afganistan, Somali meselesinde sussaydık büyük devlet olamaz, ekonomiyi bu kadar büyütemez, ihracatı bu kadar artıramaz, Fethiye’ye bu kadar turisti çekemezdik. Korkarak, ürkerek, çekinerek büyük devlet olunmaz.

Vatandaşının kılık kıyafetinden korkan, görünüşünden korkan, ona göre vatandaşını sınıflara ayıranlardan, makbul ve makbul olmayan diye ayıranlardan büyük devlet olamaz. Vatandaşının dilinden, etnik kökeninden, şarkısından, türküsünden, düşüncesinden korkan büyük devlet olamaz. Vatandaşını Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Boşnak, Arnavut roman bu şekilde ayrımlara tabi tutan büyük devlet olamaz.

Vatandaşının bir kısmını muteber, diğer kısmının yaşam tarzını hor gören devlet büyük devlet olamaz. Dayatmalar, baskı yapan, reddeden, inkar eden, asimle eden büyük devlet olamaz. Büyük devlet Ege’yi kucakladığı kadar aynı şefkatle Doğu’yu da, Güneydoğu’yu da kucaklayacak.”

Kendilerinin yola çıkarken, etnik milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik, dinsel milliyetçilik yapmayacaklarını söylediklerini ve bugün de bu yönde bir politika izlediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Çünkü biz ülkemizde Müslüman kardeşlerimize, Hıristiyan, Musevi hepsine laik bir devletin yöneticisi olarak hep eşit mesafedeyiz ve onların inancı bizim güvencemiz altındadır. Bize hor baktılar. Biz kızlarımızı üniversitelere göndermedik. Onun için binlerce kızımız yurt dışında okumak zorunda kaldı. Orada okudular ama ülkemde okuyamadılar. Şairin dediği gibi; ‘Onlar öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya’ anlayışıyla parya görüldüler. Şimdi ne oldu? Hepsi üniversitelere gidiyor. Ne oldu, var mı bir sıkıntı? Kamuda hepsi çalışmaya başladı. Ne oldu, var mı bir sıkıntı? Şimdi herkes el ele, gönül gönüle geleceğe yürüyor. Geleceğin büyük Türkiye’si böyle olacak, yeni Türkiye böyle olacak, biz bunu yapıyoruz. Onun için vatandaşlarını eşit gören, onlara aynı mesafede duran Türkiye 2023’e böyle yürüyecek. Her geçen gün daha iyi olacağız, 2053 daha farklı olacak, 2071 daha farklı olacak. Yapmak istediğimiz şey bu. Hayalimizdeki, hedefimizdeki Türkiye bu. Bu Türkiye, adını koyuyorum; inşallah ‘Yeni Türkiye’ olacak. Bu Türkiye aslında özüne rücu eden, ruhuyla, özüyle buluşan Türkiye olacak.”

Hedefledikleri “Yeni Türkiye”nin aslında, 23 Nisan 1920’de Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının açtığı Meclisteki Türkiye olduğunu belirten Erdoğan, “Biz Türkiye’yi özüyle buluşturuyoruz. Biz Türkiye’yi şehitlerimizin mirası doğrultusunda büyüten bir iktidarız. Önümüzdeki ilk hedef 2023, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yıl dönümünde Türkiye’yi inşallah büyük hedeflerle buluşturacağız. Sonraki hedef 2053, İstanbul’un fethinin 600. yıl dönümü… Sonraki hedef 2071, Malazgirt Zaferinin 1000’inci yıl dönümü… İnşallah torunlarımız da bunları görecek” diye konuştu.