HANI BÖLÜNMEYECEKTIK?

Hani bölünmeyecektik?

Obama’nın sopasından sonra hızlanan ihanet süreci, Kandil katillerinin açıklamalarıyla bir defa daha ifşa oldu. Hadi akıl ve vicdan birisi çıksın, bu işin sonunda Türkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü yapısıyla ayakta kalacağını, milli ve üniter devletin devam edeceğini söylesin de görelim. Ne acıdır ki, dağdaki katiller 29 yıldır silahla alamadıklarını, masa başında almışlar ve hedeflerine ulaşacaklarını ilan etmişlerdir. “Hedeflerine ulaşmışlardır” cümlesini özellikle kullanmıyorum. MHP ve Türk milliyetçileri var oldukça bunun hiçbir şekilde mümkün olmayacağını bütün dünya biliyor. Yeri gelmişken biz de bir defa daha hatırlatmış olalım.

KANDİL KATİLLERİ İFŞA ETTİ

Kandil açıklamaları ülke ve millet düşmanları için bir dönüm noktasıdır. Onlar hedeflerine ulaşacakları ümidiyle bayram ediyorlar. Ancak, diğer yönüyle de AKP-PKK ortaklığının ifşa olması bakımından çok vahim ve çarpıcı bir belge oluşturmaktadır. AKP’nin yıllardır bu milleti nasıl kandırdığı ispatlanmıştır. PKK ve İmralı canisiyle yapılan şerefli görüşmeler konusunda bugüne kadar ne söylendiyse, tamamının yalan olduğu ortaya çıkmıştır. Daha kısa süre önce sayın Başbakan dağdaki katillerin ellerindeki silahları bırakarak çekileceklerini, bunun dışında hiçbir şekli müsaade etmeyeceklerini söylemiş, aksi halde bunun yardım ve yataklık suçu olacağını da sözlerine eklemişti. Şimdi Kandil’in Karayılanı çekilmenin silahla olacağını söylüyor. Sonrası daha da vahim. Sayın Başbakan İmralı canisiyle ilgili hiçbir tasarrufun olmadığını ve asla olmayacağını söylemişti. Kandil katilleri bu sözleri de boşa çıkardılar. İmralı’daki bebek katili serbest bırakılmadan, bir yere varılamayacağını kesin ve net bir şekilde ilan ettiler.

BİRBİRLERİNİ TAMAMLIYORLAR

Gelelim ülkeye biçilen akıbete. Kandil’in karayılanının olmazsa olmazlarından birisi de ülkenin federasyona dönüştürülmesi ve eli silahlı katillerin dağdan inip siyaset yapabilmelerine imkan verecek düzenlemelerin biran önce yapılması. Kandil yılanı önünde sıralanan gazetecilere, “”Biz Ortadoğu’da bütün halkların birlikte eşit bir şekilde, demokratik bir ortamda kardeşçe yaşamalarından yanayız. Bu da demokratik konfedaralizm ve federasyon ile olur. Ulus devletlerde diktatör olur” diyor. İmralı canisinin BDP milletvekilleri ile yaptığı görüşmenin tutanaklarında da aynı sözler var. Şimdi bu sözü alın, AKP adına yapılan açıklamaların yanına koyun. Üzerine de AKP’nin Anayasa teklifini oturtun. Nasıl birbirlerini tamamladıklarını ibretle göreceksiniz. Hani verilmiş bir söz, yapılmış bir anlaşma yoktu?

HANİ BARIŞ OLACAKTI?

Bir başka husus bu katiller ellerindeki silahlarla sözüm ona çekilirken, Türk devletinin bunları seyredecek olmasıdır. Bunun suç olacağını sayın başbakan söylemiştir. Şimdi bu suçu işleyecekleri anlaşılıyor. Bununla da bitmiyor. Bu eli silahlı katillerin gidecekleri yer sınırlarımızın hemen dışındaki kamplardır. Bu kamplarda gidip piknik mi yapacaklar? Elbette değil, yeni katliamlar için, bölgede yeni kargaşa oluşturmak ve Kandil’in karayılanının dediği ortamı oluşturmak için hazırlık yapacak, sonra da harekete geçecekler. Bu bizim iddiamız değil, kendi beyanlarının ortaya koyduğu bir gerçektir. Hani bölgede barış olacaktı, huzur gelecekti? Bunun neresinde hayır var, bunun neresinde barış var? Bu beyanlar, bu gerçekler orta yerde duruyor ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç çıkıp milletin gözünün içen baka baka bunların iyi şeyler olduğunu söyleyebiliyor. Milletin aklıyla alay etmekte bir sınır tanımadıklarını ibretle ve hayretle bir defa daha izledik.

BOP’LU YOL

İşin aslının ne olduğu MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin Kandil rezilliği sonrasında yaptığı açıklamada ayrıntılarıyla ortaya konulmuştur. MHP’nin bugüne kadar yaptığı tespitlerin tamamı haklı çıkmıştır. Türkiye bir bölünmenin eşiğindedir. AKP ya İmralı canisi ve Kandil katillerinin şartlarını yerine getirecek veya bu işin altında kalacaktır. Şartları yerine getirmek için her imkanı denediği gayet nettir. Zaten başka çareleri de yoktur. Aksi halde Obama’nın sopası inip kalkmaya başlar. ABD’ye bu BOP’lu yolda görevlerini yerine getirmiş olmanın gururuyla gideceklerdir.

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU