Dolar 32,5470
Euro 34,7468
Altın 2.495,43
BİST 9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 14°C
Hafif Yağmurlu
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cts 20°C
Paz 21°C
Pts 21°C
Sal 22°C

İHSANOĞLU: GÜZELLIKLERI EKMEK IÇIN TÜRKIYE’MIN EMRINDEYIM

İHSANOĞLU: GÜZELLIKLERI EKMEK IÇIN TÜRKIYE’MIN EMRINDEYIM
10/07/2014 14:32
A+
A-

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, adaletten hiç kimsenin üstün olmadığını söyledi. İhsanoğlu, “Suçu ispatlanmadıkça hiç kimse suçlu değildir.” dedi.

Çırağın Sarayı’nda başlatılan kampanya tanıtım toplantısında konuşan İhsanoğlu, hukuk vurgusu yaptı. Hükümleri hukukun vermesi gerektiğini dile getiren İhsanoğlu, “Hukuka herkes güvensin. Hiç kimse adaletten daha üstün değildir. Suçu ispatlanmadıkça hiç kimse suçlu değildir. Adalete saygılı muhalefete saygılı farklı görüşlere sahip olanlara saygılı olmak için bu tarlaya saygı ekmemiz gerekecek. Saygı ekmek için verin elinizi. Ekeceğimiz bir diğer tohum da dirliktir. Dirlik bir insanın sağlığı huzuru ve güveni demektir.” diye konuştu.

“HÜRRİYET HAVASINI KESERSENİZ O ÜLKE NEFESSİZ KALIR”
Türkiye’de birçok insanın borçlu olduğuna dikkat çeken İhsanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hem devlet borçlu hem millet borçlu. Zenginin borcu olabilir ama çocuklarının eğitimi aksamaz. Ya fakirin borcu. Türkiye’de fakir çok. Türkiye’nin büyük bir bölümü ödenemez şekilde kredi kartı borcu içinde. Vatandaşlar borç ödemek için yeme içmeden oluyor. Nereye gitsem duyduğum tek şey faizli borçluluk halidir. Cumhurbaşkanlığının icra yetkisi yoktur ama icra ile el ele vererek çağrı yaparak yetkisini ve pozisyonunu kullanarak yol gösterir. Cumhurbaşkanı yol yapmaz ama yol gösterir. Büyük kararlar büyük mutabakatlarla verilir. Türkiye’nin en yoksul kesimini bir basamak yukarı çıkarmak çok büyük bir siyasi mutabakat meselesidir. Zordur ama imkansız değildir. Eğer AK Parti’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi, HDP’lisi el ele verirse bu devasa sosyal yaraya çözüm bulabiliriz. Bunun için herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Dünyada hürriyet olmadan zenginliğe ulaşan hiçbir ülke yoktur. Hür düşünce toplumdaki zenginliğin baş şartıdır. Hür düşünce olmazsa Amerika’nın akıllı telefonuna Güney Kore rakip olamazdı. Demokratik bir ülkenin sunduğu bir hava gibidir hürriyet. Hürriyet olmazsa demokrasi olmaz. Bu hürriyet havasını keserseniz o ülke nefessiz kalır.”

“GENÇLER KAHVELERDE ÖMÜR TÜKETİYOR”
İhsanoğlu, şöyle devam etti: “Bunca gencimiz var, gençler kahve köşelerinde ömür tüketiyorlar. Dünyanın gittiği yer ilimdir, fendir, patenttir. Üreten insanın korunmasıdır. Bunlara dikkat etmezsek rakiplerimize göre iyi olur muyuz, esas soru bu. Biz bugüne kadar bir tek Nobel ödülü kazandık. O da romancımız Orhan Pamuk’un sayesinde. Ama biz bilimde fizikte, kimyada Nobel kazanmadık. Yarışa bizden sonra kalkan ülkeler bunu elde ettiler.”

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin, seçimin adil olmadığını ve takvimim yetersiz olduğunu belirtti. Devletin yapmamasını eleştiren İhsanoğlu, “Bir de diyoruz ki devlet para vermesin. Peki birileri devletin imkanlarından yaralanıyor. Öbür iki aday, varsa fazla aday neden yaralanmasın. Bugün gazetelerde gördüm TRT Başbakana 553 dakika bu adaya ve Selahattin Beyede 3 beş 5 dakika ayırmış. Ama bakınız bu milletin gözünden kaçmıyor. Bizde inşallah Allahın izniyle milletin desteğiyle bu seçimi kazanacağız.” dedi.

