Dolar 32,3578
Euro 35,0024
Altın 2.326,06
BİST 9.124,80
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

GÜNAL: “REFORMLAR YİNE LAFTA KALMASIN”

A+
A-

2016 Yılı Merkezi Yönetim Geçici Bütçe Kanunu Tasarısı’nın Plan ve Bütçe Komisyonundaki görüşmeleri sırasında söz alan MHP Antalya Milletvekili Doç.Dr.Mehmet GÜNAL, AKP’nin Hükümet Programında yine reform masallarıyla milleti oyaladığını ve şeffaflık paketini bile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla geri çeken Davutoğlu’nun ekonomide köklü değişimi gerçekleştiremeyeceğini söyledi.

 

2013 yılında çıkarılan beş yıllık kalkınma planının bile hala uygulanamadığı söyleyen Günal, planın içerisinde yer alan “25 Öncelikli Dönüşüm Programı”nın da yeni bir reformmuş gibi Hükûmet Programı’nda yeniden açıklandığını, hala eyleme geçemeyen ve hiçbir hedefi tutturamayan AKP Hükümetinin Türkiye’nin geleceğini çaldığını söyledi. Günal, MHP’nin yenilikçi, yüksek teknolojili üretim ekonomisini destekleyeceğini, tek şartının ülkenin birliği ve bütünlüğüne ilişkin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ilişkin kısır çekişmeleri bırakıp, ülkemizin gelişmesine, refah düzeyinin yükselmesine, gelir dağılımının iyileştirilmesine, yoksulluğunun azaltılmasına yönelik politikalara ilişkin önlemlerin hep birlikte alınması olduğunu söyleyerek sözlerini tamamladı.

 

AKP Yine “Reform Masalıyla” Milleti Oyalıyor!

Kaç senedir Mecliste “Niye yapısal reform olmuyor?” diye tartışıyoruz. Sözü bile geçtiği zaman bir heyecan yaratıyor, ama yapısal reformun gerekliliğini en fazla söyleyen Başbakan Yardımcısı Ali Babacan 64. Hükümetin kabinesinde yok. Bugün hala Maliye Bakanı Naci Ağbal, “Makroekonomik politikalar ve gerçekleştirilen birinci nesil yapısal reformlar sonucunda ekonomide büyük başarılar elde edildi.” diyor. “Kişi başına millî geliri 3 kata yakın artırdık.” diyor. Ne zaman? Hangi dönemde? Bu geçici bir bütçe.

Geçen yıldan bu yıla, bir önceki yıldan bir sonraki yıla ne kadar artmış, hedeflerimiz ne olmuş? Hepsi havada kaldı, hiç biri yok. “Refah düzeyini yükselttik, gelir dağılımını iyileştirdik, yoksulluğu azalttık.” diyor. Ama göreli yoksulluk oranları açıklanıyor, hane halkı araştırmaları açıklanıyor, sonuç hiç de böyle değil. Bunu Sayın Bakanın “İkinci nesil reformlar gerçekleşecek.” sözü üzerine söylüyorum.

Biz daha birinci nesil reformların gerçekleştiğini görmedik ki. Reform değil sadece günlük işlemlere ilişkin birtakım makro ihtiyati tedbirler veya Rusya krizi, döviz artışı gibi dışarıdan gelen bir etkiye karşı önlem alıyoruz. Fakat bunlar yapısal önlemler değil. Niye değil? 64’üncü Hükûmet Programında hala “Gerçekleştireceğimiz reformları 6 temel alanda yoğunlaştıracağız.” diyor. Birincisi demokratikleşme ve adalet. Bunlar en başta olması gerekenlerdi, ama AKP Hükümetleri ile on üç yıl geçti hala reformları konuşuyoruz.

Eğitim, en fazla “reform” denip mıncıklanan yani aynı Bakan tarafından en az 2-3 defa sistemi değiştirilen bir alan oldu.  Diğer bir reform alanı: kamu yönetimi. 2011 yılında AKP bir KHK çıkardı. Kaç yıl değiştirilemeyen, Anayasa Mahkemesinden dönen bütün kurumların teşkilat kanunlarını bir yetki kanunuyla hiç kimsenin haberi olmadan KHK’larla değiştirdiniz. Halbuki kamu yönetimi reformu hem performansa dayalı bir personel rejimi hem de idari yapıyla ilgili köklü bir reform olmalıydı.

 

Şeffaflık Paketini Geri Çeken Davutoğlu, Ekonomide Köklü Değişimi Nasıl Gerçekleştirecek?

Kamu maliyesi ilgili olarak Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek bir röportajında; “Kamu yönetiminin ayaklarından bir tanesi mali disiplindir” diyor. Daha önce Mecliste kavga dövüş mali kuralla ilgili bir kanunu zorla getirdik. AKP geri çekti. Daha sonra seçimden hemen önce Başbakan yılbaşında seçimden önce bir şeffaflık paketi getirdi ki doğrudur, çünkü Dönem Başkanlığını yaptığımız G 20’nin gündeminde de şeffaflık, hesap verebilirlik vardı.

