Dolar 32,5395
Euro 34,8238
Altın 2.428,80
BİST 9.702,60
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 22°C
Az Bulutlu
İstanbul
22°C
Az Bulutlu
Per 20°C
Cum 19°C
Cts 18°C
Paz 19°C

İHANET GÜRUHU BAYRAM EDİYOR

İHANET GÜRUHU BAYRAM EDİYOR
15/03/2013 17:41
A+
A-

İhanet güruhu bayram ediyor

PKK’nın kalleş pusularla ele geçirdiği asker, polis, kaymakam, bölücü hainlerin rezil şovuna alet edildi. AKP dümeninde hayal edemeyecekleri imkanlara kavuşan vatan-millet düşmanları anında televizyonları parselleyerek, “bayram havası” estirdiler. Dinleyen herkesi geri zekalı yerine koyan yorumlar yaptılar. Çok güzel gelişmeler oluyormuş. Bu bir başlangıçmış. Herkes buna katkı yapmalıymış.

BEBEK KATİLİNİ MELEK YAPTILAR

Bu rezaletten olumlu bir sonuç çıkaranlar, eğer zerre kadar ahlak ve vicdanınız varsa, ülkeyi bölmek için terör örgütü kurmuş, 40 bin kişinin katliamına emir vermiş bir bebek katilinin, yattığı yerden örgüt yönetmesi, emir vermesi, şov yapmasından nasıl olumlu ve hayırlı bir sonuç çıkardığınızı bu millete namusluca anlatmak zorundasınız. Bu katilin yayınlanan tutanaklarında veya uzantılarının beyanlarında tehditten, şantajdan, meydan okumadan başka, iyi sayılacak, olumlu olarak değerlendirilecek bir cümlesini, cümleden vazgeçtik bir tek kelimesini, hatta bir tek harfini gösterebilir misiniz? Bebek katili silahlı gücünü daha da büyütmekten, bir savaş başlatmaktan söz ediyor, bu muhteremler bunu bu millete “çok güzel gelişme” diye yutturmaya çalışıyor. İnsanı geri zekalı yerine koymanın, ihaneti aleni hale getirmenin de bir sınırı olmalı. Bu güruhu dinlerseniz, İmralı’daki caniyi melek, dağdaki katilleri yardım severler derneğinin gönüllü üyeleri, şehirdeki uzantılarını da barış elçisi zannedersiniz. Anaları ağlatanlar, yuvaları yıkanlar, ülkeyi kan gölüne döndürenler sanki bunlar değildi. Bu kahpelerin vazgeçtiklerini, ne verirseniz verin, hangi kanunu çıkarırsanız çıkarın, hangi anayasayı yaparsanız yapın tekrar kan dökmeyeceklerini ortaya koyan bir tek söz, bir tek belge, bir tek teminat gösterebilir misiniz? Bugüne kadar yaptıkları açıklamaların hiç birinde bu anlama gelebilecek tek bir kelime duyan, gören olmuş mudur?

DAHA NE OLMASI GEREKİYOR?

Şu yorumlara, devleti idare edenlerden gelen şu açıklamalara bakar mısınız? Barış süreci bozulmasın diye, taraflar dikkatli davranıyor, hassasiyet gösteriyormuş. Propaganda yapmalarına izin verilmemişmiş. Habur türü görüntülerin olmaması sevindiriciymiş. Allah’ım aklıma mukayyet ol. Hangi barış süreci? Neyin barışı? Adam kaçıran, devlete isyan eden, cinayet işleyenlerle neyin barışını yapacaksınız? Hukuk, adalet nerede kaldı? Bunca şehit niye verildi? Bu caniler dağdan iniyor, masa kuruyor, tutanak imzalatıyor, resim çektiriyor, televizyon çekimleri yapılıyor, bebek katilinin mektubu ve isteği doğrultusunda bunu yaptıklarını söylüyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devletini delikteki bebek katiliyle muhatap ediyor, dağdaki eşkıyayla masaya oturtuyorlar. İmralı canisinin talimatlarını dağdaki eşkıyayla eş zamanlı olarak yerine getiriyorlar. Dağdakiler ellerindekileri serbest bırakıyor, AKP’de KCK tutuklularını serbest bırakmak için 4. yargı paketiyle mecliste harekete geçiyor. AKP ve yanaşmaları bunu içine sindirdiği gibi, bir de bunu olumlu ve hayırlı bir gelişme olarak ilan ediyor. Propaganda daha nasıl olur? Yayınlanan görüntülerin, çekilen fotoğrafların Habur’daki rezilliklerden ne farkı var? Rezilliğin, delikteki caniye, dağdaki eşkıyaya teslim olmanın adı ne zaman hassasiyet oldu?

