Dolar 32,3669
Euro 34,9560
Altın 2.325,70
BİST 9.141,20
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

GÜL: YASA DEĞIŞIKLIĞI ANAYASAYLA AŞILMALI

A+
A-

Cumhurbaşkanı Gül, HSYK teklifine ilişkin, “Yargıyla ilgili sıcak tartışmalar yaşanırken bunların Türkiye’ye zarar vermeden aşılmasını, anayasa değişikliğiyle doğru olacağını düşündüm” dedi.Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor ile düzenlediği ortak basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

 

HSYK’nın yapısında değişiklik öngören kanun teklifi ile ilgili olarak önümüzdeki süreçte nasıl gelişmeler beklediği ve neleri öngördüğüne dair bir soru üzerine Gül, “Bildiğiniz gibi bugün Türkiye’nin gündemindeki önemli bir konunun daha suhuletle aşılması ile ilgili Cumhurbaşkanı olarak geçen günlerde gayretlerim oldu ve bu devam ediyor” diye konuştu.

Gül, daha önce de ihtiyaç duyulduğunda siyasi parti başkanlarını davet ederek görüşlerini aldığını ve sorunların çözümü için fikirlerini paylaştığını anımsatarak, “Bu çerçeve içerisinde özellikle yargı ile ilgili bu sıcak tartışmalar yaşanırken ben bunların Türkiye’ye zarar vermeden aşılmasının bir anayasa değişikliği ile daha doğru olacağını düşündüm, bu çerçevede siyasi partilerimizin başkanlarını davet ettim” ifadesini kullandı.

Parlamenter demokratik hukuk sistemlerinde, parlamentonun iki meşru ayağının iktidar ve muhalefet olduğunu dile getiren Gül, sözlerine şöyle devam etti:

“İktidar ve muhalefetin işbirliği ile bu konu eğer neticeye ulaştırılırsa, çözülürse karşı karşıya kaldığımız problem, bu sadece bu problemin çözümü değil, bütün Türkiye’de çok pozitif bir psikoloji oluşturur ve demokratik sistem içinde her şeyin hal olduğunu içeride ve dışarıda gösteririz. Buradan yola çıkarak daha TBMM Anayasa Komisyonu’ndaki çalışmaları da inceledim. HSYK ile ilgili tıkanıklığın oradaki üyelerin seçimi ile ilgili noktada kaldığını gördüm. Nasıl bir HSYK olması konusunda partiler arasında bir ayrılık yok. Bağımsız ve tarafsızlığı güçlü olan yine AB ilkeleri çerçevesine oturmuş bir HSYK oluşmasında mutabakat vardı. O zaman üyeler nasıl seçilecek. Bununla ilgili tıkanıklığı gördüğüm için böyle bir çalışmaya girdim. Eğer, ümidim olmasa, olmayacak duaya amin demek için bir araya gelinmez.”

Gül, görüşmelerde bir siyasi parti dışında kalanların bu konuda işbirliği yapabileceklerini söylediklerini kaydederek, “Başbakanla buluşmamda bu görüşlerimi paylaştım. Bu yönde karşılıklı bir olumlu tavır sergilenirse neticeye ulaşabileceğini söyledim. Gördüğünüz gibi onlar da dün AK Parti Grubu’nda Sayın Başbakan da açıklamalarını müspet yönde yaptı. Ümit ederim ki, burada bir neticeye varılır. Tabii ki bunlar uzun görüşmeleri de gerektirmez açıkçası. Eğer, siyasi iradeler samimi bir şekilde ortaya konur ve ‘Biz bu işi halledelim’ iradesi ortaya çıkarsa aşılamayacak bir konu yok, bence” değerlendirmesinde bulundu.

Avrupa ülkelerinde bir çok örnek var

Seçimin nasıl olabileceğine dair Avrupa ülkelerinden birçok örnek bulunduğunu, hukukçulardan görüş alınabileceğinin ve eski siyasetçilerden faydalanılabileceğinin altını çizen Gül, “Bir neticeye varılır diye düşünüyorum. Bu herhalde bir iki gün içinde belli olacak bir husustur. Ama önemli olan, sadece buradaki tıkanıklığın aşılması değil, bütün Türkiye’ye pozitif bir psikolojinin yayılmasına çok katkısı olur. Çünkü, ‘İktidar-muhalefet bir araya gelip, demek ki tıkanılan bir konuyu çözebiliyor’ diye dışarıya da çok güzel bir işaret olur” diye konuştu.

Gül’e Slovenya Ulusal Televizyonu’ndan bir muhabir “En son yolsuzluk skandalının ya da Başbakan Erdoğan ile etkili bir dini kimlik olan Fethullah Gülen arasındaki çekişmenin acaba AK Parti üzerinde mart seçimlerinde etkisi olacak mıdır ve ağustostaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde etkisi olacak mıdır? İkinci olarak, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rakibiniz kim olacak? Başbakan Erdoğan mı olacak sizce?” sorularını yöneltti.

