Dolar 32,4375
Euro 34,7411
Altın 2.439,70
BİST 9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 17°C
Az Bulutlu
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Paz 18°C
Pts 18°C
Sal 19°C
Çar 20°C

GERIYE NE KALACAK?

GERIYE NE KALACAK?
08/04/2014 13:36
A+
A-

Tarih sıradan olanları yazmaz. Sıradışılık her zaman olumlu olmayabilir. Zaferleri, yükselmeleri, yücelmeleri her zaman öne çıkarıp övünürüz, ama ne kadar içimizi sızlatsa da ihanetler, bölünmeler, kayıplar, soygunlar da tarihin sayfalarını oluşturur.

Türkiye Cumhuriyeti tarihi yazılırken, AKP dönemi çok önemli bir yer tutacaktır. Hatta bu dönemin ileride siyaset derslerine de gireceği, birçok tez ve araştırmaya konu olacağı, üniversitelerde ders olarak okutulacağını da söyleyebiliriz. Milletiyle, devletiyle, ülkesiyle bu kadar sorunlu bir iktidarın, 3 dönem nasıl ayakta kaldığı, bunun nelere mal olduğu ve bir daha bu tür yanlışların yapılması için alınacak tedbirler uzun uzun incelenecektir. 12 yıl heba edilmekle kalınmadı, tarihin en büyük tehdit ve tehlikeleriyle karşı karşıya bırakıldık. Soygun, vurgun, hırsızlık ve yolsuzluklarla dünya tarihine geçmiş ve unutulmayacak bir sicil bırakmış bir iktidardan söz ediyoruz.

Fırsat heba edildi

Kimse ekonomi masalları anlatarak, bu büyük ihaneti, bu büyük soygunları ve Türk milletinin tarihinin en zor ve sıkıntılı dönemine mahkum edilmesini anlatmaya kalkışmasın. Daha önce de yazdık. AKP bütün dünyada paranın en bol ve ucuz olduğu bir dönemde iktidar olmuştur. Bu da yetmemiş elde-avuçta ne varsa satmış ve hazıra konmuştur. Bunun üzerine Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış borçların üçe katlanmasını da ekleyin. Böyle bir fırsat, böyle bir dönem milli, dürüst, çalışkan, namuslu bir iktidarın eline geçseydi Türkiye bugün ekonomik, siyasal ve sosyal anlamda dünyanın en önemli ülkeleri arasındaki yerini çoktan almış olurdu. Ne yazık ki, bu büyük ve tarihi fırsat iş bilmez, yetersiz, art niyetli, ülkesiyle, milletiyle, devletiyle sorunlu, özel hesapları olan, şahsi menfaatlerini ve parti hedeflerini her şeyin önüne geçirip bu uğurda her şeyi feda eden bir zihniyet elinde heba edilmiştir.

Düzen buna göre kuruldu

Bugün AKP’ye oy veren, bu iktidarın iyi şeyler yaptığını zanneden vicdanlı, imanlı, ülkesi ve devletiyle sorunu olmayan herkes, bu dönem kapandıktan sonra geriye baktığında, çok büyük ihtimalle pişmanlıklar yaşayacak ve belki de kendisiyle hesaplaşacaktır. Yaşananları akılla, mantıkla, izanla, imanla, dürüstlükle, ahlakla izah edebilecek bir kişi varsa, beri gelsin. Önyargılar, özel hesaplar, küçük menfaatler her şeyin önüne geçiyor. Düzen buna göre kurulmuş, AKP siyaseti tam da bunun üzerine oturtulmuştur. İktidar olduktan sonra medyayı ve devleti ele geçirerek, yanıltma, aldatma, çatıştırma, istismarı yaygınlaştırmış ve tek ve değişmez siyaset metodu haline getirmişlerdir. Millet varlığı bunun için yok edilmiş, milli değerler bunun için dinamitlenmiş, ihanete bunun için yol verilmiştir.

