Dolar 32,4477
Euro 34,7127
Altın 2.472,07
BİST 9.530,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 19°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
19°C
Hafif Yağmurlu
Per 16°C
Cum 17°C
Cts 19°C
Paz 20°C

Hollanda Meclisi 1915 olaylarını “soykırım” olarak kabul etti

Hollanda Meclisi 1915 olaylarını “soykırım” olarak kabul etti
23/02/2018 14:35 | Son Güncellenme: 23/02/2018 14:39
A+
A-

Hollanda Maslahatgüzarı Dışişleri Bakanlığına çağrıldı

Hollanda’nın Maslahatgüzarı, Hollanda Meclisinin 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıyan kararı dolayısıyla Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.

Hollanda Meclisi 1915 olaylarını “soykırım” olarak kabul etti

Hollanda Meclisi, 1915 olaylarını bir ”soykırım” olarak kabul eden tasarıyı yapılan oylamada kabul etti.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Maslahatgüzar Weststrate’ye, dün Hollanda Temsilciler Meclisi’nde alınan 1915 olaylarına ilişkin kararla ilgili Türkiye’nin kaygıları iletildi. 

Bakanlıktan dün yapılan açıklamada da “Hollanda Temsilciler Meclisinin bugün 1915 olaylarını soykırım olarak tanıyan kararlar almasını şiddetle kınıyoruz. Avrupa’nın ortasında Srebrenitsa’da acısı hala dinmemiş soykırıma göz yuman bir ülkenin meclisinin aldığı söz konusu mesnetsiz kararların ne tarihte ne adalette yeri vardır. Dolayısıyla hiçbir hukuki bağlayıcılığı ve geçerliliği yoktur.” ifadelerine yer verilmişti.

Türkiye’nin 1915 olaylarına ilişkin tutumunun tarihi olgulara ve hukuki normlara dayalı olduğu vurgulanan açıklamada, Avrupa hukukuna yerleşmiş içtihatlar ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarının, bu hususta haklılığı ortaya koyduğu belirtilmişti. Açıklamada, Hollanda hükümetinin, Temsilciler Meclisinin soykırıma ilişkin değerlendirmesini uygulamayacağı ve Erivan’da düzenlenen anma törenlerinde temsil edilmenin olayların soykırım olarak kabul edildiği anlamına gelmeyeceği yönündeki açıklamasının not edildiği vurgulanmıştı.

Hollanda parlamentosu, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını “soykırım” olarak tanımıştı. Parlamentoda 3’e karşı 142 oyla kabul edilen önergeye sadece Türklerin kurduğu Denk Partisi karşı oy kullanmıştı. Parlamentoda alınan karar, hükümet protokolüne uymuyor. Hükümet protokolüne göre, soykırımların tanınmasında, uluslararası mahkemelerin hükümleri, Birleşmiş Milletlerin (BM) bilimsel araştırma ve bulgularındaki açık ve net olan sonuçların yönlendirici olması gerekiyor. Hollanda’da hükümet, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne göre hareket ediyor. Bu nedenle kararın hükümet açısından bağlayıcılığı bulunmuyor.

AB Bakanı Çelik: Hollanda Temsilciler Meclisinin kararı bizim için yok hükmündedir

AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, Hollanda Temsilciler Meclisinin kararına

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, AK Parti Genel Merkezi’ne gelişinde, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Hollanda’nın 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanıyan kararını nasıl değerlendirdiğine yönelik soru üzerine Çelik, tarih üzerinden polemik yapmak suretiyle ortaya çıkan bu parlamento kararlarının iyi diyaloğa ve doğru çözümlere hiçbir şekilde hizmet etmeyeceğini söyledi.

Çelik, burada bir kere daha görüldüğü gibi bir parlamentonun hiçbir şekilde konuya vakıf olmadan böyle bir karar aldığını ifade etti.

Bu kararın neticesinde ortaya çıkan şeyin hiçbir şekilde Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesine olanak sağlamayacağına işaret eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Aynı şekilde bu karar sonucunda ortaya çıkan şey, bu meselenin çözümüne ve konuşulmasına, iyi bir diyalog ortamı oluşmasına da imkan sağlamayacaktır. Daha önce Türkiye buradaki tavrını ortaya koydu. Ortak bir acıdan bahsettik. Cumhurbaşkanımız o zaman yaptığı konuşmada, Tarih Komisyonu kurulmasını, herkesin arşivlerini açmasını ve bu arşivlerin açılması neticesinde ortaya çıkacak karara da herkesin saygı duymasını istedi.

O zaman, herkes çok iyi hatırlayacaktır, karşılıklı olarak güven arttırıcı tedbirler söz konusu olacaktı. Fakat karşılıklı olarak o güven artırıcı tedbirler konusunda yapılacak çalışmalarla ilgili adım atılacakken, herkesin bildiği gibi, Ermenistan Anayasa Mahkemesi o kararı iptal etti. Dolayısıyla diyaloğa, burada oturup da beraber çalışmaya yanaşmayan taraf Ermenistan Anayasa Mahkemesinin kararıyla Ermenistan olmuştur.”

“Bizim için yok hükmündedir”

Çelik, hem diasporanın tutumunun hem de bazı parlamentoların aldığı bu kararın esasında Ermenistan’ın daha da izole olmasına, doğru bir diyalog ortamının ortaya çıkmamasına yol açtığını vurguladı.

“Bizim arzu ettiğimiz şey, Srebrenitsa gibi bir soykırım meselesinde son derece sorumluluğu olan, son derece yanlış işlere imza atmış olan, bu soykırım konusundaki sorumluluğu açık olan Hollanda’nın bu konularda daha dikkatli davranması gerektiğiydi. Dolayısıyla Türkiye açısından bir geçerliliği yoktur.” diyen Ömer Çelik, “Tabii ki Hollanda hükümetinin, parlamentonun aldığı bu karara karşı bir bilgi notunu göndermesini not ediyoruz. Bu önemlidir ama her halükarda bu parlamentonun aldığı kararı kınıyoruz, bizim için yok hükmündedir.” değerlendirmesinde bulundu.

“Kıbrıs Türk tarafının ve Kıbrıs Rum tarafının onayı gerekir”

Akdeniz’deki petrol arama gerginliğinden sonra Rum tarafının, AB nezdinde bir yaptırım girişiminin söz konusu olduğu anımsatılarak bu konuda Türkiye’nin bir girişiminin olup olmayacağının sorulması üzerine AB Bakanı Çelik, şöyle konuştu:

“Bu konuları tabii konuşuyoruz. Şu açık ve net bir şekildedir, burada hem Rum tarafının tavrı yanlıştır hem de Avrupa Birliği’nin tek taraflı tutum alması yanlıştır. Doğu Akdeniz’de arama çalışmalarının olması için ortak zenginliğin sahibi Kıbrıs Türk tarafının ve Kıbrıs Rum tarafının onayı gerekir.

Avrupa Birliği, sınır sorunlarını çözmemiş, Kıbrıs Türkleriyle problemini halletmemiş Güney Kıbrıs Rum kesimini Avrupa Birliğine alarak bir hata yaptı. Şimdi de münhasır ekonomik bölge ilan ettiği yerler, biliyorsunuz Türkiye’nin kıta sahanlığıyla da çatışmaktadır. Hem Kıbrıs Türklerinin hem Türkiye Cumhuriyeti’nin haklarını ihlal eden bir durumdur. Dolaysıyla bu çerçevede biz hiçbir şekilde buna müsaade etmeyeceğimizi, bunu doğru bulmadığımızı ifade ettik. Avrupa Birliği, bu konularda da tek taraflı tutum almamalıdır. Tek taraflı tutum alması halinde Türkiye’nin kuşkusuz buna tepkisi olacaktır.”