Çırağın Sarayı’nda başlatılan kampanya tanıtım toplantısında konuşan İhsanoğlu, 2 ay gibi kısa sürede yapılacak seçimin adil olmadığından yakındı. Basın mensuplarının sorularını cevaplayan İhsanoğlu, dış politikayla ilgi soruya, “Bugün pilotlarımız rehin alınıyorsa, diplomatlarımız rehin alınıyorsa, TIR şoförlerimiz rehin alınıyorsa ve içerde dışarda bir hedef oluyorsanız komşularınızla herhalde bir sıkıntı vardır. Birkaç ülkede büyükelçiniz yoksa ve eski ticaret yollarınız kapatılmışsa herhalde burda bir sıkıntı vardır. Gerçekten bunu gidermenin zamanının geldiğine inanıyorum. Aksi takdirde bizim dünyadaki yalnızlığımız daha da aratacak ve ekonomik imkanlarımız zorlanacaktır.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı yarışının adil olmadığını belirten İhsanoğlu şunlarının ifade etti: “Dünyanın hiç bir yerinde seçim 2 ay gibi kısa bir zamanda yapılmaz. ABD’de bile 2 yıl sürer biz 2 aya indiriyoruz. Tuhaf bir durum. Bir de diyoruz ki devlet para vermesin. Peki birileri devletin imkanlarından yaralanıyor. Öbür iki aday, varsa fazla aday neden yaralanmasın. 2 ayda siz evi taşırsınız, büyük imkanlarınız varsa 2 ayda taşınırsınız. Ama bir cumhurbaşkanı 2 ayda seçilir mi. Demek ki öyle hesaplanmış öyle düşünülmüş. Bugün gazetelerde gördüm TRT Başbakana 553 dakika bu adaya ve Selahattin Beyede 3 beş 5 dakika ayırmış. Ama bakınız bu milletin gözünden kaçmıyor. Birinci sırada oturanlar hatırlar 2. sırada oturanların bir kısmı hatırlar. 3. ve 4. sırada oturanlar hiç hatırlamazlar. 80’li yıllarda tam 30 sene önce o devrin muktedirleri apoletlileri olanlar oturdular masa başında siyasi rejim kurdular. Dediler ki Turgut Sunalp paşayı sağ partinin lideri yapalım. Bizim şu başbakanlık müsteşarı Necdet Beyide iyi adamdır onuda sol partinin başkanı yapalım böylece İngiltere’deki gibi muhafazakar işçi parti dengesi kurulur falan böyle yürütürüz memleketi, idare ederiz. Bir bürokrat rahmetli Turgut Özal çıktı buna meydan okudu ve o seçimi milletin desteğiyle kazandı. Bizde inşallah Allahın izniyle milletin desteğiyle bu seçimi kazanacağız.”

Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanının mevcut anayasaya göre seçileceğini söyledi. İhsanoğlu, “Şimdi siz anayasanın 104. Maddesine göre seçiliyorsunuz, yukarı çıkıp ‘ben bunu beğenmedim’ diyorsunuz. Böyle bir şey olamaz. Kimse bunu yapamaz, bu anayasa ihlalidir.” dedi.

Çırağan Sarayı’nda seçim bildirgesini açıklayan Ekmeleddin İhsanğlu, gazetecilerin sorularını cevapladı. İhsanoğlu, Gazeteci Aslı Aydıntaşbaş’ın, “Cumhurbaşkanı seçilmeniz halinde mevcut hükümetle nasıl bir ilişkiniz olacak? Çünkü Çankaya’ya çıkmanız halinde Tayyip Erdoğan hükümetiyle çalışacaksınız. Aklınızda nasıl bir devlet tasarrufu var?” sorusuna, “Türkiye 90 senelik bir devlet. Arkasında bin senelik bir mazi var. Biz devleti ilk defa idare edecek değiliz. Bu milletin her ferdinin bir tarihi müktesebatı vardır. Ben 100 devleti gezdim. 62 defa devri alem yaptım. Çok sayıda ülkenin devlet başkanları, cumhurbaşkanları ve bakanlarıyla görüştüm. Bir tek bu işleri yapan dünyada biz değiliz. Bu sistemi biz icat etmedik. Parlamenter sistemi biz cumhuriyetle değil, saltanat devrinde kabul ettik. İkinci meşrutiyetle birlikte kabul ettik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti kuruyor, yetkiyi başvekile devrediyor. O günden bugüne bu memleket böyle gidiyor. Bu görevler anayasada yer alıyor ve bizim teamüllerimiz var. Bir siyasetçi ‘ben bu sistemi beğenmiyorum, başkanlık rejimi daha iyidir’ diyebilir. Gayet tabi bunun tartışılması lazım. Ama bunun Meclis’te kabul edilmesi, ona göre anayasanın değiştirilmesi lazım. Şimdi siz anayasanın 104. Maddesine göre seçiliyorsunuz, yukarı çıkıp ‘ben beğenmedim bunu’ diyorsunuz. Böyle bir şey olamaz. Kimse bunu yapamaz, bu anayasa ihlalidir.” cevabını verdi.

ABD’deki başkanlık sistemiyle ilgili bilgi veren İhsanoğlu, “Amerikan sistemiyle bizim ülkemizin ilgisi yok. Orada değişik devletler birleşiyor, her devletin kendine göre kongresi var, temsilciler meclisi var devlet başkanı yetkisine sahip eyalet valisi var. Bunlara göre bürokrasisi, kanunları var. Her eyaletin kanunu farklı. Bu devletler bir araya gelip federal yapı oluşturdular ve başına başkan koydular. Bizim böyle bir durumumuz yok ki. Biz üniter bir devletiz, tek bir devletiz. Biz bu devleti korumak mecburiyetindeyiz. Güçlü bir yetki iktidardadır. Cumhurbaşkanının icra yetkisi var mıdır? Ben seçildikten sonra Meclis bu anayasayı değiştirirse cumhurbaşkanı onaylanan anayasayı uygulamak mecburiyetindedir. Cumhurbaşkanı mevcut anayasaya göre seçilecektir ve anayasadaki yetki ve görevleri yerine getirmekle mükelleftir. Andını ona göre içecektir.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, sözde çözüm sürecine ilişkin yaptığı değerlendirmede, silahların terk edilmesi ve ateşkesin sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