Feda edemeyecekleri şey yok

Bu yapıyı elde tutmak için neleri feda edebileceklerini, hangi yalanları söyleyip, hangi tedbirleri alabileceklerini bizzat yaşayarak görüyoruz. Millet 36’ya ayrıştırılarak bunun için bölünmüş, milli bayramlar ve milletin ortak değerlerine bunun için savaş açılmıştır. “Başörtülü bacımı üzerleri çıplak, deri pantolonlu 70 kişi linç ettiler” yalanı bunun için söylenmiş, sosyal medya bunun için yasaklanmıştır. Devletin temeli olan yargı bunun için ele geçirilip partinin arka bahçesine dönüştürülmüş, MİT yasası üzerinden herkesi takibe alma düzeni bunun için kurulmuştur. Ülkenin itibarının yerlerde sürünmesi pahasına bütün dünyayı sudan sebeplerle karşımıza alıp, oluk oluk Müslüman kanının akıtılmasının yolu açılırken Rabia işaretiyle sadece Türk milletinin değil, İslam dünyasının aklıyla alay edilmesi de bunun sonucudur, gerekirse kendi topraklarımıza füze attırarak savaşı göze almak da bunun ürünüdür. Bütün bunları yapacaksınız, sonra da çıkıp paralel yapıdan, derin devletten dem vuracaksınız. En mahrem toplantıların kim tarafından sızdırıldığını araştırın ve mutlaka hesabını sorun, ama önce devleti nasıl bu kadar laçka ve perişan hale getirdiğinizi hiç olmazsa kendi vicdanında düşünün.

Hiçbir şey bu sicili değiştiremez

AKP gittikten sonra geriye işte bunlar kalacaktır. AKP yönetiminde olanlar bu sicilleriyle, evlerinde istiflenmiş ve sıfırlanması için talimat verilen milyar dolarlarla, ayakkabı kutularına yerleştirilen milyon dolarlarla, para sayma makineleriyle, medya satın almak için kurulan havuzlarla, gemi filolarıyla, sit alanlarına kurulan villa siteleriyle hatırlanacaklardır. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi kanunu çıkarıp, hangi tedbiri alırlarsa alsınlar, bu değişmeyecektir. Bunların üzerine tarihin en şaibeli seçimlerini ve en büyük ve ağır ihanetlerini ekleyin. Bir terör örgütü düşünün ki, ülkenin gündemini belirlesin. Bir bebek katili düşünün ki, yattığı yeri parti genel merkezine çevirmekle kalmasın, “başbakan her istediğimi yapıyor” diyerek, nasıl bir düzen kurulduğunu ilan etmekte en küçük bir tereddüt göstermesin.

Bunlarla hatırlanacaklar

AKP tarihi işte bunlardır ve bunlarla hatırlanacaktır. Seçimler yapılıyor, ama bu tablo değişmediği gibi, daha da ağırlaşıyor. Hadi, ahlak ve iman sahibi bir kişi çıksın da bu yazdıklarımızın tek bir harfinin yanlış olduğunu söylesin. Bu sicilin kabul edilebilir ve desteklenebilir olduğunu anlatsın. TBMM Başkanı sayın Cemil Çiçek, seçim sonrasında çok önemli açıklamalar yaptı. Devlet işleyişiyle, yargı düzeniyle, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve muhtemel gelişmelerle ilgili çok çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Ancak, bunları herkesten ve her şeyden önce içinde olduğu partiye ve genel başkanına anlatması gerekmiyor mu? Günü gelince, “ben söylemiştim” demek ve tarihe not düşmek için bunları söylemek güzel de, bu sicili nereye koyacağız?

Endişemiz arttı

Seçim sonuçlarını iktidarın yaptıklarının onaylanması olarak değerlendirmesi zaten var olan endişelerimizi daha da arttırmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri için, bu gerginliğin, çatışmanın, bölünmenin ve ihanetin çok daha ileri götürülmesi gibi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Bu tablodan, bu gidişattan hayırlı ve faydalı bir sonuç çıkması imkansızdır. Sadece bu ülke ve milletle meselesi olanların işi daha da kolaylaşıyor, o kadar.

ORHAN KARATAŞ/ORTADOĞU