PKK’NIN DÜMEN SUYUNA GİRDİLER

Türk milleti ne olduğunu, ülkeye nasıl bir akıbet biçildiğini MHP’nin duruşundan ve açıklamalarından biliyor. MHP lideri sayın Devlet Bahçeli Darıca Belediye Başkan adayını açıklarken yaptığı konuşmada, yaşananları çok net biçimde ortaya koymuş ve oynanan oyunu Türk milletine şu cümlelerle bir defa daha anlatmıştır: “AKP hükümeti PKK’nın dümen suyuna girmiş, bölücülüğün kodesine kendi rızasıyla düşmüştür. Terör örgütü hükümetin gafleti sonucunda maalesef psikolojik üstünlükler elde etmiştir. En son olarak, PKK’nın kaçırarak aylardır elinde tuttuğu sekiz kamu görevlerimiz iğrenç bir pazarlığa konu edilmiştir. PKK, hükümetin acziyet ve ikramcı politikaları sayesinde koskoca Türk devletini küçültücü ve gurur kırıcı bir pozisyona sokmuştur. Bu olacak ve normal görülecek bir şey değildir. Terör örgütü döktüğü kanların, işlediği cinayetlerin yanında insan kaçırarak da sicilini zaten iyice karartmış ve kirlendirmiştir. PKK, şantajlar altında ve altığı tavizlerle sekiz kamu görevlimizi neye hizmet ettiği malum olan bir heyete teslim tutanak ve imza karşılığında teslim etmiştir. Bu caniler kimdir ki tutanak tanzim edebilecek kadar cüret ve cesarete sahip olabilmişlerdir? AKP Hükümeti Türk milletini de, tutanakla, karşılıklı imzalarla teröre ve bölücülere peşkeş mi çekecektir? Bu nasıl bir rezalet, bu nasıl bir alçaklıktır?”

BU GİDİŞE SON VERİLMEZSE

Bu karanlık gidişe son verilemez ise neler olacağını hala görmeyen ve anlamayan varsa, sayın Bahçeli’nin sözlerinden bir defa daha hatırlatalım: “Türkiye önce iki dilli ve iki ortaklı can çekişen tek devlete; Sonra çok dilli ve çok ortaklı bir federal devlet yapılanmasına doğru yol alacaktır. Teslimiyetin dozuna ve hızına bağlı olarak değişecek bu aşamadan sonra ise Türkiye iki seçenek arasına sıkıştırılacaktır: Bunlardan birincisi; ayrı ayrı kimlik oluşturmuş ve milletten ayrılmış kardeşlerin ve coğrafyaların da birbirinden uzaklaştığı parçalanma ve küçülme sürecidir. Diğeri ise, küresel gücün öncelik vererek dayatacağı model olan Irak ve Suriye’nin kuzeyini içine alacak ve aşiret reislerini kucaklayacak şekilde çok devletli ve milletli konfederal bir devlet yapılanmasıdır. Sahibi Amerika Birleşik Devletleri olan ve Eşbaşkanlığını övünerek Başbakan Erdoğan’ın yaptığı Büyük Ortadoğu Projesi’nin Türkiye’ye dayattığı ve Başbakanı arkasından ittiği uçurum budur.”

ORHAN KARATAŞ/ ORTADOĞU