İlk olarak ikinci soruya yanıt veren Gül, “Bu soruların cevabı daha erken. Önümüzde daha çok süre var. Günü geldiğinde bunları göreceksiniz” dedi.

Gül, birinci soruya ise “Demokratik nizam içinde çeşitli farklı görüşler, düşünceler olabilir. Bunlar ülkelerin istikrarını bozmaz, ayrıca ülkeler arasındaki ilişkiyi de onları da bozmaz. Yani merak edilecek çok fazla şey yok. Biraz Türkiye’deki siyasetin çok daha geleneklerimizden gelen alışkanlığının ortaya çıkmasıdır, bugünlerde olup bitenler. Böyle görmekte fayda var diye düşünüyorum” cevabını verdi.

Anayasa değişikliğini daha doğru buluyorum

Cumhurbaşkanı Gül, HSYK’nın yapısında değişiklik öngören yasa değişikliğine ilişkin temaslarından bir sonuç çıkmaması durumunda tavrının ne olacağına ilişkin soru üzerine, AB ile tam üyelik müzakereleri yapan bir ülke olarak Türkiye’nin, demokrasisini ve hukuk sistemini çok geri düşünmemek gerektiğini söyledi.

Türkiye’nin AB ile müzakerelere başlamak için demokratik kriterlerini ve hukuk sistemini belli bir seviyenin üzerine çıkarttığını vurgulayan Gül, şöyle devam etti:

“Türkiye’deki mevcut hukuk ve demokratik sistemin güçlü olduğunu, ama daha da iyileştirmeye ihtiyaç olduğunu görmek gerekir. Kuvvetler ayrılığı prensibi var, yürütmenin, yasamanın ve yargının alanları ayrı ayrıdır, ama hepsinin ahenk içinde çalışması da bir devlet düzeninin ihtiyacıdır. Zaman zaman bu konularda sorunlar çıkarsa bunlar da konuşularak, görüşülerek halledilecek meselelerdir. Ümit ederim ki bu köklü şekilde çözülür. Bir anayasa değişikliği olmasını ben daha doğru buluyorum. Anayasa değişikliğinin de yine gelişmiş demokrasiler, AB kriterleri çerçevesinde olmasını arzu ederim, zaten mevcut çalışmalar da bu yöndedir. Bu taslakla ilgili bazı değişiklikler yapılması düşüncemi hükümetle, Sayın Başbakanla da paylaştım, bakalım süreç nasıl geçecek görürüz.”

“Slovenya, Türkiye ile her zaman için müttefik”

Slovenya Cumhurbaşkanı Borut Pahor da gerek baş başa ve gerekse heyetlerarası görüşmelerde düşüncelerini paylaştıklarını ifade ederek, Slovenya’nın ekonomik anlamda çok daha iyi bir büyüme kaydedeceğini ve Avrupa Birliği piyasalarında daha da gelişeceğine olan inancını dile getirdi. Pohur, bu nedenle Türkiye ile ekonomik ilişkilerin önem taşıdığını ve Türk iş adamlarıyla bir araya gelerek ülkesindeki mevcut fırsatlar, açık ve rekabetçi yapıya dikkat çekeceğini söyledi. Konuk cumhurbaşkanı Pahor, “Slovenya akıllı ve güzel bir ülke, yatırım anlamında Türkiye için çok büyük fırsatlar barındırabilir” şeklinde konuştu.

Slovenya’nın küçük bir ülke olsa da Türkiye ile her zaman için müttefik olduğunun altını çizen Pahor, “AB mensubu ve Slovenya Cumhurbaşkanı olarak, Avrupa’nın Türkiye’yi de bir gün barındırabilecek kadar büyük olduğunu düşünüyor ve Türkiye’nin adaylığını destekliyorum” dedi.

Avrupa’da gerçekleşecek seçimler sonrasında siyasi ve diğer alanlarda işbirliği ağlarının daha da gelişebileceğine ve AB’nin genişleme sürecinin hız kazanabileceğine işaret eden Pahor, şunları kaydetti:

“İşte bu yüzden Türkiye’nin adaylığını destekliyoruz ve şunu da söyleyebilirim ki Türkiye AB’ye üyelik başvurusunu ben doğmadan yapmış bir ülke ve Türkiye fasılların yarısını daha başlatamadan Slovenya Cumhurbaşkanı oldum. Türkiye’nin samimi bir hedefi olmasaydı, bu kadar kararlılıkla devam etmezdi. AB üyeliği daha fazla kararlılık ve zaman gerektiriyor olabilir ama bu üyelik hem Türkiye’nin hem AB’nin yararına olacaktır.”

aa