Dolar 32,3578
Euro 35,0024
Altın 2.326,06
BİST 9.124,80
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

FAKİRİN ZENGİN ARASINDAKİ FAKI 7.7 KAT

A+
A-

En zengin kesim, en yoksul kesimden 7,7 kat daha fazla kazanıyor. Resmi verilere göre nüfusun yüzde 15’i de yoksulluk riski altında.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gelir ve Yaşam Koşulları 2013 yılı araştırmasına göre yüzde 20’lik gruplarda; en yüksek gelire sahip son gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 46,6 iken, en düşük gelire sahip ilk gruptakilerin toplam gelirden aldığı pay yüzde 6,1 oldu. Buna göre, son yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay, ilk yüzde 20’lik gruba göre 7,7 kat oldu. İlgili gösterge kentsel yerlerde 7,2, kırsal yerlerde ise 6,5 olarak hesaplandı.

Gelir dağılımı eşitsizlik ölçütlerinden ‘Gini katsayısı’ bir önceki yıla göre 0,002 puan düşüş ile 0,400 olarak tahmin edildi. Katsayı, kentsel yerleşim yerleri için 0,392, kırsal yerleşim yerleri için ise 0,365 olarak hesaplandı. Gelirin nüfusa dağılımındaki eşitsizliğin grafik gösterimi olan Lorenz eğrisinde Türkiye geneli için bir önceki yıla göre gelir dağılımında önemli bir değişim olmadığı eğrilerdeki çakışma ile görüldü.

Türkiye’de hanehalkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir 29 bin 479 TL iken, ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir gelir 13 bin 250 TL olarak hesaplandı. İstanbul Bölgesi 18 bin 248 TL ile ortalama yıllık eşdeğer hanehalkı kullanılabilir geliri en yüksek olan bölge oldu. 16 bin 294 TL ortalama gelir ile Batı Anadolu Bölgesi ikinci sırada yer aldı. En düşük ortalamaya sahip bölge ise 6 bin 920 TL ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi oldu.

Toplam gelir içerisinde en fazla paya yüzde 48,3’lük oranla ‘maaş-ücret gelirleri’ sahip oldu. Bunu yüzde 19,7 ile sosyal transferler ve yüzde 19,6 ile müteşebbis gelirleri izledi. Sosyal transferlerin yüzde 92’sini emekli ve dul-yetim aylıkları oluşturdu. Emekli ve dul-yetim aylıkları toplam gelir içinde yüzde 18,2’lik paya sahip iken, diğer sosyal transferlerin payı yüzde 1,5 olarak belirlendi. Müteşebbis gelirlerinin ise yüzde 67,3’ü tarım-dışı gelirlerden oluştu.

NÜFUSUN YÜZDE 15’İ YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirinin yüzde 40, yüzde 50, yüzde 60 ve yüzde 70’i kullanılarak farklı yoksulluk sınırları hesaplandı. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre nüfusun yüzde 15’i yoksulluk riski altında. Kentsel ve kırsal yerler için hesaplanan yoksulluk sınırlarına göre, kentsel yerlerde bu oran yüzde 13,6 iken, kırsal yerlerde yüzde 14,3 oldu.

Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan ‘sürekli yoksulluk’ oranı, son yılda ve önceki üç yıldan en az ikisinde yoksulluk riski altında olanlar olarak tanımlanıyor. Sürekli yoksulluğun hesaplanmasında eşdeğer hanehalkı kullanılabilir medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınıyor. Buna göre, 2012 yılında sürekli yoksulluk riski altında olanların oranı yüzde 16 iken 2013 yılında bu oran yüzde 13 olarak hesaplandı.

Araştırmada kurumsal olmayan nüfusun yüzde 39,7’si konutunda ‘sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçevesi’ gibi sorunlar olduğunu beyan etti. Yüzde 42,2’si oturduğu konutta ‘izolasyondan dolayı ısınma sorunu’ yaşadığını anlattı. Yüzde 65,4’ü hanesinin taksit ödemeleri ve borçları (konut alımı ve konut masrafları dışında) olduğunu söyledi. Yüzde 78,5’i ‘evden uzakta bir haftalık tatili’, yüzde 49’u ‘beklenmedik harcamalarını’ ve yüzde 75,5’i ‘yıpranmış ve eskimiş mobilyalarını yenileme ihtiyacını’ ekonomik nedenlerle karşılayamadığından yakındı. Kendine ait konutta oturanların oranı da yüzde 60,7 oldu.

Ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya olan nüfusun oranı olarak tanımlanan ve belirlenmiş 9 maddeden en az 4 tanesini karşılayamama ya da mahrum olma durumunu tanımlayan ‘maddi yoksunluk’ oranı 2012 yılında yüzde 59,2 iken 2013 yılında yüzde 49,7 olarak hesaplandı.