Dolar 32,5260
Euro 34,7173
Altın 2.493,22
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 16°C
Az Bulutlu
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cum 14°C
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 20°C

GÜNAY: BU GİDİŞ MUTLAKA BİR YERDE DUVARA TOSLAYACAK

GÜNAY: BU GİDİŞ MUTLAKA BİR YERDE DUVARA TOSLAYACAK
01/10/2014 18:00
A+
A-

Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, hükümetin ülkedeki bütün muhalif çevrelerin faaliyetine son vermeye çalıştığını söyledi. Son günlerde iftira ve karalamalarla Kimse Yok Mu Derneği’nin hedef tahtasına oturtulduğunu aktaran İzmir Milletvekili Günay, “Kimse Yok Mu Derneği, yurtiçinde ve yurtdışında şimdiye kadar sayısız olumlu çalışmasına tanık olduğumuz bir kurum. Buna karşılık durdurulmaya çalışılıyor. Muhalif görüşler her türlü yöntem kullanılarak susturulmaya, baskı altına tutulmaya ve bütün bunlar yapılırken de hukuk pervasız biçimde çiğnenmeye çalışılıyor. Bu doğru bir gidiş değil. Bu mutlaka bir yerde duvara toslayacak olan bir gidiştir.” dedi.

Muhalif çevrelere yönelik baskıları, “Bir üniversiteye giden belediye otobüs seferleri bile kaldırılmaya çalışılıyor.” sözleriyle yorumlayan Günay, yapılan hukuksuz uygulamalarla ilgili meşruiyet uyarısında bulundu. Kimse Yok Mu Derneği’ne yönelik karalama ve iftiraları değerlendiren Günay, meşruiyetin kaynağının hukuk olduğunu hatırlattı. Bir kurum ya da kuruluşun hukukdışı davranmayı, keyfiliği bir yol haline getirmesi halinde giderek meşruiyetini yitireceği uyarısında bulunan Günay, hükümet çevrelerinin hukuksuz uygulamalarını, “Bütün bunları, çok tehlikeli bir gidişin işareti olarak görüyorum.” sözleriyle değerlendirdi.

“ÜNİVERSİTEYE GİDEN OTOBÜSÜ KALDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Hükümet çevrelerinin muhalif düşüncelere yönelik baskılarını arttırdığını dile getiren Günay, bir üniversiteye belediye otobüs seferlerinin dahi kaldırılmaya çalışıldığını hatırlattı. Okulların yıkılmaya, muhalif görüşlerin her türlü yöntem kullanılarak susturulmaya baskı altına tutulmaya çalışıldığını aktaran Günay, “Bütün bunlar yapılırken de hukuk pervasız biçimde çiğnenmeye çalışılıyor. Bu doğru bir gidiş değil. Bu mutlaka bir yerde duvara toslayacak olan bir gidiştir. Bankaların itibarı korunmaya çalışılması gerekirken bir banka batırılmaya çalışılıyor. Banka, sistemli bir biçimde hükümetin üst düzey ya da yönetimin üst düzey yöneticileri tarafından batırılmaya çalışılıyor. Dış politikada zaten bir batağa saplandık. Dış politikada sürdürülen yanlışlar, şu anda Türkiye’yi çevresiyle düşman hale getirdi. İçine bin tane olumsuz potansiyeli bir ölçüde ithal eden bir duruma getirdi.” dedi.

“HSYK’YA BUGÜNE KADAR GÖRÜLMEMİŞ BASKI VAR”

Tehlikeli gidişin miladının 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonları olduğunun altını çizen Ertuğrul Günay, “17 Aralık’ta hükümet çevrelerine yönelik bazı iddiaların ortaya çıkması üzerine bu iddiaları, araştırmaları ortaya çıkaranlar ve bu iddiaları kamuoyuna duyurmaya çalışanlar sürekli olarak baskı altında tutuluyor. Emniyet görevlileri ki onlar savcıların verdiği görevleri yerine getirdiler, bunlar şu anda bir dolu ithamla karşı karşıya. Bütün bu konuları objektif bir biçimde araştırmayı en üst biçimde denetleyecek olan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) baskı altında. HSYK seçimlerine yönelik şimdiye kadar görülmemiş biçimde, hükümetin bir örgütlü gayreti, hattâ bir ölçüde hukuka karşı saldırısı var.” diye konuştu.

“ALLAH’TAN KORKUN”

Hükümet sözcülerinin, HSYK seçimlerini baskı altına almaya çalıştığını ifade eden Ertuğrul Günay, “Hükümet sözcüleri, HSYK seçimlerini baskı altına almaya çalışıyorlar. Eğer seçimler kendileri için olumlu sonuçlanmazsa, yani yargı idarenin emrine girmezse seçimleri tanımamaktan söz ediyorlar. Yeni formüller bulmaktan söz ediyorlar. Allah’tan korkun. 2010 yılında bu anayasa değişikliği için milletin önüne çıktık ve kabul ettirdik. Buna ‘hayır’ diyenlerin itiraz etme hakkı var da bu kampanyayı sürdürenlerin, hukuk kendilerine dokunduğu zaman itiraz etme hakkı vicdanen olabilir mi? Bu ahlâka sığar mı?” dedi.

cihan