Çırağan Sarayı’nda yaptığı tanıtım toplantısında konuşan İhsanoğlu, PKK sorunu hakkında düşüncelerini açıkladı. Kürt meselesinin en hassas ve en mühim meselelerden biri olduğunu belirten İhsanoğlu, “Barış elbette barış, savaş elbette hayır. Barışla bu işi halletme yollarını bulmamız lazım. Bu barışı sağlamak için çok önemli tecrübelerimiz var. Biz bu topraklarda bin senedir beraber yaşıyoruz. Dil farkı var. Dile karşı da ülkemiz hata yapmıştır. Biz her şeyi sopa ile halletmeye alışmış bir mirastan geliyoruz maalesef. O sopayı kullanarak temel insan haklarını yok etmek, susturmak insanların ana dilini konuşmamalarını sağlamak kabul edilmez bir şey. Ben Türk baba ve annenin evladı olarak yabancı bir ülkede doğdum. İnsanın ana dili temel hakkıdır. Siz ana dilinizi konuşamıyorsanız vatanınızda yaşamıyorsunuz demektir. Vatanınızda yabancısınız. Bu çok büyük haksızlık oldu. Bu haksızlığın giderilmesi şarttır.” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa vurgusu yapan İhsanoğlu şöyle devam etti: “İnsan hak ve hürriyetlerinin en kamil şekilde icra edilmesi anayasaya konulması kanunların geliştirilmesi hedef aldığımız Avrupa Birliği normlarını getirmektir. Bu gibi problemi olan tek ülke dünyada biz değiliz. Başka ülkelerin tecrübelerinden yararlanmamız lazım. Bunları yaparken bunu muhakkak Meclis’e götürmelisiniz. Parlamentonun bunu kabul etmesi lazım. Ülkede bir konsensüs milli mutabakatın olması lazım. Bu mutabakatı sağlamadığınız takdirde bu barış aksak bir barış olur. Doğuracağı sıkıntılar getireceği menfaatlerden daha büyük olur. Silahların terk etmesi lazım. Ateşkesin devam etmesi lazım. İnsanların hürriyet içinde huzur içinde yaşamaları lazım. Bunu yaparken elbette ülkenin toprak bütünlüğünü siyasal rejimin zedelenmemesi lazım. Anayasal sisteminin korunması lazım.”

Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, ilk defa ailesiyle birlikte basının karşısına çıktı. Seçim sloganını, ‘Ekmek için Ekmeleddin’ olarak açıklayan İhsanoğlu’nun, logosu ise buğday temalı Türkiye haritası.

Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, kampanya sloganını ve seçim bildirgesini açıklamak için Çırağan Sarayı’nda basının karşısına çıktı. Basın toplantısına, ulusal ve uluslararası basınla birlikte gazete ve televizyonların genel yayın yönetmenleri ile köşe yazarlarının ilgisi dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, 28 Şubat’ta başörtülü kızlara yapılan hakaretlere karşı dik durduğu için makamının elinden alındığını söyledi. Ogün bedel ödediğini belirten İhsanoğlu, Başbakan Erdoğan’ın ‘çapulcu’ benzetmesine de karşı çıkarak, “Ben gözlerinden sevgi fışkıran gençlere ‘çapulcu’ dedirtmem.” dedi.

Ekmeleddin İhsanoğlu, seçim sürecinde kampanya sloganını ve seçim bildirgesini açıklamak için Çırağan Sarayı’nda basının karşısına çıktı. Konuşmasına dualarla başlayan İhsanoğlu, “Bu çok hassas dönemde cumhurbaşkanlığı seçimine giderken ülkemizin içeride huzura birliğe ve dirliğe dışarıda itibarını korumaya komşuları ile ihtilaflarını çözmeye her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Ey azizler! Çok hassas dönemden geçiyoruz. Her zamankinden daha fazla huzura ihtiyaç var. Biz Türkler için vatan bir tarladır. Bu tarlayı sulamak ekmek biçmek gerekir. Atalar ne güzel demişler: Ne ekersen onu biçersin, rüzgar eken fırtına biçer. Nefret eken savaş biçermiş. Komşu komşuya sen şu partidensin, seninle konuşmam diyecek hale gelmiştir.” diye konuştu.

