Dolar 32,3753
Euro 35,0108
Altın 2.325,32
BİST 9.107,60
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Günaha ortak olmayın!

08/01/2015 20:08
A+
A-

Sağ olan kullar olarak birini bitirip yeni bir yıla yeni yeni umutlarla başladık.

Geride bıraktığımız 2014 yılında ülkemizde birçok insanımızı kaybettiğimiz maden kazaları gibi çeşitli felaketlerin yanında siyasi manada da felaketler yaşadık. Siyasi iktidar tarafından terör örgütü elebaşçısının muhatap alınıp, malum bebek katiliyle aynı masaya oturarak; Türkiye’nin bölünme takviminin konuşulur olduğunu gördük. Hâsılı zor günler geçiriyor biçare Türkiye’m. Gerçi yaşanan siyasi fırtınalar geçmişten günümüze hiç bitmediği gibi, bir-iki istisna hariç basiretsiz yönetimler yüzünden Türk milletinin başı hiç ayıkmadı ya, neyse!

 

Bu tespit ve yaşananlar özellikle son birkaç yıldır iyice belirginleşip kabına sığmaz bir hal aldı.

 

Değerli okur, nüfusu 80 milyonun üzerinde olan ülkemizi; iktidar tarafından yürütülen gayri milli politikalar yüzünden önemli tehlikeler beklemektedir. Seksen milyonu bilerek yazdım, belki de daha fazla sayıda insan vardır. Çünkü sınırlar resmen kevgire döndü. Ayrıca AQP hükümetinin yanlış politikaları sonucu misafirlikten çıkıp artık kalıcı olacakları anlaşılan Suriyelilerin sayısını kimse bilmiyor. PKK teröristleri dâhil Irak’tan gelen gideni de takipten artık vazgeçildi. Ha keza diğer ülkelerden girenlerin yanı sıra Ermenistan’dan kaçak gelip çalışanlara da bilerek göz yumulduğunu hesaba katarsak bu ülkenin nüfus sayısı 80 milyonu çoktan aşmış durumda.

 

Şimdi siz bu kadar insana iş, aş, barınma gibi temel ihtiyaçlarının yanı sıra sosyal, kültürel ve dini ihtiyaçlarına da cevap verecek önlemleri alıp hayata geçirmeniz lazım!

 

Bu mümkün mü?

 

Hayır, mümkün görünmemektedir. Neden mümkün değil isterseniz bunları birer birer sıralayalım..

 

-Artan iç-dış borçlar, gittikçe küçülen bir ekonomimiz ve buna paralel olarak yıllık kalkınma hızımızda gerçekleşen 3,3’lük düşük orana ilave olarak; açıklanan değil halkın bizzat muhatap olduğu gerçek enflasyon ile % 20’leri bulan işsizlik rakamları bu iddiamızı güçlendirmektedir…

 

-Açıklanan kişi başı milli gelir rakamlarındaki uçukluk. Şöyle ki, masa başında hesaplanan kişi başı milli gelirimiz ki ben buna sanal milli gelir diyorum 19 bin dolar civarındaymış. Bu rakamı ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, geçtiğimiz yılın Temmuz ayı ortalarında aynı tastan çorba içtikleri MÜSİAD’ da yaptığı bir toplantıda açıklamıştı. Kâğıt üzerindeki bu rakamı beş kişilik bir aile üzerinden hesap ettiğimiz zaman yıllık gelir 230.000.- TL ediyor.

 

Şimdi size soruyorum: Bu rakama sayısı 10 milyonu bulan ve ortalama 1.000.-TL civarında maaş alan (Emekli Sandığı, SSK ve Bağ-Kur) emeklileri mi ulaşabilir?

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in 5 milyon kişi dediği, bize göre ise en az söylenilenin iki katını yani 10 milyonu bulan bu rakam velev ki doğru diyelim, asgari ücretli aldığı 949.- TL ile mi ulaşacak?

 

Asgari ücretliden biraz yüksek maaş alan 1 milyonun üzerindeki taşeron işçiler mi ulaşacak?

Kıt kanaat geçinen ve banka hacizleriyle uğraşan çiftçi köylü mü ulaşacak?..

 

Kamuda çalışan yaklaşık 2 milyon 400 bin memur mu ulaşacak?

 

Yoksullukları nedeniyle belediye veya diğer devlet kuruluşlarının dağıttığı yardımlara muhtaç olan milyonlarca kişi mi ulaşacak? Buna en büyük örneklerden bir tanesi yarısı yardıma muhtaç Ankara Sincan halkıdır.. Bana inanmıyorsanız buyurun buranın halkına dağıtılan ekmek, iaşe ve kömür yardımlarını bizzat yerinde siz gözlemleyin..

 

Beri taraftan emeklinin, işçinin, memurun, asgari ücretlinin maaşlarına gelince çıkıp diyecekler ki, “ülkenin imkânları ancak bu kadar.” İyi de bunu 5 katrilyonluk kaçak sarayı yaptırıp, uçaklar, arabalar alıp milletin kaynaklarını heba ederken hiç düşünmüyordunuz…

 

Neyse, açıklanan milli gelirdeki rakama ulaşamayanları açıkladıktan sonra birde ulaşanları veya kat be kat üstünde olanları isterseniz yine ben size sıralıyım:

 

Mesela, sıfırdan işe başlayıp hatırı sayılır bir zenginliğe ulaşan en tepedeki adam ile onun etrafında konuşlanan son 12 yılın türedi zenginleri. Mesela onunla işbirliği yapan bilumum siyasetçi, yazar-çizer, sanatçı, iş adamı takımı ile bürokrasiden bazı âdemler…

 

Velhasıl ülke insanının önemli bir kısmı adeta kuru ekmeğe mahkûmken bunlar öyle bir semirildiler ki, akıl veya havsala almaz… Helaline, haramına bakmayıp kazandıklarını bir yere sığdıramayıp, para kasalarına, ayakkabı kutularına doldurmaya başladılar. Hatta taşanları kamyonetlerle taşır oldular. Varın gerisini siz düşünün.

 

Ekonomiyle ilgili olarak uçurulan balonlar ve yalanlar dışında bir başka garabetle ilgili birkaç söz etmeden olmaz.

 

Malumunuz meşhur olayımızın patlak verdiği 17/25 Aralık 2013’ten beri iktidarın çıkarttığı engeller yüzünden bir türlü soruşturulamayan ve bu yüzdende insanların kuşkusunu arttıran, yolsuzluk-hırsızlık gibi konuları parmak sayısına güvenerek kapatmaya çalışan AQP iktidarı üzerine yapışan şaibeyi maalesef kaldıramamıştır.

 

Meclis Soruşturma Komisyonunda gerçekleşen son olay işte bunun apaçık göstergesidir.

 

Bu gerçekler ışığında Adalet ve Kalkınma Partisine oy vermiş vatandaşlar size sesleniyorum. Gözünüzün önünde cereyan eden bu olaylar karşısında vicdanınızın sesini ne olur artık dinleyin. Çünkü çalınan sizin ve çocuklarınızın geleceğidir. Bu güne kadar sizi çeşitli yalanlarla ve vaatlerle kandırıp kendi şahsi menfaatlerini koruyup kollayanların; din, ahlak ve edep dışı yaptıkları işlere yâda günahlarına artık ne olur ortak olmayın. Olmayın ki, dürüstlük hakim olsun!

 

Yazımızı bir temenniyle bitirelim.

Allah (c.c) Komisyon üyesi, vekil, hakim veya savcı dahil, hiçbir kimseyi vicdanla cüzdan arasında kalan kullarından eylemesin..

 

Yeni bir yazımızda buluşmak üzere esen kalınız.

Harun Kılıç
ANKARA