 

Buna uygun olarak da Türkiye’yle ilgili bir paket getirdi, ama anında Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan zılgıtı yedi. “Sırası mı şimdi bunun seçim öncesinde? Yarın ilçe başkanlığı, il başkanlığı yapacak adam bulamayız.” dedi, şeffaflık paketi kalktı. Hal böyle olunca, mali disiplini, mali kuralı nasıl sağlayacağız?

 

Asıl önemli kısım, reel ekonomide köklü değişimdir. Köklü değişim ne demek? İstikrar, güçlü büyüme, tasarrufların artırılması, mali disiplin, fiyat istikrarı, yani makroekonomik önceliklerin belirlenmesidir. Peki güçlü büyüme neden yok? Tasarruflar Türkiye’de yetersiz, giderek de trendimiz daha da kötüye gidiyor. Üretim ekonomisi yok, sürekli tüketen ve borçlanan bir toplum olduk. “Fiyat istikrarı” diyoruz doğru, bir istikrar kazandık ama hiçbir zaman koyduğumuz hedefle ilgili istikrar yok. Planda “Üretken alanlarda yenilikçi ve girişimci özel sektör öncülüğünde…” deniyor. Ama üretimden çok tüketimi, ihracattan çok ithalatı teşvik eden, düşük kur, yüksek faize dayalı bir ekonomiyönetimi anlayışı hedeflere ulaşma şansımız yok.

 

Yapısal Reformlar Hemen Gerçekleştirilmeli!

AKP Hükûmet Programı’nda yer alan üç aylık eylem planı, bir yıllık eylem planı, öncelikli alanlar vs. deyip hiçbir hususta eyleme geçemiyor. Beş yıllık kalkınma planını 2013 yılında kabul ettik 2015’in sonu geldi hala bir eylem yok. Geçen yıl “Flaş flaş flaş! Öncelikli eylem planları, eylem planı 1, eylem planı 2…” diye öncelikli dönüşüm alanlarını bize yeniden anlattınız, “1250 maddelik” diye bir de hava attınız.

 

Bunların şimdiye kadar bitmiş olması lazımdı. Yarın yine göreceksiniz bunların yüzde 90’ı reform diye bizim önümüze gelecek. Gerçekten çıkarılması gereken yapısal önlemler varsa Milliyetçi Hareket Partisi olarak her zaman destek olamaya hazırız: Yapalım şunu artık, sanal gündemlerle, siyasi kısır çekişmelerle ülkenin önceliklerinin önünün tıkanmasına, Türkiye’nin kaynaklarının heba edilmesine izin vermeyelim.

 

Hükûmet Programı’nda da konuştuk, OVP geldiğinde de konuştuk. Söylediklerimizi dikkate almadığınız sürece planların hepsi havada kalıyor, hedefler tutmuyor, her seferinde revize ediyorsunuz. Geçen yıllarda efelenerek koyduğunuz 2023 hedefleri neden yok? Çünkü bu şartlarda tutmayacağı ayan beyan görülüyor. Yazsanız bir türlü, yazmasanız bir türlü. Bürokratlar yazıp getirse o zaman geçen yılkilerin gerçekçi olmadığı ortaya çıkacak. Bunları saklamak, gizlemek çözüm değil.

 

Gelin hep beraber bakalım, neden gerçekleştiremedik, nasıl yaparsak gerçekleştiririz diye tartışalım. Ekonomik konularda, sosyal konularda alınması gereken önlemleri Hükûmet olarak, tasarlayın, bürokratlarla konuşun ama gelin, burada muhalefetle uzlaşarak, milletimizin lehine olan çalışmaları bir an önce çıkaralım. Aksi takdirde burada hedef açıklarsınız, beş yıllık plan biter, hâlâ öncelikli dönüşüm programlarının bile 5 tanesini gerçekleştiremeden Türkiye’nin zamanını heba edersiniz.

 

MHP Yenilikçi, Yüksek Teknolojili Üretim Ekonomisini Destekleyecektir!

Milliyetçi Hareket Partisi olarak hep üreten ekonomi dedik; üretim öncelikli, yüksek katma değerli, yüksek teknolojili ürünlere öncelik verelim dedik. Önümüze getirdiğiniz bu öncelikli alanların yarısını bile plan döneminde gerçekleştirseniz büyük başarı sayarız. Eğer ana fikirde, ana felsefede anlaşıyorsak girişimciliği, yenilikçiliği teşvik edelim, öncelikli alanları belirleyelim, 2023 hedeflerini revize edip ulaşılabilir bir şekilde gerekli önlemleri alalım! Bu dönemi heba etmeden, işi yeniden siyasi, kısır çekişmelere dökmeden hep beraber alınması gereken önlemleri hep birlikte alalım.

 

Türkiye’nin buna ihtiyacı var ve biz de Milliyetçi Hareket Partisi olarak yapıcı, yol gösterici bir politika izlemekten yanayız. Tek şartımız ülkenin birliği ve bütünlüğüne ilişkin, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ilişkin kısır çekişmeler yerine ülkemizin gelişmesine, refah düzeyinin yükselmesine, gelir dağılımının iyileştirilmesine, yoksulluğunun azaltılmasına yönelik politikalara ilişkin önlemleri de hep birlikte almaktır.