Bütün partilere eşit mesafede olduğunu belirten İhsanoğlu şunları söyledi: ” Bana da diyorlar; ‘Sen MHP’lisin, sen CHP’lisin, sen bunların adayısın, ben MHP ve CHP’nin adayı değil, AK Parti, HDP, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DSP, Bağımsız Türkiye Partisi, BBP seçmenlerinin tüm Türkiye’nin cumhurbaşkanı adayıyım. Hiçbir partiye diğer partiden daha yakın ve uzak değilim. Her partide namusu ile çalışan sayısız siyasetçi bürokrat, teknokrat var. Hepsine sonsuz saygı ve sevgi besliyorum. Benim tüm ülkeme bütün Türkiye’ye sevgim saygım vardır. Elimde bir avuç tohum var. Bu tohumları vatan dediğimiz iftihar tarlasına ekmek istiyorum. Bu tarlaya sevgi ekmek istiyorum. İnsanlarımız kavga etmesin, kendi kampına çekilmesin. 28 Şubat’ta gencecik kız çocuklarımıza ‘sıkma baş’ diye bağıran bir ceberut devlet vardı. Ben o kız çocuğunun yanında durdum. Makamım elimden alındı. Bu bedeli ödedim. Ben öğrencime sıkma baş diye hakaret ettiremezdim. Gün geçti yeni bebekler doğdu yeni gençler doğdu. Bu gençler sokağa çıktı. Ben gözlerinden sevgi fışkıran gençlerime çapulcu dedirtmem. Bir insan evladına böyle hakaret edilmesine izin veremem. Bütün evlatlarımız çok kıymetlidir. Geçen sene bugün kaybettiğimiz Ali İsmail Korkmaz da onlardan biriydi. Bir daha bu acıların yaşanmaması için bu yola çıktım. Onun da, tüm kaybettiğimiz canların da ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun. Elbette her yer ve her zaman demokratik gösterileri suiistimal etmeye çalışan küçük gruplar olacaktır. Şurada bin kişi toplansa önce su satan esnaf gelir, sonra polis, sonra da küçük terör grupları gelir. Devletin görevi sapla samanı ayırmaktır. İdealist gençlerin hepsini birden , bir ağızdan itham etmekle, bu ülkeyi üçe beşe bölmekle, her fırsatta ikilik çıkartmakla belki siyaset yapılır ama devlet yönetilemez. Analar bu çocukları doğuruyor. Yemiyor, içmiyor büyütüyor. Bu çocukların kalbine sevgi ekmesek, onları birbirine düşürürsek halimiz nice olur. Edirne’deki evlatlarımız da Hakkari’deki evlatlarımız da çok kıymetli.”

‘KADINLARIMIZIN TÜM HAK VE HÜRRİYETLERİYLE YAŞADIĞI BİR TÜRKİYE HAYAL EDİYORUM’

“Sadece gençlerimiz değil kadınlarımız da kıymetlidir.” diyen İhsanoğlu, “Ne yazık ki kadınlarımız ne siyasette ne de istihdamda hak ettikleri noktalara gelebilmişlerdir. Hala çocuk gelinlerde dünya üçüncüsüyüz. Kadın cinayetlerinde de yine üst sıralardayız. Kadınlarımızın tüm hak ve hürriyetleriyle yaşadığı bir Türkiye hayal ediyorum. Ben çocuklarımızın katil olmayacağı, kimsenin canına kastedilmediği bir Türkiye hayal ediyorum. Bu Türkiye’ye alışmanın yolu da tarlaya hakaret değil, sevgi tohumları ekmekle olur. Dolayısıyla diyorum ki; sevgi ekmek için verin elinizi!” şeklinde konuştu.

İhsanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ey azizler! Ekeceğimiz bir diğer tohum saygıdır. İnsanlar arası saygı, üslupta saygı. Bir insan hakkında hükmü adalet verir. Bağımsız yargı bir suç iddiasıyla ilgili hükmünü bildirmedikçe böyle suç hükmünü peşinen vermek yargısız infaz demektir. Maalesef ülkemizde yargısız infazları görüyoruz. Herkesin herkesle ilgili peşin bir hükmü var. Düşünceler kamplaşıyor. Herkes kendi düşüncesinde olanları övüyor, karşı düşüncedekileri düşman biliyor. İki esnaf dükkanı düşünün. Bu iki esnafın bir birine saygısı yok. Neden? Çünkü ayrı siyasi görüşteler. Cumhurbaşkanı seçilirsem derin yaralar almış, hatta neredeyse kangren haline dönüşmüş bu ilişkileri saygı çerçevesinde iyileştirmek için ç alışacağım.”

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, adaletten hiç kimsenin üstün olmadığını söyledi. İhsanoğlu, “Suçu ispatlanmadıkça hiç kimse suçlu değildir.” dedi.

Çırağın Sarayı’nda başlatılan kampanya tanıtım toplantısında konuşan İhsanoğlu, hukuk vurgusu yaptı. Hükümleri hukukun vermesi gerektiğini dile getiren İhsanoğlu, “Hukuka herkes güvensin. Hiç kimse adaletten daha üstün değildir. Suçu ispatlanmadıkça hiç kimse suçlu değildir. Adalete saygılı muhalefete saygılı farklı görüşlere sahip olanlara saygılı olmak için bu tarlaya saygı ekmemiz gerekecek. Saygı ekmek için verin elinizi. Ekeceğimiz bir diğer tohum da dirliktir. Dirlik bir insanın sağlığı huzuru ve güveni demektir.” diye konuştu.

Türkiye’de birçok insanın borçlu olduğuna dikkat çeken İhsanoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hem devlet borçlu hem millet borçlu. Zenginin borcu olabilir ama çocuklarının eğitimi aksamaz. Ya fakirin borcu. Türkiye’de fakir çok. Türkiye’nin büyük bir bölümü ödenemez şekilde kredi kartı borcu içinde. Vatandaşlar borç ödemek için yeme içmeden oluyor. Nereye gitsem duyduğum tek şey faizli borçluluk halidir. Cumhurbaşkanlığının icra yetkisi yoktur ama icra ile el ele vererek çağrı yaparak yetkisini ve pozisyonunu kullanarak yol gösterir. Cumhurbaşkanı yol yapmaz ama yol gösterir. Büyük kararlar büyük mutabakatlarla verilir. Türkiye’nin en yoksul kesimini bir basamak yukarı çıkarmak çok büyük bir siyasi mutabakat meselesidir. Zordur ama imkansız değildir. Eğer AK Parti’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi, HDP’lisi el ele verirse bu devasa sosyal yaraya çözüm bulabiliriz. Bunun için herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Dünyada hürriyet olmadan zenginliğe ulaşan hiçbir ülke yoktur. Hür düşünce toplumdaki zenginliğin baş şartıdır. Hür düşünce olmazsa Amerika’nın akıllı telefonuna Güney Kore rakip olamazdı. Demokratik bir ülkenin sunduğu bir hava gibidir hürriyet. Hürriyet olmazsa demokrasi olmaz. Bu hürriyet havasını keserseniz o ülke nefessiz kalır. Bunca gencimiz var, gençler kahve köşelerinde ömür tüketiyorlar. Dünyanın gittiği yer ilimdir, fendir, patenttir. Üreten insanın korunmasıdır. Bunlara dikkat etmezsek rakiplerimize göre iyi olur muyuz, esas soru bu. Biz bugüne kadar bir tek Nobel ödülü kazandık. O da romancımız Orhan Pamuk’un sayesinde. Ama biz bilimde fizikte kimyada Nobel kazanmadık. Yarışa bizden sonra kalkan ülkeler bunu elde ettiler.”

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, Filistin’le ilgili taraf tutulmaması yönünde bir sözünün olmadığını söyledi. Arap liderleri arasındaki kavgalar hakkında değerlendirme yaptığını belirten İhsanoğlu, Filistin’de yaşanan sorunların çözümü noktasında genel sekreterliği döneminde çok fazla çalışma yaptığını anlattı.

Çırağan Sarayı’nda düzenlenen tanıtım toplantısında konuşan İhsanoğlu, gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. Filistin’le ilgili sözlerinin sorulması üzerine İhsanoğlu şunları söyledi: “Benim söylediğim Türkiye taraf tutmaması meselesi Filistin’le ilgili değil. Ben bunu daha çok Arap ihtilafları ile ilgili Arap ülkeleri kavgaları ile ilgili Arap liderler arasındaki kavgalarla ilgili söyledim. Bu konuda taraf tutmanın bölgeye ve Türkiye’ye neler getirdiğini izah etme ihtiyacı vardı. Filistin’le ilgili benim böyle bir sözüm yok. Bunu söyleyenler yanlış bilgi edindiler herhalde. Benim genel sekreter olarak Filistin’e yaptığım hizmet herkesin bildiği bir konudur. 2006 senesinde Aralık ayında Hamas ile Fetih arasındaki ilk ateşkesi ben sağladım. Bunu uzun boylu mekik diplomasisi icra ederek Ramallah’ta Abbas ile Gazze’de Başbakan Haniye ile Şam’da Halid Meşal ile üç merkez arasında mekik dokuyarak ihtilaf noktalarını birer birer gidererek en sonunda Aralık ayının sonuna doğru ateşkes sağladık. Hamas ile Fetih arasında ilk ateşkes sonucunda milli mutabakat hükümeti kuruldu. 2007 baharında kuruldu. Filistin mücadele konusunda bizim çalışmalarımız devam etmiştir. Gazze’ye yapılan saldırılar karşısında teşkilatımızın en yüksek seviyede karar organlarını davet ettik. Gazze’ye defalarca gittim.”

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde devletin adaylara herhangi bir yardımının bulunmadığını söyledi. İhsanoğlu, “Türkiye önemli bir seçim yapacak ama bizim elimizde bu masrafları karşılayacak imkanlar yok. Bir rakibimiz hem iktidar olmanın getirdiği avantajla, hem de bizzat başbakanlığın imkanlarıyla bolluk içinde bir kampanya yapabilecek.” dedi.

Çırağan Sarayı’da seçim bildirgesini açıklayan Ekmeleddin İhsanoğlu, Türkiye’nin edebiyat haricindeki herhangi bir dalda Nobel ödülünün bulunmadığını belirtti. İhsanoğlu, “Türkiye’nin bu hedeflere ulaşması için çalışması lazım. Bu topraklara dirlik tohumları ekmek lazım. Göreve geldiğimde her vatandaşımızın daha zengin, daha mutlu, daha borçsuz olması için Meclis’le uyumla çalışacağım. Diyorum ki; dirlik ekmek için verin elinizi!” şeklinde konuştu.

“Tarlamız büyük ve bereketli, tıpkı ülkemiz gibi. Burada aktaracağım son tohum; sevgi, saygı ve dirlikten sonra birlik tohumudur.” diyen İhsanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler burada birlikte yaşama kültürüne herkesten daha fazla sahip olan bir milletiz. Yıllardır ortak acılarımız devam ediyor. Ortak sevinçlerimizi ise kaybettik. Suriye’de yaşanan insanlık trajedilerine, Soma’da aç gözlü kapitalist bir anlayışın vahim faturasına, patlayan bombalara rehin alınan vatandaşlarımıza, ölen her bir cana ortak olarak üzülüyoruz. Ama çok uzun zamandır hep birlikte sevinemiyoruz. Hep birlikte sevinmeyen bir ülke, ülke olma vasfını yitirmeye başlar. Barajlarımız, tüp geçitlerimiz, yollarımız hepimizin vergisiyle yapılıyor. Hepimizin alın teriyle, mühendislerimizin bilgi birikimiyle yapılıyor. Ama bunun için bile bir ortak sevincimiz olmuyor. Bu konuda bile bir yarış var. 70 sene önceki hükümetlerle bile anlamsız kıyaslamalar arasında kaybolup gidiyor sevincimiz.”

‘ATATÜRK OLSAYDI BARIŞ VE REFAH İÇİN BÜYÜK BİR İŞ BİRLİĞİNİN TEMELİNİ ÇOKTAN ATMIŞTIK’

Türkiye’nin dış politikalarına yönelik eleştirilerde bulunan İhsanoğlu, “Büyük Atatürk’ün sözünü her yerde yazıyoruz. Her zaman dilimize pelesenk ediyoruz. ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyoruz ama uygulamada ne kadar başarılı olduğumuz şüphelidir. Atatürk şu anda yaşasaydı ne yapardı? Atatürk şartlara göre en akılcı çözümleri üreten bir liderdir. Atatürk şu anda yaşasaydı Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlarda barış ve refah için büyük bir iş birliği temelini çoktan atmıştık. Artık Sovyetler tehdidi yok, artık başka bir dünyada yaşıyoruz. Filistinli çocuğun attığı tweet, New York’taki Yahudi genci ağlatıyor. Tüm bunlar 1 saniye içinde olup bitiveriyor. Türkiye’miz bu bölgenin en önde gelen ülkesidir. Bizim teknik üniversitelerimiz var. Bizim aydın, bilgili yetişmiş milyonlarca gencimiz var. Doğal bir çekim merkeziyiz. Şirketlerimiz çevre ülkelerde uzun yıllardır büyük başarılara imza atmıştır. O halde paylaşamadığımız nedir? Bu koca coğrafyada din, mezhep, milliyet savaşlarıyla despotluk ve kibir mi öğretecek? Yoksa laik demokratik büyük bir birlik içinde el ele mi vereceğiz. Barış mı savaş mı kazanacak? Kardeşlik mi düşmanlık mı kazanacak? Birlik mi ayrışma mı kazanacak? Ben birlikten yanayım. Cumhurbaşkanı olduğumda Türk milletinin yüce menfaatlerini en üstte tutarak milletimizin birliğini sağlayacağım. Hem İslam dünyasında, hem Batı’da bütün dünyada örnek bir ülke olmak için çalışmalıyız. Diyorum ki; birlik ekmek için verin elinizi!” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde devletin yardımımın bulunmadığını ifade eden İhsanoğlu, “Türkiye önemli bir seçim yapacak ama bizim elimizde bu masrafları karşılayacak imkanlar yok. Bir rakibimiz hem iktidar olmanın getirdiği avantajla, hem de bizzat başbakanlığın imkanlarıyla bolluk içinde bir kampanya yapabilecek.” dedi.

İhsanoğlu, bazı medya kuruluşlarında hakkında çıkan görüşleri de şöyle eleştirdi: “Bazı kanallarda ‘aman Ekmel Beyi aciz gösterin. Dili sürçer ve bir hata yaparsa bunu abartın. İyi bir söz söylerse onu görmemezlikten gelin’ gibi bilgiler dolaşmaktadır. Gizlisi saklısı yok, olup bitenler gözümüzün önünde oluyor. İftiranın bini bir para.”

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, adaletten hiç kimsenin üstün olmadığını söyledi. İhsanoğlu, “Suçu ispatlanmadıkça hiç kimse suçlu değildir.” dedi.

Çırağın Sarayı’nda başlatılan kampanya tanıtım toplantısında konuşan İhsanoğlu, hukuk vurgusu yaptı. Hükümleri hukukun vermesi gerektiğini dile getiren İhsanoğlu, “Hukuka herkes güvensin. Hiç kimse adaletten daha üstün değildir. Suçu ispatlanmadıkça hiç kimse suçlu değildir. Adalete saygılı muhalefete saygılı farklı görüşlere sahip olanlara saygılı olmak için bu tarlaya saygı ekmemiz gerekecek. Saygı ekmek için verin elinizi. Ekeceğimiz bir diğer tohum da dirliktir. Dirlik bir insanın sağlığı huzuru ve güveni demektir.” diye konuştu.

“HÜRRİYET HAVASINI KESERSENİZ O ÜLKE NEFESSİZ KALIR”
Türkiye’de birçok insanın borçlu olduğuna dikkat çeken İhsanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hem devlet borçlu hem millet borçlu. Zenginin borcu olabilir ama çocuklarının eğitimi aksamaz. Ya fakirin borcu. Türkiye’de fakir çok. Türkiye’nin büyük bir bölümü ödenemez şekilde kredi kartı borcu içinde. Vatandaşlar borç ödemek için yeme içmeden oluyor. Nereye gitsem duyduğum tek şey faizli borçluluk halidir. Cumhurbaşkanlığının icra yetkisi yoktur ama icra ile el ele vererek çağrı yaparak yetkisini ve pozisyonunu kullanarak yol gösterir. Cumhurbaşkanı yol yapmaz ama yol gösterir. Büyük kararlar büyük mutabakatlarla verilir. Türkiye’nin en yoksul kesimini bir basamak yukarı çıkarmak çok büyük bir siyasi mutabakat meselesidir. Zordur ama imkansız değildir. Eğer AK Parti’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi, HDP’lisi el ele verirse bu devasa sosyal yaraya çözüm bulabiliriz. Bunun için herkesin elini taşın altına koyması gerekir. Dünyada hürriyet olmadan zenginliğe ulaşan hiçbir ülke yoktur. Hür düşünce toplumdaki zenginliğin baş şartıdır. Hür düşünce olmazsa Amerika’nın akıllı telefonuna Güney Kore rakip olamazdı. Demokratik bir ülkenin sunduğu bir hava gibidir hürriyet. Hürriyet olmazsa demokrasi olmaz. Bu hürriyet havasını keserseniz o ülke nefessiz kalır.”

“GENÇLER KAHVELERDE ÖMÜR TÜKETİYOR”
İhsanoğlu, şöyle devam etti: “Bunca gencimiz var, gençler kahve köşelerinde ömür tüketiyorlar. Dünyanın gittiği yer ilimdir, fendir, patenttir. Üreten insanın korunmasıdır. Bunlara dikkat etmezsek rakiplerimize göre iyi olur muyuz, esas soru bu. Biz bugüne kadar bir tek Nobel ödülü kazandık. O da romancımız Orhan Pamuk’un sayesinde. Ama biz bilimde fizikte, kimyada Nobel kazanmadık. Yarışa bizden sonra kalkan ülkeler bunu elde ettiler.”

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin, seçimin adil olmadığını ve takvimim yetersiz olduğunu belirtti. Devletin yapmamasını eleştiren İhsanoğlu, “Bir de diyoruz ki devlet para vermesin. Peki birileri devletin imkanlarından yaralanıyor. Öbür iki aday, varsa fazla aday neden yaralanmasın. Bugün gazetelerde gördüm TRT Başbakana 553 dakika bu adaya ve Selahattin Beyede 3 beş 5 dakika ayırmış. Ama bakınız bu milletin gözünden kaçmıyor. Bizde inşallah Allahın izniyle milletin desteğiyle bu seçimi kazanacağız.” dedi.

Çırağın Sarayı’nda başlatılan kampanya tanıtım toplantısında konuşan İhsanoğlu, 2 ay gibi kısa sürede yapılacak seçimin adil olmadığından yakındı. Basın mensuplarının sorularını cevaplayan İhsanoğlu, dış politikayla ilgi soruya, “Bugün pilotlarımız rehin alınıyorsa, diplomatlarımız rehin alınıyorsa, TIR şoförlerimiz rehin alınıyorsa ve içerde dışarda bir hedef oluyorsanız komşularınızla herhalde bir sıkıntı vardır. Birkaç ülkede büyükelçiniz yoksa ve eski ticaret yollarınız kapatılmışsa herhalde burda bir sıkıntı vardır. Gerçekten bunu gidermenin zamanının geldiğine inanıyorum. Aksi takdirde bizim dünyadaki yalnızlığımız daha da aratacak ve ekonomik imkanlarımız zorlanacaktır.” dedi.

Cumhurbaşkanlığı yarışının adil olmadığını belirten İhsanoğlu şunlarının ifade etti: “Dünyanın hiç bir yerinde seçim 2 ay gibi kısa bir zamanda yapılmaz. ABD’de bile 2 yıl sürer biz 2 aya indiriyoruz. Tuhaf bir durum. Bir de diyoruz ki devlet para vermesin. Peki birileri devletin imkanlarından yaralanıyor. Öbür iki aday, varsa fazla aday neden yaralanmasın. 2 ayda siz evi taşırsınız, büyük imkanlarınız varsa 2 ayda taşınırsınız. Ama bir cumhurbaşkanı 2 ayda seçilir mi. Demek ki öyle hesaplanmış öyle düşünülmüş. Bugün gazetelerde gördüm TRT Başbakana 553 dakika bu adaya ve Selahattin Beyede 3 beş 5 dakika ayırmış. Ama bakınız bu milletin gözünden kaçmıyor. Birinci sırada oturanlar hatırlar 2. sırada oturanların bir kısmı hatırlar. 3. ve 4. sırada oturanlar hiç hatırlamazlar. 80’li yıllarda tam 30 sene önce o devrin muktedirleri apoletlileri olanlar oturdular masa başında siyasi rejim kurdular. Dediler ki Turgut Sunalp paşayı sağ partinin lideri yapalım. Bizim şu başbakanlık müsteşarı Necdet Beyide iyi adamdır onuda sol partinin başkanı yapalım böylece İngiltere’deki gibi muhafazakar işçi parti dengesi kurulur falan böyle yürütürüz memleketi, idare ederiz. Bir bürokrat rahmetli Turgut Özal çıktı buna meydan okudu ve o seçimi milletin desteğiyle kazandı. Bizde inşallah Allahın izniyle milletin desteğiyle bu seçimi kazanacağız.”

Cumhurbaşkanı adayı Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanının mevcut anayasaya göre seçileceğini söyledi. İhsanoğlu, “Şimdi siz anayasanın 104. Maddesine göre seçiliyorsunuz, yukarı çıkıp ‘ben bunu beğenmedim’ diyorsunuz. Böyle bir şey olamaz. Kimse bunu yapamaz, bu anayasa ihlalidir.” dedi.

