Dolar 32,3675
Euro 35,0041
Altın 2.323,31
BİST 9.088,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

HARVARD’DA GÜL’E ŞOK SORU

A+
A-

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, oğlu Mehmet Emre’nin mezuniyet töreni için bulunduğu Harvard Üniversitesi’nde katıldığı, “Güncel Bölgesel Konular ve Geleceğe Bakış” başlıklı panelde dinleyiciler arasında bulunan Harvard Tıp Merkezi’nden Dr. Emrah Altındiş’in yaklaşık 3 dakika süren sert soruları ile karşılaştı.

Dr. Altındiş, “Türkiye’de insanlar ölürken geceleri nasıl uyuyorsunuz” sorusuyla salonda buz gibi havanın esmesine yol açtı. Soruyu Türkçe soran Altındiş, ısrarla sorusunun İngilizceye çevrilmesini isterken, “Türkiye’de bu soruyu sorsaydım beni tutuklarlardı” dedi. Gül, soruyu soğukkanlılığını bozmadan dinlerken, Türk korumalardan, “Sen insan değilsin” sözleri yükseldi. Dr. Altındiş’in sorusu salondaki 150 kadar dinleyiciye tercüme edildikten sonra Cumhurbaşkanı Gül; ”Söylediğin sözler doğru değil. Bir başkası olsaydı sana bu soruyu sordurmazdı. Bu olaylar başka ülkelerde de oluyor. Gezi Parkı’nda sağduyulu bir hareketle başlayan eylem, ilk başta doğru bir şekilde kontrol edilemeyince yasadışı örgütler bunlara katıldı. Bunlar tabii ki çok üzücü” yanıtını verdi.
Dr. Emrah Altındiş şöyle konuştu:

“Bildiğiniz gibi şu an Gezi olaylarının yıldönümündeyiz. Geçen sene Nobel ödüllü meslektaşlarımızla Science (Bilim) dergisinde bir makale yayınladık. Sizin başında olduğunuz Türkiye Cumhuriyeti devletini, 8 vatandaşını öldürdüğü, 90 insanımıza kafa travması yaşattığı, 9 insanın gözünü yitirdiği, binlerce insanı gaza boğdu için protesto ettik. Fakat Türkiye’de şiddet devam ediyor. Günde 3 kadın öldürülüyor. 4 işçi iş kazalarında katlediliyor. Roboski katliamında sizin başında olduğunuz ordu 34 kişi öldürdü. 17’si çocuktu. Siz Ankara’da yaşıyorsunuz. Kızılay’da Ethem Sarısülük başından kurşunla vuruldu. Katili dışarda. Siz böyle bir devletin başında olmaktan utanmıyor musunuz? Nasıl bize burada demokrasi yalanları söylüyorsunuz? Geceleri nasıl uyuyorsunuz? Berkin Elvan 14 yaşındaydı. Sizin başbakanınız 14 yaşındaki çocuk için terörist diyor. Lütfen sorum tercüme edilsin…”

Gül, Dr. Altındiş’in sorusunun tercüme edilmesi üzerine, “Şimdi beni sen dinle. Kimse sana böyle soru sorma hakkı vermez”‘ dedi. Altındiş ise, Türkiye’de dayak yerdim” diye cevap verdi.

Karşıyaka Anadolu Lisesi ve Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü mezunu olan Altındiş, Harvard Üniversitesi’nden önce, 2006 yılına kadar çalışmalarını Ortadoğu Üniversitesi (ODTÜ) Biyoteknoloji Bölümü’nde sürdürüyordu.

YAŞANAN GERGİNLİKLER GEÇİCİ

Harvard Üniversitesi’ndeki panelde Cumhurbaşkanı Gül’e soru sorunlar arasında işletme yüksek lisansını yeni tamamlamış Türk öğrenci Aysun Demircan da vardı. Demircan’ın “Siz konuşmanızda ekonomik büyüme ve küresel barış için iç barışın da önemli olduğunu söylediniz. Türkiye açısından iç barışı sağlamada ne gibi zorluklar var?” şeklindeki sorusuna Cumhurbaşkanı Abdullah Gül uzun bir açıklama getirdi. Türkiye’de yaşanan siyasi gerginlik ve tartışmaların “İç kavga olarak sunulmaması gerektiğini” belirten Cumhurbaşkanı Gül, “(Türkiye’de) Siyasi kavga ve mücadelelerin biraz sert olduğunu ve kırıcı olduğunu, bu çerçeve içinde halkın da zaman zaman kutuplaştığını görmek şeklinde doğru bir tespit yapmamız gerekir. Yoksa, sanki çatışma, kavga ve düzenin olmayışı gibi bir anlam çıkar. Bunu müsaade edersen düzeltmem gerekir. Nihayetinde demokrasinin temeli olacak çoğulculuk olacak, siyasi partiler olacak, farklı görüşler olacak ve bunlar birbirleriyle yarışacaklar. Yarışırlarken, işte maalesef, bugünlerde, şikayet ettiğiniz gibi, bazen daha kırıcı sözler sarf edilebiliyor ve zaman zaman yüksek tansiyon söz konusu oluyor. Ama neticede bunlar demokrasilerde nasıl hallediliyorsa öyle halledilecektir. Seçimler olacaktır ve seçimlerde millet ülkenin kimler tarafından idare edileceğine karar verecektir. Tabii, her şey hukuk çerçevesinde olacaktır. Türkiye’de kurumlarının çalıştığından bir şüpheniz olmasın. Özellikle hukuk kurumlarının. Bir karar, yanlış bir şey söz konusu olursa, bununla ilgili şikayetler mahkemelere gider. Mahkemelerin kararları daima üst mahkemelerin itirazına açıktır. Türkiye’deki nihai karardan memnun olmazsanız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gidersiniz. Türkiye vatandaşlarına bu hakkı veren bir ülkedir. Dolayısıyla bütün bu konuştuğumuz şikayetler, vatandaşlarına ‘Avrupa İnsan Hakları’na gitme hakkını veren ve o mahkeme kararını tanıyan bir ülkeden bahsediyoruz. Uzakta olunca ve bunları görünce daha çok etkileniyorsunuz. Ama bu yaşananların hep geçici olduğunu söylemek isterim size” diye konuştu.

 

hürriyet