Dolar 32,4480
Euro 34,7930
Altın 2.443,10
BİST 9.950,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 18°C
Az Bulutlu
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Cts 16°C
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 18°C

ERDOĞAN’DAN TARİHİ KÖŞK İTİRAFI!

ERDOĞAN’DAN TARİHİ KÖŞK İTİRAFI!
30/04/2015 22:33
A+
A-

Erdoğan: “Rejimin muhafızı olarak tasarlanan Cumhurbaşkanlığı 10 Ağustos’ta çöktü”

Başkanlık tartışmalarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı sisteminin 10 Ağustos 2014 tarihi itibariyle çöktüğünü belirterek, “Eski sistemde ısrar edenler sadece ve sadece kendi mevcut pozisyonlarını korumanın çabası içinde olanlardır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Konferans Salonu’nda düzenlenen Türkiye’de Hükümet Sistemi Tartışmaları ve Başkanlık Modeli Sempozyumu’na katıldı.

Erdoğan, siyasal meşruiyetin düzenlemelerle, siyasal istikrarın ise güçler ayrılığı sisteminin uygulanması ile günümüzdeki biçimlerini aldıklarını belirterek, “Meşruiyet ile istikrar kavramının ilişkisinin kopartılması çoğu zaman diktatörlükleri ve buna bağlı acı tecrübeleri beraberinde getirdi. Demokrasinin yerleştirilmesine ve istikrara ilişkin uygulamalar sadece zaman göre değil aynı dönemde değişik coğrafyalara toplumlara göre de farklılıklar içeriyor. Başkanlık sistemi ve Parlamenter hükümet sistemi toplumun tamamının istikrarı ve refahı için etkili bir araç olan demokrasi uygulamalarının tezahürleri olarak karşımıza çıkıyor” dedi.

-“GÜNCELLEMEYEN SİSTEMLER KRİZİ YAŞAMAYA MAHKUMDUR”-

Kendini değişen sosyal, siyasal ve tarihsel şartlara göre değiştiremeyen her sistemin kriz yaşayacağını vurgulan Erdoğan, “Güncellemeyen sistemler krizi yaşamaya mahkumdur. Yaşanan her kriz aslında yeniden yapılanmanın reformunda kapısını açıyor. Yeni yönetim stratejilerinin üretilmesini, sivil toplumun güçlendirilmesini, farlılıkların kabulünü ve benzeri gelişmeleri bu çerçevede düşünmek gerekir. Bu arayışların mevcut sistemlerden hareketle yürütülmesini hiçbir mahsuru yoktur. İnsanımızın, ülkemizin, milletimizin geleceği için ideal olan neyse onu yapabilmek onu uygulayabilmek siyasetçilerinde en önemli görevi” diye konuştu.

Türkiye’de başkanlık sisteminin hep konuşulduğunu dile getiren Erdoğan, “Başkanlık sistemi ülkemizde son 20 yıldır sıkça telaffuz edilir oldu. Rahmetli Özal’dan sonra bu konu zaman zaman geri plana düşse de Türkiye’nin gündeminden hiç eksik olmadı. Bugün başkanlık sistemine karşı çıkanların da rahmetli olmuş liderleri bile bunları konuşmuşlar hatta kitap bile yazmışlar” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de başkanlık sistemi arayışının temelinde yatan en önemli gerekçelerin başında siyasi istikrar arayışının olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Ülkemiz çok partili sisteme geçildiği dönemde sık sık siyasi istikrarsızlık krizlerine girmiştir. Bizim 12-13 yıllık iktidarımızın sihirli kavramı vardır. Bunlar istikrar ve güvendir. Eğer bu istikrar olmamış olsaydı güven olmamış olsaydı Türkiye bugün gücünü 1’e 3 katlayamazdı. Başkanlık sistemi arayışları ile ilgili önemli gerekçelerden bir diğeri de başbakanların ve hükümetlerin programlarını uygularken güçlü bir bürokratik direniş ile karşılaşmış olmalarıdır. Özellikle koalisyon dönemlerinde karar mekanizmalarında atanmış bürokratların seçilmiş siyasetçilerden daha etkin olduğu kanaati sıkça dile getirilmiş. Yine temsil ve meşruiyet krizine ilişkin bir diğer gerekçe,Türkiye’de çok parçalı siyasi yapının istikrarsızlıkları körüklediği yönünde. Başkanlık sistemi tartışmalarına temel oluşturan ve Parlamenter hükümet sistemini anlatan pek çok argümanda sıralanabilir” diye konuştu.

-“İDARE ŞEKLİNE İLİŞKİN ARAYIŞLAR HEP SÜRDÜ”-

Erdoğan, çok partili sisteme geçildiğinden beri gerek anayasa gerek seçim ve siyasi parti kanunları başta olmak üzere temel mevzuatta yapılan değişikliklerde idare şekline ilişkin arayışların hep sürdüğünü söyledi. Türkiye’nin yeni hedefe yürümesini sağlayacak zengin bir siyasal tarihi olduğunu belirten Erdoğan, “‘Buna rağmen başkanlık sistemi konusundaki tartışmaların, büyük ölçüde 150 yıllık yanlışların tekrarı olarak ifade edilebilecek sathi, ideolojik değerlendirmeler üzerinden yürütülmeye çalışıldığını görüyoruz. İlkeler ve veriler değil, kişiler üzerinden yürüyen bir başkanlık sistemi tartışmasından gerçekçi ve işlevsel sonuçların çıkması elbette mümkün olamaz. 1787 yılında Amerikan Anayasası yapmak için bir araya gelenlerinde, 1920 yılında Ankara’da kurtuluş savaşını yürütmek üzere toplananlarında ortak bir özelliği vardır. Bu da özgürlükçü devlet ve demokrasi konularında samimi görüşmelere sahip olmalarıydı. Bu kadroların arkasında farklı toplum kesimlerinin desteği de bulunuyordu. Ülkemizde yeni anayasa ve bununla bağlantılı olarak başkanlık sistemi tartışmalarının başarıya ulaşmasının buna bağlı olduğuna düşünüyorum” dedi.