Çırağan Sarayı’nda seçim bildirgesini açıklayan Ekmeleddin İhsanğlu, gazetecilerin sorularını cevapladı. İhsanoğlu, Gazeteci Aslı Aydıntaşbaş’ın, “Cumhurbaşkanı seçilmeniz halinde mevcut hükümetle nasıl bir ilişkiniz olacak? Çünkü Çankaya’ya çıkmanız halinde Tayyip Erdoğan hükümetiyle çalışacaksınız. Aklınızda nasıl bir devlet tasarrufu var?” sorusuna, “Türkiye 90 senelik bir devlet. Arkasında bin senelik bir mazi var. Biz devleti ilk defa idare edecek değiliz. Bu milletin her ferdinin bir tarihi müktesebatı vardır. Ben 100 devleti gezdim. 62 defa devri alem yaptım. Çok sayıda ülkenin devlet başkanları, cumhurbaşkanları ve bakanlarıyla görüştüm. Bir tek bu işleri yapan dünyada biz değiliz. Bu sistemi biz icat etmedik. Parlamenter sistemi biz cumhuriyetle değil, saltanat devrinde kabul ettik. İkinci meşrutiyetle birlikte kabul ettik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk cumhuriyeti kuruyor, yetkiyi başvekile devrediyor. O günden bugüne bu memleket böyle gidiyor. Bu görevler anayasada yer alıyor ve bizim teamüllerimiz var. Bir siyasetçi ‘ben bu sistemi beğenmiyorum, başkanlık rejimi daha iyidir’ diyebilir. Gayet tabi bunun tartışılması lazım. Ama bunun Meclis’te kabul edilmesi, ona göre anayasanın değiştirilmesi lazım. Şimdi siz anayasanın 104. Maddesine göre seçiliyorsunuz, yukarı çıkıp ‘ben beğenmedim bunu’ diyorsunuz. Böyle bir şey olamaz. Kimse bunu yapamaz, bu anayasa ihlalidir.” cevabını verdi.

ABD’deki başkanlık sistemiyle ilgili bilgi veren İhsanoğlu, “Amerikan sistemiyle bizim ülkemizin ilgisi yok. Orada değişik devletler birleşiyor, her devletin kendine göre kongresi var, temsilciler meclisi var devlet başkanı yetkisine sahip eyalet valisi var. Bunlara göre bürokrasisi, kanunları var. Her eyaletin kanunu farklı. Bu devletler bir araya gelip federal yapı oluşturdular ve başına başkan koydular. Bizim böyle bir durumumuz yok ki. Biz üniter bir devletiz, tek bir devletiz. Biz bu devleti korumak mecburiyetindeyiz. Güçlü bir yetki iktidardadır. Cumhurbaşkanının icra yetkisi var mıdır? Ben seçildikten sonra Meclis bu anayasayı değiştirirse cumhurbaşkanı onaylanan anayasayı uygulamak mecburiyetindedir. Cumhurbaşkanı mevcut anayasaya göre seçilecektir ve anayasadaki yetki ve görevleri yerine getirmekle mükelleftir. Andını ona göre içecektir.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, çözüm sürecine ilişkin yaptığı değerlendirmede, silahların terk edilmesi ve ateşkesin sürdürülmesi gerektiğini söyledi.

Çırağan Sarayı’nda yaptığı tanıtım toplantısında konuşan İhsanoğlu, Kürt sorunu hakkında düşüncelerini açıkladı. Kürt meselesinin en hassas ve en mühim meselelerden biri olduğunu belirten İhsanoğlu, “Barış elbette barış, savaş elbette hayır. Barışla bu işi halletme yollarını bulmamız lazım. Bu barışı sağlamak için çok önemli tecrübelerimiz var. Biz bu topraklarda bin senedir beraber yaşıyoruz. Dil farkı var. Dile karşı da ülkemiz hata yapmıştır. Biz her şeyi sopa ile halletmeye alışmış bir mirastan geliyoruz maalesef. O sopayı kullanarak temel insan haklarını yok etmek, susturmak insanların ana dilini konuşmamalarını sağlamak kabul edilmez bir şey. Ben Türk baba ve annenin evladı olarak yabancı bir ülkede doğdum. İnsanın ana dili temel hakkıdır. Siz ana dilinizi konuşamıyorsanız vatanınızda yaşamıyorsunuz demektir. Vatanınızda yabancısınız. Bu çok büyük haksızlık oldu. Bu haksızlığın giderilmesi şarttır.” ifadelerini kullandı.

Yeni anayasa vurgusu yapan İhsanoğlu şöyle devam etti: “İnsan hak ve hürriyetlerinin en kamil şekilde icra edilmesi anayasaya konulması kanunların geliştirilmesi hedef aldığımız Avrupa Birliği normlarını getirmektir. Bu gibi problemi olan tek ülke dünyada biz değiliz. Başka ülkelerin tecrübelerinden yararlanmamız lazım. Bunları yaparken bunu muhakkak Meclis’e götürmelisiniz. Parlamentonun bunu kabul etmesi lazım. Ülkede bir konsensüs milli mutabakatın olması lazım. Bu mutabakatı sağlamadığınız takdirde bu barış aksak bir barış olur. Doğuracağı sıkıntılar getireceği menfaatlerden daha büyük olur. Silahların terk etmesi lazım. Ateşkesin devam etmesi lazım. İnsanların hürriyet içinde huzur içinde yaşamaları lazım. Bunu yaparken elbette ülkenin toprak bütünlüğünü siyasal rejimin zedelenmemesi lazım. Anayasal sisteminin korunması lazım.”