Erdoğan, Türkiye’de şekil olarak Anglosakson, ruh olarak Fransız kökenli bir demokrasisi bulunduğunu belirterek, “Bu da demokrasi ile cumhuriyetin birbirine karışmasına yol açıyor. Türkiye’de bürokratik oligarşiye dayalı bir anlayışla sistem tahkim edilmeye çalışılırken halkın demokrasi yoluyla bu sürece etkin katılımına yeterli önem verilmemiştir.

Ordunun asli görevinin ötesine geçip siyasetçilerin yerini alması bu ülkeye hep büyük felaketler yaşatmıştır. Balkan Harbi ve 1 Dünya Savaşında yaşanan ve bugün hale tereddütle hatıralığımız kayıtların nedeni ordunun siyasi karar mekanizmalarını da kontrol etmesidir. Bu karşılık Kurtuluş Savaşında elde edilen zaferinin sebebi tam tersine ordunun siyasi karar alma mekanizmalarının mutlak hakimiyeti altında bulunmuş olmasıdır. Cumhuriyet döneminde yaşadıklarımız meşruiyet ve istikrara zeminde gelişen yeni sistem arayışlarında ordunun rolü yeniden biçimlenmesini gerektiriyordu” dedi.

-“SİSTEM DEĞİŞİKLİKLERİ ELBETTE SANCILI OLUR”-

Erdoğan, “Ülkemizde, yapısal değişimleri gerçekleştirmesi beklenen siyasal sistemin bizatihi kendisi, değişimi engelleyen bir yerde durmaktadır. İşte bu bakımdan da başkanlık sistemini, Türkiye’de siyasal sistemin değişiminde, köklü bir reform, radikal bir adım olarak görüyoruz. Sistem değişiklikleri elbette sancılı olur. Sadece kurumlar değil toplumda ciddi sarsıntılar yaşar. Bunun için büyük değişimler ancak arakalarında bir toplum desteği olan güçlü liderler eliyle gerçekleştirebilirler” dedi.

-“BU SİSTEM TÜRKİYE’YE ÖZGÜ OLACAK”-

Erdoğan, Türkiye’nin parlamenter hükümet sisteminden, başkanlık sitemine zayıf koalisyonlar, güçsüz liderler ve siyaset dışı kurumların etkin olduğu bir dönemde geçmesinin mümkün olamayacağı belirterek, “70 yılımıza bir bakalım bunun 49 yılı koalisyonlarla geçti. Bu 40 yıllık koalisyon dönemi başarısızlıklarla dolu. Hep geri gittik. Öyleyse biz yaşanmış, ispat edilmiş gerçekler varken neyi çok farklı tartışmanın gayreti içine giriyoruz. Bugün Türkiye arkasında yüzde 52’lik halk desteğine sahip bir Cumhurbaşkanı ile sistem değişikliğine daha önce hiç olmadığı kadar uygun bir iklime sahiptir. Elbette bu sistem ABD’deki Başkanlık sisteminin kopyası veya Güney Amerika’daki benzeri örneklerin aynısı olmayacak. Afrika ve Aya’da aynı ismi taşıyan diktatörlüklerle de benzer yanı bulunmayacak. Bu sistem Türkiye’ye özgü ama adeta bir arının balı oluşturması gibi her çiçekten alacak ve bize hakikaten çok farklı bir balı tattıracak” ifadelerini kullandı.

-“AKILLARINA PADİŞAHLIK SİSTEMİ GELENLERE HATIRLATMAK İSTERİM”…-

“Başkanlık sistemi denince akıllarına Padişahlık sistemi gelenlere şunu hatırlatmak isterim” diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, “Dünyada başkanlık sisteminin olduğu hiçbir ülkede monarşi, yani krallık yokken parlamenter sistemlerin pek çoğunda bunu görmek mümkün. Başkanlık sistemi denince hemen güçler ayrığı konusunu gündeme getirenler de şu tespitime katılacaklardır. Parlamenter sistemde fiilen yasama ve yürütme iç içe geçtiği için güçler ayrılığı 3 değil 2 ayak üzerine oturur. Başkanlık sisteminde yasama-yürütme-yargı çok keskin hatlarla birbirinden ayrılmıştı. Yani güçler ayrılığı sistemi başkanlıkta çok daha sağlıklı ve etkin bir şekilde kurulabilir” diye konuştu

-“CUMHURBAŞKANLIĞI SİSTEMİ 10 AĞUSTOS 2014 TARİHİ İTİBARİYLE ÇÖKTÜ”-

Erdoğan, “Biz sadece devletin temsilcisi bir Cumhurbaşkanlığı değil, devletle birlikte milletinde temsilcisi olacak bir devlet başkanlığı istiyoruz. Rejimin muhafızı olarak tasarlanan ve milletin temsilcisi durumundaki hükûmeti yola getirmekle vazifeli olarak konumlandırılan Cumhurbaşkanlığı sistemi 10 Ağustos 2014 tarihi itibariyle çöktü. Eski sistemde ısrar edenler sadece ve sadece kendi mevcut pozisyonlarını korumanın çabası içinde olanlardır. Biliyorlar ki başkanlık sistemi gelirse artık biz bir daha bu pozisyonları koruyamayacağız düşüncesindeler” dedi.

ANKA